Geri Dön

Descartes'ın bilgi kuramı

The epistemology of Descartes

  1. Tez No: 204337
  2. Yazar: EBRU AKTEL
  3. Danışmanlar: PROF.DR. AFŞAR TİMUÇİN
  4. Tez Türü: Yüksek Lisans
  5. Konular: Felsefe, Philosophy
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2006
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Kocaeli Üniversitesi
  10. Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Felsefe Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 86

Özet

3ÖZETDescartes'çı bilgi kuramının temeli kuşkudur. Her şey kuşkudan yolaçıkarak kanıtlar kendini. Kuşkusuzluğun olmadığı yerde bilgi de yoktur.Aristoteles'in deneyin bilgisinden, sanatın bilgisine sonra da en üst bilgiolan felsefenin bilgisine yükselen sıradüzenli bilgi anlayışını eleştirir filozof.Birbirinden daha yüksek bilgi alanları yoktur onun için. Onun felsefesi birkarmaşa alanı olarak gördüğü eski felsefeye özellikle felsefeyi yinelemeleriçine hapsetmiş Skolastik felsefeye tepkidir. Felsefe alanındaki bugelişigüzelliğe karşı o kesinliğe ulaşma çabasında olacaktır. Bu yüzdenherkesin hemfikir olacağı kesinliği arar. Gelişigüzellikten kurtuluş ancak,bilginin alanına yöntemli yönelişle olur. Bu yüzden Descartes'ın bilgikuramının dayandığı ayaklardan biri kuşkuysa öbürü yöntemdir diyebiliriz.Descartes usun insanlar arasında eşit paylaştırıldığı ama herkesin bu yetiyietkin kullanmadığı düşüncesindedir. Us her şeyi tüm boyutlarıylabilebilecek sihirli bir güç olmadığına göre yöntem zorunludur. Descartes'ınyöntem anlayışı her şeyi en baştan belirleyen bir buyurganlığı değil, usuetkin ve tutumlu kullanmayı önerir. Her çalışmanın belli kalıplar içinesokulabileceği gibi bir gerçekdışılığa düşmez, yöntemli olmanın evrenselkurallarını ortaya koyar.Descartes bilgi kuramına kuşkuyla başlar demiştik. Kendi varlığı dahilher şeyden kuşkulanan filozof sonunda aradığı kesinliğe ulaşır: düşünen,kuşkulanan bir töz olduğuna. Kuşku kumu atıp kile ulaşmasını sağlamıştır.`Ben' in varlığına ulaştıktan sonra Descartes'ın bilgi kuramı özneden yolaçıkarak Tanrı'nın ve şeyler dünyasının varlığını kabul edecektir. Bilgikuramını `ben'e dayandırmak yeni düşüncenin bilgiye yönelişindekideğişimin bir göstergesi, gelişmeye başlayan bireyci anlayışın felsefedekiyansımasıdır. Evrensel kuşkuyla kile ulaşmanın bir anlamı da bilgiyimuğlaklaştıran karmaşık düşüncelerden kurtulup basiti temelekoymaktır. Descartes Aristoteles'ten miras kalan soyutun, kendiniherkese kolayca sunmayanın gerçek bilgi olduğu düşüncesine karşıdır.Bilgi bundan sonra belli bir grubun malı olmayacaktır. Bu anlamdaokumuşların zihnini okumamışlardan daha karmaşık olduğunu düşünürfilozof. Bu basite dayanış yeni düşüncenin yapısını sezdiren bir diğer4gelişmedir. Bilgi sınıflar arası ayrım gözetmeyen