Geri Dön

Genetik etyolojilerinde farklılık olduğu öne sürülen bipolar alt tiplerinin nörobilişsel işlevler ve mizaç özellikleri bakımından incelenmesi: Kontrollü bir çalışma

The investigation of bipolar subtypes which have been proposed to have different genetic etiology with respect to nerucognitive functions and temperamental traits: A controlled study

  1. Tez No: 314366
  2. Yazar: ECE USLU
  3. Danışmanlar: PROF. DR. SUZAN ÖZER
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Psikiyatri, Psychiatry
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2012
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Hacettepe Üniversitesi
  10. Enstitü: Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: Psikiyatri Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 146

Özet

ÖZETDr. Uslu E., `Genetik Etyolojilerinde Farklılık Olduğu Öne Sürülen Bipolar Alt Tiplerinin Nörobilişsel İşlevler ve Mizaç Özellikleri Bakımından İncelenmesi: Kontrollü Bir Çalışma'. Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı, Uzmanlık Tezi, Ankara, 2012.Amaç: Bu çalışmada Bipolar Bozukluğu (BP) olan ötimik hastaların, tıbbi yazında en sık bozulma olduğu bildirilen nörobilişsel işlevler (sözel akıcılık, yürütücü işlevler ve dikkatin sürdürülmesi) ve mizaç özellikleri bakımından sağlıklı kontrollerle karşılaştırılması, ayrıca BP hastaların genetik etyolojileri farklı olduğu öne sürülen intihar davranışı, psikoz ve panik bozukluğu(PB)/anksiyete belirtilerinin varlığı ile belirlenen fenotipik alt tiplerine göre sınıflandırılarak, aralarındaki nörobilişsel işlevler ve mizaç özellikleri ile ilgili farklılıkların saptanması amaçlanmıştır.Yöntem: Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı Polikliniği'ne ayaktan başvuran veya psikiyatri servisinde yatırılarak izlendiği sırada, DSM-IV tanı ölçütlerine göre BP tanısı konmuş, en az 6 aydır ötimik dönemde olan 44 hasta ve bunlarla cinsiyet, yaş ve eğitim durumu açısından eşleştirilmiş psikiyatrik hastalık öyküsü olmayan sağlıklı 44 kontrol çalışmaya alınmıştır. BP olan hastalar PB/anksiyete belirtilerinin eşlik ettiği tip, öyküsünde psikotik dönemler ya da intihar girişimi olanlar şeklinde 3 alt grupta sınıflandırılmıştır. Örneklem oluşturulurken bir alt tipe dahil edilen hastanın diğer alt tiplerden herhangi birinin özelliklerini taşımıyor olmasına dikkat edilmiştir. Örneklem grubundaki her birey Duygulanım Bozuklukları ve Şizofreni Ölçeği-Yaşam Boyu Versiyonu (SADS-L) ile değerlendirilmiş, Young Mani Değerlendirme Ölçeği (YMDÖ) ile Hamilton Depresyon Değerlendirme Ölçeği (HDDÖ) uygulanmıştır. Çalışmaya sadece YMDÖ ?5 ve HDDÖ ?8 olan BP hastalar alınmıştır. Gruplara TEMPS-A Mizaç Envanteri, Iowa Kumar Testi (IKT), Conner's Sürekli Performans Testi (SPT) ve Sözel Akıcılık Testleri uygulanmıştır.Bulgular: Ötimik dönemdeki BP olan hastalar sağlıklı kontrolerle karşılaştırıldığında, sözel akıcılık, öğrenme ve buna göre karar verme, dikkat, dikkatin sürdürülmesi, dürtüsellik ve vijilans gibi bu çalışmada incelenen tüm bilişsel işlevlerde bozukluk olduğu gösterilmiştir. PB/anksiyete belirtileri, psikotik duygudurum dönemleri ve intihar girişimi öyküsü eşlik eden alt tipler arasında yapılan karşılaştırmada, psikoz grubunun öğrenme ve buna göre karar verme yetisinde daha kötü performans sergilemesi (p=0,039) dışında anlamlı fark bulunamamıştır.Fark anlamlılık düzeyine ulaşmasa da, anksiyete grubunun sözel akıcılık dışında tüm bilişsel işlevlerde diğer iki gruba göre daha iyi performans gösterdiği, psikoz grubunun anlamlı düzeyde olacak şekilde öğrenme ve buna göre karar vermede ve dikkatin sürdürülmesinde kötü performans sergilediği, intihar grubunda ise dikkat bozukluğu ve dürtüselliğin en yüksek olduğu gözlenmiştir. BP hastalarda hipertimik mizaç dışında afektif mizaç puanlarının kontrollerden anlamlı düzeyde yüksek olduğu saptanmıştır. Ölçütler değerlendirildiğinde ise baskın mizaç olarak siklotimik mizacın kontrollerden daha sık olduğu saptanmıştır. Alt tipler örneklem küçüklüğü nedeniyle mizaç özellikleri bakımından incelenememiştir.Sonuç: BP'ta sözel akıcılıkla ilişkili bilişsel işlevlerde bozukluk anksiyete belirtileri, öğrenme ve buna göre karar verme ve dikkatin sürdürülmesindeki güçlükler psikoz ve dikkat bozukluğu ve dürtüsellik ise intihar davranışı için bir genetik nörobiyolojik özellik (`trait marker') olabilir. Sözel akıcılık, karar verme, öğrenme ve buna göre karar verme ile dikkat, dikkatin sürdürülmesi, dürtüsellik ve vijilans ise genel olarak BP'a ilişkin yatkınlık göstergeleri olabilir. Siklotimik mizaç yine BP'ta bir endofenotip adayı olarak ileri çalışmalarda araştırılmalıdır.

