Yukarı Mezopotamya'da - başlangıcından 3. b.nyıla kadarki süreçte ortaya çıkan- devletin temelleri ve inşası
The foundation and the construction of the early state in Upper Mesopotamia - from the beginning to the 3rd. millenium b.c.-
- Tez No: 257981
- Danışmanlar: PROF. DR. MUSTAFA H. SAYAR
- Tez Türü: Yüksek Lisans
- Konular: Tarih, History
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2010
- Dil: Türkçe
- Üniversite: İstanbul Üniversitesi
- Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Tarih Bölümü
- Bilim Dalı: Tarih Ana Bilim Dalı
- Sayfa Sayısı: 257
Özet
Bugüne kadar çok sayıda bilim dalına mensup birçok bilim insanı ?erken devlet?in inşasına ilişkin çalışmalarda bulundu. Bir o kadarı da inanç sistemi ya da din olgusuna ilişkin kapsamlı çalışmalarda bulunmuştur. Her iki konuya dair çok çeşitli yaklaşımlar, zengin bir birikim ve elbette çok geniş bir bilimsel arşiv oluşmuştur. Zira çalışmamızı sürdürürken ulaştığımız/ulaşamadığımız kaynakların sayısı ve çeşitliği şaşırtıcı derecedeydi. Bu kaynak zenginliği bir taraftan işimizi kolaylaştırırken, -açık olmak gerekirse- öte taraftan da oldukça zorlaştırıyordu. Dolayısıyla bu çalışmanın eksikleri ve fazlaları sayılamayacak kadar çok olabilir.Ancak yine de çalışmamızın hedeflediğimiz ölçülere katkısı anlamında oluşturulmuş bir kaynakça kullanmaya çalıştık. Böylece yapmış olduğumuz çalışmanın bu zengin ve karmaşık alana bir ?tırnak izi kadar? katkısı olmasını umduk. Zaten bu çalışmanın amacı da hiçbir biçimde süreci anlama çabasından başka bir şey değildir. Bununla birlikte, bilim insanlarının ve düşünürlerin ilgisini daima üzerine çeken bu konu her zaman bir şeylerin eksik kaldığını bir sonraki araştırmalarla adeta kanıtlarcasına ortaya koymuştur. Konu başlığımız adeta bir bilinmezler vadisi gibi, geçmişten bugüne her yeni bilginin bir sonrakini geçersiz kıldığı ya da en azından bambaşka bir bakış açısı kazandırdığı bir alan olagelmiştir.Bu büyük ilginin kaynağında yatan temel nedenler çok çeşitli olabilir; ancak yine de belirleyici olan nedenin ?devlet? denen aygıtın, bireylerin, toplumların, halkların ve milletlerin yaşamları üzerindeki ve hatta giderek coğrafyaların, bölgelerin ve nihayet kıtaların üzerindeki dolaylı ve doğrudan etkileri olarak ifade edilebilir. Bu durumun yarattığı yaşamsal dinamiklerin paradoksu, bizlerin de konuya ilgimizi yoğunlaştıran temel neden olarak anlaşılmalıdır.Zira insanın toplumsallığı, onun bireyselliği ile doğrudan ilişkilidir. İnsanın hikayesinin başlangıcından bu yana sürdürdüğü sosyal ve biyolojik canlı olmasıyla ilgili yetenekleri, onun kültürlenmesi, bilgiyi çoğaltması, aktarması, kullanması ve yaymasıyla taçlanmış; buna eklemlenen ?paylaşım? ise paydanın ortak bilincine ve bu bilinç özelleştikçe bireyselleşmesine katkı sunmuştur. Ortak bilinç toplumsal dayanışmayı ve birlikte üretimi getirirken, bireyselleşen arzular bunun tersini dayatmıştır. Bu değişimlerin temel nedeni ise tarihsel ve coğrafi bir arka plana yaslanır. Tarihselliği; tarihöncesinden başlayarak sürdürülen yaşamın, insanoğlu için kat ettiği mesafeyi, hikayesinde gerçekleştirdiği devrimleri, değişiklikleri ve keşifleri anlatırken; coğrafi arka planı ise, onun ekolojik ve jeolojik koşullardan nasıl ve ne derecede etkilendiğini, doğayla ve ekosistemle kurduğu ilişkiyi ve orada edindiği rolü, ?beslenme?nin, ?barınma?nın ve ?savunma?nın dinamiklerini anlatır.Bununla birlikte insan sadece maddi bir canlı olarak yaşamını sürdürmemiş, hikâyesinin başından beri inanç ve manevi dünyasını da geliştirerek ve zenginleştirerek var olmuştur. Bunu yaparken ?erk?le daima kopmaz bir dayanışma ve ilişki içinde olmuştur. Bu ilişki birbirinden asla bağımsız değil, tam tersi biri diğerinin tümleyeni hatta zaman zaman etki güçleri değişse de; biri diğerinin koruyucusu olarak ?erk, inanç?