us sayesinde, verilenyetiyi iyi kullanabilen herkesin ulaşabileceği bir konuma getirilmiştir.Descartes'da bilgiye ulaşmanın üç yolu vardır: sezgi, tümdengelim vetümevarım. Sezgiyle elde edilen bilgi birdenbire oluşan, kendini doğrudansunan bilgidir. İnsanın kendini düşünsel bir töz olarak bilişi sezgisel birbilgidir. Sezgi daha basite götürmenin olası olmadığı açık ve seçik bilgidirve bu özelliğiyle öbür bilgilerimizin kaynağını oluşturur. Sezgiden sonrafilozofun en çok önem verdiği bilgi elde etme yolu tümdengelimdir, diğer birdeyişle çıkarıştır. Tümdengelimle bildiğimiz de kuşkusuzdur ama sezgidenfarklı olarak ona bir seferde ulaşılmaz. Şeyler arasındaki ilişkileri araştırıpbağlantılar kurarak gidimli düşünce yoluyla ulaşmak gerekir. Tümdengelimebaşvurmak ussallığımızın zorunlu bir koşuludur. Çünkü her şeyi sezgininçabukluğunda bilemeyiz. Sezgi basit ve temel olanı tümdengelim karmaşıkolanı ama araştırma sonucu kendisini kesin olarak bize sunanı bilmemizisağlar. Descartes son olarak tümevarım(sayma) üzerinde durur amatümevarım onda farklı bir anlam kazanır. Descartes'ta tümevarım şeylerarasındaki ilişkileri araştırdığımız uzun düşünme süreçlerinde belleğimizinzayıflığı nedeniyle düşebileceğimiz yanlışlardan kaçınma yoludur.İncelediğimiz konulara geri dönüp bağlantıları kontrol etmek, yanlışyapmamak için tekrarlarla belleği sürekli diri tutmak anlamına gelir.Filozof bilgi biçimlerini üçe ayırdığı gibi zihnin işlevlerini de anlık,duyum ve imgelem olmak üzere üçe ayırır. Sezgisel ve tümdengelimselbilgilerimiz doğuştandırlar ve anlıkta bulunurlar. Sezgi ve tümdengelimanlığın işidir. Anlık aslında tek başına gerçeği kavrayabilir ama şeylerdünyasına açılırken duyumdan edindiğimiz fikirlere yönelir. Üçüncü türfikirlerimiz ise imgelemsel olanlardır. Doğuştan olmayan, edinilmiş veimgelemsel fikirler bizi yanıltabilir, bu yüzden anlık tarafından düzeltilirler.Son karar yeri anlığımızdır. Descartes bu düşüncesiyle usa ağırlık verenama şeyler dünyasını da hiçe saymayan bir tutum alır. Somuttankopmayarak usçuluğunu dengelemeye çalışır. Ama onun şeyler dünyasınayönelişi her zaman çekinik bir yöneliş olacaktır. Çünkü filozof edindiğimizfikirlerin bizi yanıltabildiği görüşündedir. Bu durumda Aristoteles'teki,nesnelliği olduğu gibi bilebildiğimiz görüşü ortadan kalkar. Bilgimizgörecelidir. Özne kendi bilme koşullarına göre gerçekliğe ulaşabilir.Böylece insan her şeyi bilebildiğine dair temelsiz inancından uzaklaşmış,5kendi koşullarını daha gerçekçi bir biçimde değerlendirmiş olur. Bununyanında, Descartes'taki görecelik kavramı onun öznelci bir filozof olduğunugöstermez. O her zaman genel ve kesin olana ulaşmaya çalışmıştır.Şeyler dünyasında bulamadığı kesinliğe deneyin sunduğunu usladüzelterek ulaşmaya çalışır.