Özet (Çeviri)

ABSTRACTDr. Uslu E., `The investigation of bipolar subtypes which have been proposed to have different genetic etiology with respect to nerucognitive functions and temperamental traits: A controlled Study? Hacettepe University Faculty of Medicine Department of Psychiatry, Dissertation Thesis, Ankara, 2012.Objective: The aim of this study is to compare remitted bipolar patients and healthy control subjects with respect to the certain cognitive functions (verbal fluency, executive functions and sustained attention) which are widely accepted to be impaired in bipolar disorder and temperemental traits, and to investigate the differences between subtypes of bipolar disorder (based on comorbid panic disorder/anxiety symptoms and the presentation of psychotic features and suicidal behaviour) that have been proposed to have different genetic etiology, with respect to these measures.Methods: The study participants were 44 euthymic patients who were admitted to the outpatient clinic or followed as inpatient, with DSM-IV Bipolar I or II diagnosis and 44 healty control subjects, matched for age, gender and education. Bipolar patients have been classified into three subtypes using three comorbid conditions: panic disorder /anxiety symptoms, psychosis (delusions and/or hallucinations in the manic and/or depressive phase) and suicidal attempts. Patients and healthy controls were assessed with SADS-L, Young Mania Rating Scale (YMRS) and Hamilton Depression Rating Scale (HDRS). Defined threshold scores were ? 5 on YMRS and ?8 on HDRS for inclusion. TEMPS-A Scale, Conner?s Continuous Performance Test 2 (CCPT-2) , Iowa Gambling Task (IGT) and verbal fluency tests were applied to all participants.Results: Comparison between bipolar patients and healthy controls revealed that patients performed worse on all cognitive measures that were explored in this study such as verbal fluency, decision-making, learning process in decision-making, attention, sustained attention, impulsivity and vigilance. The comparison between BP subtypes did not reveal any significant differences except worst performance of psychosis group on learning process in decision-making (p=0,039). It was observed that anxiety group performed better then the other two groups on all measures except verbal fluency, psychosis group performed worst on learning process in decision-making and sustained attention and suicide group was the most impulsive and had worst performance on attention measures. Bipolar patients had significantly higher scores for all affective temperaments except hyperthymic temperament. However only cychlothymic temperament was the dominant temperament which the patients have presented most frequently compared to healthy controls. Bipolar subtypes were not evaluated with respect to affective temperaments due to the small size of the sample.Conclusion: Deficits in verbal fluency may be a trait marker for anxiety group, learning process in decision-making and sustained attention for psychosis and impulsivity and deficits in attention for suicide group in bipolar disorder. However verbal fluency, decision-making, learning process in decision-making, attention, sustained attention and vigilance deficits and impulsivity may be candidates for vulnerability indicators of bipolar disorder in general. Cychlothymic temperament should be re-evaluated in further studies as a candidate endophenotypic marker.

Benzer Tezler

  1. Down sendromunda HLA-DQA1 allel polimorfizmi ile DR53 homozigotluğunun araştırılması

    The Role of DR53 homozygosity in Down syndrome evaluated by HLA-DQA1 allele polymorphism

    HÜLYA KAYSERİLİ

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    1998

    Tıbbi Biyolojiİstanbul Üniversitesi

    Tıbbi Genetik Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. MEMNUNE YÜKSEL-APAK

  2. Periton diyalizi ve hemodiyaliz hastalarında apolipoprotein E polimorfizmi ile plazminojen aktivatör inhibitör-1 ve serum lipid profili arasındaki ilişki

    A relationship apoliprotein E polymorphism and plasminogen activator inhibitor-1 with and serum lipid profile in hemodialysis and periton dialysis patients

    İZZET HAKKI ARIKAN

    Tıpta Yan Dal Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2002

    NefrolojiMarmara Üniversitesi

    İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. İ. ÇETİN ÖZENER

  3. Periampulller bölge tümörlerinde mirna'ların rolünün araştırılması

    Investigations of mirna's roles in periampullary tumors

    CUMA ALİ EMİR

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2016

    Genel CerrahiGaziantep Üniversitesi

    Genel Cerrahi Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. AHMET ABDULHALİK BALIK

    YRD. DOÇ. DR. ERSİN BORAZAN

  4. Ergenliğin başlamasına etki eden faktörlerin değerlendirilmesi ve erken ergenliğin uzun dönem sonuçlarının belirlenmesi

    Evaluation of the factors affecting onset of puberty and long-term results of early puberty

    BANU KÜÇÜKEMRE AYDIN

    Tıpta Yan Dal Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2014

    Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıklarıİstanbul Üniversitesi

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. FEYZA DARENDELİLER

  5. Yaygın gelişimsel bozukluk ve tepkisel bağlanma bozukluğunun epigenetik değişiklikler açısından karşılaştırılması: Oksitosin reseptör geninin rolü

    The comparison of pervasive developmental disorders and reactive attachment disorder of the epigenetic changes: The role of the oxytocin receptor gene

    MİNE ELAGÖZ YÜKSEL

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2012

    Genetikİstanbul Üniversitesi

    Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. BURAK DOĞANGÜN