Geri Dön

Tümör belirteçleri yüksek olan veya kontrastlı abdominal BT'de şüpheli lezyonu bulunan over kanserli hastalarda nüks ve/veya intraabdominal metastazların belirlenmesinde FDG-PET/BT'nin rolü

The role of FDG-PET/CT in detecting recurrences and/or intraabdominal metastases in ovarian cancer patients with increased tumor markers or suspicious lesions in contrast enhanced-CT

  1. Tez No: 281632
  2. Yazar: BUĞRA KAYA
  3. Danışmanlar: DOÇ. DR. OKTAY SARI
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Radyoloji ve Nükleer Tıp, Radiology and Nuclear Medicine
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2010
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Selçuk Üniversitesi
  10. Enstitü: Meram Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: Nükleer Tıp Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 67

Özet

Over kanserleri kadınlarda en sık görülen beşinci kanser olup jinekolojik kanserler arasında ikinci sıklıktadır. Over kanserleri ayrıca jinekolojik maligniteler nedeniyle ölümlerin en sık nedenidir. Over kanserli kadınların büyük çoğunluğu tespit edildiklerinde sıklıkla ileri evrededir. Erken tanı yöntemi olarak pelvik muayene, serum tümör belirteçleri (CA 125) ve transvajinal ultrasonografi en sık kullanılan yöntemler arasındadır.Over kanserlerinde cerrahi evrelendirme yapılır. Klinikte en sık FIGO evreleme sistemi kullanılır. Over kanserlerinin primer tedavisi cerrahidir. Over kanserli olgularda tümör belirteci olarak CA 125 kullanılmaktadır. Nüksün saptanmasında anatomik görüntüleme yöntemlerinin katkısı sınırlıdır. Cerrahi olarak batın kontrolü de yaygın olarak kullanılan bir yöntem olmakla birlikte bunun hem invaziv bir girişim olması hem de cerrahi kontrolü negatif olan olgularda nüks izlenmesi önemli bir problemdir. Kanserde erken teşhis, tedavi ve takip prognoz açısından çok önemlidir. Ayrıca takipteki hastaların rekürrensi veya metastazlarının erken tespiti de önem arzetmektedir. FDG-PET/BT birçok tümörün malign/benign ayrımında, evrelemesinde, rekürrensinin saptanmasında ve tedavi etkinliğinin değerlendirilmesinde son zamanlarda giderek artan sıklıkta kullanılan invaziv olmayan bir yöntemdir.Çalışmamızda; tümör belirteçleri yüksek olan veya kontrastlı abdominal BT'de şüpheli lezyonu bulunan over kanserli hastalarda nüks ve/veya intraabdominal metastazların belirlenmesinde FDG-PET/BT'nin rolünü kontrastlı BT ile karşılaştırmalı olarak incelemeyi amaçladık.Çalışmaya, opere over karsinomu tanısı ile gelmiş, patoloji raporları olan, tümör belirteçleri çalışılmış, abdominal BT ve FDG-PET/BT tetkikleri yakın zamanlı (1 ay içerisinde) yapılmış, tümör belirteçlerinde yükselme veya BT'de şüpheli lezyon görünümü nedeniyle FDG-PET/BT yapılmış olan toplam 34 kadın hasta dahil edildi.34 hastanın 25'inde tümör belirteç yüksekliği vardı. 9 hastada ise tümör belirteçlerinde yükselme olmayıp, BT'de nüks düşündüren bulgular mevcuttu. CA 125 yüksekliği olan 25 hastanın 5'inde BT'de, 1'inde de FDG-PET/BT'de nüks lezyonlar gösterilemedi. FDG-PET/BT'de izlenmeyen lezyon, BT'de tespit edildi. 25 hastanın 19'unda hem BT, hem de FDG-PET/BT ile nüks lezyon gösterildi. Bunların 11'inde FDG- PET/BT'de BT'ye göre daha fazla sayıda lezyon izlendi. Tümör belirteçleri normal olduğu halde BT'de şüpheli lezyonları olan 9 hastanın yalnızca 1'inde FDG-PET/BT'de nüks ile uyumlu lezyon tespit edildi ve yeniden opere edilen hasta histopatolojik olarak doğrulandı. Kalan 8 hastanın hiçbirinde takiplerde nüks ile uyumlu klinik bulgu ve lezyon saptanmadı. FDG-PET/BT'nin sensitivitesi % 96.1 (25/26), spesifitesi % 100 (8/8), pozitif prediktif değeri (PPD) % 100 (25/25), negatif prediktif değeri (NPD) ise % 88.9 (8/9) olarak bulundu. BT'nin sensitivitesi % 80.8 (21/26), pozitif prediktif değeri ise % 72.4 (21/29) olarak bulundu. BT'nin spesifitesi (0/8) ve NPD'i (0/5) % 0 olarak bulundu. Tümör belirtecinin (CA 125) sensitivitesi % 96.1 (25/26), spesifitesi % 100 (8/8), PPD'i %100 (25/25), NPD'i % 88.9 (8/9) olarak bulundu.Sonuçta; FDG-PET/BT'nin CA 125 seviyeleri artmış BT'si negatif olanlarda veya CA 125 değerleri normal olup klinik şikayetleri nedeniyle BT yapılmış ve nüks bulgusuna rastlanmış olan vakalarda kullanımının faydalı olduğu bulunmuştur. Her nekadar çalışmamızda uzak metastaz bulgusuna rastlamasak da FDG-PET/BT tüm vücut taramaya olanak sağladığından uzak metastazların tespit edilmesini sağlayabilir.

