Akut myokard infarktüsünün erken ve geç döneminde signal ortalamalı EKG'nin önemi: prospektif bir çalışma
Başlık çevirisi mevcut değil.
- Tez No: 24604
- Danışmanlar: Belirtilmemiş.
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Kardiyoloji, Cardiology
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 1992
- Dil: Türkçe
- Üniversite: İstanbul Üniversitesi
- Enstitü: Tıp Fakültesi
- Ana Bilim Dalı: İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 111
Özet
95 tanımlanmasında seçilen parametrelere göre sensitivite ve spesifitesinin değiştiği gözlenmiştir. Üstelik takip sırasında SOEKG parametrelerinde yeni geç potansiyel gelişimine veya mevcut geç potansiyelin kaybolmasına neden olacak dinamik değişiklikler de dikkati çekmiştir. Çalışmamızın sonuçlarına göre 40-250 Hz filtre seviyelerinin ve bu filtre seviyelerinde en az iki anormal parametrenin mevcut olması koşulunun, geç potansiyelin tanımlanmasında en uygun sensitivite ve spesifite ve yeniden oluşturulabilirlik (reproducibility) oranlarını sağladığı gözlenmiştir. Sonuç olarak akut myokard infarktüsü sonrası habis ventriküler aritmi gelişme riski olan hastaları belirlemede geç potansiyelin, tek başına yüksek oranda yanlış pozitif sonuçlar verebileceği görülmüştür. Akut myokard infarktüsü sonrası 1980'li yıllarda yapılan geniş kapsamlı prospektif çalışmalarda ventriküler aritmilerin ve sol ventrikül disfonksiyonunun birbirinden bağımsız olarak ani kardiak ölüm riskini artırdığı bildirilmiştir (86). Bu veriler göz önüne alınarak infarktüs sonrası risk derecelendirmesinde SOEKG parametrelerini, klinik bulgular ve diğer laboratuvar bulguları ile birlikte değerlendirmek uygun olacaktır. Otonom tonus değişiklikleri, elektrolit dengesizliği, rezidüel iskemi varlığı, ventriküler ektopik aktivite ve SOEKG'de belirlenen elektrofizyolojik/anatomik patoloji birlikte yorumlanarak bu metodun, eski infarktüslü hastaların tersine AMİ sonrası düşük olan pozitif prediktif değeri artırılabilir (35). Ayrıca elektrofizyolojik incelemenin gerekli olduğu hasta grubu belirlenebilir. Bu aşamada yüzeysel EKG'i, frekans içeriğine göre inceleyen bilgisayarlı sistemler, spektrokardiyografi gibi yeni noninvaziv teknikler ve otonom tonus değişikliklerini incelemeyi sağlayan kalb hızı değişkenliği (Heart rate variability) ölçümleri, infarktüs sonrası“reentrant”taşiaritmiler için gerekli elektofizyolojik- anatomik substrata sahip hastaların ayırdedilmesinde, SOEKG'i tamamlayıcı metodlar olarak önem kazanmaya başlamıştır (16,17,31,55,71).94 7, 40-250 Hz filtre seviyelerinde % 34, 80-250 Hz filtre seviyelerinde %46 olarak saptanmıştır. Kullanılan filtre seviyelerinin 3 aylık takip sırasında VT/VF gelişimini belirlemedeki sensitivite ve spesifiteleri sırası ile 25-250 Hz için % 0 ve % 93, 40-250 Hz için % 0 ve % 65, 80-250 Hz için % 0 ve % 53 bulunmuştur. 40-250 Hz filtre seviyeleri, diğer ikisi arasında sensitivite ve spesifiteye sahiptir. Bu nedenle çalışmamızda geç potansiyel analizinde en uygun filtre seviyeleri olarak değerlendirilmiştir. Onbeşinci günde geç potansiyel gelişimi ile erken dönemde gözlenen ventriküler aritmiler (kompleks VEV, nonsustained VT, sustained VT ve VF) arasında kullanılan tüm filtre seviyelerinde anlamlı bir ilişki söz konusu değildir.“Sustained”VT/VF gelişimi ve geç potansiyel arasında da infarktüs sonrası 15. günde ve 3. ayda anlamlı ilişki kurulamamıştır. Geç potansiyel belirlenen hasta grubu ve diğer hastalar arasında, 15. gün ve 3. ayda, yaş, cinsiyet, infarktüs lokalizasyonu, sol ventrikül anevrizması insidensi ve ejeksiyon fraksiyonu açısından kullanılan 3 filtre seviyesinde de anlamlı fark belirlenmemiştir. Uzun süreli takip sırasında 25-250 Hz filtre seviyelerinde 15. günde 3 hastada geç potansiyel mevcutken 3 ay sonra 1 hastada (% 33) SOEKG parametreleri spontan normalleşmişti. Geç potansiyeli negatif olan grupta 3. ayda 2 hastada (% 3} yeni geç potansiyel oluşumu saptanmıştır. 40-250 Hz filtre seviyelerinde 15. günde 20 hastada geç potansiyel mevcutken, 3 ay sonra 9 hastada {% 45) SOEKG parametreleri spontan normalleşmiştir. Geç potansiyeli negatif olan grupta 3. ayda 9 hastada (% 23) yeni geç potansiyel oluşumu tespit edilmiştir. Aynı filtre seviyelerinde 2 veya daha fazla sayıda anormal parametreye sahip olanlarda geç potansiyel, 1 anormal parametreye sahip olanlara göre daha stabildir.Geç potansiyel seyrindeki dinamik değişiklikler bu filtre seviyelerinde en fazla ortalama QRS voltajı üzerinden gelişmektedir. 