Geri Dön

Kemiğin langerhans hücreli histiyositozunda anti-S-100, CD1a, langerın, E-cadherın, cd11c ve fascın antikorlarının ekspresyonu

Expressıon of anti- S-100, CD1a, langerın, CD11c and fascın antıbodıes ın langerhans cell hıstıocytosıs of bone

  1. Tez No: 301295
  2. Yazar: ŞULE ÖZTÜRK SARI
  3. Danışmanlar: PROF. DR. BİLGE BİLGİÇ
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Patoloji, Pathology
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2011
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: İstanbul Üniversitesi
  10. Enstitü: Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: Patoloji Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 73

Özet

Önceleri Histiositozis X olarak adlandırılan Langerhans hücreli histiyositoz, geçmişte Letterer Siwe hastalığı, Hand-Schüller-Christian hastalığı ve Eozinofilik Granülom olarak bilinen hastalık spektrumuna verilmiş ortak bir isimdir. Yılda 0,5/100.000 çocuğu etkileyen nadir bir hastalıktır. Kemikte görülen formu; tüm osseöz lezyonların yaklaşık %1'ini oluşturur.Langerhans hücreleri; kemik iliğinden köken alan, antijenlerin lenfositlere sunulmak üzere yakalanması ve işlenmesinde görev alan dendritik hücrelerdir. Langerhans hücreli histiyositoz'un bu hücrelerin proliferasyonu ve disseminasyonu ile meydana geldiği ileri sürülmektedir. Tanı, lezyonda bu hücrelerin gösterilmesi ile konulur. Langerhans hücrelerinde ekspresyonu bilinen CD1a, HLA-DR, S-100 protein ve Langerin (CD 207) Langerhans hücreli histiyositozda da ekspresyon gösterir. Elektron mikroskopisi ile Birbeck granüllerinin gösterilmesi altın standarttır.Çalışmamızın amacı, Langerhans hücrelerinde ekspresyonu bilinen immünhistokimyasal belirleyicilerin, Langerhans hücreli histiyositozdaki ekspresyon durumunu araştırmaktır. 2006-2011 yılları arasında İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Patoloji Anabilim Dalı'nda incelenmiş olan Langerhans hücreli histiyositoz olguları bilgisayar ortamında taranarak belirlenmiştir. Kemik kaynaklı 37 olgu saptanmıştır. Bu olgulara ait mevcut lam ve parafin bloklar değerlendirmeye alınmıştır. Bilgisayar kayıtlarından hastalara ait demografik bilgiler elde edilmiştir. Çalışma kapsamına aldığımız 37 Langerhans hücreli histiyositoz hastasında en sık femur ve vertebra, daha sonra skapula, pelvis ve humerus lokalizasyonunda lezyon izlenmiştir. Hastaların yaşları 2-66 arasında değişmekte olup yaş ortalaması 16,1 olarak bulunmuştur. Hastalardan 18 tanesi kadın, 19 tanesinin erkek olduğu belirlenmiştir.Arşivden çıkarılan Hematoksilen-Eozin (HE) ile boyalı preparatlar tekrar incelenmiş, uygun bloklar seçilerek CD1a, S-100, Langerin, E-cadherin, CD11c, Fascin ekspresyonlarını araştırmaya yönelik immünhistokimyasal çalışmalar yapılmıştır.S-100 ve CD1a epidermal Langerhans hücrelerinde ve Langerhans hücreli histiyositozun hücrelerinde ekspresyonları uzun yıllardır bilinen, klasik immünhistokimyasal belirleyicilerdir. Langerin bu gruba göre, rutin kullanıma yeni girmiş bir antikordur. Vakalarımızın tümünde anti-S-100 antikoru ile pozitif reaksiyon saptanırken, CD1a ve Langerin ile 36 vakada reaksiyon alınmıştır. Bir vakada anti-Langerin ile reaksiyon elde edilememiş olmasının nedeni, tümörlü dokunun parafin blokta tükenmiş olmasıdır. Anti-CD1a ile reaksiyon saptanmayan olguda, tanıyı desteklemek üzere, parafin bloktan elde edilen doku üzerinde elektron mikroskopik inceleme yapılmış ancak teknik olarak başarılı olunamamıştır.E-cadherin hücresel bağlantılarda bulunan bir adezyon molekülüdür ve Langerhans hücreleri ile keratinositler arasındaki bağlantıları da sağladığı bilinmektedir. E- cadherin'in Langerhans hücrelerindeki ekspresyonu bilinmekle birlikte, Langerhans hücreli histiyositozdaki ekspresyonu ile ilgili az sayıda çalışma vardır. Bu araştırmalarda, E-cadherin molekülünün sistemik tutulumlu, disemine formlarda ekspresyon kaybı gösterdiği ileri sürülmüştür.