Lise öğrencilerinde kendine zarar verme davranışı: İşlevleri, emosyonel regülasyon ve ayrılma bireyleşme
Non-suicidal self injurious behavior among high school students: Its functions, emotion regulation and separation individuation
- Tez No: 293122
- Danışmanlar: DOÇ. DR. TEZAN BİLDİK
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Psikiyatri, Psychiatry
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2011
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Ege Üniversitesi
- Enstitü: Tıp Fakültesi
- Ana Bilim Dalı: Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 231
Özet
Kendine zarar verme davranışları (KZVD), intihar amacı taşımaksızın kasıtlı olarak yapılan, beden dokusunun hasar gördüğü davranışlar olarak tanımlanmıştır. Bu davranışlar, ergenlik döneminde daha sık görülmektedir ve bazı işlevlere hizmet eder. Bazı ergenler KZVD'yi sınırlı sayıda-epizodik olarak gerçekleştirirken; bazı ergenler, tekrarlayıcı ve kronik bir şekilde kendine zarar verir. Duygu düzenleme (emosyon regülasyonu), son yıllarda daha çok önem kazanmış olan ve birçok psikiyatrik rahatsızlığın yanı sıra, KZVD ile ilişkisi vurgulanan bir konudur. Blos (1967) tarafından tanımlanmış olan ikinci ayrılma bireyleşme dönemi, Mahler'in kuramından yola çıkarak ergenlik süreçlerini ve bu dönemde yaşanan güçlükleri özetlemektedir.Bu çalışmada; ergenlerde KZVD'nin işlevlerinin araştırılması, KZVD ile emosyon regülasyonu, ayrılma bireyleşme ve psikiyatrik rahatsızlıkların ilişkisinin açığa çıkarılması ayrıca; epizodik olarak kendine zarar veren ergenler ile tekrarlayıcı şekilde zarar veren ergenlerin tüm bu yönlerden karşılaştırılması amaçlanmıştır.YÖNTEMİzmir ili genelinde yürütülen kendine zarar verme davranışı yaygınlığı ve doğasının araştırıldığı KZVD yaygınlık araştırma çalışmasında ulaşılan lise öğrencileri, bu araştırmanın evreninin oluşturmuştur (n=1656). Bu öğrenciler arasından bugüne dek ?en az 5 kez kendini kestiğini? belirten öğrenciler, tekrarlayıcı kendine zarar veren gruba (TKZV); bu öğrencilerle benzer yaş, cinsiyet ve sosyoekonomik düzeyde olan herhangi bir KZVD yöntemini 5'ten az yaptığını belirten öğrenciler de epizodik kendine zarar veren gruba (EKZV) alınmıştır. Kontrol grubuna da hiç kendine zarar verme öyküsü ya da intihar girişimi olmayan ve diğer iki grup ile yaş, cinsiyet ve sosyoekonomik düzey açısından benzer olan ergenler alınmıştır. Buna göre TKZV grubu 91, EKZV grubu 102 ve kontrol grubu 101 öğrenciden oluşmuştur. Bu öğrenciler ile okullarda tanısal psikiyatrik görüşme yapılmış (Okul Çağı Çocukları İçin Duygulanım Bozuklukları ve Şizofreni Görüşme Çizelgesi Şimdi ve Yaşam Boyu Versiyonu - ÇDGŞG-ŞY); öğrencilerden; ?kendine zarar verme davranışı tarama ve değerlendirme envanteri?, ?Beck depresyon envanteri?, ?durumluk ve süreklik kaygı envanteri?, ?McLean borderline kişilik bozukluğu tarama envanteri?, ?duygu düzenlemede güçlükler ölçeği? (DDGÖ), ?adolesan ayrılma bireyleşme testi? (AABT), ?aileden ve arkadaşlardan algılanan sosyal destek ölçeği? ve ?sosyodemografik veri formunu? doldurmaları istenilmiştir. TKZV, EKZV ve kontrol grubunda yer alan ergenlerin sosyodemografik ve psikososyal özellikleri, KZVD'nin doğası ile ilgili özellikler, KZVD'nin işlevleri, ergenlerin psikiyatrik tanıları, depresyon, anksiyete ve borderline tarama ölçeği puanları, duygu düzenlemede ve adolesan ayrılma bireyleşme sürecinde yaşadıkları güçlükler karşılaştırılmıştır. Ayrıca olguların anne ve babaları Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalına davet edilmiş; görüşme yapmayı kabul eden anne ve babalarla, tanı amaçlı psikiyatrik görüşme (SCID Nonpatient versiyonu- SCID-NP) yapılmıştır.BULGULARTKZV grubunda yer alan ergenlerin, EKZV ve kontrol grubuna göre daha fazla psikiyatrik tanı aldığı, depresyon, anksiyete ve borderline kişilik bozukluğu puanlarının daha yüksek olduğu, aile ve arkadaş desteği algılarının daha düşük olduğu görülmüştür. Belirtilen özellikler (psikiyatrik tanılar, depresyon, anksiyete, borderline kişilik bozukluğu, aileden ve arkadaşlardan algılanan sosyal destek ölçek puanları) açısından EKZV grubu kontrol grubu ile TKZV grubu arasında yer almıştır. DDGÖ ölçeği alt ölçek puanları ve toplam puan açısından gruplar birbirinden istatistiksel olarak anlamlı düzeyde farklılaşmış; en