80-250 Hz filtre seviyelerinde 15. günde 28 hastada geç potansiyel mevcutken, 3. ayda 11 hastada (% 39) SOEKG parametreleri spontan normalleşmiştir. Geç potansiyeli negatif olan grupta 3. ayda 10 hastada (% 32) yeni geç potansiyel oluşumu dikkati çekmiştir. Takip sırasında sadece geç potansiyeli her 3 filtre seviyesinde de negatif olan 2 hastada (% 3) EKG ile kanıtlanmış ventriküler fibrillasyon gelişimi gözlenmiştir. Bu çalışmada, myokard infarktüsünün ikinci haftasında kaydedilen geç potansiyellerin, erken ve geç dönem ventriküler aritmilerle ilişkisi belirlenememiştir. Bir başka deyişle erken dönemde gözlenen ventriküler aritmiler 2. haftada ve 3. ayda geç potansiyel gelişimini belirleyici değildir. Signal ortalamalı EKG'nin kullanılan filtre seviyelerine ve geç potansiyelin95 tanımlanmasında seçilen parametrelere göre sensitivite ve spesifitesinin değiştiği gözlenmiştir. Üstelik takip sırasında SOEKG parametrelerinde yeni geç potansiyel gelişimine veya mevcut geç potansiyelin kaybolmasına neden olacak dinamik değişiklikler de dikkati çekmiştir. Çalışmamızın sonuçlarına göre 40-250 Hz filtre seviyelerinin ve bu filtre seviyelerinde en az iki anormal parametrenin mevcut olması koşulunun, geç potansiyelin tanımlanmasında en uygun sensitivite ve spesifite ve yeniden oluşturulabilirlik (reproducibility) oranlarını sağladığı gözlenmiştir. Sonuç olarak akut myokard infarktüsü sonrası habis ventriküler aritmi gelişme riski olan hastaları belirlemede geç potansiyelin, tek başına yüksek oranda yanlış pozitif sonuçlar verebileceği görülmüştür. Akut myokard infarktüsü sonrası 1980'li yıllarda yapılan geniş kapsamlı prospektif çalışmalarda ventriküler aritmilerin ve sol ventrikül disfonksiyonunun birbirinden bağımsız olarak ani kardiak ölüm riskini artırdığı bildirilmiştir (86). Bu veriler göz önüne alınarak infarktüs sonrası risk derecelendirmesinde SOEKG parametrelerini, klinik bulgular ve diğer laboratuvar bulguları ile birlikte değerlendirmek uygun olacaktır. Otonom tonus değişiklikleri, elektrolit dengesizliği, rezidüel iskemi varlığı, ventriküler ektopik aktivite ve SOEKG'de belirlenen elektrofizyolojik/anatomik patoloji birlikte yorumlanarak bu metodun, eski infarktüslü hastaların tersine AMİ sonrası düşük olan pozitif prediktif değeri artırılabilir (35). Ayrıca elektrofizyolojik incelemenin gerekli olduğu hasta grubu belirlenebilir. Bu aşamada yüzeysel EKG'i, frekans içeriğine göre inceleyen bilgisayarlı sistemler, spektrokardiyografi gibi yeni noninvaziv teknikler ve otonom tonus değişikliklerini incelemeyi sağlayan kalb hızı değişkenliği (Heart rate variability) ölçümleri, infarktüs sonrası“reentrant”taşiaritmiler için gerekli elektofizyolojik- anatomik substrata sahip hastaların ayırdedilmesinde, SOEKG'i tamamlayıcı metodlar olarak önem kazanmaya başlamıştır (16,17,31,55,71).
Özet (Çeviri)
Özet çevirisi mevcut değil.
Benzer Tezler
- Akut Q dalgalı miyokart infarktüsünde sinyal ortalamalı EKG'de geç potansiyellerin meydana gelmesinde etkili olan faktörler nelerdir?
Factors influencing occurence of the late potentials following Q wave acute myocardial infarction
KENAN İLTÜMÜR
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
1999
KardiyolojiDicle ÜniversitesiKardiyoloji Ana Bilim Dalı
PROF.DR. NİZAMETTİN TOPRAK
- Mikroalbüminüri akut miyokard infaktüsünde erken mortalitenin bir göstregesi olduğu kadar geç mortalitede de bir gösterge midir?
Is microalbuminuria a predictor of late mortality as well as early mortality in acute myocardial infarction?
SERAP BOS
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2005
İç HastalıklarıSağlık Bakanlığıİç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. TUFAN TÜKEK
- Akut miyokard infarktüsünde troponin-1, miyoglobin ve CK-MB'nin diagnostik etkinliğinin ve akut faz reaktanlarının karşılaştırılması
Başlık çevirisi yok
ALİ ÖZEREN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
1999
KardiyolojiSelçuk ÜniversitesiKardiyoloji Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. HASAN HÜSEYİN TELLİ
- Miyokardial iskemik hasarın belirlenmesinde kardiyak troponin I ve troponin T
Troponin I and troponin T in the detection of ischemic myocardial damage
ERHAN VAROĞLU
- Akut mezenterik vasküler oklüzyonlar ve cerrahi tedavisi
Acute mesenteric vasculer occlusion and surgical therapy
KEREM ERKSOY