Geri Dön

Rize-Batum arası deniz alglerinin taksonomisi

Başlık çevirisi mevcut değil.

  1. Tez No: 28246
  2. Yazar: HÜSEYİN ERDURAN
  3. Danışmanlar: PROF. DR. HÜSEYİN GÜNER
  4. Tez Türü: Yüksek Lisans
  5. Konular: Biyoloji, Biology
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 1993
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Ege Üniversitesi
  10. Enstitü: Fen Bilimleri Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Biyoloji Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 129

Özet

L GİRİŞ ve LİTERATÜR ÖZETİ Deniz yosunlarının insanlar tarafindan kullanımına ilişkin ilk kayıtlar MÖ. 2700 yıllarına kadar uzanmaktadır.Bu. kayıtlara göre gerek uzak doğuda gerekse Avrupa'da deniz yosunlan çeşitli gereksimmlerin karşılanması amacı ile kullanılmıştır. Günümüzün hızla gelişen: endüstrisi^ bir çok organik kökenli bileşiğin sentetik üretimini gerçekleştirmeyi başarmışda olsa, hala alglerden elde edilen bazr bileşikleri direkt buı canlılardan elde etmektedir. Özellikle agar-agar, alginat gibi kimyasal maddeler dünya pazarlarında çok çeşitli alanlarda: aranan ve talebi azalmayan, alg ürünleridir.Deniz yosunlanma ekonomik yararlan ancak sınırlı sayıda ülke için reel bir kaynak durumundadır.Bilhassa Amerika, Japonya, Çin, Kuzey Avrupa Ülkeleri ve İngiltere gibi ülkeler açıkça alg tarımı yapmaktadırlar.Bunun yanında bir çok üçüncü, dünya ülkesi ya- kendi alg potansiyelini bilmemekten yada bu konudaki bilinçlenme eksikliğinden deniz yosunlarından geniş anlamda yararlanamamaktadırlar. Batı dünyasının endüstriyel gehşimine paralel olarak elde ettikleri refah ve arödeğerlerin bir kısmı bilimsel araştırmalara kaydtnlmışür.Bundan dolayı özellikle temel bilimlerdeki hemen hemen bütün ilk araştırmalar batılı ülke bilimcilerine ait ola gelmiştir.Bunun dışında rönesans sonrası aydınlanma sürecinde de birçok araştırma zenginler, hükümdarlar tararından destek görmüş ve bu günün modern bilimsel temeUerinin batılılar tarafindan atılmasını sağlamıştır. Bilimin diğer alanlarında olduğu gibi deniz yosunlan üzerine yapılan ilk ciddi çalışmalar yine batık bilimciler tarafindan gerçeMeştirümiştir. Dünya geneli dikkate ahndığmda, bu çalışmalar ana hattan ile şöyledir, 1750'li yıllarda Linne ile gerçek anlamda başlayan algolojik çalışmalar 1800'lü yıllarda Agardh ile devam etmiş, Meneghini, Kützing, Nageli ve Hauck ile 19001ü yulara gelinmiştir (1,91,95,96,106,112.).. 19001ü yıllarda hızla devam eden bu yöndeki çalışmalar sayesinde günümüzde halen gerek sistematik gerekse diğer konularda yararlandığımız pek çok eser yazümıştirBu eserlere imza atan algologlardan Falkenberg, Setchell ve Gardner, Migula, Sauvageau, Boergesen, Otmanns, Hamel, Funk, Fremy, Feldmann-Mazoyer, Rechinger, Dawson, Kylin veErcegovic önde gelen araştırıcılar olmuşlardır (14,15,36,37,46,47,49,51-53 56,57,84-86,97,98,107,108,115,122,126-128). Akdeniz'e kıyısı olan ülkelerin algolojik çalışmaları monografi düzeyinde ilk olarak Falkenberg ile başlamış (49), 1924'ten 1939 yılma değin süren Hamel'in çalışmaları ile ağırlık kazanmıştır(83-86).Bu ülkelerden özellikle Fransa'da yapılanları Akdeniz'e kıyısı olan diğer ülkelerin çalışmalarına ışık tutacak niteliktedir. Fransa'nın yam sura Cezayir alglerimde çalışan J.ve G. Feldmann 1950'den sonrada sistematiğe önemli katkılarda bulunmuşlardır (51).Aynca Delephine, Denizot, Boudouresque, Lauret, Belsher ve ark. ile Coppejans'ın algolojik bulguları son yıllarda ki Akdeniz algleri hakkında önemli bilgiler edinmemizi sağlamaktadır (13,18-21,31,32,38,39,99-101). Algoloji'de gerek sistematik gerekse fîtososyolojik konularda Fransa'dan sonra önemini hissettiren diğer bir ülkede İtalya'dır.Bu ülkede özgün çalışmalarıyla isim yapmış araştırmacılardan en önemlileri olarak Giaccone, Rizzi, Furnan ve Cormacı sayılabilir(33,34,59-61,123,124). Akdeniz'e kıyısı olan diğer ülkelerden İspanya'da Ballesteros (9), Yugoslavya'da Ercegovic ve Munda (46,47,109-111), Yunanistan'da Diannelidis, Haritonidis-Tsekos (40,41,88,89,90), Suriye'de Mayhoub (104), israil'de Dor, Edelstein, Lipkin (42,45,102), Tunusta Maiz (103), Libya'da Nizamuddin ve ark. (113,114), ile yine birçok çalışmaya imzasını atan Boudouresque (18-20) özellikle kendi ülkelerinin floristik üstelerinin belirlenmesinde katkıda bulunan önemli algologlardandırlar. Akdeniz'e kıyısı bulunan ülkemizde ise konu ile ilgili olarak 1968-1992 yıllan arasında gerek Güner gerekse Güner, Aysel ikilisinin yaptığı çalışmalar dikkati çekmektedir. Karadeniz ile ilgili algolojik çalışmalara bakıldığında, bunların Sovyet kıyılarının alg florasının belirlenmesine yönelik olduğu görülmektedir.Bugün Karadeniz için olduğu kadar Dünya için de ilk bilimsel anlamda algolojik çalışmaların Avrupa bilgim Linne'den önce 1740'da Buxbaum tarafından başlatıldığım Zinova'mn 1964'lü kayıtlarından öğrenmekteyiz (143). Elimizdeki mevcut literatürler değerlendirildiğinde Karadeniz Alg Florasına yönelik çalışmaların ağırlığını Rus bilimcüerinin teşkil ettiği rarkedilmektedir. Bunlardan Voronichin'in 1908'deki çalışmasında, Karadeniz için 5 tanesi yeni olmak üzere toplam 68 alg türü tammlanmıştır (133). 1935'te bu kez E.S. Sinova'nın 98 türü tanımladığı çalışmasına rastlıyoruz (129).Daha sonra A.D. Zinova tararından Rus kıyılarına ait 19 tür tanımlanmış, araştırıcı Kalugina ile birlikte Cystoseira'nın iki türüne ait 5 formu karşılaştırmalı olarak vermiştir (144).1974'te Kalugma-Gutnik ikilisi Cystoseira'ya. ait 2 türün 4 formu ile Phyllophordmn iki türüne ait ayrıntılı bilgiler vermiştir.Aynı yıllarda bu araştırıcı Phyllophoramn 4 türünü inceleyerek karşüaştınlmıştır (93). Rus araştırıcılardan Ulvales türlerinin taksonomik bilgilerine gerçek anlamda ayrıntılı şekilde ilk değinen Vinogradova'dır. Araştırıcı 1968'deki çalışmasında, Blidingia groenlandica, (J.Ag.) Setch. et Gardner'mn taksonomik özellikleri yanında tür ile ilgili anatomik fotoğraflara da yer vermiştir. 1974 yılında ise, daha önceki yıllara ait Ulvales türlerini incelediği çalışmalarını da kapsayan hem Karadeniz hemde Rusya türlerinin bulunduğu 165 sayfalık eserinde Ulvales' t ait 42 taksonun morfolojik- anatomik yapısı ve fotoğrafları ile tayin anahtarları, hatta karakteristik türlerin aylara göre değişen hücre ölçümleri karşüaştaılmah olarak yer almaktadır (134,135). Karadeniz'e kıyısı olan ülkelerden Romanya'da Celan'ın yapmış olduğu araştırmalar dikkati çekmektedir. Araştırıcı 1938'de Gelidîella antipai newsp. ve Phyllophora brodiaei (Turn) J.Ag. hakkında ayrıntılı bilgiler vermiştir(22). Agigea bölgesinin araştırıldığı ilk fitososyolojik çalışmalar 1946'da yine Celan tarafından gerçeMeştirilmiş ve burada 31 takson rapor