Geri Dön

Farelerde deneysel kuru göz modeli üzerine farklı terapötik ajanların etkilerinin karşılaştırılması

Comparison of the effects of different therapeutic agents on an experimental dry eye model in mice

  1. Tez No: 281361
  2. Yazar: KADRİ KULUALP
  3. Danışmanlar: PROF. DR. SERVET KILIÇ
  4. Tez Türü: Doktora
  5. Konular: Veteriner Hekimliği, Veterinary Medicine
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2011
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Fırat Üniversitesi
  10. Enstitü: Sağlık Bilimleri Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Cerrahi (Veterinerlik) Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 165

Özet

Kuru göz sendromu (KGS); oküler yüzeye hasar verme potansiyeline sahip olan yangı, gözyaşı film osmolaritesinin artışı, instabilitesi ve görme bozukluğu ile karakterize multifaktöriyel bir hastalıktır. Gelişiminde; yaş, cinsiyet, çevre, hormon, beslenme, sistemik ve lokal etkili ilaçlar ve refraktif cerrahi gibi bazı risk faktörlerinin etkili olduğu bildirilmiştir. İnsanlarda kadın ve yaşlılar, hayvanlarda ise köpeklerde daha fazla görüldüğü rapor edilmiştir.KGS'nin teşhisinde, klinik belirtilere ilaveten gözyaşı üretim miktarı, prekorneal gözyaşı film (PGF) stabilitesi, oküler yüzey hasarı ve bu yüzeyde meydana gelen bazı sitolojik ve morfolojik değişiklikler gibi kriterlerden yararlanılmaktadır. Tedavisinde; klinik belirtilerin önlenmesi, başta yangı olmak üzere hastalık sürecinde etkili rol oynayan faktörlerin ortadan kaldırılması veya her ikisine yönelik medikal yöntemler kullanılmaktadır. Bu prensipten hareketle mevcut çalışmada, hastalığın tedavisinde sıkça kullanılan bazı ajanların terapötik etkileri karşılaştırılarak en etkili olanının belirlenmesi amaçlanmıştır.Çalışmada 112 adet BALB-C ırkı dişi fare rastgele ve eşit olarak kontrol ve deney olmak üzere iki gruba; her grup da kendi içinde 7'şer hayvanlık 8 alt gruba ayrıldı. Alt gruplar uygulandıkları ajana göre SF (Serum fizyolojik; % 0.009), SH (Sodyum hyaluronat; % 0.3), DİK (Diklofenak sodyum; % 0.1 ), PAT (Olopatadine; % 0.1), RET (Retinoik asit; % 0.01), FML (Fluorometanol; % 1), CsA (Siklosporin-A; % 0.05) ve DOK (Doksisiklin; % 0.025) olarak isimlendirildi. Altı haftalık çalışma süresince deney grubu olgular kuru göz kabinine (KGK) (sıcaklık; 21-25°C, relatif nem; < % 30, hava debisi; 15 L/dk, akım hızı; 2.3 ± 0.5 m/s); kontrol grubu olgular ise kafeslere (relatif nemi; % 50-80, sıcaklığı; 21-23°C) yerleştirildi. Çalışmanın 0-2. haftaları arasında her iki grup deneklere herhangi bir ajan uygulaması yapılmazken; 2-6. haftalar arasında tümünün sağ gözlerine günde 2'şer kez ve her defasında 5?l olmak üzere yukarıda belirtilen ajanlar lokal olarak uygulanmıştır.Tüm denekler; çalışmanın 0, 2, 4 ve 6. haftalarında göz kırpma sayısı, gözyaşı üretim miktarı, korneal fluorescein boyanma, gözyaşı kırılma zamanı (BUT), gözyaşı fluorescein temizlenme, impresyon sitolojisi ve korneal fluorescein permabilite testi yönünden değerlendirilmiştir.Çalışmanın 0. haftasında kontrol ve deney grupları ile bu gruplara ait alt gruplar tüm parametreler açısından değerlendirildiğinde aralarındaki farkın BUT (P0.05); 2, 4 ve 6. haftalarda ise tüm parametrelere göre önemli (P

Özet (Çeviri)

