Devletin bankacılık sektöründeki düzenleyici ve denetleyici görevi ve türkiye uygulaması
Goverment mission on banking sector regulation and supervision and turkey practice
- Tez No: 208869
- Danışmanlar: PROF.DR. ÖMER FARUK BATIREL
- Tez Türü: Doktora
- Konular: Ekonomi, Kamu Yönetimi, Economics, Public Administration
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2007
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Marmara Üniversitesi
- Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Maliye Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 288
Özet
Fon/kaynak arz edenler ile fon/kaynak talep edenler arasında aracılık görevi gören bankacılık sektörü devletin ilgisini çekmiş ve 1980'li yıllara kadar faiz oranlarını belirleme, selektif kredi politikası, kamu bankacılığı ve sermaye kontrolü gibi yollarla doğrudan müdahalesine konu olmuştur. 1980'li yıllarda ise diğer işletmeler gibi kamunun elinde bulunan bankalar ve diğer mali kurumlar özelleştirilmiş, doğrudan müdahaleler azaltılmış ve sermaye hareketleri serbestleştirilmiştir. Güvene dayalı olarak ve yüksek kaldıraç oranları ile çalışan bankacılık sektörünün, kontrolün azaldığı bu dönemde, ters seçim, ahlaki riziko, kredi tayınlaması, mevduat sigortası, dışsallıklar ve piyasa başarısızlığı gibi unsurların etkisi ile daha kırılgan hele geldiği, bankacılık iflaslarının ve krizlerinin arttığı görülmüştür. Oluşan kayıpların, dengeli bir biçimde dağıtımının mümkün olamadığı, yükün çoğunlukla ülke hazinelerinin üzerinde kaldığı anlaşılmaktadır. Bankacılık krizlerinin ülke ekonomilerine maliyeti ülkelerin GSMH'larının önemli bir oranına ulaşmıştır. Ekonomiye fon sağlayan bankacılık sektörünün hassas konumu, küçük tasarrufları koruyarak bünyesinde büyük yatırımlara dönüştüren aracılık fonksiyonu, ekonomik büyüme ve kaynak dağılımı üzerindeki etkisi krizler olmasa da sektörün etkili bir biçimde çalışmasını ekonomi açısından önemli hale getirdiğinden sektörünün rekabet şartları içinde etkin bir biçimde ve hazineye ek maliyet oluşturmadan çalışabilmesi için gerekli düzenleme ve denetlemelerin yapılması ve sektörün dolaylı kontrolünün sağlanması gerekmektedir. Türk Bankacılık Sektörünün 1995?2000 ve 2002?2006 dönemleri düzenlemenin sonuçları yönünden analiz edildiğinde, BDDK sonrası dönemin; ters seçim, ahlaki riziko, kredi tayınlaması ile bankaların aracılık görevini yerine getirmesi konularında, daha başarılı olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Ancak sektörde yoğunlaşmanın arttığı bir diğer ifade ile tekelleşme yönünde hareket olduğu görülmektedir. Mülkiyet açısından bakıldığında, kamu bankalarının özel bankalara kıyasla ters seçim ve ahlaki riziko sorunlarına her iki dönemde de daha çok maruz kaldığı, aracılık görevini yerine getirmede daha zayıf kaldıkları görülmektedir. Yabancı bankaların ise her iki dönemde de ters seçim ve ahlaki riziko surunu ile daha iyi mücadele ettikleri, ekonominin istikrarlı olduğu dönemlerde diğer bankalara oranla daha çok kredi verirken, istikrarsız dönemlerde kredileri tayına bağladıkları, sonuç olarak ülke riskine daha çok dikkat ettiklerini söyleyebiliriz. Giderek entegre hale gelen finans sektöründe yapılan düzenleme ve denetleme faaliyetlerinin daha verimli yapılabilmesi, denetimde tekrarın ve düzenleyici arbitrajın önüne geçilmesi, daha hesap verilebilir bir kurum oluşturulması ve ölçek ekonomilerinden yararlanılması için finans sektöründe tek düzenleyici kurum oluşturulmasının daha uygun olacağı ülke uygulamaları incelenerek sebepleri ile izah edilmiştir. Ülkemizde yaşanan bazı sıkıntıların sebebinin düzenleme ve denetleme görevlerinin ayrı kurumlara verilmesi olduğu, bunun önüne geçmek için sorumluluğu yetki ile birlikte tek elde toplamanın gerektiği, bu durumun uluslararası kurumlara verdiğimiz taahhütlerde de yer aldığı anlatılmıştır. TMSF'nin, sağlıklı bir mevduat sigorta sistemi için bir an önce asli fonksiyonu olan mevduat sigortacılığına dönmesi gerektiği, varlıkların tasfiyesi için kamunun kontrolünde bir varlık yönetim şirketi kurulması ve batan bankalardan kalan tüm varlık ve yükümlülüklerin bu şirkete devredilmesi gerektiği anlatılmıştır. TMSF'nin bundan sonraki yapı için kurulacak tek düzenleyici kurumun denetiminde ve kontrolünde, ancak bankalar ve meslek örgütlerinin de yönetiminde söz sahibi olacağı bir model ile bankalar ve meslek örgütlerinin yönetiminde ağırlığı olan düzenleyici kurumun da yönetimde temsil edildiği, denetimin düzenleyici kurumda olduğu diğer bir model alternatif öneriler olarak sunulmuştur.