edilmiştir(23). Aynı araştırıcı bunu takip eden yıllarda ilk olarak Laurencia paniculata daha sonra da Ectocarpus siliculosus'm hakkında değerli taksonomik bilgilere değinmiştir (25). Celan ve Bavaru bu alandaki çalışmalarını 1972 yılma değin sürdürmüşlerdir. Sahip olduğumuz literatürleri incelediğimizde bu yıllar arasında Karadeniz kıyılanndaki alg grupları hakkında her iki araştırıcının birlikte değindiği kısa gözlemlerine (1970) ve Bavaru'nun Cystoseira türleri üzerine verdiği bilgilerine rastlamaktayız (10,ll,26).Bavaru aynı yıl fitososyolojik içerikli bir çalışma daha yapmış ve burada denizin vertikal tabanlarının temsilci alg birliklerini ve karakteristik türlerini belirleyerek rapor etmiştir (1972).Fakat bu tarihten sonra 1989 yılma değin Romanya kıyılarına ilişkin kayda değer herhangi bir algolojik çalışmanın yapılmadığım, eldeki hteratürlerimize dayanarak söylememiz pek yanlış olmaz. Ancak 1989'da Bologa'nın kayıtlarından bu tarihler arasında bölge üzerinde daha bir çok çalışmaların yapıldığım öğreniyoruz. Bologa burada, önceki yıllara ait biomas ve verimlilik üzerine yazılmış araştırmaları değerlendirmiş, 1971-1982 yıllarında Romany a'nın tek yıllık makrofit verimliliği ve biomas değerlerini belirterek birbirlerine oranlamıştır. Romanya kıyılanndaki Cystoseira barbata'mn. klorofil a durumunu İtalya ve Rus kıyılanndaki çalışmalarla karşılaştırmıştır (17).4 Bulgaristan kıyılan algleri üzerinde yapılan çalışmalar Ahtopolsk körfezinde yoğunlaşmıştır.Bu bölge kıyılarına ait 27 alg türünün verildiği araştırmada, Zinova-Konaklieva ikilisi bu türlerin çok kısa taksonomik bilgilerine değinmiştir (145).Elirnizdeki kaynaklardan, Bulgaristan kıyılan hakkındaki algolojik çalışmaların ağırlığım Rus bilimcilerinden Zinova'nın yapmış olduğu çalışmalarda görmekteyiz. Araştrncı,bu çalışmaların ilkini Bulgar algologlarla birlikte sürdürmüş ve 38 tür tarıımlanmıştır (146).Bunu takip eden yıllarda ise,biri yeni olmak üzere iki türün taksonomik bilgilerine (1976) ve devamı niteliğindeki diğer çalışmalarda da 11 türün tamınma yer vermiştir (147). Son yıllarda ise Zinova ve arkadaşlan tarafından Ahtopolsk körfezi alglerine 24 takson ilave edilmiştir (148). Türkiye'deki çalışmalara gelindiğinde,şimdiye değin Karadeniz kıyılan hatta Türkiye kıyılan için algolojik çalışmaların Handel-Mazzetti tarafindan başlatıldığı bilinmekteyse de,Zinova 1964'e göre tüm Karadeniz genelinde ilk kayıtların Trabzon ve civan için Buxbaum (1740),Dumont D'urvüle (1822),Agardh (18514876),Tchichatcheff(1860),Sperk (1869) ve Voronichin (1908-1909) tarafindan verildiği,1909 yılında Stockmayer'in aynı bölgede araştırma yaptığı,1912'de Türk kıyılarında bir Rus araştırma grubunun Zernov (1913) liderliğinde çalışıldığı büdirilmektedir. Aynı grup Sinop'tan İstanbul boğazına (bosfor) kadar alg örnekleri toplamış,fazla büyük olmayan bir kolleksiyon oluşturmuşlardır.Bu bölgenin algleri Voronichin (1926) tarafindan incelenmiş ve çalışmalar sonunda Türkiye kıyılarında toplam 59 takson tespit edümiştir.Bu alglerin Rusya kıyılarında da yayılış gösterdiği yine Zinova'nın 1964'deki notlarında belirtilmektedir (143). Yukarıdaki açıklanan çalışmalardan sonra Karadeniz'deki araştırmalara uzun süre ara verilmiştir.Ancak Karadeniz dışında diğer kıyılanınız ile ilgili ilk algolojik çalışmalar 1899'da Fritsch ile başlatılmış