ın ve ?maneviyat, irade?in devam etmesini sağlamıştır. Burada inanç sisteminin temsilcilerinin rolünü en iyi ?Tanrılar kaprisli değildir, ruhani aktörler gözlenen olayların arkasında işlerinin başlarındadır ve davranışlarında bir parçacık da olsa temel bir düzen vardır? diyerek Goody anlatır.Yukarıdaki ifadelerde kastedilmek istenen şudur: Bugüne kadar devlet ve din ilişkisine dair -?erken devlet? de dâhil- neredeyse bütün çözümlemeler, sosyoloji, siyaset bilimi ve antropoloji gibi bilim dallarına mensup bilim insanları tarafından gerçekleştirilmiştir.Bununla birlikte son yıllarda birçok arkeolog da konuyla derinliğine ve doğrudan ilgilenmiştir. Zira her iki başlığa bakıldığında; bu iki olgunun da arkeoloji bilimi için epey ilgi çekici ve anlaşılması gereken birer alan olduğu ve dahi bu alanların oluşturduğu sorunsalın arkeolojik verilerle çözümlenmeye ihtiyaç duyduğu görülmektedir. Bu anlamda ?erken devlet?in inşasına ya da ?inanç sistemi veya dinsel arayış?a ilişkin, yapılmış çalışmalar ve bu çalışmaları gerçekleştiren pek çok arkeologdan da bahsetmek mümkün olacaktır.Ancak bu alandaki çalışmalar incelendiğinde konuların her şeye rağmen sıklıkla tek tek ve çoğu zaman birbirinden bağımsız olarak irdelendiği görülecektir.Bu iki başlık birlikte işlendiği zamanlarda da genellikle geniş bir çalışmanın içinde alt başlıklar olarak dikkat çeker.Bugün arkeoloji bilimine mensup bilim insanlarının bu alanlarda en dikkat çeken isimleri, İtalya'dan Marcella Frangipane, Mario Liverani, İngiltere'den Colin Renfrew, Timoty Insoll, ve Türkiye'den Mehmet Özdoğan ile Adam T. Smith, Ian Hodder, Hauptman, Oates, Bar-Joseph, Algaze, Service, Oppenhaim gibi birçok isim daha sayılabilir.Marcella Frangipane'nin devletin kökenine ilişkin yaklaşımını sunarken yola çıktığı ?Mezopotamya'nın üretim ilişkilerine dair özellikle Anadolu'da Arslantepe referanslı? tezine karşılık; Prof. Timoty Insoll'ün daha çok erken devletin inanç sistemi ve dinlerin oluşumu ve kökenine dair araştırmaları ve yaklaşımlarına, Prof, Mehmet Özdoğan'ın devletin kökenini Kalkolitik'te arayabileceğimize ve bu olgunun Neolitik Devrim'in artçı depremi olduğu yönündeki savını eklersek; bu üç arkeolojik referanslı yaklaşımın dikkatle irdelenmesinin önemi daha kolay anlaşılacaktır.Zira ?İlk çağların insanları bizim için yalnızca bedensiz bir tin kalabalığıdır: Sessiz, yüz hatları olmayan, bir sis bulutu? Varoluşlarını bize yalnızca işaretlerle bildirirler.? Bu işaretlerin neler olabileceği bize göre; ?erken devlet?in inşasına ilişkin yaklaşımların ekonomik, sosyal, toplumsal ve yönetsel gerekçelerle biçimlendiğine dair kanıtlarla doludur. Bu ilişkiler toplamıyla oluşmuş yaygın kanaatin inançla olan bağı mutlaka daha ziyade irdelenmeli ve bu anlamda gerçekleştirilen her tür çaba arkeolojik arka planla desteklenmelidir. Keza; ?Modern dünya tarafından oluşturulmuş, doğanın denetimine dönük bilimsel tutum ile yazı öncesi toplumların karakteristiği olarak görülen mistik tutum arasındaki farkın her şeyin temeli olduğu iddiası oldukça tartışmalıdır.?Bu çalışmanın da; bu tespitlerle yola çıkarken tek bir amacı olduğu söylenebilirdi. Bu nedenle biz, çalışmanın sıfırdan başlayarak milattan önce üçüncü binyıla kadarki süreçte ?inancın? ya da ?inanma ihtiyacının? ?erken devlet?in inşasına nasıl bir etkisinin olduğunun irdelenmesini ana başlık olarak belirlemiştik. Oysa çalışma ilerledikçe başka bir sürprizle karşılaştık. Yahut o sürpriz zaten oradaydı, biz ona gittik. İrdelendikçe anlaşılacağı üzere, çalışmanın çatısını oluşturacak olan o sürpriz, sürecin en etkin aktörü olarak ?kadın? ve ?kadının rolü?yle şekillenen en erken organizasyon olarak aile ve ileride ailenin evriminin neden olacağı ilkelinden en karmaşığına doğru sosyal organizasyonlar silsilesiydi. Bu nedenle biz de bu sürprize uyduk. Onunla karşılaşınca yolumuzu çevirmedik. Orada kaldık ve anlamaya çalıştık. İşte bu nedenle bütün tasarladıklarımızdan başka bir şekilde bizim yolumuza çıkan bu faktör çalışmamızın karakterini belirlemiş oldu. Elbette en baştan belirlediğimiz başlığın bizim için oluşturduğu soru işaretlerini de cevaplamaya çalıştık ancak yine de; devletin ortaya çıkışını etkileyen etmenlerin içinde ?kadın? ve ?kadının rolü? bu çalışmaya büyük ölçüde hâkim oldu. Oysa burada, benimsenen en yaygın kanaatle, devletin inşası sürecine katkısı olan etmenler içinde silik denecek kadar az etkili bir unsurdan bahsedilmektedir. Bu alanda yürüdüğümüz yolun, Anadolu ve Mezopotamya'da ziyadesiyle arkeolojik argümanlarla desteklenebileceğine de tanıklık ettik.Zira ?İzafiyet kuramına göre, zaman, mekânın bir işlevidir. Tarihsel alana aktarıldığında bu, şu anlama gelir: Tarih, mekânın bir işlevidir.?
