Geri Dön

Eşlerin hukuksal işlemleri

The legal transactions of spouses

  1. Tez No: 208290
  2. Yazar: ŞAFAK PARLAK
  3. Danışmanlar: PROF.DR. AHMET KILIÇOĞLU
  4. Tez Türü: Yüksek Lisans
  5. Konular: Hukuk, Law
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2007
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Ankara Üniversitesi
  10. Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Özel Hukuk Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Medeni Hukuk Bilim Dalı
  13. Sayfa Sayısı: 239

Özet

1 Ocak 2002 tarihinde yürürlüge giren 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nda özellikle aile hukuku alanında önemli degisikliklere yer verilmistir.Gerek anayasal düzenlemeler, gerek basta CEDAW olmak üzere taraf oldugumuz uluslararası sözlesmeler karsısında iç hukukumuzda kadın erkek esitliginin saglanması geregi, dogal olarak bu yöndeki düzenlemelerin aile hukuku alanında yer alması sonucunu beraberinde getirmistir. TMK. eslerin birbirleriyle veya üçüncü kisilerle olan hukuksal islemlerinde sözlesme özgürlügü ilkesini kabul etmistir.lkenin özünde, günümüzde kadınların da erkekler kadar kendi haklarını ve ekonomik geleceklerini düsünerek hareket edebildikleri kabul edilerek, sırf evlenmis olmaları nedeniyle insanları hukuksal islemleri bakımından sınırlamalara tabi tutmamak gerektigi düsüncesi yatar. TMK md.193'de eslerden her birinin kendi malvarlıgı üzerinde serbestçe tasarruf edebilecegi, her türlü hukuksal islemi kendi iradesiyle gerçeklestirebilecegi düzenlenmistir. Esas olan eslerin hukuksal islem özgürlügü olmakla beraber ?kanunda? bu özgürlüge sınırlama getiren düzenlemeler olabilecegi anlasılmaktadır. Bu anlamda Anayasamızın 48.maddesinde ifade edilen sözlesme özgürlügü ve 13.maddesinde öngörülen temel hak ve özgürlüklerin ancak kanunla sınırlanabilecegi ilkesi geregince kanun dısındaki bir düzenleme ile sınırlama getirilmesi mümkün olmayacaktır. Yasakoyucu eslerden birinin yapacagı islemi digerinin rızasına baglı kılarak eslerin birlikte karar vermelerini zorunlu kılan islem kategorilerine yer vermistir. Bu düzenlemelerle amaçlanan evlilik birligini ve esleri birbirlerine karsı korumaktır. Eslerin birlikte karar vermelerini zorunlu kılan islem kategorileri arasında uygulamada en çok karsımıza çıkan ?Aile Konutu? üzerindeki hukuksal islemlerdir. Aile konutu kısaca eslerin aile yasamlarının merkezi durumuna getirdikleri, konut olarak kullanılmaya elverisli tasınır veya tasınmaz yerlerdir. Evlilikte sorunlar basgösterdiginde, o zamana kadar hak sahipliginin kime ait oldugu önemsenmeyen malvarlıkları üzerinde tartısmalar çıkar.ste böyle zamanlarda telafisi güç olası magduriyetleri bertaraf etmek üzere koruyucu düzenlemelere yer verme geregi duyulmustur.Barınma hakkını koruma amacı esas alınarak aile konutuna iliskin islemlerde