Ergenliğin başlamasına etki eden faktörlerin değerlendirilmesi ve erken ergenliğin uzun dönem sonuçlarının belirlenmesi
Evaluation of the factors affecting onset of puberty and long-term results of early puberty
- Tez No: 352650
- Danışmanlar: PROF. DR. FEYZA DARENDELİLER
- Tez Türü: Tıpta Yan Dal Uzmanlık
- Konular: Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları, Endocrinology and Metabolic Diseases, Child Health and Diseases
- Anahtar Kelimeler: Ergenlik, hızlı büyüme, obezite, Puberty, growth acceleration, obesity
- Yıl: 2014
- Dil: Türkçe
- Üniversite: İstanbul Üniversitesi
- Enstitü: Tıp Fakültesi
- Ana Bilim Dalı: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 174
Özet
Amaç: Yaşamın ilk yıllarındaki büyüme hızının ergenlik başlangıç zamanı üzerine etkisini ve bu etkinin metabolik mekanizmalarını araştırmak. Bireyler ve Yöntem: Sağlam Çocuk Polikliniği'nde 1 ay 5 yaş arasında düzenli olarak izlenmiş, muayene ve boy kilo ölçümleri yapılmış 6-9 yaşları arasındaki toplam 159 çocuk çalışmaya alındı. Dosyalarından aile ve doğumla ilgili bilgileri, izlemdeki antropometrik ölçümleri ve diğer izlem bilgileri çalışma formlarına kayıt edildi. Çocuklar aynı doktor tarafından muayene edilerek, boy, kilo, bel ve kalça çevresi ölçümü ve ergenlik değerlendirmeleri yapıldı. Açlık kan şekeri, insülin, total kolesterol, LDL kolesterol, HDL kolesterol, VLDL kolesterol, trigliserid, LH, FSH, östradiol/testosteron, leptin, ghrelin, adiponektin ve visfatin düzeyleri için kan örneği alındı. Kız çocuklarına aynı radyolog tarafından meme ve pelvis USG yapıldı. Ergenlik bulgusu olan çocukların sol el ve el bileği grafisi çekilerek kemik yaşı değerlendirildi. Bulgular: Kız çocuklarının %21.2'sinde 8 yaş öncesi meme büyümesi, %17.6'sında 8-9 yaş arasında başlayan meme büyümesi ve %7.1'inde de prematür pubarş, erkek çocuklarının %12.2'sinde 9 yaş öncesi başlayan testis büyümesi ve %8.1'inde de prematür pubarş saptandı. Muayenede ergenlik bulgusu saptanan kız çocuklarının yaşları, boy SDS, ağırlık SDS, VKİ SDS ve bel çevresi SDS'leri anlamlı olarak daha fazlaydı. Ergenlik bulgusu olan erkek çocukları olmayanlara göre daha büyük yaştaydı ancak çalışma sırasında değerlendirilen antropometrik veriler açısından anlamlı bir fark bulunamadı. Altı ile 15 ay arası dönemde hızlı ağırlık artışı olan kız çocuklarında ergenlik bulgularına ve obeziteye daha sık rastlandı. Dokuz ile 15 ay arası dönemde hızlı boy büyümesi olan erkek çocukların çalışma sırasında değerlendirilen antropometrik verileri daha yavaş büyüyenlerden farklı olmamasına rağmen ergenlik bulgularına bu çocuklarda daha sık rastlandı. Altı ile 15 ay arası dönemde hızlı kilo alan kızların erken ergenlik bulgularını daha sık olarak göstermeleri ve yaşıtlarına göre daha şişman olmaları yanında, sistolik kan basıncı SDS'lerinin daha yüksek ve HDL kolesterol düzeylerinin daha düşük olduğu saptandı. Ayrıca ergenlik bulgusu saptanan kız çocuklarında, açlık kan şekerinin ve leptin/adiponektin oranının daha yüksek olduğu görüldü. Meme evresi ile açlık insülin, HOMA-IR ve VLDL kolesterol düzeyleri arasında pozitif yönlü ilişki saptandı. Altı ile 15 ay arası dönemde hızlı kilo alımı olan kızların daha kısa süre tek başına anne sütü aldığı ve toplam anne sütü alma sürelerinin de daha kısa olduğu görüldü. Kız çocukların %21.2'sinin aşırı tartılı, %11.8'inin obez ve %4.7'sinin morbid obez, erkek çocukların %12.2'sinin aşırı tartılı, %16.2'sinin obez ve %9.5'inin morbid obez olduğu tespit edildi. Obez ve aşırı tartılı kızların doğumdan itibaren ağırlık SDS ve 3. aydan itibaren VKİ SDS'lerin anlamlı olarak daha yüksek olduğu ve bu anlamlığın giderek artarak 60 ay boyunca korunduğu saptandı. Obez ve aşırı tartılı erkeklerin ise 2. aydan itibaren ağırlık ve VKİ SDS'lerinin anlamlı olarak daha yüksek olduğu görüldü. Ağırlık SDS farkının 6 ve 9. aylar dışında her zaman anlamlı olduğu ve bu anlamlılığın 18. aydan itibaren daha da arttığı saptandı. VKİ SDS'deki farkın da 6, 9, 12 ve 15. aylarda anlamlılığını kaybettiği, 18. aydan itibaren VKİ SDS'nin