Özet (Çeviri)

6ABSTRACTThe fundation of the epistemology of Descartes is doubt. Everything isproved itself through doubt. As long as we do not know something withoutdoubt, we could not talk about knowledge. Descartes critisizes Aristoteles?hierarchical epistemology which begins with the knowledge ofexperimentations and rises up to the highest knowledge: the knowledge ofphilosophy. According to Descartes, there is no knowledge which is higherthan the other. His philosophy is a reaction to the old philosophy whichDescartes sees it as an area of complexity and it is especially a reaction toscolastic philosophy. He thinks that scolastizm has limited philosphy torepetitions. Despite the complexity in the area of philosophy, he tries toreach clearness and exactness. This would be possible if only we have amethod. That?s why, it could be said that the principles of Descartes?epistemology are both doubt and method. He thinks that reason is sharedequally among people. However, everone could not use it effectively. Sincereason is not a magical power that could know the reality totally, method isa necessity. Descartes? method does not determinate everything from thebegining, it proposes to use our reason effectively and economically. Hismethod is not unlogical and it does not try to determinate every individualstudy. It just exposes the universal rules of being methodical.We have said that Descartes begins his epistemology with doubt. Hedoubts everything including his own being. However, he reaches theexactness that he is looking for in the end. He is sure when he says that heis a substance who thinks and doubts. After being sure about his self-being,he proves the reality of God and matter. His epistemology endures this self-being; in other terms, subject. This point of view is new and it is one of theindicators of the changes of new way of thinking. It is the reflection ofuprising individualizm in philosophy. In addition, it is far from complicatedthoughts and sets up from the simple and clear. Descartes rejects theAristoteles? point of view which says that the real knowledge is abstract andit could not be reached with easy. From now on, knowledge is notsomething that reachable only in certain parts of communitiy. In this sense,the philosopher thinks that educated people may have more complicatedminds than non-educated ones. Begining with simple and clear is anotherchange which reflects the new way of thinking. Because of the reason which7is shared equally among people from every class, knowledge is reachablefor anyone who could use this faculty effectively.There are three ways to reach knowledge in Descartes? philosphy:Intuition, deduction and induction. Intuitional knowledge is sudden andexposes itself directly. Knowing self-being as a thinking subject is anintuitional knowledge. Intuitional knowledge is so clear and distinct that isnot possible to make it more simple. Due to this, it is the fundation of otherkinds of knowledge. Deduction is the second way of reaching knowledgebesides intuition. Deductional knowledge is also doubtless but it differsfrom intuitional knowledge in not reaching it directly. It needs to search therelations of things and it needs to make connections among them. On theother hand, deduction is the necessity of our mind. Since, we could notknow everything with intuition. Intuition gives us the basic and simple.Nevertheless, we know the complex one through deduction. Despite thatdeduction is not sudden, it gives us the exactness in the end of ourresearch. Finally, Descartes points to induction. However, he gives adifferent meaning to it. Induction is a way of escaping from mistakes whichcould be done in the long processes of thinking when we search therelations among things. Induction is to revive the memory with revisionsand to go through the previous parts of our research to control the process.Similar with determining the types of knowledge, the philosopher statesthree ways of functions of intellect: Understanding, experiment andimagination. Intuitional and deductional knowledge are innate. They are inunderstanding. In fact, understanding alone could reach the reality.However, it needs help of experimental ideas when we perceive the worldof matter. The third kind of ideas are imaginational ones. The experimentaland imaginational ideas could mislead us. Due to this, it is corrected byunderstanding. It is our understanding which gives the last decision. Inconclusion, we could say that Descartes gives priority to reason but on theother hand, he never lays aside from the world of matter. He is not far fromconcrete world. By doing this, he tries to balance his rationalism. Despitethis, he is always in reluctance about the world outside. Since, thephilosopher thinks that the experimental world could mislead us. It meansthat we know the reality according to our conditions . In other terms, ourknowledge is relative. In this sense, in Descartes? philosophy we could not8say that we know the reality exactly as it is to be in Aristoteles?philosphy. With this major change of thinking, we could see our conditionsmore rationally and we could be far from the mistaken belief of knowingeverything totally. On contrast to that, the concept of relativity does notmean that Descartes is a subjectivist. He always tries to reach the exactand general one by correcting the mistakes that come from experiment withreason.

Benzer Tezler

  1. Descartes'ın bilgi kuramı

    Descartes's epistemology

    MERİÇ PEHLİVAN

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2007

    FelsefeMuğla Üniversitesi

    Felsefe Ana Bilim Dalı

    DOÇ.DR. ŞAHABETTİN YALÇIN

  2. The Scope and problems of cartesian epistemology

    Kartezyen bilgi kuramının kapsamı ve sorunları

    ŞEREF HALİL TURAN

    Doktora

    İngilizce

    İngilizce

    1999

    FelsefeOrta Doğu Teknik Üniversitesi

    Felsefe Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. TEO GRÜNBERG

    PROF. DR. AHMET İNAM

  3. Descartes, Spinoza, Leibniz: Töz anlayışları üzerine bir inceleme

    Descartes, Spinoza, Leibniz: An investigation on their understanding of substance

    EDA HAYRİOĞULLARI

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2024

    FelsefeAydın Adnan Menderes Üniversitesi

    Felsefe Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. YAVUZ KILIÇ

  4. Gazali ve David Hume'un şüphecilik anlayışlarının karşılaştırılması

    A Comparision between Ghazali's and David Hume's skepticism

    ALİ TAŞKIN

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2002

    FelsefeAnkara Üniversitesi

    Felsefe ve Din Bilimleri Ana Bilim Dalı

    PROF.DR. MURTAZA KORLAELÇİ

  5. Bodily experience and spatial thinking in architectural design process

    Mimari tasarım sürecinde bedensel deneyim ve uzamsal düşünme

    SEMA ALAÇAM

    Doktora

    İngilizce

    İngilizce

    2014

    Mimarlıkİstanbul Teknik Üniversitesi

    Bilişim Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. GÜLEN ÇAĞDAŞ