eslere kural olarak ortak karar alma yükümlülügü getirilmistir.Bu anlamda aile konutunun fiilen kullanılmasına engel teskil edebilecek veya kullanımını zorlastıracak islemlerin diger esin rızasına baglanması amaçlanmıstır. Aile konutu üzerinde hak sahibi olan es bu hakkına dayanarak aile konutunu kaybetme tehlikesi doguran islemleri diger esin rızası olmaksızın geçerli sekilde yapamayacaktır. Bu islemler 194.md'de genel olarak kira sözlesmesinin feshi, mülkiyeti devri ve aile konutu üzerindeki hakları sınırlayan diger hukuksal islemler olarak belirtilmistir.Hükmün koruma amacı gözönünde tutulursa, konutun islevini yerine getirmesini engelleyecek nitelikteki baska islemlerin de hükmün kapsamında degerlendirilmesi yerinde olmustur. Diger esin isleme rızasının aranıp aranmayacagını somut olayın niteligine göre tespit etmek gerekir. Hak sahibi esin aile konutuna iliskin hukuksal isleminin borçlandırıcı islem safhasında diger esin rızasına tabi olup olmadıgına iliskin gerek sviçre gerekse Türk ögretisinde farklı görüsler mevcuttur. Biz diger esin rızası gerekliliginin tasarruf yetkisine getirilen bir sınırlama oldugu düsüncesini paylastıgımız için, tasarruf islemleri için diger esin rızası gerekmekle birlikte, borçlandırıcı islemleri yaparken böyle bir zorunlulugun olmadıgı düsüncesindeyiz. Bu anlamda esinin rızasını almadan aile konutu üzerinde islem yapmaya kalkan esin önü tasarruf asamasında tıkanacak, diger tarafın muhtemel zararını gidermek zorunda kalabilecektir. Diger esin rızasına iliskin sınırlamanın niteligi ögretide farklı görüsleri beraberinde getirmistir. Bizim paylastıgımız görüs, TMK md. 194 de yer alan sınırlamanın bir tasarruf yetkisi sınırlaması oldugu yönündedir.TMK'nın evliligin genel hükümlerine iliskin düzenlemeleri bir bütün olarak gözönüne alındıgında bu düsünce agır basmaktadır. TMK'nın 223/II fıkrası ile evlilik birligindeki özel durum dikkate alınmak ve eslerin menfaatleri gözetilmek suretiyle eslerin paylı mülkiyetindeki mallara iliskin tasarruf islemleri için, her bir esin payı üzerindeki tasarrufları diger esin rızasına baglı kılınmak suretiyle özel bir hüküm kabul edilmistir.Bu düzenleme ile eslerin çogunlukla birlikte begenip karar vererek, ortak kazançlarıyla edindikleri paylı mülkiyet konusu bir malda bir esin digerine sormaksızın payını baskasına devrederek aile birligine zarar vermesi ve diger esi belki de hiç istemedigi 3.bir kisiyle paydas haline getirmesi önlenmek istenmistir. EMKR.de 229.madde hükmü ile ise, bir esin digerinin katılma alacagına zarar verici hukuksal islemler yapmasının önüne geçilmek istenmistir. Bu anlamda eslerden birinin mal rejiminin sona ermesinden önceki bir yıl içinde diger esin rızası olmadan olagan hediyeler dısında yaptıgı karsılıksız kazandırmaların tasfiyede aktif olarak hesaba katılacagı