Distimi ve depresif bozukluklarda kimlik, kişilik ve mizaç özellikleri
Personality, identity and temperamental characteristics of dysthymic and depressive patients
- Tez No: 310296
- Danışmanlar: PROF. DR. İ. FERHAN DEREBOY
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Psikiyatri, Psychiatry
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2011
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Adnan Menderes Üniversitesi
- Enstitü: Tıp Fakültesi
- Ana Bilim Dalı: Psikiyatri Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 88
Özet
Amaç: Distimik bozukluk hafif seyirli kronik bir depresif duygudurumun varlığı ile karakterizedir. DSM-5 sınıflandırma sisteminde kronik major depresyon ile birlikte kronik depresif bozukluk olarak tanımlanacaktır. Bu çalışmada amacımız distimik bozukluk (kronik depresif bozukluk) ve major depresyona (epizodik depresif bozukluk) eşlik eden kişilik ve kimlik örüntüleri ve mizaç özelliklerini belirlemektir.Yöntem: Adnan Menderes Üniversitesi Psikiyatri Anabilim Dalında ayaktan ve yatarak tedavi gören 92 hastadan oluşan örneklemimize aşağıdaki ölçek ve görüşme formları yoluyla veri toplandı: DSM-4 Eksen I Bozuklukları İçin Yapılandırılmış Klinik Görüşme (SCID-I), DSM-3R Eksen II Bozuklukları için Yapılandırılmış Klinik Görüşme (SCID-II), Kimlik Duygusu Değerlendirme Aracı (KDDA), TEMPS-A affektif mizaç ölçeği, Hamilton Depresyon Skalası, DSM-5 Kişilik Fonksiyonelliği Klinik Değerlendirme Formu.Bulgular: Çalışmamızda değerlendirilen depresif bozukluk tanısı alan 92 hastanın % 85'i major depresyon (% 68 akut ve % 17 kronik) ve % 51'i distimi tanısı almıştır. DB olan hastaların % 68'inde MD ve MD olan hastaların % 51'inde DB saptanmıştır. Çalışmaya katılan hastaların DSM-3-R'ye göre % 81'inin en az bir kişilik bozukluğu tanısını ve DSM-5'e göre % 63'ünün genel KB tanısını karşıladığı belirlenmiştir. Tüm gruplarda en yüksek oranda (% 44) görülen kişilik bozukluğu paranoid kişilik bozukluğudur. Erken başlangıçlı distimide geç başlangıçlı distimiye göre sınır kişilik bozukluğunun anlamlı düzeyde yüksek oranda görüldüğü belirlenmiştir (% 38). Depresif kişilik bozukluğu hastaların % 30'unda saptanmış olup distimik hastalarda (% 43), çifte depresyonu olanlarda (% 50) ve erken başlangıçlı distimide (% 65) görece yüksek oranda bulunmuştur. Depresif bozukluk grupları afektif mizaç açısından değerlendirildiğinde gruplar arasında anlamlı düzeye ulaşan bir fark saptanmamıştır. Ancak erken ve geç başlangıçlı distimi kendi aralarında karşılaştırıldığında erken başlangıçlı distimi grubunda siklotimik mizaç puanlarının anlamlı düzeyde yüksek olduğu saptanmıştır. DSM-4 ve DSM-5 tanı grupları arasında KDDA değişkeni açısından anlamlı fark bulunmamıştır. Bununla birlikte DB tanısı alan hastalar başlangıç yaşına göre değerlendirildiğinde erken başlangıçlı distimi grubunda KDDA puanlarının anlamlı düzeyde yüksek olduğu saptanmıştır.Sonuç: Bu çalışmaya katılan hastaların yaklaşık yarısında altta yatan distimi söz konusudur. Distimisi olan hastaların üçte ikisi akut alevlenme sırasında hekime başvurmuştur. Kronik major depresyon ve distimi birlikte düşünüldüğünde hastaların üçte ikisinde kronik bir depresif bozukluğun olduğunu söylemek mümkündür. Kronik major depresyon ve distiminin kişilik, mizaç ve kimlik özellikleri açısından benzer özellikler gösterdiği ve birlikte gruplandırılmalarının uygun olacağı düşünülmektedir. Ancak erken başlangıçlı distimide geç başlangıçlı distimiye göre kimlik gelişiminde aksamalar olması, sınır ve depresif kişilik bozukluğunun daha sık olması ve hipertimik mizaç dışında diğer mizaç özelliklerinin daha belirgin olması nedeniyle bu patolojileri tanımlayan alt kategorilerin bulunmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
Özet (Çeviri)