jstanbul Boğazı ve çevresinden 61 deniz algi ve 2 Chara türü rapor edilmiştir (55). Yurdumuz araştıncılan tarafindan ilk çalışmalar Özt iğ tarafindan yine ilk olarak Karadeniz kıyılarında başlatılmış (116),ve Zeybek ile başlayan çalışmaların en önemlilerinden biri 1966'daki“Ege Sahillerinde Tespit Edilen Bazı Algler”konulu araştırması olmuştur.Burada alglerin hem kullanım alanlarına hemde taksonomik özelliklerine değinilmektedir (138).Daha sonra araştıncı iki proje ile hem Akdeniz hemde Karadeniz alglerini incelemeye yönelmiş bu çalışmaların ilkinde Bodrum- Finike Körfezi Sahil Algleri,(140), ikincisinde Karadeniz Şile-İğneada sahilboyu alglerini çalışmıştır. Zeybek'in 1976'daki bu çalışması Karadeniz'in çok dar bir kesimini kapsamaktadır. 1976 yıllarına kadar Türkiye'de algolojik çalışmaların odak noktasını Ege Denizi ve Marmara Denizi civarında yapılan çalışmalar oluşturmuştur (5,64,65). Güner'in“Ege Denizinin Sahil Algleri Üzerinde Taksonomik ve Ekolojik Araştırmalar ”adlı doktora tezinden sonra ülkemiz algleri ile ilgili çalışmalar daha büyük bir hız kazanmıştır(l970). 1976'da Altındağ'ın“Bati Karadeniz'in Ceramium Türleri”adlı Yüksek Lisans çalışmasıyla tekrar Karadeniz'e yönelinmiş ve burada daha önce Zeybek'in proje çalışmaları esnasmda Batı Karadeniz'de toplanan fakat o zamanlar tayin edilemeyen 12 taksonun fotoğrafları,tayin anahtarı ve bilgileri ayrıntılı olarak verilmiştir (3).Bu tarihten sonra Ege, Marmara ve Akdeniz kıyılarındaki araştırmalar Güner, Aysel ve ekibi tarafindan daha yoğun olarak sürdürülürken, (62-81) yine aynı tarihler arasında Türkiye Alg Florasına önemli katkılar sağlayan Yüksek Lisans ve Doktora çalışmaları devam etmiştir (8,27,28,43,44,117,118,130-132,137). Fakat aynı zaman dilimlerinde Karadeniz kıyılarına dair ancak birkaç araştırma ile Y. Lisans çalışması yapılmıştir.Bu çalışmalar konumuzu ilgilendirmesi balonundan son derece önemlidir. Altındağ'ın Ceramium türleri ile ilgili Y. Lisans Tezinden sonra Mehmetağaoğlu tarafindan Trabzon sahil boyundaki algler araştırılmış ve 13 familyaya ait 25 tür rapor edilmiştir (105).Öztürk tarafindan 1988'de Sinop civarında gerçekleştirilen“Akliman ve Hamsaroz Körfezi Üst İnfralittoralinde Yer Alan Bitkisel Organizmalar Üzerine Bir Araştırma”konulu çalışmada 21 tür tespit edilmiştir (11 9), Ancak Karadeniz kıyılarımızla ilgili en kapsamlı çalışma“Trabzon Deniz Algleri ”adı altında Aysel. V., Kesercioğlu. T, Güner. H, ve Akçay. H tarafindan yapılmıştır (7).Burada 21 familyaya ait toplam 55 takson rapor edilmiş olup bunlardan bir tanesi Türkiye Alg Florası için ilk kez rapor edilmiştir (Polysiphonia vidovichii). Son yıllarda algler üzerinde yoğunlaşan çalışmalar sayesinde yurdumuzun algoloji tarihinde bugünkü durumuna gelinmiş, bazı türlerin ağır metal içerikleri, kirlilik ile olan ilişkileri, Çemobil kazasından önce ve sonraki radyoaktif serpintilerin bunlar üzerindeki etkileri araştırılmıştır (2). Ülkemiz Alg Florasının Karadeniz dışmda tamamlandığı bilin mektedir. Bu nedenle araştırmamızda çalışma alam olarak şimdiye dek hiç incelenmemiş olan Rize ile Batum arasındaki bölge seçilmiş ve burada yayılış gösteren alglerin taksononnsinin belirlenmesi hedef alınmıştır.Yaptığımız bu çalışmanın yeni eklentilerle Türkiye genelindeki mevcut tür listesine katkıda bulunacağı inancındayız.