Özet (Çeviri)

Ovarian cancers are the 5th most common cancers seen in women that are 2nd most frequently observed gynecologic cancer. Ovarian cancer is also most frequent death reason among gynecologic cancers. Vast majority of the women with ovarian cancer are at advanced disease stage when diagnosed. Among early diagnostic methods, a pelvic examination, serum tumor marker CA 125 and transvaginal ultrasound are mostly used.Ovarian cancer staging is done by the FIGO staging system that uses information obtained from the surgery. Primary therapeutic modality for the disease is surgery. CA 125 is used as a tumor marker for the patients with ovarian cancer. Anatomic imaging methods have limited value to detect the recurrences. Although surgical exploration of the abdomen is frequently used in this purpose, they are important problems that this method is an invasive procedure and recurrence may be also observed in the patients with negative exploration. Early diagnosis, treatment and follow-up of a cancer are crucial for the prognosis. Early detection of recurrence and metastasis is also important in the patients on follow-up. FDG PET/CT is a non-invasive method that?s recently used in growing amount for diferential diagnosis of malign/benign tumors, staging, detection of recurrence and evaluation of the treatment efficacy.In this study, we aimed to investigate the role of FDG-PET/CT in determination of recurrence and/or intraabdominal metastasis in patients with ovarian cancer having increased tumor markers or suspicious lesion detected by a contrast abdominal CT.Totally 34 female patients diagnosed with ovarian cancer and operated for this reason, having pathology report and tumor markers, who had abdominal CT and FDG-PET/CT that had been performed within last month, in whom FDG-PET/CT had been performed duo to the increased tumor markers or suspicious findings on abdominal CT are included in this study.Of the 34 patients, 25 had increased tumor markers and in 9 of them there were CT findings reflecting recurrence without increased the tumor markers. Of 25 patients with increased CA 125 level, CT in 5 and FDG-PET/CT in 1 patient, couldn?t demonstrate recurrent lesions. CT could detect the recurrent lesion that was not shown by FDG-PET/CT. In 19 of the 25 patients recurrent lesions were demonstrated by both CT and FDG-PET/CT. However, FDG-PET/CT revealed more lesions than CT did in 11 patients. Only one of the 9 patients in whom the tumor markers were normal and there were suspicious lesions on CT had the lesions consistent with recurrence on FDG-PET/CT and this was validated by histopathology following reoperation. In the rest, none of the 8 patients any clinical finding or lesion consistent with recurrence was detected on follow up exams. Sensitivity, specificity, positive predictive value and negative predictive value of the FDG-PET/CT were 96.1% (25/26), 100% (8/8), 100% (25/25) and 88.9% (8/9), respectively. Those of the CT were 80.8% (21/26), 72.4% (21/29), 0% (0/8) and 0% (0/5), respectively. And; 96.1% (25/26), 100% (8/8), 100% (25/25) and 88.9% (8/9), respectively for CA 125.In conclusion, as a result of this study we found that in patients with increased serum CA 125 level and negative CT findings or with normal CA 125 level and recurrence detected by CT which was performed due to clinical symptoms, FDG-PET/CT is a beneficial method for detection of the recurrence. Although any distant metastasis was not found in our study, we can determine it if present using FDG-PET/CT because it provides the whole body scan.

Benzer Tezler

  1. Glial beyin tümörlerinin evrelendirilmesinde T1 ağırlıklı kontrast ajanı bolus izleme tekniği ile elde olunan perfüzyon manyetik rezonans görüntülemenin rolü: Glial tümörün moleküler belirteçleri ile retrospektif korelasyonu

    Quantitative analysis of dynamic contrast-enhanced T1-weightedperfusion MR imaging identifies glioblastoma molecular phenotypes viatumoral and peritumoral approach: Preliminary results with majorgenomic biomarkers

    KEREM ÖZTÜRK

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2018

    Radyoloji ve Nükleer TıpBursa Uludağ Üniversitesi

    Radyoloji Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. BAHATTİN HAKYEMEZ

  2. Meme karsinomu olgularında dinamik kontrastlı (DCE) perfüzyon manyetik rezonans bulgularının ki-67 indeksi ve diğer patolojik belirteçler ile karşılaştırılması

    Correlation of dynamic contrast enhanced (DCE) perfusion findings with ki-67 index and other pathological findings in breast carcinoma cases

    ULAŞ YALIM UNCU

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2020

    Radyoloji ve Nükleer TıpSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Radyoloji Ana Bilim Dalı

    UZMAN SİBEL AYDIN AKSU

  3. Meme MRG'de saptanan kitlesel olmayan parlaklaşmaların histopatolojik korelasyonu

    Histopathological correlation of non-mass enhancement detected in breast magnetıc resonance ımagıng

    MAHMUT KÜSBECİ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2018

    Radyoloji ve Nükleer TıpEge Üniversitesi

    Radyoloji Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. IŞIL GÜNHAN BİLGEN

  4. Mide kanserli hastalarda preoperatif serum crp ve ıl-6 düzeylerinin prognostik değeri

    Prognostic value of preoperative crp and il-6 levels in gastriccarcinoma patients

    BUKET ALTUN ÖZDEMİR

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2005

    Genel CerrahiSağlık Bakanlığı

    Genel Cerrahi Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. HAVVA BELMA KOÇER

  5. Epitelyal over kanserlerinde tümör belirteçlerinin prognostik faktör olarak rolü

    The prognostic rules of the tumor markers in epithelial ovarian carcinoma

    NİL YAVUZ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2003

    Kadın Hastalıkları ve Doğumİstanbul Üniversitesi

    Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı

    PROF.DR. FUAT DEMİRKAN