Dry eye syndrome is a disease characterized with inflammation, tear film hyperosmolarity and instability, visual impairment, having the potential to damage ocular surface. It has been suggested that some risk factors including age, sex, environment, hormones, nutrition, some of the systemic and local effective drugs and refractive surgery may be responsible for its development. The disease has been reported to be more common in women, and the elderly in human and in dogs among animals.For the diagnosis of DES, in addition to clinical signs, some criteria, such as tear production, tear film stability, ocular surface impairment and some gross and cytological alterations on ocular surface are used. For treatment purpose, medical approaches, based on the criteria, i.e. relieve the clinical signs of the disease, remove factors effective on developing process of the disease, especially inflammation, or their combinations are administered. Base on this principle, this study purposed to be identified the most effective one comparing the therapeutic effects of some drugs commonly used for the treatment of this disorder.In the study, 112 BALB-C breed female mice were allocated equally and at random to two groups, control and experimental, which were divided in itself into 8 subgroups of 7 animal each. These subgroups were called as SF (Saline; 0.009%), SH (Sodium hyaluronate; 0.3%), DIK (Diclofenac sodium; 0.1%), PAT (Olopatadine; 0.1%), RET (Retinoic acid; 0.01%), FML (Fluoromethanole; 1%), CsA (Cyclosporine-A; 0.05%), DOK (Doxycycline 0.025%), and according to the agents administered. During 6 weeks of the study period, the experimental group animals were kept in a dry eye cabinet (DEC) (temperature; 21-25°C, relative humidity; < 30 %, flow rate; 15 L/min, flow speed; 2.3 ± 0.5 m/s) and control group animals in cages (relative humidity; 50-80%, temperature; 21-23 °C). While the animals of both groups received no agents between 0-2 weeks, it has been administrated to their right eyes the agents mentioned above twice a day and 5 ?l each time between 2-6 weeks.All experimental animals were evaluated considering the tests, blink rate, corneal fluorescein staining, break-up time (BUT), tear fluorescein clearance, impression cytology and corneal fluorescein permeability on the 0th, 2nd, 4th and 6th weeks of the study.When the control and experimental groups along with the subgroups were evaluated in terms of all parameters, it was determined that the difference between them was non-significant (P>0.05) except for BUT (P

Benzer Tezler

  1. Farelerde deneysel kuru göz modelinin tedavisinde farklı bitkisel (goji berry, yeşil çay, cennet hurması) yapraklardan elde edilen ekstraktların terapötik etkilerinin karşılaştırılması

    Comparison of therapeutic effects of extracts obtained from different herbal (goji berry, green tea, diospyros kaki) leaves in the treatment of experimentally dry eye model in mice

    ALPER BAŞA

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2021

    Genel CerrahiFırat Üniversitesi

    Cerrahi (Veterinerlik) Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. İBRAHİM CANPOLAT

  2. Deneysel olarak oluşturulan fibrosarkomalarda programlanmış hücre ölümünün çekirdekteki dna parçalanması tayini ve immunohistokimyasal olarak gösterilmesi

    Detection of apoptosis in experimentaly induced fibrosarcomas using dna fragmentation and immunohystochemical methods

    HASAN AKŞİT

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2007

    BiyokimyaAdnan Menderes Üniversitesi

    Biyokimya Ana Bilim Dalı

    PROF.DR. AYŞEGÜL BİLDİK

  3. Deneysel kafa travması modelinde intraventriküler antisens oligonükleotid injeksiyonu ile aquaporin-4'ün baskılanmasının beyin ödemi üzerine etkisi

    Aquaporin-4 (aqp4) plays an important role in the regulation of water balance in the brainin this study, inhibition of AqP4 synthesis and decrease in brain edema following intraventricular injection of antisense oligonucleotide after focal cortical contusioninjury in mice are investigated.

    MEHDİ TOHİDİ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2013

    NöroşirürjiHacettepe Üniversitesi

    Nöroşirürji Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. MELİKE MUT AŞKUN

  4. Tuz stresinin bazı fasulye (Phaseolus vulgaris l.) kültür çeşitlerinde tohum çimlenmesi ve fide gelişimi üzerine etkileri

    Başlık çevirisi yok

    İLKNUR EROĞLU

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2007

    BiyolojiEge Üniversitesi

    Botanik Ana Bilim Dalı

    PROF.DR. AVNİ GÜVEN

  5. Non-alkolik steatohepatit'li ratlarda metformin, rosiglitazon, N-asetilsistein ve etodolakın tedavi edici etkilerinin değerlendirilmesi

    Evaluation biochemical therapeutic effect of metformin, roziglitazon, N-Acetyl cysteine and etodalac in a model of nonalcoholic steatohepatitis in the rat

    SEDAT YILMAZ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2010

    BiyokimyaDicle Üniversitesi

    Biyokimya ve Klinik Biyokimya Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. NAİME CANORUÇ