Çalışmamızda 37 hastadan 26'sının takiplerine ait bilgilere ulaşılmıştır. Tanı anında 2 hastada multisistem tutulum vardır. Multisistem tutulumlu hastalardan birisi lezyonun küretajı ve kemoterapiyle tedavi edilmiştir, şu anda sağ ve sağlıklıdır. Diğer hasta ise 6 ay içinde agresif tedaviye rağmen hayatını kaybetmiştir. Üç hastada poliyostotik tutulum izlenmiştir. Langerhans hücreli histiyositozda belirgin malign morfoloji gösteren yüksek gradlı birkaç olgu hariç, histopatolojik bulguların prognostik değeri sınırlıdır. Henüz üzerinde yapılmış yeterli sayıda çalışma olmamakla birlikte, E-cadherin ekspresyonunun prognostik bir parametre olarak kullanılabileceği öne sürülmektedir. Çalışmamızda 37 olguya ait parafin bloklar üzerinde E-cadherin ekspresyonu araştırıldı; olgulardan sadece 3 tanesinde anti-E-cadherin antikoru ile reaksiyon elde edildi. E-cadherin pozitif olgulardan ikisinde, sadece bir kemikte tutulum izlenmekte ve takiplerinde hastalarda nüks olmadığı bilinmektedir. E-cadherin eksprese eden diğer doku örneği ise hızlı seyir ile hayatını kaybeden, multisistem tutulumlu 11 yaşındaki hastaya aittir. Klinik bilgilerden yola çıkarak iyi seyirli olduğunu söyleyebileceğimiz 23 olguda, E-cadherin ekspresyonu saptanamamıştır. Bu konuda yapılmış araştırmalarda anti-E-cadherin'in dondurulmuş dokuda çalışılması gerektiğine dikkat çekilmektedir. Langerhans hücreli histiyositozun kemik tutulumunda E-cadherin ekspresyonu ile ilgili literatürde az miktarda bilgi vardır. Sonuç olarak elimizdeki verilerle, E-cadherin ekpsresyonun prognostik değeri hakkında yorum yapmak mümkün olmamıştır.CD11c bir dendritik hücre belirleyicisidir. Bu molekülün Langerhans hücreleri ve Langerhans hücreli histiyositozu oluşturan hücrelerde ekspresyon gösterdiği saptanmıştır. Çalışmamızda 37 olgunun hepsinde anti-CD11c antikoru ile pozitif reaksiyon elde edilmiştir. Bu bilgilerden yola çıkarak anti-CD11c antikorunun kemik dokuda Langerhans hücreli histiyositoz tanısı için kullanılabileceği ileri sürülebilir. Ancak literatürde yer alan araştırmalar sınırlı olgu sayısına sahip olduğundan, konu üzerinde yapılacak daha çok çalışmaya ihtiyaç olduğunu belirtmeliyiz.Fascin de CD11c gibi bir dendritik hücre belirleyicisidir. Langerhans hücrelerindeki varlığı ile ilgili çalışmalar henüz az sayıdadır. Bir seride, Fascin'in epidermal Langerhans hücrelerinde ekspresyon göstermediği belirtilmekte, ancak Langerhans hücreli histiyositozu oluşturan hücrelerde eksprese edildiği ileri sürülmektedir. Çalışmamızda anti-Fascin antikoru ile 15 olguda reaksiyon saptanmamış, 12 olguda +, 5 olguda ++, 5 olguda +++ boyanma saptanmıştır.Sonuç olarak; Langerhans hücreli histiyositoz tanısının konulmasında, Langerin'in klasik immünhistokimyasal belirleyiciler olan CD1a ve S-100'e benzer şekilde kullanılabileceğini söyleyebiliriz. Bir dendritik hücre belirleyicisi olan anti-CD11c antikorunun, immünhistokimyasal bir panel dahilinde kullanılabileceğini ileri sürebiliriz.