obez ve aşırı tartılı erkek çocuklarda anlamlı olarak daha yüksek olduğu ve anlamlılığın giderek artarak 60. aya kadar korunduğu tespit edildi. Aşırı tartılı ve obez erkek çocukların sistolik ve diastolik kan basıncı SDS'leri anlamlı olarak daha yüksek bulunurken aşırı tartılı ve obez kız çocukların kan basıncı ölçümleri normal tartılı çocuklardan farklı bulunmadı. Tüm grup birlikte değerlendirildiğinde, çocukların çalışma sırasındaki VKİ SDS'leri ile sistolik ve diastolik kan basıncı SDS'leri arasında pozitif yönlü ilişki olduğu görüldü. Aynı şekilde bel çevresi SDS ve bel/boy oranı ile sistolik ve diastolik kan basıncı SDS arasında pozitif yönlü ilişki saptandı. Obez ve aşırı tartılı kız çocuklarında açlık insülin, HOMA-IR, trigliserid, trigliserid/HDL kolesterol oranı daha yüksek, HDL kolesterol, HDL/LDL kolesterol oranı daha düşük bulundu. Obez ve aşırı tartılı erkek çocuklarında açlık insülin, HOMA-IR, total kolesterol ve trigliserid düzeyleri anlamlı olarak daha yüksek saptandı. Sonuç: Çalışmamızda hem kız hem de erkek çocuklarında ergenlik bulguları ve obezite yüksek sıklıkta saptandı. Bu çocukların erken dönem büyüme verileri incelendiğinde obezite ve erken ergenlik arasında bir neden sonuç ilişkisinin yanı sıra, etiyolojilerinde ortak genetik ve perinatal faktörlerin paylaşılması sonucu ortaya çıkan bir birlikteliklerinin de olduğu düşünüldü.
Özet (Çeviri)
Objective: To examine the effects of growth rate during the first years of life on the onset of puberty and to investigate metabolic mechanisms of these effects. Subjects and Methods: One hundred fifty nine children aged between 6 to 9 years who were attending the Well Child Clinic regularly between the ages of 1 month and 5 years were included in the study. Background information about family, birth, anthropometric measurements during the follow up and other follow up data were obtained from the Well Child Clinic records. Physical examinations were performed by the same doctor. Weight, height, waist and hip circumferences were measured and pubertal staging was done. Fasting blood samples for insulin, glucose, total cholesterol, HDL cholesterol, LDL cholesterol, VLDL cholesterol, triglyceride, LH, FSH, estradiol/testosterone leptin, ghrelin, adiponectin and visfatin were collected. Breast and pelvic ultrasound imaging was done by the same radiologist. Bone ages were evaluated using the left hand and wrist x-rays in children whose puberty was started. Results: 21.2% of girls had breast enlargement before the age of 8 years, 17.6% had breast enlargement starting between ages of 8 to 9 years, and 7.1% had premature pubarche. 12.2% of boys had testicular enlargement starting before the age of 9 years and %7.1 had premature pubarche. The average age, height SDS, weight SDS, BMI SDS and waist circumference SDS of girls demonstrating findings of puberty were significantly higher. The average age of boys demonstrating puberty findings was significantly higher but no significant difference was found regarding anthropometric measurements evaluated for the study. Obesity and puberty findings were found to be more common in girls having an accelerated weight gain between 6 and 15 months of age. The anthropometric data did not show any difference between boys having an accelerated growth between 9 and 15 months of age and those having a slower growth, but these boys demonstrated puberty findings more frequently. Besides demonstrating precocious puberty signs more often and having a higher average BMI SDS compared to their peers, girls having an accelerated weight gain between 6 and 15 months of age had higher systolic blood pressures and lower HDL cholesterol levels. Additionally, fasting blood glucose levels and leptin/adiponectin ratio were higher in girls with puberty signs. There was a positive correlation between breast stage and insulin, HOMA-IR and VLDL cholesterol levels. Girls having an accelerated weight gain between 6 and 15 months of age were exclusively breast fed for a shorter period of time and had a shorter total breastfeeding time. 21.2 % of girls were overweight, 11.8% obese and 4.7% were morbidly obese. 