Dersadet Rıhtım Şirketi: Kuruluşu ve faaliyetleri (1890-1935)
Dersaadet Quay Company: Establishment and its activities (1890-1935)
- Tez No: 249583
- Danışmanlar: PROF. DR. VAHDETTİN ENGİN
- Tez Türü: Yüksek Lisans
- Konular: Tarih, History
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2009
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Marmara Üniversitesi
- Enstitü: Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Türk Tarihi Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Yakınçağ Tarihi Bilim Dalı
- Sayfa Sayısı: 104
Özet
İstanbul limanı; coğrafi konumu, ticari faaliyetleri ve donanmayı barındırması nedenleriyle devlet için farklı bir öneme sahipti. Başkent sakinleri farklı semtlerle olan bağlantılarını buradan sağlarlardı. İaşe adı verilen buğday ve koyun eti gibi ihtiyaçlarını da yine liman aracılığıyla temin ederlerdi. Bu konu devlet yetkilileri için büyük bir önem arz etmekteydi. Çünkü üretim faaliyetleri kısıtlı olan İstanbul tüketici bir nüfusa sahipti. Bu nüfusun beslenmesi insani özelliğinin yanı sıra siyasi bir öneme de sahipti. Yetkililer için, muhtemel bir kıtlık, ölümlerle sonuçlanabilecek bir isyanın çıkması anlamına gelmekteydi.Ticari faaliyetlerin artması ve 1838 tarihli ticaret antlaşması sonrasında liman yoğun bir deniz trafiğine sahne olmuştu. Liman, sanayisindeki gelişmeye paralel olarak artan tonajda çok sayıdaki gemi nedeniyle bir hayli yoğundu. Bunun neden olduğu karmaşayı, limanın, yükleme boşaltma işlemlerinin kolayca yapılabileceği modern rıhtım ve ticari eşyanın bir süre muhafaza edilebileceği ambarlardan yoksunluğu daha da artırmaktaydı. Bu keşmekeşin sebep olduğu kazalar, gemi yükünün zayi olmasının yanı sıra ölümlere de yol açmaktaydı. Tüm bu nedenler limana modern bir çehrenin kazandırılmasının gerekliliğini ortaya koymuştu. Bu yönde ilk girişimi Sultan Abdülmecid yaptı. O dönemde İstanbul'da bulunan mimarlar; Gaspare, Fossati ve Smith'ten yeni rıhtım tesisleri için projeler hazırlamalarını istedi. Ancak maliyetlerin yüksekliği bu girişimi neticesiz bıraktı. Kırım Savaşında, müttefiklerin, limana geliş ve gidişte yaşadıkları problemlerin giderilmesine yönelik tavsiyelerinden de bir sonuç çıkmadı. 1867 yılında Fenerler Şirketi kurucu ortaklarından Mösyö Collas'ın Hükümete sunduğu layihanın ise gündeme alınmadığı anlaşılmaktadır.Mişel Paşa'nın sunduğu projeyse hükümetçe uygun görüldü ve kendisine 1879 tarihli bir imtiyaz fermanı verildi. Yapılan mukavele, hükümleri üzerinde sonradan çıkan anlaşmazlıklar nedeniyle uygulanamadı. Limanın modern rıhtımlara ve tesislerine kavuşması sürecinin başlaması için 1890 yılını beklemek gerekmekteydi. Yapılacak çalışmalar için gerekli olan alet ve edevat sağlandı. Denizin doldurulması için gerekecek malzemenin temin edilebilmesi amacıyla taş ocakları açıldı. İnşa çalışmalarına Galata tarafından başlandı ve 1895'te buradaki çalışmalar tamamlandı. 1894 tarihinde yapımına başlanan Eminönü rıhtımı 1900 yılında bitirilebildi. Henüz tamamlanan çalışmaların ardından II. Abdülhamid'in şirketi satın alma teşebbüsü, sadece şirketle hükümetin değil, aynı zamanda hükümetle Fransa arasındaki ilişkileri de gerdi. Şirketin rıhtımlara mukabil talep ettiği meblağın hükümetçe temin edilememesi bu sürecin devlet adına hüsranla sonuçlanmasına neden oldu.Hiç kuşkusuz ki limandaki çalışmaları heyecanla takip edenler hamal ve kayıkçılardı. Sayıları binleri bulan bu işçi kitlesi, rıhtımların yapımıyla birlikte kendilerine gerek kalmayacağı endişesiyle haklarının devlet tarafından teminat altına alınmasını istediler. Ancak karşılanan talepleri bunların şirketle ve devletle olan ilişkilerini hiç bir zaman normale döndürmedi. Modern yükleme boşaltma aletlerinin rıhtımlar üzerinde artışı, bunların her geçen gün sayılarının azalmasına neden oldu. Limandaki diğer bir gerginlik devletle şirket arasında yaşanmaktaydı. Şirketin imtiyaz hukukunu sık sık ihlal etmesi ve rıhtımlar üzerinde izinsiz ahşap barakalar yaparak bunları, sanatını ateşle icra eden esnafa kiralaması taraflar arasında uzun süreli bir gerginliğe sebep oldu. Bu gerginliğin temelinde baraklarda çıkan yangınların, ambar ve depolara sirayet ederek yüklü miktarda ticari eşyanın zayi olmasına neden olması vardı.I. Dünya Savaşı yıllarında şirket yönetimi Anadolu'da ikamete mecbur edildi. Bu seneler şirket için ciddi ekonomik kayıpların yaşandığı yıllardı. Savaş sonrasında yaşanan rejim değişikliği ve yeni yönetimin devletçilik politikaları şirketin satın alınarak millileştirilmesinin yolunu açtı. 1934 yılında kabul edilen bir kanunla Rıhtım Şirketi tarihe karıştı.
