Geri Dön

Baş-boyun lezyonlarının tedavisinde emboloterapinin rolü

The role of embolotheraphy in the treatment of head and neck lesions

  1. Tez No: 31672
  2. Yazar: NAİL BULAKBAŞI
  3. Danışmanlar: DOÇ. DR. ERKİN OĞUR
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Onkoloji, Radyoloji ve Nükleer Tıp, Oncology, Radiology and Nuclear Medicine
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 1995
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: GATA
  10. Enstitü: Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: Radyodiagnostik Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 92

Özet

ÖZET Bu çalışmada amaç; baş-boyun vasküler lezyonlarının tedavisinde çeşitli emboloterapi tekniklerinin etkinlik, güvenilirlik ve tedaviye olan katkılarının araştırılması ve çeşitli tipteki lezyonların tedavi şeması içinde emboloterapinin yerinin ortaya konmasıdır. Bu amaçla GATA Radyodiagnostik Ana Bilim Dalı'nda, çeşitili baş ve boyun sistemi vasküler patolojileri olan 27 hastaya yapılan selektif transarteriyal emboloterapi sonuçları değerlendirilmiştir. Onbir juvenil nazofarenks anjiofibromlu ve bir arteriovenöz malformasyonlu (AVM) olguya preoperatif devaskülarizasyon amacıyla geçici tipte emboloterapi yapılırken, onbir glomus tümörlü, iki AVM'li, bir anevrizmalı ve bir serebellar yerleşimli malign tümörlü olguya ise semptomatik veya küratif amaçla kalıcı tipte emboloterapi uygulanmıştır. Geçici tipteki embolizasyonlarda 150-1000 \x çapında PVA kullanılırken, kalıcı tipteki embolizasyonlar için sarmallar ve n-butilsiyanoakrilat kullanılımıştır. Bu çalışmada mortalite % 3.7, kalıcı morbidite % 0 geçici morbidite ise % 25.9 olarak gerçekleşmiştir. Kalıcı nörolojik bozukluk gelişmemiştir. Tumoral preoperatif emboloterapi intraoperatif kan kaybını azaltan ve tümörün tam çıkarımına katkı sağlayarak, komplikasyon ve nüks insidansında azalmaya yol açabilen bir yöntemdir. Operasyon süresini rahat bir görüş alanı sağlayarak azaltabilse de bu değişken olgu dışı veya olguya ait faktörlerden büyük oranda etkilenebilmektedir. AVM'lerde ise preoperatif amaçlı girişimlerde PVA+mikrosarmal kombinasyonu en etkili ve güvenli yöntemken, tek tedavi yöntemi olarak kalıcı emboloterapinin planlandığı olgularda n-butilsiyanoakrilat daha iyi sonuçlar vermektedir. Glomus tümörlerinin tedavisinde ise emboloterapi tek başına bir tedavi yöntemi olmaktan çok preoperatif amaçla kullanılması gerekir. Ancak öpere edilemeyen olgularda başarılı bir palyasyon sağlayabilmektedir. Anevrizma tedavisinde ise kesin yöntem cerrahidir. Ancak cerrahi olarak ulaşılması güç olan anevrizmalarda, cerrahi kontrendikasyon olan ya da hasta ailesinin cerrahiyi kabul etmediği olgularda, geniş boyunlu dev anevrizmalar dışında, hangi yerleşim ve hangi klinik evrede olursa olsun erken evrede yapılabilen embolizasyon, cerrahiye göre daha az agresif ancak benzer başarıda güvenli tedavi yapabilmektedir Sonuç olarak özellikle baş boyun bölgesi gibi, hayati organ ve yapıların bir arada kompleks bir yapı oluşturduğu bölgede cerrahi tekniğe getirdiği kolaylıklar, komplikasyon ve kanama riskini azaltması ve ileri evredeki lezyonları cerrahi olarak tedavi edilebilir kriterler içine geriletmesi gibi etkileri nedeniyle emboloterapi, uygun tüm vasküler patolojilerin preoperatif devaskülarizasyonunda vaz geçilmez bir teknik haline gelmektedir. Ayrıca cerrahi olarak çıkarılamayan ya da yaş, genel durum veya diğer bireysel nedenlerle öpere edilemeyen olgularda bazı lezyonlarda tam bazılarında ise palyatif tedavi şansı tanıyarak, olguların hem yaşam sürelerini uzatmakta hem de yaşam kalitesini arttırmaktadır. Kollateral dolaşımların ve tehlikeli damarların iyi bir şekilde ortaya konması ile akımın yeniden dağılımının, kateter ve embolizan madde seçiminin iyi anlaşılması ve yapılması hem tedavi edilebilen patolojilerin sayı ve yaygınlığını arttıracak hem de ortaya çıkabilecek komplikasyon lan en aza indirerek daha başarılı sonuçlar alınmasını sağlayacaktır. 79