Purpose: Dysthymic disorder (DD) is a mild, chronic depressive condition. Proposedly, dysthymia will be defined as chronic depressive disorder together with chronic major depression in the DSM-5. The present study aims to investigate in a comparative manner the personality disorders, identity problems, and affective temperaments associated with episodic depressive disorder and chronic depressive disorder.Method: Participants were 92 outpatients or inpatients under treatment for depressive symptoms at the psychiatry clinic of the Adnan Menderes University Research Hospital. Each participant was assessed clinically by means of semi-structured SCID-I and SCID-II interviews, Hamilton Depression Scale, DSM-5 criteria for personality functioning, and a series of self-report inventories for affective temperament (TEMPS-A) and identity confusion (IFAIC).Findings: Of 92 participants, 85 % were diagnosed with major depression (68 % acute, 17 % chronic) and 51 % with dysthymic disorder. Sixty eight percent of patients with DD have the comorbid MDD and 51 % of patients with MD have the comorbid DD. Eighty one percent of the patients have at least one DSM-3-R personality disorders, and 63 % of the patients have general personality disorder according to the DSM-5 criteria. Paranoid personality disorder is the most common personality disorder in all groups (44 %), borderline personality disorder is found more common (38 %) in early onset dysthymia (EOD) as compared with late onset dysthymia. Depressive personality disorder (DPD) was diagnosed in 30 % of all the participants, 43 % of dysthymic patients, 50 % of the patients suffering from double depression, and 65 % of the patients with early onset dysthymia. No significant difference was found among the diagnostic groups in terms of affective temperaments and identity confusion scores. In contrast, the cyclothymic, depressive-anxious and hyperthymic temperament scores of the early onset dysthymics were found to be higher than those of the late onset dysthymics. Likewise, IFAIC scores of the early onset dysthymics were significantly higher than those of late onset dysthymics.Conclusion: Dysthymia is diagnosed in approximately half of the patients suffering from depressive symptoms. Two thirds of the patients with dysthymia seek for psychiatric help during acute exacerbations of major depression. Two thirds of all the participants have chronic depressive disorder as a new category proposed for the DSM-5 to cover both dysthymia and chronic major depression. The validity of this new diagnostic category is supported by the similarity of dysthymic and chronic major depressive patients with respect to personality disorders, identity disturbance and affective temperamental characteristics. Nevertheless, given the closer association of early onset dysthymia with borderline and depressive personality disorders, disturbed sense of identity, and all but the hyperthymic temperament in present study, it might be appropriate to preserve early onset dysthymia and late onset dysthymia in the DSM-5 as clinical subtypes of chronic depression.
Benzer Tezler
- Ergenlikten beliren yetişkinliğe geçişte intihar davranışının gidişi ve gelişimsel bağlamı: Boylamsal bir çalışma
Progress and developmental context of suicide behavior in the transition from adolescence to adulthood: A longitudinal study
HAZAL YAĞMUR YILANCIOĞLU
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2022
PsikiyatriEge ÜniversitesiÇocuk Psikiyatrisi Ana Bilim Dalı
PROF. DR. TEZAN BİLDİK
PROF. DR. ŞEBNEM PIRILDAR
- Depresif bozukluklarda bedensel belirtilerin önemi
Başlık çevirisi yok
MUSTAFA SERCAN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
1987
Psikiyatriİstanbul ÜniversitesiPsikiyatri Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. ŞAHİKA YÜKSEL
- Kronik ve epizodik seyirli depresif bozukluklarda klinik özellikler
Clinical features of chronic and episodic depressi?ons
SALİHA ILDIRLI
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2012
PsikiyatriAdnan Menderes ÜniversitesiRuh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. İ.FERHAN DEREBOY
- Depresif bozukluk alt tiplerinde serum leptin düzeyi ve antidepresan tedaviyle ilişkisi
Başlık çevirisi yok
ÖMER GEÇİCİ
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2002
PsikiyatriFırat ÜniversitesiPsikiyatri Ana Bilim Dalı
Y.DOÇ.DR. M. MURAT KULOĞLU