Geri Dön

Çocuklarda pelviüreterik darlık etyolojisinde Cajal hücre eksikliğinin rolü ve Cajal hücre yoğunluğunun klinik gidiş üzerine etkisi

The role of Cajal cell deficiency in etiopathogenesis of pyeloureteral junction obstruction in children and the effect of Cajal cell density on its clinical course

  1. Tez No: 224512
  2. Yazar: AHMET NECİP ÇİFTLER
  3. Danışmanlar: PROF. DR. MUSTAFA KÜÇÜKAYDIN
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Çocuk Cerrahisi, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları, Üroloji, Pediatric Surgery, Child Health and Diseases, Urology
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2008
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Erciyes Üniversitesi
  10. Enstitü: Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: Çocuk Cerrahisi Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 78

Özet

Giriş ve Amaç: Çocuklarda en sık üst üriner sistem obstrüksiyonu sebebi olan pelviüreterik bileşke darlığı (PÜD), düzeltilmediğinde hidronefroza, böbrek parankim hasarına ve kalıcı fonksiyon bozukluklarına neden olmaktadır. Tedavinin hedefi parankimal hasarın önlenmesi, böbrek fonksiyonlarının korunmasıdır.PÜD'de kollajenin anormal artışı gösterilmişse de, PÜD etyopatogenezi halen tam olarak bilinmemektedir. İnterstisiyel Cajal hücreleri (İCH) peristaltizm gösteren organlarda bulunan ?pacemaker? hücrelerdir. İCH'deki azalmanın, pelviüreterik bileşkede (PÜB) peristaltik dalga iletiminde yetersizliğe; PÜD'e ve hidronefroza yol açabileceği düşünülmektedir. Bu çalışmada PÜD etyopatogenezini açıklama ve klinik gidişi önceden belirleme çabasına katkıda bulunulması amaçlanmıştır.Materyal ve Metod: Şubat 2001-Mart 2007 arasında pyeloplasti yapılan, ortalama yaşları 41 ay (15 gün?12 yıl) olan 35 hasta (27 erkek, 8 kız), pyeloplasti yaşlarına göre üç gruba ayrıldı: Grup I (0?3 ay), grup II (4?24 ay), grup III (>24 ay). Kontrol grubu (grup IV), nefroblastoma nedeniyle nefroüreterektomi yapılmış 9 çocuktan oluşuyordu. Masson-Trikrom ile boyanan kesitlerde kollajen artışı, düz kas dokusu-kollajen dağılımı göreceli olarak değerlendirildi. Toluidin mavisiyle boyanan kesitlerde mast hücresi, immünohistokimyasal yöntemlerle boyanan kesitlerde İCH yoğunluğuna bakıldı. Grupların histopatolojik inceleme sonuçları birbirleriyle karşılaştırıldı. Hasta grupları ameliyat öncesi son inceleme değerlerine göre ameliyat sonrası, renal pelvis ön-arka çapı, parankim kalınlığı, bölünmüş renal fonksiyonlardaki değişiklikler açısından karşılaştırıldı.İstatistiksel analiz ?SPSS 13.0 for Windows? programı ile One-Way Anova, Kruskal Wallis Varyans Analizi ve Ki-kare testleri kullanılarak yapıldı. P değerinin 0.05'den küçük olması istatistiksel olarak anlamlı kabul edildi.Bulgular: Grup I'de 10 (3 kız, 7 erkek), grup II'de 11 (2 kız, 9 erkek), grup III'te 14 (3 kız, 11 erkek), grup IV'te 9 (3 kız, 6 erkek) hasta bulunuyordu. Gruplar arasında cinsiyet dağılımı ve ameliyat edilen taraf açısından istatistiksel olarak anlamlı fark saptanmadı (p>0.05).İCH ortalaması en düşük olan grup III ile en yüksek olan grup I arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık varken (p0.05).Mast hücreleri özellikle grup III'te artmış ise de, mast hücre yoğunluğu açısından gruplar arasında istatistiksel anlamlı farklılık gözlenmedi (p>0.05). Kollajen artışı, grup I'de en belirgin olmak üzere tüm hasta gruplarında gözlendi. Gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı fark olduğu görüldü (p0.05).İCH sayısı ile parankim kalınlığında artış ve renal pelvis ön-arka çapında azalma arasında pozitif yönde zayıf bir ilişki belirlendi, ancak istatistiksel olarak anlamlı bulunmadı (p>0.05). Bölünmüş renal fonksiyonlardaki değişim ile İCH sayısı arasında ise ters yönde zayıf bir ilişki tespit edildi, bu da istatistiksel olarak anlamlı değildi (p>0.05).Sonuç: Bu çalışmada İCH sayısı ile parankim kalınlığında artış ve renal pelvis ön-arka çapında azalma arasında pozitif yönde zayıf bir ilişki belirlenmiştir. Bölünmüş renal fonksiyonlardaki değişim ile İCH sayısı arasında ise negatif yönde zayıf bir ilişki tespit edilmiştir. İlk iki yaşta, özellikle de ilk üç ay içerisinde pyeloplasti yapılan hastaların klinik gidişlerinin daha iyi olduğu görülmüştür. PÜD olgularında erken pyeloplastinin renal parankim hasarını önlemede ve renal fonksiyonların korunmasında etkili olduğu kanaatine varılmıştır.