belirtilmistir. Bu düzenlemede öbür esin rızasına baglanmıs diger hukuksal islemlerden farklı olarak, rızanın alınmamıs olması hali islemi geçersiz kılmamaktadır; rızanın alınmamıs olması rızaya yetkili esin karsılıksız kazandırma konusu degerde alacak hakkına yol açar. Velayetle ilgili düzenlemelerde eslerden birinin 3.kisilerle çocuklarını temsilen gerçeklestirdigi islemlere digerinin rızası bakımından, uygulamada islem güvenligi açısından rahatlama yaratacak isabetli bir düzenleme getirmis, bu islemlerde diger esin rızasının varlıgına iliskin bir karineye yer verilmistir. Velayetin kullanılmasında eslerin birlikte (342/ I) hareket etmesinden anlasılması gereken isleme anne ve babanın mutlaka eszamanlı katılması ve islemi birlikte gerçeklestirmesi degildir.TMK.md.342/II de belirtildigi üzere, ana babadan herbiri esinin açık-örtülü rızası çerçevesinde hareket ederek islemi gerçeklestirebilecektir. Evlat edinmeyle ilgili düzenlemelerde evli bir kisinin ancak esinin rızasıyla evlat edinebilecegi belirtilmistir. Evlat edinme iliskisi evlatlıgın esi ile evlat edinen arasında soybagı iliskisi kurmasa da, yasakoyucu evlat edinilenin esinin ve evlilik birliginin bu durumdan etkilenecegini öngörerek bu iliskinin kurulmasında esin rızasını aramıstır. ÖR: evlat edinilenin evlat edinme esnasında evlat edinenin soyadını almayı tercih etmesi halinde, esin ve çocukların da soyadı degisebilecek veya es evlat edinenle aynı evi paylasmak zorunda kalabilecektir. Son olarak 199.md ile eslerden birinin hukuksal islemlerine yönelik ?yargı kararıyla? sınırlama getiren bir düzenleme öngörülmektedir. Diger düzenlemelerden farklı olarak, burada talep üzerine ve yargı kararıyla etkinlik kazanabilen bir sınırlama öngörülmektedir.Hükümle esas olarak ailenin ekonomik varlıgının eslerden biri tarafından tüketilmesinin önüne geçme, eslerin özellikle birligin giderlerine iliskin borçlarını yerine getirmelerini saglama, bosanma sürecinde sırf diger ese nafaka/ tazminat ödememek için yapılacak muhtemel muvazaalı temlikleri engelleme amacı güdülmektedir. Eslerden birinin malvarlıgını düsüncesizce tüketmesi, mevcut isletmelerin gerekçesiz kapatılması, eldeki malvarlıgı degerlerinin düsük bedelle devredilmesi gibi haller hakimden bu yönde talepte bulunmayı gerektirir. 199.maddedeki sınırlama, aile konutuna iliskin 194.md.den farklı olarak tasarruf yetkisinin sınırlanmasına yönelik bir ?mahkeme kararı?ile gerçeklesmektedir.TMK.199/II torba hükmü ile ise, bu kararla birlikte alınabilecek ek önlemler konusunda hakime takdir hakkı tanınmıstır. Eslerin hak ve yükümlükleriyle hukuksal islemlerine getirilen bu sınırlamalarla bir taraftan eslerin esitligi ilkesi getirilmeye çalısılırken; diger taraftan evlilik birliginin ve aile olgusunun korunması amaçlanmıs; bu iki amaç arasında denge saglamaya çalısılmıstır.