Özet (Çeviri)
Istanbul harbour was very important for dwellers of the capital because of two reasons. Firstly, people living in different parts of Istanbul were communicating with each other by means of the sea. The second reason was that they were also providing their food supplying here as well. After the industrial revolution there were some disorders in the port. So the Ottoman Government decided to give a modern face to the harbour. Mişel Pasha took a concessionary ferman from the Sultan Abdülhamid II in 1890. He signed a contract with the Ministry for Public Works to construct quays, operating tramway lines and steam- boats between the both sides of Golden Horn. The company was established by Mişel Pasha and his friends Mösyö Kasky and J. Obuare. The center in Istanbul was in Galata, St. Pierre Han. Pahsa started to build Galata side of quays in 1895 and Eminönü side in 1900 despite unexpectable situations. But the porters and boat-owners became troubled in fear of losing their business.There is no doubt that, those who observed the works at the port were the boat-owners and porters who wanted their rights to be taken into granted by the state. Because they thought that they would loose their jobs after the construction of the quays. They weren?t satisfied even though the state gave them some prejudices. The technological modernization of the horbour the number of the workers decreased. The conflict between the state and company was because of the violation of the legal rights ofthe workers which were given by the state and of the construction of the illegal buildings on the quays. Despite all these problems, the company prevailed.When looked at the employed workers by the company it can be put forward that the workers who were in low ranks were chosen from the Ottoman Muslim citizens. Contrarily those who were in high position were foreign people and non-Muslim Ottoman citizens.In 1899, the Sultan Abdülhamid II wanted to nationalize the quays. Unfortunately the process ended for the government frustration. Come up to Cumhuriyet period there were many conflicts between the company and government because of getting small profits. When it comes to 1934 the Turkish Assembly purchased the rights of company, nationalizing it. Consequently the quay company was closed down permanently.
Benzer Tezler
- Life and works of Marius Michel in nineteenth-century Ottoman Empire
On dokuzuncu yüzyıl Osmanlı Devleti içinde Marius Michel'in hayatı ve çalışmaları
EMİNE ESRA NALBANT
Yüksek Lisans
İngilizce
2021
TarihBoğaziçi ÜniversitesiTarih Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. ABDULLAH AHMET ERSOY
- İstanbul Limanları'nın modernizasyonu: Dersaadet Rıhtım ve Anadolu Demiryolları şirketlerinin inşa faaliyetleri (1890-1934)
The modenization of İstanbul ports: Construction activities of Constantinople Quays and Anatolian Railways Companies (1890-1934)
NAZİRE BİLGİLİ
Yüksek Lisans
Türkçe
2016
Mimarlıkİstanbul Teknik ÜniversitesiMimarlık Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. AYGÜL AĞIR
- İstanbul Adaları'nın antropojenik jeomorfolojisi
Anthropogenic geomorphology of İstanbul Islands
GÜLTEN TİMUÇİN
Yüksek Lisans
Türkçe
2023
Coğrafyaİstanbul ÜniversitesiCoğrafya Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. TOPÇU AHMET ERTEK
- Dersaadet'te fuhuş: Mekânlar, aktörler ve söylemler (1876-1923)
Prostitution in dersaadet: Places, agents, and discourses (1876-1923)
CEM DOĞAN