12.2% of boys were overweight, 16.2% obese and 9.5% morbidly obese. Overweight and obese girls had a significantly higher weight SDS starting from birth and their BMI SDS values were significantly higher starting from third month after birth. This significant difference became more evident with time and was preserved until 60th month. Overweight and obese boys had a significantly higher weight SDS and BMI SDS values starting from second month after birth. Weight SDS difference was significant except for 6th and 9th months and this significance increased after 18th months. The difference in BMI SDS lost its significance during 6th, 9th, 12th, and 15th months. BMI SDS was significantly higher in obese and overweight boys starting from 18th month and this significant difference became more evident with time and was preserved until 60th month. Overweight and obese boys had significantly higher systolic and diastolic blood pressure SDS values. The blood pressures of overweight and obese girls were not different from normal weight children. Evaluation of the whole study group revealed a positive correlation between the BMI SDS values and systolic and diastolic blood pressure SDS values. Similarly, a positive correlation between the waist circumference and waist/height ratio and systolic and diastolic blood pressure SDS values was found. Overweight and obese girls had higher HOMA-IR and triglyceride levels, higher triglyceride/HDL cholesterol ratios and lower HDL cholesterol levels and HDL/LDL ratios. Overweight and obese boys had significantly higher fasting insulin, HOMA-IR, total cholesterol and triglyceride levels. Conclusions: The incidence of puberty signs and obesity were found to be very high for both boys and girls in our study. The investigation of early growth patterns reveals not only a cause-and-effect relationship between obesity and precocious puberty but also an association originating from sharing common genetic and perinatal factors.
Benzer Tezler
- Guatrlı 6-12 yaş grubu okul çocuklarında eser elementlerin seviyesi ile büyüme arasındaki ilişki
Relationship between the level of trace elements and growth in school children group of 6 to 12 ages with goitre
İLKNUR DEMİR
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2011
Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıAtatürk ÜniversitesiÇocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. CAHİT KARAKELLEOĞLU
- Prematüre telarşlı çocukların besin tüketim durumları ve iştah ile ilgili parametrelerin değerlendirmesi
Evaluation of nutritional status and appetite-related parameters in girls diagnosed with premature thelarche
NEGIN ALMASI
Doktora
Türkçe
2022
Beslenme ve DiyetetikHacettepe ÜniversitesiDiyetetik Ana Bilim Dalı
DR. ÖĞR. ÜYESİ MEHMET FİSUNOĞLU
- Erken ergenlik şikayeti ile başvuran hastalarda ve annelerinde tetkik ve tedavinin anksiyete düzeyine etkisi
The effect of examination and treatment on anxietylevel in patients and their mothers with complaints ofearly puberty
DENİZ ÖZGÜN BEKTAŞ
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2022
Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıBalıkesir ÜniversitesiÇocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. ALİ ATAŞ
- Ortaokul öğrencilerinin okula uyumlarının incelenmesi
Investigation school adjustment of middle school students
GÜLSEN DEMİRKALP KAYA
Yüksek Lisans
Türkçe
2021
Eğitim ve ÖğretimKırşehir Ahi Evran ÜniversitesiEğitim Bilimleri Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. DİLEK GENÇTANIRIM KURT
- Ergenlerin ailelerinden algıladıkları psikolojik kontrol öz düzenleme becerileri ve akademik motivasyonları arasındaki ilişkinin incelenmesi
The relationship between perceived psychological control self-regulating skills and academic motivations of adolescents
ÖZGENUR KORKIN
Yüksek Lisans
Türkçe
2019
Eğitim ve ÖğretimÇanakkale Onsekiz Mart ÜniversitesiAile Danışmanlığı Ana Bilim Dalı
PROF. DR. ERCAN KOCAYÖRÜK