Özet (Çeviri)

VI ABSTRAKT Bu araştırmada, Rize ile Batum arasında Üst Infralittoral bölgede yayılış gösteren alglerin taksonomisi çalışılmıştır. Cyanophyta, Chloropfayta, Phaeophyta ve Rhodophyta bölümlerinden 29 familyaya ait toplam 89 takson bulunmuştur. Taksonların bölümlere göre dağılımı aşağıdaki şekildedir: Cyanophyta Chiorophyta Phaeophyta Rhodophyta 3 27 16 43 Bulunan alglerin 15 tanesi Karadeniz için. yeni kayıttır ve bunlardan 1 tanesi (Xenococcus cladophorae) Türkiye için yeni kayıtta*. ABSTRACKT In this investigation, taxonomy of algae which distribute on upper infralittoral zone between Rize and Batum had been studied. 89 taxa belonging to 29 family from Cyanophyta Chiorophyta, Phaeophyta and Rhodophyta divisions had been found. According to divisions, distribution of taxa as follows : Cyanophyta Chiorophyta Phaeophyta Rhodophyta 3 27 16 43 15 taxa are new record to Black Sea and 1 taxon is new record to Türkiye Flora among the others (Xenococcus cladophorae).

Benzer Tezler

  1. Burdur ili mermer sektörünün kurumsal ve ekonomik yapısı

    İnstitutional and economic structure of marble sector in burdur

    AHMET SARITAŞ

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2006

    EkonomiAkdeniz Üniversitesi

    İşletme Ana Bilim Dalı

    PROF.DR. AYŞE KURUÜZÜM

  2. Doğu Karadeniz Bölgesi'nde uluslararası göçün toplumsal etkileri

    Social impacts of international population movements in the Eastern Black Sea Region of Turkey

    ESEN BURCU ÖZCAN

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2020

    Sosyolojiİstanbul Üniversitesi

    Sosyoloji Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. YUSUF ADIGÜZEL

  3. Doğu Karadeniz'de deniz fenerleri inşası ve bakımı (1854-1914)

    Construction and maintenance of lighthouses in the Eastern Black Sea (1854-1914)

    FİLİZ URŞAR

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2024

    TarihRecep Tayyip Erdoğan Üniversitesi

    Tarih Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ RESUL TURAN

  4. Rize'den Gürcistan'a siyasetin mekânsal tezahürü: Yoksunluk, mahremiyet ve anonimlik bağlamında mekân oluşturma

    Spatial manifestation of politics from Rize to Georgia: Placemaking in the context of deprivation, privacy, and anonymity

    BETÜL KOCAOĞLU DÜNDAR

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2024

    AntropolojiAnkara Üniversitesi

    Antropoloji Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. CEREN AKSOY SUGIYAMA

  5. Çeşitli bal örneklerinde radyoaktivite ve ağır metal analizi

    Radioactivity and heavy metal analysis in various honey samples

    ELİF ALTEKİN

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2014

    BiyofizikRecep Tayyip Erdoğan Üniversitesi

    Fizik Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. RECEP KESER