Osmanlı idaresi altında Kıbrıs'ın siyasi, sosyal ve iktisadi tarihi: 1571 - 1878
Başlık çevirisi mevcut değil.
- Tez No: 30926
- Danışmanlar: YRD. DOÇ. DR. MEHMET ÖZ
- Tez Türü: Yüksek Lisans
- Konular: Tarih, History
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 1994
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Hacettepe Üniversitesi
- Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Tarih Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 154
Özet
Bilinen bütün tarihi boyunca Kıbrıs, bir çok farklı ırklara, medeniyetlere ve dinlere mensup milletlerin kesişme noktası olmuştur. M.ö. 4000'den M.S. 1570-71 'deki Türk fethine kadar adada Mikenler, Fenikeliler, Asurlular, Eski Mısırlılar, Persler, Makedonyalılar, Romalılar, Bizanslılar, Müslüman Araplar, ingilizler, Lüzinyanlar, Cenevizliler ve Venedikliler bulunmuşlardı. Putperestlik, Zerdüştiük, Yahudilik, Hıristiyanlık ve islâmiyet adada tecrübe edilen en önemli dinlerdi. M.S. 395 yılında Roma imparatorluğunun bölünmesinden sonra, Kıbrıs, Müslüman Arapların belli zamanlarda yapmış oldukları işgallerin neden olduğu aralıklar hariç, sekiz yüzyıl devam edecek olan Doğu Roma İmparatorluğu'nun sınırlan dahilinde kalmıştı. Bizans idaresi altında Hıristiyanlık ve Yunanca resmileştirilmişti, bu, bir çok farklı etnik ve dini grubun, Kıbrıs hayatının her yönünde hâkim olan Helen kültürünün etkisi altında eriyip kaybolmalarına neden olmuştu. Türk-İslâm dünyasına karşı düzenlenmiş olan Üçüncü Haçlı Seferi'nin (M.S. 1191) bir önemli sonucu da, Kudüs Krallığı'ndan indirilmiş olan Guy de Lusignan'ın liderliği altında, adada Lüzinyanlar döneminin başlatılmış olmasıdır. Adada, Lüzinyan hâkimiyeti esnasında şahit olunmuş olan kültürel ve iktisadî refahtan yerli halk değil, fakat yönetici sınıf, varlıklı tüccarlar ve yüksek rütbeli devlet memurları en iyi şeklilde istifade etmişlerdi. Yerli halk köle muamelesi görmüştü. Lüzinyan Kraliçesi Catherine Conaro'nun tahttan çekilmesi ile, 1489'da Venedik Kıbrıs'ın kontrolünü ele geçirmişti. Venedikliler halihazırdaki feodal düzeni muhafaza edip, sadece Parici (Rumlar)'den toplanan vergilerin sayısını ve miktarını artırmışlardı. Türkler onaltıncı yüzyılın ikinci çeyreğine kadar Doğu Akdeniz'i çevreleyen topraklarda hâkimiyetlerini kurmuşlardı. Kendilerini 1570-71 'de Kıbrıs'ı ilhat etmek için yeterince haklı hissetmişlerdi. Zira adanın civarındaki imparatorluğun denizcilik faaliyetlerinin ve kıyılarının emniyeti noktasında Kıbrıslı korsanların hareketleritahammül edilmez hale gelmişti. Osmanlı Devleti'nin esas niyeti Kıbrıs'ı“kolonize”etmek değil, fakat anavatının bir parçası, yani bir“yurt”yapmaktı. Fethi müteakiben, adada mevcut bulunan Helen kültürü yanında Türk-İslâm idarî, iktisadî ve sosyo-kültürel sistemleri oluşturulmuştu. Türkler, geleneksel“millet sistemi”çerçevesinde, Rumlar ve diğer farklı dinî ve etnik kökenlere sahip zimmî unsurlara 1878'e kadar devam edecek olan dönemde kendi ırkî, dinî ve kültürel hususiyetlerini muhafaza edebilme imkânı tanımıştı. Bu da, onsekizici yüzyılın sonlarına doğru sıradan Ortodoks halkın aleyhinde olacak bir çok ilâve gelişmelere neden olacaktı. Bir başka olgu da şu idi ki, özellikle XVII. ve XVIII. yüzyıllarda, Osmanlı imparatorluğu'nun idarî, iktisadî ve sosyo-kültürel bünyesinde meydana gelen bazı değişmeler doğal olarak kendisini Kıbrıs'ta da hissettirmişti. Bununla birlikte, bütün Müslim ve Gayrimüslim reayanın yaşama şartlarını hafifleştirmek için daima özel gayret sarfetmişlerdi.