Özet (Çeviri)
Banking sector which mediates between fund/resource demanders and fund/resource suppliers had drawn attention by the governments and until 80?s it had been subject to direct interventions such as; determining interest rates, selective loan policies, public banking and control of capital. In 1980?s, like other institutions, banks and other financial institutions held by the public sector had been privatized, thus direct intervention had been decreased and capital mobility had been liberalized. In the period which less control is experienced, the banking sector that operates with high leverage rates and depending upon credibility has become more fragile with the effect of such reasons as; adverse selection, moral hazard, credit rationing, bank deposit insurance, externalities and market failure, and more bankruptcies and crises has been faced. The compensation of these losses could not be distributed evenly to the whole economy and it is realized that the burden is mainly on treasury. The cost of bank crises to the economy has reached a significant proportion in GDP. The sensitive position of banking sector which provide with funds to economy, mediation function as collecting small savings and to place in investments, the effects of economic growth and resource allocations are outweighing this sector which must run effectively for the economy. It is necessary to regulate and control the banking sector that must run effectively in competitive conditions and without any extra cost on treasury. As the Turkish banking sector?s 1995?2000 and 2002?2006 periods regulation results are analyzed, it can be concluded that post BDDK period is more successful with respect to adverse selection, moral hazard and fulfilled to mission of bank as mediation by credit rationing. However, it is observed that concentration has been increased, in other words there is a movement towards monopoly in overall industry. In the aspect of ownership, state banks have been exposed to the problems of adverse selection and moral hazard more than private banks in both periods. Besides, they have been quite weak than private sector as intermediary. In both periods foreign banks have struggled more successfully with the problems of adverse selection and moral hazard. They supply more loans when the economy is stable and credit rationing when the economy is unstable. As a result we can say that they pay more attention to country risk. For making regulation and supervision activities more efficient in financial sector which is gradually being more integrated, also preventing repetition in audit and also preventing regulatory arbitrage, for to benefit from economics of scale in financial sector developing only one regulatory organization is much more appropriate. This had been stated by analyzing country applications. The reason for some problems encountered in our country is regulation and supervision services are in charge of different organizations. To prevent this, authorization and responsibility should be centralized in one organization. This situation had been described in commitments given to international organizations. For a robust deposit insurance system TMSF should return to deposit insurance trade which is the fundamental function of TMSF. It has been described that for liquidation of assets an asset management company should be founded in control of the public. And also all assets and liabilities remaining from the sunk banks should be hand over to this company. It can be suggested as a model for TMSF which is audited and controlled by a regulatory agency, but banks and professional associations are involved with decisions. The other model for TMSF is that banks and professional associations constitute a quorum in management and the regulatory agency is represented on the board and authorized for auditing.
Benzer Tezler
- Bankacılık sektöründe bağımsız düzenleyici kurullar: Dünya ve Türkiye uygulamalarının karşılaştırmalı analizi
Independent regulatory committees in the banking industry: A comparative analysis of the practices in Turkey and the world
ZEHRA GÜL
Yüksek Lisans
Türkçe
2009
BankacılıkMarmara ÜniversitesiBankacılık Ana Bilim Dalı
YRD. DOÇ. DR. MAHMUT HAYATİ ERİŞ
- Kamusal bir mal olarak finansal sistemin regülasyonu: Türk bankacılık sektörü örneği
Regulation of financial system as a public goood: The case of Turkish banking sector
ÖZKAN ZÜLFÜOĞLU
- 2001 krizi sonrasında bankacılık sektörüne yönelik mali regülasyonlar ve 2008 krizi açısından değerlendirilmesi
Financial regulations for banking sector after 2001 crisis and assesment in terms of 2008 crisis
SÜLEYMAN BARAN KOYUNCU
Yüksek Lisans
Türkçe
2013
BankacılıkGazi ÜniversitesiMaliye Ana Bilim Dalı
YRD. DOÇ. DR. FATMA NİLGÜN AKÇA
- Elektronik sigortacılık ve Türkiye'deki uygulamaları
Electronic insurance and applications in Turkey
EBRU ÖZTÜRK
Yüksek Lisans
Türkçe
2009
SigortacılıkMarmara ÜniversitesiSigortacılık Ana Bilim Dalı
YRD. DOÇ. DR. YAŞAR KABATAŞ
- Türkiye'de katılım bankacılığı ve finans sektöründeki yeri
Participation in the banking and finance sector in Turkey
YASİN ÇOBAN
Yüksek Lisans
Türkçe
2016
BankacılıkMarmara ÜniversitesiOrtadoğu Ekonomi Politiği Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. MUZAFFER KOÇ