Özet (Çeviri)
Until now, many scientists from many disciplines have studied on the construction of the ?early state?. And many of them have accomplished comprehensive studies on the belief system or the fact of religion. It can be said that there are various perspectives and also, a rich collection and of course a wide range of scientific archive on both issues. Then, it is spectacular to see the multiplicity and variousness of sources we can find and not find when we continue to study. It is true that this richness of sources made our work easier, but ?to tell the truth? it was a source of hardship on the other hand. Therefore, lacks and excesses of this study can be numerous. Nevertheless, we tried to use a bibliography, created for contributing to our target. So we hope that our study will make a contribution to this rich and complicated area as much as a ?scratch?. As a matter of fact, its purpose is only to attempt to understand the process. However, it has always been felt that something is missing in spite of various approaches and worldwide collected works. Our title has been an area which until now each new knowledge made previous one invalid or at least provided a different perspective, almost like a valley of the unknown.This great interest has various basic reasons, but it can be said that the definitive reason is the apparatus of ?state?s direct and indirect effects on individuals, societies, peoples and nations, and increasingly on geographies, areas and finally continents. The paradox of vital dynamics, created by that, is the principal cause of our interest on this issue.Because the sociability of human is directly related to his individuality. From the beginning of his story onwards, human?s abilities concerning his being as a social and biological living have gained significance with his acculturation and with the fact that he increased, transmitted, used and spread knowledge; and integrating into this process, ?sharing? have made contribution to common consciousness and to the individualization of this consciousness as far as it became private. While common consciousness have required social solidarity and collective production, individualized desires have insisted the contrary. These changes are based on a historical and geographical background. Its historicity refers to human being?s progress from the prehistory onwards and revolutions, changes and discoveries in this story. And then, its geographical background represents how and in the which extent it was influenced by ecological and geological conditions, its relations with nature and ecosystem, its role within there and the dynamics of ?feeding?, ?housing? and ?defence?.However, human not only have existed as a material living being but also have developed and enriched his belif and spiritual world from the outset. In doing so, he has been in a strong solidarity and relationship with ?power?. This relationship was never independent from each other; in contrast, one of them have complemented the other and although sometimes effects have changed, as defending each other, ?power? have made the persistence of ?belief? and ?spirit? the persistence of ?will? possible.All of these depict: Until now, almost all the analysis regarding state and religion relation ?including the ?early-state?? have been done by the scientists from the fields of sociology, political science and anthropology.However, these two facts are also highly interesting and are need to be understood by archaeology, and the problems these fields created are required to be analyzed by archaeological data. In this context, it is possible to point out that there are some studies concerning the construction of the ?early-state? or ?belief system or religious seeking? and many archaeologists who have done these studies.Yet, once the studies are analyzed, the issues will seem to be explicated often one by one