Paratiroid hormon yüksekliğinde D vitamin eksikliğinin yeri
The role of vitamin D deficiency in parathyroid hormone excess.
- Tez No: 308309
- Danışmanlar: DOÇ. DR. ALPASLAN KILIÇARSLAN
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları, Endocrinology and Metabolic Diseases
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2012
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Hacettepe Üniversitesi
- Enstitü: Tıp Fakültesi
- Ana Bilim Dalı: İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 72
Özet
Sekonder hiperparatiroidinin en sık sebebi kronik böbrek yetmezliğidir, diğer önemli bir sebebi de vitamin D eksikliğidir. Yağda eriyen vitaminlerden olan vitamin D'nin en önemli görevi, bağırsakta kalsiyum ve fosfor emilimini sağlayarak, paratiroid hormon ile birlikte kalsiyum ve fosfor düzeylerini fizyolojik aralıkta tutmak, uygun kemik mineralizasyonu, metabolik ve nöromusküler stabiliteyi sağlamaktır. D vitamininin, deride UV-B ışınlarının etkisiyle sentezi birçok faktöre bağlıdır. Bölgenin coğrafi konumu, mevsimler, ciltteki melanin pigmenti yoğunluğu, güneş koruyucu kremler, giyim tarzı, yaş ve besinler bu faktörlerdendir. Bu nedenlere bağlı olarak değişik oranlarda D vitamini eksikliği bildirilmektedir. Çalışmaya, 2000-2011 yılları arasında Genel Dahiliye Polikliniğine başvuran ve aynı günde PTH ve vitamin D bakılan hastalar alındı. Hastalara düzenlenmiş raporlar (laboratuar, patoloji, ilaç, radyoloji raporları) incelenerek ulaşıldı. Hastaların hastanede bakılan ilk değerleri değerlendirmeye alındı. Çalışmaya toplam 2226 hasta alındı. Hastaların %22.3'nde PTH yüksekliği saptandı. PTH yüksekliği olan hastaların %8'inde primer hiperparatiroidi, %92'sinde sekonder hiperparatiroidi olarak değerlendirildi. Sekonder hiperparatiroidi saptanan hastaların %3'ünde böbrek fonksiyon bozukluğu, %97'sinde D vitamin eksikliği bulundu. Hastaların ortalama D vitamini düzeyleri 16.4 ng/ml saptandı. Hastalar D vitamini düzeylerine göre 4 gruba ayrıldı. 25-(OH)D3 düzeyi 10 ng/ml'nin altında, 10-20 ng/ml arası, 20-30 ng/ml arası ve 30 ng/ml'nin üzerinde olanlar belirlendi. Olguların %31.1'inde (n=142) D vitamini düzeyleri 10 ng/ml'nin altında, %47.6'sında (n=217) D vitamin düzeyleri 10-20 ng/ml arası, %15.4'ünde (n=70) D vitamini düzeyi 20-30 ng/ml arası ve %5.9'unda (n=27) D vitamini düzeyi 30 ng/ml üzerinde bulundu. PTH yüksekliği olan hastaların %27.2'si (n=135) görüntüleme yöntemi (ultrason, sintigrafi) ile değerlendirilmiş. Görüntüleme ile değerlendirilen hastaların %20.8'inde (n=28) adenom, %12.6'sında (n=17) hiperplazi ve %66.6'sı (n=90) normal saptanmış. Kadınlarda D vitamin eksikliği (%17.6) erkeklere (%21.3) göre daha fazla olduğu saptandı. D vitamin düzeyinin azalmasıyla PTH'nın arttığı gösterildi. D vitamini düzeylerine göre gruplar arasında yaş ile istatistiksel fark bulunmadı. Dört grubun serum kreatinin, Ca, P, alkalen fosfataz, iyonize kalsiyum, 24 saatlik idrar düzeyleri arasında fark bulunmadı. Primer hiperparatiroidi olan hastaların %80'inde D vitamin eksikliği saptandı. D vitamini aylara göre değerlendirildiğinde D vitamin eksikliği en fazla Nisan ayında saptandı. Sonuç olarak; vitamin D eksikliğine bağlı PTH yüksekliği sık görülmekte olup, vitamin D replasmanı ile PTH normalizasyonu yanısıra multifaktöriyel kazanç sağlanabilir. Bu amaçla prospektif randomize çalışmalar yapılmalıdır.