kötü duygu düzenleme becerilerini TKZV grubu, en iyi becerileri de kontrol grubu göstermiştir. EKZV grubu ise diğer iki grup arasında yer almıştır. AABT açısından da ölçeğin destekleyici olmayan alt ölçekleri (yutulma anksiyetesi, ayrılma anksiyetesi, reddedilme beklentisi ve ihtiyacı inkâr) 3 grup arasında istatistiksel olarak anlamlı şekilde farklılaşmıştır. Buna göre TKZV grubu en fazla, EKZV grubu orta düzeyde, kontrol grubu ise en az düzeyde ayrılma bireyleşme ile ilişkili güçlükler yaşamaktadır. Ölçeğin destekleyici olan alt ölçeklerine göre ise (arkadaşa yapışma, öğretmene yapışma, bakım arama ve pratik yapma aynalama); gruplar arası farklılık bulunmamıştır. Kendine zarar verme işlevlerinden en sık kullanılan, ?affekt regülasyonu? işlevidir. Kendine zarar verme sayısı arttıkça işlevler daha yoğun şekilde kullanılmaktadır. Özellikle ?otonom işlevlerin? KZVD sayısını yordadığı bulunmuştur.SONUÇKendine zarar veren ergenler, duygu düzenlemede ve ayrılma bireyleşme sürecinde güçlükler yaşamaktadırlar. Bu ergenler arasında, davranışı tekrarlayıcı formlarda gösterenler ile epizodik formda gösterenler; duygu düzenleme güçlükleri, ayrılma bireyleşme güçlükleri, aile ve sosyal destek algısı ve psikiyatrik tanıya sahip olma oranları açısından farklılaşmaktadırlar. EKZV grubu, klinik görünüm ve şiddet açısından daha hafif bir formdur. KZVD işlevlerinden en sık ?affekt regülasyonu? işlevi kullanılmaktadır. Artan KZVD sayısı, işlevlerin daha fazla kullanılması ile ilişkilidir. Özellikle, otonom işlevlerin KZVD sayısını yordadığı bulunmuştur.
Özet (Çeviri)
INTRODUCTIONNon-suicidal self injurious behaviors (NSSI) are defined as; deliberate harm of oneself that result in the destruction of body tissue, without any suicidal intent. These behaviors are more common in adolescence and have some functions. Some adolescents do NSSI episodically and others harm themselves repetitively, in a chronic pattern. Emotion regulation is a topic which has largely attracted interest in the recent years and its relationship with many psychiatric disorders as well as NSSI has been emphasized. ?The second separation individuation period? is defined by Blos (1967) and it summarizes the adolescence processes and related difficulties by taking root from the Mahler?s theory.The aim of the present study is, to investigate the functions of NSSI, to explore the relationship between NSSI and emotion regulation, adolescent separation individuation and psychiatric disorders; and to compare the episodically self harming adolescents with the adolescents with repetitive self harm in terms of these dimensions.METHODThe high school students reached in the NSSI prevalence and nature research, conducted in Izmir province, constructed the research universe for the study (n=1656). Among these adolescents, the ones who stated that they had cut themselves at least 5 times were recruited in the ?repetitive self harming group (RSHG)? and the ones who were similar to RSHG adolescents in terms of sex, age and socioeconomic status and had engaged in any NSSI less than 5 times were recruited in ?episodic self harming group (ESHG)?. Control group was consisted of the adolescents who had never harmed themselves or did suicide attempt and had similar sex, age and socioeconomic status with self harming adolescents. According to this, RSHG consisted of 91, ESHG consisted of 102 and control group consisted of 101 students. Psychiatric diagnostic interview (Schedule for Affective Disorders and Schizophrenia for School Age Children Lifetime Version- K-SADS-PL) was applied to these adolescents in the schools and they were asked to fill the ?inventory of statements about self injury?, ?Beck depression inventory?, ?state-trait anxiety inventory?, ?Mc Lean screening instrument for borderline personality disorder?, ?difficulties in emotion regulation scale?