and usually apart from each other.When these two issues are studied together, they generally draw attention as subtitles within a wider study.Today, the most striking names in archaeology are Prof. Marcella Frangipane from Italy, Prof. Timoty Insoll from England and Prof. Mehmet Özdoğan from Turkey. Other names can also be counted. To this list, some other names such as Mellaart, Smith, Hodder, Hauptman, Oates and Bar-Joseph should be added.Opposing to Prof. Marcella Frangipane?s thesis on Mesopotamia?s production relations -especially referred to Arslantepe in Anadolu- while presenting the approach concerning the origin of state; if we shall add Prof. Timoty Insoll?s studies and approaches on belief system of early-state, the formation and origin of religions to Prof. Mehmet Özdoğan?s thesis on the origin of state roots back to Chalcolithic era, the importance of the analysis of these three archaeological referenced approaches will be understood easily.However, no study have displayed an analysis of the direct relation between the two facts as the main issue, a relation richly supported by archeological datas. I daresay, as it might be widely accepted, a complete study disciplined in this field and enriched by archeological datas, its reference oriented on visual arguments is need to be done.The study we wish to perform will not wholly respond to this need, yet it will set out with a certain assertion.The connection between faith and the common belief on the approaches regarding the construction of ?early-state? shaped by economic, social, communal and administrative means is surely explicated. All the efforts in doing that should be supported by archeological background.I shall say that this study has only one goal in setting out with these determinations. From the beginning to the first millenium, how ?faith? or ?the need of faith? have affected the construction of ?early-state? is to be analyzed. We believe that there is a certain need of an improvement in the approach to Anatolia and Mesopotamia supported by archeological arguments.During to study of this perriod and dinamics, we have been meeting a great surprize, or the surprize was allready there, but we have gone it. This surprize was ?woman? and ?the rol of woman?. In the happening of history of the humanity, it was a great breaking point that woman was main figure in it. So as it has been said before, there were many things happened in prehistory of us. Ofcourse with the different actors of life. But one was really special. It was ?woman.? And in this thesis, we really liked to understand it?s activities, power and commends during the perriod.
Benzer Tezler
- Yukarı Mezopotamya Bölgesi, başlangıcından Neolitik Çağ'ın sonuna kadar anıtsal yapıların kültürel, sosyal ve ekonomik bağlamda değerlendirilmesi
Upper Mesopotamia Region, evaluation of monumental structures in a cultural, social and economic context from the beginning to the end of the Neolithic Age
YUNUS ÇİFTÇİ
- Sumaki Höyük verileri ışığında Yukarı Mezopotamya'da çanak çömlek kullanımının başlangıcı ve gelişimi
Begining and development of pottery use in Upper Mesopotamia in the light of Sumaki Höyük data
SİDAR GÜNDÜZALP
- Assessing the impact of climate change on Euphrates and Tigris discharge using distributed hydrologic model
İklim değişikliğinin Fırat ve Dicle nehir akımları üzerindeki etkisinin dağılı hidrolojik modelle değerlendirilmesi
EMRE SALKIM
Yüksek Lisans
İngilizce
2024
Meteorolojiİstanbul Teknik ÜniversitesiMeteoroloji Mühendisliği Ana Bilim Dalı
PROF. DR. YURDANUR ÜNAL
DOÇ. DR. MEHMET CÜNEYD DEMİREL
- Arkeolojik verilerin ışığında Epi-Paleolitikten Tunç Çağları sonuna kadar Anadolu-İran ilişkileri
Relation between Anatolia and İran from the Epi-Paleolithic to the end of Bronze Ages based on archeological fainding
BAYRAM AGHALARİ
- The water system at the upper city of Hasankeyf and its impact on urban settlement
Hasankeyf yukarı şehirde su sistemi ve kentsel yerleşim üzerine etkisi
ESER DENİZ OĞUZ
Yüksek Lisans
İngilizce
2007
ArkeolojiOrta Doğu Teknik ÜniversitesiYerleşim Arkeolojisi Ana Bilim Dalı
PROF.DR. VEDAT TOPRAK