Özet (Çeviri)
Throughout it's history, Cyprus has become a cross-road of many nations belonging to various races, civilisations and religions. From 4000 B:C. to the Turkish conquest in 1570-71 A.D. it was populated by Mycenaeans, Phoenicians, Assyrians, Egyptians, Persians Macedonians, Romans Byzantinians, Muslim Arabs, English, Lusignans, the Genoese and Venetians. Paganism, Zoroastrianism, Judaism, Christianity and Islam were the most important religions experienced in the Island. After the division of the Roman empire in 395 A.D. Cyprus remained within the boundaries of the Eastern Roman Empire, which was to continue for eight centuries, except certain intervals caused by Muslim Arabs' intermittent occupations. Under the Byzantine rule, Christianity and Greek came to be officialized. This fed many different ethnic and religious groups to be absorbed in the Hellenistic culture dominant in every aspect of Cypriot life. An important result of the Third Crusade (1191 A.D.), organized against the Turco-lslamic world, was the inauguration of the Lusignan period on the island under the leadesship of Guy de Lusignan dethroned king of Jerusalem. From the cultural and economic prosperity witnessed during the Lusignan hegemony on the island, not the native population but the ruling elite, well-to-do merchants and highranking state officials had made the best of it. The native folk were treated as serf. With the abdication of the Lusignan Queen Catherine Cornaro, Venice seized the control of Cyprus in 1489. The Venetians preserved the existing feudal system increasing only the number and the weight of the taxes extracted from the Parici (the Greeks) The Turks who had established their domination on the territories circling the Eastern Mediterranean up to the second quarter of the sixteenth century, feltIV themselves rightful enough to annex Cyprus in 1570-71 on the ground that the piratical activities of the Cypriot corsairs had become unbearable with respect to the Empire's security of shores around the Island. The Ottoman state's main intention was not to“colonize”, but to make Cyprus a“yurt”, i.e. a part of the motherland. Following the conquest the Turco-islamic administrative, economic and socio-cultural systems were established on the island alongside the Hellenistic heritage. Within the framework of their traditional“millet system”the Turks granted the opportunity for the Greeks and the other zimmi elements of various ethno- religious origins to preserve their own racial, religious and cultural pecularities until 1878. This was also to give rise to many important additional developments towards the end of the eighteenth century at the expense of the common Orthodox people. It is another established fact that especially in the seventeenth and the eighteenth centuries, certain changes affecting the administrative, economic and socio-cultural body of the Turkish empire, naturally had got themselves felt in Cyprus, too. However, the then imperial governments had always spent special efforts to ease all the muslim and non-muslim reaya's conditions.
Benzer Tezler
- İstanbul'da yayımlanan 'The Levant Herald (The Constantinople Messenger)' Gazetesinin 1878 yılı haberleri fihristi ve değerlendirilmesi
The 1878 news index and evaluation of the Newspaper 'The Levant Herald' (The Constantinople Messenger) published in Istanbul
ADEM ÖZCAN
Yüksek Lisans
Türkçe
2023
Arşivİstanbul Üniversitesiİstanbul Araştırmaları Ana Bilim Dalı
DR. ÖĞR. ÜYESİ ERCÜMENT BALCI
- İngiliz hakimiyetinde Kıbrıs Türk (Müslüman) eğitimi (1914-1948)
The Turkish (Muslim) Cypriots' education under the british rule (1914–1948),
BİLAL GÜNEŞ
Doktora
Türkçe
2017
Eğitim ve ÖğretimSüleyman Demirel ÜniversitesiTarih Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. HAYRİ ÇAPRAZ
- Cyprus and European Union relations
Kıbrıs ve Avrupa Birliği ilişkileri
EBRU KAPTAN SERTOĞLU
Yüksek Lisans
İngilizce
2000
Uluslararası İlişkilerHacettepe ÜniversitesiUluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı
PROF. DR. ALİ İHSAN BAĞIŞ
- Neden Kıbrıs?: Sır Samuel Whıte Baker, Sır Henry Rıder Haggard veWıllıam Hurrell Mallock'un seyahatnamelerinde Kıbrıs adası
Why Cyprus?: The Island of Cyprus in the travel writings of Sir Samuel White Baker, Sir Henry Rider Haggard and William Hurrell Mallock
EFTAL ABACIOĞLU
Yüksek Lisans
Türkçe
2022
TarihAkdeniz ÜniversitesiAkdeniz Yeni ve Yakınçağ Araştırmaları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. ARDA ARIKAN
- 17. ve 18. yüzyıl Kıbrıs Şer'iyye sicillerine göre müslüman-zimmî ilişkileri ve İslâm Hukuku açısından tahlili
The relations between the muslims and dhimmis (non-muslims) and their analysis from the point of view of İslamic Law according to Cyprus Qadi records between 17th and 18th centuries
ÜMİT GÜLER