Özet (Çeviri)

Langerhans cell histiocytosis formerly known as histiocytosis X, is a collective designation for a clinical spectrum of diseases which in the past were called Letterer Siwe disease, Hand-Schüller-Christian disease and eosinofilic granüloma of bone. It is a rare disease with a prevalence of approximately 0.5/100.000 annually per children. Langerhans cell histiocytosis involving bone accounts approximately 1% of all bone lesions.The Langerhans cell is one of the dendritic cells, which play a role in the trapping and processing of antigens for presentation to lymphocytes. They are derived from bone marrow. Langerhans cell histiocytosis is believed to originate from proliferation and dissemination of these cells. Diagnosis is based on the recognition of Langerhans cells in the lesion. Immunhistochemical markers are those known to be expressed in Langerhans cells include CD1a, HLA-DR, S-100 protein and Langerin (CD 207), which are also expressed in Langerhans cell histiocytosis. Langerhans cells contain unique inclusions known as Birbeck granules which are gold standart in diagnosis.The purpose of our study is to determine the expression levels of immunhistochemical markers in Langerhans cell histiocytosis, that are known to be expressed in Langerhans cells. Cases which are diagnosed as Langerhans cell histiocytosis between 2006-2011 are scanned from the electronic database of our department. We found 37 cases of bone.. We reviewed all the archive glass slides of the cases and selected a paraffin block for immunhistochemical analysis for each case. Also we found clinical data from our computer archive and Ortopedics&Travmatology and Pediatric Hematology clinics.In 37 patients the most common localization of the Langerhans cell histiocytosis lesion are femur, vertebrae and scapula, pelvis and humerus in descending sort. Patients ages are between 2-66 and mean age is 16,1. There are 18 women, 19 men patients.In immunhistochemical examination, CD1a, S-100, Langerin, E-cadherin, CD11c, Fascin expressions were evaluated.S-100 and CD1a are classical immunhistochemical markers; Langerin is a relatively new marker considered with them. All the cases have positive reaction with anti-S-100 antibody; 36 cases were positive for anti-CD1a and Langerin antibody. On the tissue which is derived from the paraffin block of CD1a negative case, electron microscopic examination was performed but was unsuccessful.E-cadherin is a cellular adhesion molecule, which is also present in the adherent junctions between Langerhans cells and keratinocytes. There is a few knowledge about the expression of E-cadherin in Langerhans cell histiocytosis. E-cadherin expression loss is detected in systemic and disseminated form of the disease.In our study clinical data of 26 patients was obtained. At the moment of diagnosis 2 patients had multisystem disease. One of these patients was treated with curetage and chemotheraphy. The other patient died in six months despite the agressive teratment. Poliostotic disease was seen in 3 patients.Histopathology has no prognostic value in Langerhans cell histiocytosis except a few cases with apparent malignant morphology.E-cadherin expression is suggested to be a prognostic marker. In our study E-cadherin expression was investigated in paraffin blocks of 37 cases and 3 of them were found to be positive. Two of the E-cadherin positive cases had monoostotic disease, and disease free after the curetage of lesion. The other patient, with an E-cadherin positive tissue belonged to the patient who died from a multisystemic disease with aggressive clinical behaviour. Twenty three patients with unifocal disease and fine clinical behaviour were E-cadherin negative.In the previous studies it is mentioned that anti-E-cadherin antibody must be used on frozen tissues. There is few knowledge about E-cadherin expression in Langerhans cell histiocytosis of bone. In conclusion, our data were not sufficient to make a comment about the prognostic value of E-cadherin expression.CD11c is a dendritic cell marker. This molecule is expressed both in Langerhans cells and Langerhans cell histiocytosis. In our study 37 cases showed positive reaction with anti-CD11c antibody. Depending on these data, we can assert that anti-CD11c antibody can be used in immunhistochemical panel for diagnosis of Langerhans cell histiocytosis. The studies in the literature about this subject is limited, attention must be payed on this.Fascin is also a dendritic marker as CD11c and there is a few study about its expression in Langerhans cell histiocytosis. In a study it is mentioned that Langerhans cell histiocytosis showed Fascin expression even though Langerhans cells did not. In our study anti-Fascin antibody showed no reaction in 15 cases. Whereas the positive casesas follows 12 cases +, 5 cases ++, 5 cases +++ .In summary, we may conclude that Langerin has an equal value as classical immunhistochemical markers for the diagnosis of Langerhans cell histiocytosis. Also we may suggest that anti-CD11c antibody can be used in the immünhistochemical panel for the diagnosis of Langerhans cell histiocytosis.

Benzer Tezler

  1. Langerhans hücreli histiositoz vakalarının değerlendirilmesi ve DNA içeriğinin prognostik değerinin araştırılması

    Başlık çevirisi yok

    ÜLGER ALTUNTAŞ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2005

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıklarıİstanbul Üniversitesi

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF.DR. İNCİ YILDIZ

  2. Kemiğin mekanik özelliklerini tahmin etmek için raman spektrum örneklem büyüklüğünün optimizasyonu

    Optimization of raman spectrum sample size to predict mechanical properties of bone

    SAFA ÜNAL

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2022

    BiyomühendislikKaramanoğlu Mehmetbey Üniversitesi

    Makine Mühendisliği Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. MUSTAFA ÜNAL

    DOÇ. DR. MURAT MAYDA

  3. Kemiğin dev hücreli tümörü 144 vakada ışık ve elektronmikroskopik inceleme

    Başlık çevirisi yok

    MEHMET NACİ EDALI

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    1985

    Patolojiİstanbul Üniversitesi

    Patoloji Ana Bilim Dalı

    PROF.DR. MÜNEVVER YENERMAN

  4. Biocompatibility and biomechanical properties of new polycaprolactone-bioglass based bone implant materials

    Değişik kompozisyonlarda polikaprolakton/biyocam temelli kompozit malzemelerin geliştirilmesi, mekanik ve biyoetkinlik özelliklerinin incelenmesi

    ÖZGE ERDEMLİ

    Yüksek Lisans

    İngilizce

    İngilizce

    2007

    BiyomühendislikOrta Doğu Teknik Üniversitesi

    Mühendislik Bilimleri Ana Bilim Dalı

    YRD. DOÇ. DR. AYŞEN TEZCANER

    YRD. DOÇ. DR. DİLEK KESKİN

  5. Lokal atorvastatin uygulamasının kemiğin uzunlamasına büyümesine etkisi

    The effect of local application of atorvastatin on longitudinal bone growth

    AZİZ VURUCU

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2007

    Ortopedi ve TravmatolojiMersin Üniversitesi

    Ortopedi ve Travmatoloji Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. METİN M. ESKANDARİ