Özet (Çeviri)

In the new Civil Code, which is put into effect in the beginning of 2002, some special amendments in the family law have been made. The basis of these amendments is the ?principle of equality between man and woman? which is accepted in constitutional regulations and by international contracts. The Turkish Civil Code accepted the principle of freedom of contract for the acts between spouses or between one of the spouses and a third party. Today women can also act with the thought of their economical future.So the law must not district people about their legal acts and transactions just because they get married. In the Article 193 of Civil Code it is stated that each of the spouses can act freely on their own property values. The general principle is the freedom of contract, but the limitation of this principle by law is also possible in defined situations. Thus according to the article 48 and 13 of the Turkish Constitution, it is not possible to bring limitations except statutes. The lawmaker placed some act categories that makes spouses decide together by binding acts of one of the spouses to the decision of the other.The purpose is to protect the marriage life and the spouses against each other. In these act categories the one that we mostly faced with is the legal transactions related with the family home. Famiily home is the dwelling house which the spouses stated as the centre of the family life. When problems in marriage appear, discussions about property values also occur. Especially for these special situations the lawmaker needs to determine some rules in order to get rid of probable unjustices. Around the scope of protection of shelter right of family members, kinds of acts that bring difficulty to the use of family home are possible with the common decision of spouses. The spouse who is the owner of the right on family home can not make acts which can cause losing of rights on the home without the consent of the other spouse. These types of acts are stated generally in the Article 194 of the new Civil Code, but certainly it is apropriate to make a appreciation due to the concrete situation. There are different points of view in Swiss and Turkish doctrine about the subject whether the validity of the act of the rightful spouse is binding to the other spouse in the ?act of promise?. We think that the consent of the other spouse to the acts is a restriction to the dispose competency of the spouse who has right on the family home. Therefore we share the opinion that the consent of the other spouse is not obligatory in the ?act of promise?.The spouse, who tries to make transactions without the consent of the other, will have difficulty in the period of ?act of disposal? and probably face with the demand of the compensation of the third party. When we consider the general provisions of marriage in Civil Code together, it is appropriate that the restriction in Art.194 is a dispose competency. As another restriction, the Art. 223/II states that the disposes of one spouse on his share is also binding to the consent of the other for the property values in the coownership of the spouses. The lawmaker wants to prevent probable damages in marriage and the other spouse not to be shareholder with a third he has not known. In the regime of the participation to the acquired property ( Art.229 ), the lawmaker wanted to prevent the rightful spouse to act in a way that can cause to the damage of the other one about the adhesion credit.Differently from the other restriction provisions, the consent of the other spouse is not effective on the validity of the act but it causes right of credit. In the provisions related with parental authority , a right provision about the representation of children is brought. Now there is a presumption about the consent of the other spouse for the acts related with the representation of children. As it is stated in Article 342/II, while using parental authority one of the spouses can act as if the consent of the other spouse to the act also exists. In the provisions related with adoption, it is determined that the married people can be adopted only with the consent of their spouses. The lawmaker thinks the spouse of the adopted person can certainly be effected by the adoption results. For example, when the married man prefers to take the surname of the adopter, the surname of his spouse and children can also be changed. Finally, in the article 199 of the Civil Code there is a provision which takes effect by court decision. Differently from the other provisions, this restriction is effective by court decision and with demand of a spouse. The main purpose of this provision is to prevent the spouses consume the economical values of family and provide them to pay their own debts about the expenses of family. Using up the properties unthinkingly, closing the enterprises without reason, transfer of properties with low prices are some situations which can make the other spouse demand from the judge to practice this article. With these restrictions about the acts and transactions of the spouses, the lawmaker tries to balance the main purposes by not only providing the equality of man and woman in marriage, but also by protecting family life in general.

Benzer Tezler

  1. Ailenin korunması amacıyla eşlerin hukuksal işlem ve tasarruf ehliyetine getirilen sınırlandırmalar

    The limitation which is put over the partner's legal authority so as to save the family unity

    CENGİZ SARI

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2004

    HukukKırıkkale Üniversitesi

    Özel Hukuk Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. KÜRŞAT NURİ TURANBOY

  2. Eğitim bölgeleri ve norm kadro uygulamalarının eğitim olanaklarını geliştirmeye etkisi

    Başlık çevirisi yok

    ŞABAN GÜLER

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2002

    Eğitim ve ÖğretimMarmara Üniversitesi

    İlköğretim Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. SEMRA ÜNAL

  3. Sinema eseri üzerindeki mali haklar

    Economical rights on the works of cinema

    HANDE GÜL KÜÇÜKKAYA

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2013

    HukukGalatasaray Üniversitesi

    Özel Hukuk Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. TOLGA AYOĞLU

  4. Boşanma davalarında manevî tazminat

    Non-pecuniary damages in cases of divorce

    DİLEK TUNÇ TÜRKOL

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2013

    HukukGazi Üniversitesi

    Özel Hukuk Ana Bilim Dalı

    YRD. DOÇ. DR. OĞUZ SADIK AYDOS

  5. Boşanma davalarında maddi tazminat

    Pecuniary compensation in divorce suits

    RAHVİRA PARTOKYAN

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2019

    HukukBahçeşehir Üniversitesi

    Özel Hukuk Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. KADİR EMRE GÖKYAYLA