Hashimoto tiroiditli çocuk hastaların demografik, klinik ve prognostik özellikleri
Demographic, clinical and prognostic features of hashimoto's thyroiditis in children
- Tez No: 229830
- Danışmanlar: PROF. DR. MURAT AYDIN
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları, Child Health and Diseases
- Anahtar Kelimeler: Hashimoto tiroiditi, otoimmün, çocuk ve adölesan, Hashimoto?s thyroiditis, autoimmune, children and adolescent
- Yıl: 2009
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Ondokuz Mayıs Üniversitesi
- Enstitü: Tıp Fakültesi
- Ana Bilim Dalı: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 100
Özet
Hashimoto tiroiditi, dolaşımda tiroid antijenlerine karşı oluşan antikorların varlığı, tiroid bezinin diffüz lenfoplazmositik infiltrasyonu, farklı derecelerde tiroid fonksiyon bozuklukları ile karakterize otoimmün bir hastalıktır. Çocuk ve adölesan yaş grubunda en sık görülen tiroidittir ve iyot alımının yeterli olduğu ülkelerde guatr ve akkiz hipotiroidizmin de en sık nedenidir.Çalışmamızda, Hashimoto tiroiditli çocuk ve adölesan hastaların demografik ve klinik özelliklerinin, laboratuvar bulgularının, tedavi uygulanan ya da tedavisiz izlenen hastalarda prognozun nasıl olduğunu görmek ve bulunan sonuçları literatürle karşılaştırmak amaçlandı. Bu amaçla, Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Endokrinolojisi Bilim Dalı polikliniğinde, Ocak 2003 ile Aralık 2007 tarihleri arasında muayene olan ve dosyalarına ulaşılabilen 140 Hashimoto tiroiditli çocuk ve adölesan hastanın dosyaları retrospektif olarak incelendi.Hastaların ortalama tanı yaşı 11,3±3,0 yıl ve kız/erkek oranı 4,38'di. Yeni tanı alan hasta sayısı 2003 yılından 2006 yılına kadar giderek artmış, 2007 yılında ise azalmıştır. Hastaların 67'si (%47,9) boyunda şişlik yakınması ile, 33'ü (%23,6) tiroid fonksiyon bozukluğuna ait diğer semptomlarla başvurmuşlardır. Hastaların 24'ü (%17,1) tiroid ile ilgili yakınması olmadan herhangi bir nedenle yapılan fizik muayene sırasında guatr saptanması ya da tetkiklerinde tiroid fonksiyonlarında bozulma saptanması ile, hastaların 12'si (%8,6) başka bir otoimmün hastalık nedeniyle takip edilirken yapılan taramalar sırasında dolaşımda tiroid otoantikorlarının gösterilmesi ile, 4 hasta (%2,8) ise yakınması olmamasına rağmen ailede tiroid hastalığı öyküsü olması üzerine başvurmuş ve tanı almıştır. Öyküsünde ailede tiroid hastalığı sorgulanmış 113 hastanın 77'sinin (%68,1) ailesinde tiroid hastalığı öyküsü vardı ve en sık (27 hasta, %35) annelerde tiroid hastalığı mevcuttu. En sık tip-1 diabetes mellitus olmak üzere, 16 hastada (%11,5) ek otoimmün hastalık olduğu görüldü.İlk başvuru anında serum otoantikor düzeylerine bakılan 134 hastanın 109'unda (%81,3) antitiroid peroksidaz antikoru pozitif, antitiroglobülin antikoru ise hastaların 105'inde (%78,4) pozitifti. Seksen hastada (%59,7) ise hem antitiroid peroksidaz hem de antitiroglobülin antikoru pozitifti. Tiroid ultrasonografisi ile tiroid bezi parankimi değerlendirilen 116 hastanın 93'ünün (%80,2) tiroid bezi parankiminin tiroidit ile uyumlu olduğu kabul edilen hipoekojen alanlar ve fibrotik değişikliklere bağlı olarak heterojen yapıda olduğu görüldü. Tiroid parankimi heterojen olan hastaların homojen olan hastalara kıyasla serum antitiroid peroksidaz titreleri istatistiksel olarak önemli derecede yüksekti. Ultrasonografi ile tiroid boyutları ölçülen 107 hastanın 45'inde (%42,1) guatr saptandı. Ultrasonografi ile guatr saptanan hastaların guatrı olmayan hastalara göre serum antitiroid peroksidaz ve tirotropin titreleri istatistiksel olarak önemli derecede yüksek bulundu. Ultrasonografi ile nodül açısından değerlendirilen 115 hastanın 26'sında (%22,6) nodül saptandı. Üç hastada (%2,1) papiller karsinom görüldü.