Özet (Çeviri)
The most common reason for secondary hyperparathyroidism is chronic kidney failure; vitamin D deficiency being another common one. The most important function of one of the lipid ? soluble vitamins, vitamin D, is to absorb calcium and phosphor from intestines, to regulate calcium and phosphor levels in physiologic range together with parathyroid hormone, provide appropriate bone mineralization and both metabolic and neuromuscular stability. Vitamin D synthesis within skin by UV lights depends on many factors. The geographical location of the area, seasons, melanin pigment density in skin, use of sun protection products, cloth styling of the patient, age and nutrition status are among these factors. Depending on these factors, variable degrees of vitamin D deficiency are being reported. The study included our patients evaluated from 2000 to 2011 who applied to General Internal Medicine Policlinic and whose vitamin D and PTH level were examined within the same day. The patients were reached via their records (laboratory tests, pathology lab, medications, prescriptions, radiology reports etc.). The first examinations of the patients at first appeal were evaluated. In total, 2226 patients were queued in the review. 22.3 % of the participants had elevated blood PTH level. 8% of elevated PTH group had primary hyperparathyroidism whereas 92% were considered to have secondary hyperparathyroidism. Out of secondary hyperparathyroidism patients, 3% had distorted kidney functions and 97% had vitamin D deficiency. Average vitamin D value of the patients was determined to be 16.4ng/ml. Patients were divided into 4 groups according to vitamin D levels. The patients with a serum 25 ? (OH)D3 value below 10 ng/ml, between 10 ? 20 ng/ml, between 20 ? 30 ng/ml and above 30 ng/ml were established. 31.1% of the cases (n=142) vitamin D level was found below 10 ng/ ml, 47.6% (n= 217) between 10 ? 20 ng/ ml, 15.4% (n=70) between 20 ? 30 ng/ ml and finally 5.9% (n=27) above 30 ng/ ml. 27.2 % (n=135) of the patients whose PTH levels were elevated, were evaluated via some imaging modality (US, scintigraphy, etc.). Out of the imaged patients 20.8% (n=28) had an adenoma, 12.6% (n=17) had glandular hyperplasia and 66.6% (n=90) had perfectly normal results. Female participants had significantly more frequent vitamin D deficiency (17.6 % vs. 21.3 %, respectively). As vitamin D level decreases, PTH level was shown to rise. No statistically significant variability between different age groups in respect to vitamin D level was found. No statistically significant variability between the groups in respect to serum creatinin, calcium, phosphate, alkaline phosphatase, ionized calcium and 24 hour urine volume. Vitamin D deficiency was encountered in 80% of the primary hyperparathyroidism group. When evaluating vitamin D level according to months, deficiency occurred most during April month. In conclusion, elevated PTH due to vitamin D deficiency is a common problem and vitamin D replacement may provide multifactorial gain together with PTH normalization. Future prospective randomized studies are required on this subject.
Benzer Tezler
- Primer hiperparatiroidi tanılı hastalarda ılımlı hiperkalsemi takibinde D vitamininin etkilerinin incelenmesi
Investigation of the effect of vitamin D in the follow-up of mild hypercalcemia in the patients with primary hyperthyroidism
MELİS ÖZYAZANLAR KASAPOĞLU
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2022
Endokrinoloji ve Metabolizma HastalıklarıSağlık Bilimleri Üniversitesiİç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. İLKAY ÇAKIR
- Postmenopozal kadınlarda serum parathormon yüksekliğinin nedenleri
Causes of elevated parathyroid hormone levels in postmenopausal women
İRFAN ESEN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2012
Endokrinoloji ve Metabolizma HastalıklarıUludağ Üniversitesiİç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. ERDİNÇ ERTÜRK
- Sporadik primer hiperparatiroidi operasyonu sonrası ökalsemik pth yüksekliğinin nedenleri
The reasons of eucalcemic parathyroid hormone elevation after parathyroidectomy for sporadic primary hyperparathyroidism
ÖZCAN DERE
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2012
Genel Cerrahiİzmir Katip Çelebi ÜniversitesiGenel Cerrahi Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. MEHMET HACIYANLI
- Sekonder hiperparatiroidizmi olan kronik hemodiyalizhastalarında intravenöz aktif D vitamini tedavisinin solventrikül kitle indeksi üzerine etkisi
Effect of intravenous active vitamin-D treatment onthe left ventricular mass index in chronic hemodialysispatients with secondary hyperparathyroidism
KADİR GÖKHAN ATILGAN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2003
İç HastalıklarıSağlık BakanlığıDahiliye Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. MEHMET DENİZ AYLI
- Mobil telefon kullanımına bağlı oluşan 900-1800 mhz radyo frekans dalgalarının meydana getirdiği elektromanyetik alanın iliak kanat kemik mineral yoğunluğuna etkisi
The effect of electromagnetic fields on bone mineral density of iliac bone produced by 900-1800 mhz radio frequency waves dependent on cellular phone usage
BEŞİR ANDAÇ AKSOY
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2006
Ortopedi ve TravmatolojiSüleyman Demirel ÜniversitesiOrtopedi ve Travmatoloji Ana Bilim Dalı
PROF.DR. NEVRES HÜRRİYET AYDOĞAN