(DERS), ?separation individuation test for adolescents (SITA)?, ?perceived social support from friends and family scales? and ?socio-demographic form?. Socio-demographic and psychosocial characteristics of the RSHG, ESHG and control group adolescents; features related with the nature of NSSI, functions of NSSI, psychiatric diagnosis of the adolescents, depression, anxiety, borderline screening instrument scores and difficulties in emotion regulation and separation individuation were compared. In addition; psychiatric diagnostic interview (SCID Non-patient version- SCID-NP) was conducted with the parents of the adolescents who accept the invitation, at the Ege University School of Medicine Child and Adolescent Psychiatry Department.RESULTSRSHG adolescents had more psychiatric diagnosis, greater scores in depression, anxiety and borderline personality disorder scales and less perception of social support from family and friends when compared with ESHG and control group adolescents. In terms of these characteristics (psychiatric diagnosis, depression, anxiety, borderline personality disorder and perceived social support from family and friends); ESHG adolescents took part in between RSHG and control group adolescents. DERS subscale scores and total scale score differed statistically significantly among the groups; RSHG showed the worst and control group showed the best emotion regulation skills and ERSG was in between. In terms of SITA; the non-supportive subscales (engulfment anxiety, separation anxiety, rejection expectation and need denial) differed among the groups significantly. According to this; RSHG had most, ESHG had moderate and control group had least difficulties in separation individuation process. In contrast; supportive subscales of SITA (peer enmeshment, teacher enmeshment, practicing- mirroring and nurturance seeking) were not found to be different among the groups. Mostly used function of NSSI was found to be ?affect regulation?. As the episode number of NSSI increase, functions have been used more widely. Especially ?autonomic functions? predict the NSSI episode number.CONCLUSIONSelf harming adolescents have difficulties in emotion regulation and separation individuation. Among these adolescents, the ones with repetitive NSSI and the ones with episodic NSSI differs in terms emotion regulation and separation individuation difficulties, friend and family social support perception and psychiatric diagnoses. Episodic NSSI is a milder form in clinic presentation and severity. Mostly used NSSI function is ?affect regulation?. Increasing NSSI episode number is related with the more widely use of functions. Especially ?autonomic functions? predict the NSSI episode number.
Benzer Tezler
- Lise öğrencilerinde kendine zarar verme davranışının işlevlerinin bazı değişkenler ile ilişkisinin incelenmesi
Examining the relationship of functions of self-injurious behavior with some variables
AYGEN GÖKÇAY SANCAK
Yüksek Lisans
Türkçe
2019
Eğitim ve ÖğretimEge ÜniversitesiEğitim Bilimleri Ana Bilim Dalı
DR. ÖĞR. ÜYESİ SERKAN DENİZLİ
- Ergenlerde kendine zarar verme davranışı ile olumsuz otomatik düşünceler arasındaki ilişkinin incelenmesi
The investigation of the relation between self injury behaviour in adolescents and negative automatic thoughts
MEHMET DEMEZ
Yüksek Lisans
Türkçe
2016
PsikolojiHasan Kalyoncu ÜniversitesiPsikoloji Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. ŞAZİYE SENEM BAŞGÜL
- Çocukluk çağında travmaya maruz kalmış ergenleri güçlendirmeye yönelik grup müdahale programının etkililiği: psikolojik sağlamlık, benlik saygısı, risk alma ve kendine zarar verme
Investigation of the effectiveness of the psychoeducation group intervention program to improve psychological strength in agents with childhood trauma
İLHAN ALPAYDIN
Yüksek Lisans
Türkçe
2023
Eğitim ve ÖğretimBahçeşehir ÜniversitesiPsikolojik Danışma ve Rehberlik Ana Bilim Dalı
PROF. DR. ÖZLEM KARAIRMAK
- Erken ve orta ergenlik dönemindeki öğrencilerde kendine zarar verme davranışının toplum taraması
Society screening of nonsuicidal self-injury behaviors among early and middle adolescent students
İREM DAMLA ÇİMEN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2015
PsikiyatriKocaeli ÜniversitesiÇocuk Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. AYŞEN COŞKUN
- Lise öğrencisi ergenlerde depresyon, internet bağımlılığı ve ilişkili faktörler
Depression, internet addiction and related factors in adolescents of high school students
KAMİLE ÖNER
Yüksek Lisans
Türkçe
2015
HemşirelikAdnan Menderes ÜniversitesiRuh Sağlığı ve Hastalıkları Hemşireliği Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. HÜLYA ARSLANTAŞ