Özet (Çeviri)

Introduction and Aim: Pyeloureteral junction obstruction (PUJO) is the most common cause of the upper urinary tract obstruction in children. PUJO may cause hydronephrosis, renal parenchymal damages and functional losses if it is not treated. The main purpose of the PUJO management is preventing from renal parenchymal damage and preserving renal functions.Etiopathogenesis of the PUJO is still unknown, even abnormal collagen deposition is shown. Interstitial Cajal cells (ICC) are pacemaker cells that are found in organs showing peristalsis. The changes in ICC density may cause insufficient conduction of peristaltic waves and thus result with hydronephrosis. It was aimed to contribute to explain Etiopathogenesis of the PUJO and to obtain additional knowledge about clinical course of the PUJO.Materials and Method: Thirty-five patients (27 male, 8 female) with mean age of 41 months (15 days-12 years) old, who underwent pyeloplasty between February 2001-March 2007, were separated into three groups according to pyeloplasty age: Group I (0-3 months), group II (4-24 months), and group III (>24 months). Nine children who underwent nephroureterectomy for nephroblastoma were served as control group (group IV).Histologic sections were stained with Masson's trichrome and toluidine blue in order to evaluate amount of the collagen and density of the mast cells respectively. ICC density was evaluated on slides stained with anti- CD117 by immunohistochemistry. In terms of histopathological findings comparisons were made among the groups. Study groups were compared with each other regarding postoperative changes in renal pelvis antero-posterior diameter (APD), parenchyma thickness and differential renal functions. Statistical analyses were performed by using ?SPSS 13.0 for Windows? software, One-Way Anova test, Kruskal Wallis variant analysis and Chi-square test. If p value 0.05).There was significant difference in terms of ICC density between group I and group III only (p0.05). Amount of the collagen was increased in all study groups however it was prominent in group I and the differences between all groups are statistically significant (p0.05). A weak positive correlations between ICC density and parenchyma thickness, APD were found but it was not statistically significant (p>0.05). There was a weak reverse correlation between ICC density and differential renal function, this was also not statistically significant (p>0.05).Conclusion: In this study, ICC density was showed a weak positive correlation with renal parenchyma thickness and APD. A weak reverse correlation between ICC density and differential renal function was showed. However patients who have undergone pyeloplasty in first two years, especially in first three months of the life had better clinical course than others. Early pyeloplasty seems to be effective to prevent renal parenchymal damage and preserve renal functions in the cases with PUJO.

Benzer Tezler

  1. Konjenital pelviüreterik darlığın patofizyolojisinde platelet derived growth factor'ün rolü

    The role of platelet derived growth factor pathophysiology of ureteropelvic junction obstruction

    FAHRİ KARACA

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2004

    Çocuk CerrahisiErciyes Üniversitesi

    Çocuk Cerrahisi Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. MUSTAFA KÜÇÜKAYDIN

  2. Vezikoüreteral reflünün endoskopik tedavisinde yüksek volüm dekstranomer hyaluronik asit kopolimer enjeksiyonunun etkinliği

    Effectiveness of high volume dextranomer hyaluronic acid copolymer injection in endoscopic treatment of vesicoureteral reflux

    HAZAL BERÇEM GÜRLEYEN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2020

    Çocuk CerrahisiErciyes Üniversitesi

    Çocuk Cerrahisi Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. KERAMETTİN UĞUR ÖZKAN

  3. Çocuklarda üriner sistem patolojilerinin teşhisinde radyolojinin yeri ve önemi

    Başlık çevirisi yok

    BİLAL NAFİZ DURMAZ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    1985

    Radyoloji ve Nükleer TıpSağlık Bakanlığı

    Radyoloji Ana Bilim Dalı

    DR. K. TURGUT GÜL

  4. Çocuklarda ekstrensek bronşial astımda alfa-1 antitrypsin seviyesi

    Başlık çevirisi yok

    SEVİM BEZCİ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    1985

    Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıSağlık Bakanlığı

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

  5. Çocuklarda vulva-vajen yaralanmaları

    Başlık çevirisi yok

    HASAN OKUR

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    1985

    Genel CerrahiÇukurova Üniversitesi

    Çocuk Cerrahisi Ana Bilim Dalı