İlk başvuru anında hastaların 48'inde (%34,3) ötiroidizm, 63'ünde (%45) subklinik hipotiroidizm, 20'sinde (%14,3) aşikar hipotiroidizm, 2'sinde (%1,4) subklinik hipertiroidizm, 7'sinde (%5) aşikar hipertiroidizm mevcuttu. Aşikar hipotiroidizmi olan hastaların antitiroid peroksidaz antikor titreleri ötiroid hastalara göre istatistiksel olarak önemli derecede yüksek bulundu. Tanı sonrasında tedavi başlanmayıp, klinik izleme alınan ötiroidizmi olan 20 hastanın 11,4±11,6 aylık izlemi sonrasında yapılan değerlendirmede, 14 (%70) hastanın ötiroid kaldığı, üçünün (%15) subklinik hipotiroidi, üçünün (%15) ise aşikar hipotiroidi geliştirdiği görüldü. Tanı sonrasında tedavisiz klinik izleme alınan subklinik hipotiroidisi olan dokuz hastanın 20,4±19,1 aylık izlemi sonrasında yapılan değerlendirmede; ikisinin ötiroid olduğu, altısının subklinik hipotiroid kaldığı, birinin aşikar hipotiroidi geliştirdiği görüldü. Levotiroksin sodyum tedavisi ile subklinik ve aşikar hipotiroidili hastaların serum antitiroglobülin antikor titrelerinde istatistiksel olarak önemli derecede düşüş saptandı.Sonuç olarak; çocuklarda tiroid ile ilgili yakınması olmamasına rağmen, ailede tiroid hastalığı öyküsü olması durumunda veya kendisinde başka bir otoimmün hastalık varlığında otoimmün tiroiditler araştırılmalıdır. Çalışmamızda tedavisiz izlenen ötiroid hastaların büyük çoğunluğu izlemleri süresince yine ötiroid kalmıştır. Ancak, ötiroidizmi olan çocuk hastalarda tedavi gerekliliği konusundaki tartışmalar, tedavi verilen ve verilmeyen hastaların ileriye dönük uzun süreli takiplerinin yapıldığı ve prognozun incelendiği çalışmalar sonucunda açıklık kazanacaktır.
Özet (Çeviri)
Hashimoto?s thyroiditis is an autoimmune disease characterized by the presence of thyroid autoantibodies, diffuse lymphoplasmocytic infiltration of thyroid gland and various degrees of thyroid dysfunction. It is a common thyroiditis in children and adolescents and the most common cause of goiter and acquired hypothyroidism in areas which iodine intake is sufficient.In our study, we aimed to analyze the demographic, clinical, laboratory chacteristics, prognostical datas of children and adolescent with Hashimoto?s thyroiditis and compare these results with literature findings. For this purpose, the medical records of 140 children and adolescents with Hashimoto?s thyroiditis who were examinated in Pediatric Endocrinology Departmant in Ondokuz Mayıs University Faculty of Medicine between January 2003 and December 2007 were analiesed retrospectively.The mean age of the patients at diagnosis was 11,3±3,0 year and female:male ratio was 4,38. The number of patients having been recently diagnosed increased gradually between the years 2003 and 2006, but decreased in 2007. Sixty seven (47.9%) patients applied to hospital complained of swelling in their necks and 33 (23.6%) patients had symptoms caused by throid dysfunction. Twenty four (17.1%) patients were diagnosed incidentally upon detection of goiter or thyroid dysfunction during routine physical examination and laboratory tests without any complaints of thyroid dysfunction, 12 (8.6%) patients were diagnosed during screening for thyroiditis in patients with an another autoimmune disease and 4 (2.8%) patients applied to hospital for a family history of thyoid disease and they were diagnosed after examination. One hundred thirteen patients had been asked for family history about thyroid disease and 77 (68.1%) had positive family history and thyroid diseases were most common in mothers (27 patients, 35%). Sixteen (11.5%) patients had an additional autoimmune disease, mostly type 1 diabetes mellitus.On the first admission to hospital of 134 patients, antithyroid peroxidase antibodies were positive in 109 (81.3%) of the patients and antithyroglobulin antibodies were positive in 105 (78.4%) of the patients. Both antithyroid peroxidase antibodies and antithyroglobulin antibodies were positive together in 80 (59.7%) of the patients. Thyroid gland parenchymas were observed heterogeneous and hypoechogen depending on the fibrotic changes in 93 (80.2%) among 116 patients who were examined by thyroid ultrasonography. Statistically, serum antithyroid peroxidase antibodies titers of the patients who had heterogenic thyroid parenchyma were significantly higher when compared the patients with homogenic thyroid parenchyma. Goiter was detected in 45 (42.1%) of 107 patients who were examined by ultrasonography. Statistically, serum antithyroid peroxidase antibodies and thyrotropin titers of the patients with goiter were significantly higher when compared with the patients without goiter. Nodule was detected in 26 (22.6%) of 115 patients who were examined by ultrasonography. Papillary carcinoma was observed in three patients (2.1%).On the first admission to hospital, euthyroidism, subclinical hypothyroidism, overt hypothyroidism, subclinical hyperthyroidism and overt hyperthyroidism were present in 48 (34.3%), 63 (45%), 20 (14.3%), 2 (1.4% ) and 7 (5%) patients respectively. Statistically, antithyroid peroxidase antibodies titers of the patients with overt hypothyroidism were significantly higher when compared with euthyroid patients. In an evaluation of 20 euthyroid patients, it is observed that 14 (70%) patients remained persistent euthyroid, 3 (5%) patients developed subclinical hypothyroidism and 3 (15%) patients developed overt hypothyroidism after 11,4±11,6 months of observation without treatment. In an evaluation of 9 patients with subclinical hypothyroidism, two patients became euthyroid, six patients remained persistent subclinical hypothyroidism and one patient developed overt hypothyroidism after 20,4±19,1 months of observation without treatment. A significant decrease in antithyroglobulin antibodies titers of patients with subclinical hypothyroidism and overt hypothyroidism was observed with levothyroxine sodium treatment.In conclusion, autoimmune thyroiditis should be examined in children who had a family history of thyroid disease or another autoimmune disease. In our study, most of the initially euthyroid patients remained persistent euthyroid during the clinical observation. However, discussion about the necessity of treatment in euthyroid children will be clarified after long term observation of the patients with or without treatment and as a result of studies in which prognosis was examined.
Benzer Tezler
- Ailevi Akdeniz Ateşi tanılı çocuk hastaların değerlendirilmesi
Evaluation of child patients diagnosed with family Mediterranean Fever
BÜŞRA BAYRAKTAR
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2022
RomatolojiOndokuz Mayıs ÜniversitesiÇocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. ÖZLEM AYDOĞ
- Hashimoto tiroiditli çocuklarda klinik ve laboratuar inceleme ve tedavi izlem sonuçlarının değerlendirimesi
Study of the clinical and laboratory findings of hashimoto's thyroiditis and the evaluation of treatment and long term follow-up in children and adolescents
ALİ SATAN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2012
Çocuk Sağlığı ve Hastalıklarıİstanbul ÜniversitesiÇocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. RÜVEYDE BUNDAK
- Tiroid fonksiyon bozukluğu ile takip edilen çocuk hastaların klinik bulgular, laboratuvar bulguları, radyolojik özellikleri açısından değerlendirilmesi
Başlık çevirisi yok
AYLİN BAĞCI
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2023
Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıSağlık BakanlığıÇocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. ERDAL KURNAZ
- Hashimoto tiroiditi tanılı pediatrik hastaların tanı anındaki tiroid fonksiyontestlerinin değerlendirilmesi
Evaluation of thyroid function tests at the time of diagnosis in pediatric patients with hashimoto thyroiditis
ESRA BALBAY
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2024
Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıSağlık Bilimleri ÜniversitesiÇocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. FATMA DURSUN
- Hashimoto tiroiditi tanısı alan hastaların klinik ve laboratuar özelliklerinin retrospektif olarak değerlendirilmesi
Retrospective evaluation of clinical and laboratory features of patients diagnosed with hashimoto thyroiditis
KORHAN YAVUZ
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2020
Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıÇanakkale Onsekiz Mart ÜniversitesiÇocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. HAKAN AYLANÇ