Özet (Çeviri)

ÖZET Bu çalışmada amaç; baş-boyun vasküler lezyonlarının tedavisinde çeşitli emboloterapi tekniklerinin etkinlik, güvenilirlik ve tedaviye olan katkılarının araştırılması ve çeşitli tipteki lezyonların tedavi şeması içinde emboloterapinin yerinin ortaya konmasıdır. Bu amaçla GATA Radyodiagnostik Ana Bilim Dalı'nda, çeşitili baş ve boyun sistemi vasküler patolojileri olan 27 hastaya yapılan selektif transarteriyal emboloterapi sonuçları değerlendirilmiştir. Onbir juvenil nazofarenks anjiofibromlu ve bir arteriovenöz malformasyonlu (AVM) olguya preoperatif devaskülarizasyon amacıyla geçici tipte emboloterapi yapılırken, onbir glomus tümörlü, iki AVM'li, bir anevrizmalı ve bir serebellar yerleşimli malign tümörlü olguya ise semptomatik veya küratif amaçla kalıcı tipte emboloterapi uygulanmıştır. Geçici tipteki embolizasyonlarda 150-1000 \x çapında PVA kullanılırken, kalıcı tipteki embolizasyonlar için sarmallar ve n-butilsiyanoakrilat kullanılımıştır. Bu çalışmada mortalite % 3.7, kalıcı morbidite % 0 geçici morbidite ise % 25.9 olarak gerçekleşmiştir. Kalıcı nörolojik bozukluk gelişmemiştir. Tumoral preoperatif emboloterapi intraoperatif kan kaybını azaltan ve tümörün tam çıkarımına katkı sağlayarak, komplikasyon ve nüks insidansında azalmaya yol açabilen bir yöntemdir. Operasyon süresini rahat bir görüş alanı sağlayarak azaltabilse de bu değişken olgu dışı veya olguya ait faktörlerden büyük oranda etkilenebilmektedir. AVM'lerde ise preoperatif amaçlı girişimlerde PVA+mikrosarmal kombinasyonu en etkili ve güvenli yöntemken, tek tedavi yöntemi olarak kalıcı emboloterapinin planlandığı olgularda n-butilsiyanoakrilat daha iyi sonuçlar vermektedir. Glomus tümörlerinin tedavisinde ise emboloterapi tek başına bir tedavi yöntemi olmaktan çok preoperatif amaçla kullanılması gerekir. Ancak öpere edilemeyen olgularda başarılı bir palyasyon sağlayabilmektedir. Anevrizma tedavisinde ise kesin yöntem cerrahidir. Ancak cerrahi olarak ulaşılması güç olan anevrizmalarda, cerrahi kontrendikasyon olan ya da hasta ailesinin cerrahiyi kabul etmediği olgularda, geniş boyunlu dev anevrizmalar dışında, hangi yerleşim ve hangi klinik evrede olursa olsun erken evrede yapılabilen embolizasyon, cerrahiye göre daha az agresif ancak benzer başarıda güvenli tedavi yapabilmektedir Sonuç olarak özellikle baş boyun bölgesi gibi, hayati organ ve yapıların bir arada kompleks bir yapı oluşturduğu bölgede cerrahi tekniğe getirdiği kolaylıklar, komplikasyon ve kanama riskini azaltması ve ileri evredeki lezyonları cerrahi olarak tedavi edilebilir kriterler içine geriletmesi gibi etkileri nedeniyle emboloterapi, uygun tüm vasküler patolojilerin preoperatif devaskülarizasyonunda vaz geçilmez bir teknik haline gelmektedir. Ayrıca cerrahi olarak çıkarılamayan ya da yaş, genel durum veya diğer bireysel nedenlerle öpere edilemeyen olgularda bazı lezyonlarda tam bazılarında ise palyatif tedavi şansı tanıyarak, olguların hem yaşam sürelerini uzatmakta hem de yaşam kalitesini arttırmaktadır. Kollateral dolaşımların ve tehlikeli damarların iyi bir şekilde ortaya konması ile akımın yeniden dağılımının, kateter ve embolizan madde seçiminin iyi anlaşılması ve yapılması hem tedavi edilebilen patolojilerin sayı ve yaygınlığını arttıracak hem de ortaya çıkabilecek komplikasyon lan en aza indirerek daha başarılı sonuçlar alınmasını sağlayacaktır. 79

Benzer Tezler

  1. Baş ve boyun yerleşimli düşük akım hızlı vasküler malformasyonlarda perkutan skleroterapinin etkinliğinin değerlendirilmesi

    Evaluation of the efficiency of percutaneous sclerotherapy in low-flow vascular malformations with head and neck location

    MUSTAFA FİDANTEN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2017

    Radyoloji ve Nükleer TıpDokuz Eylül Üniversitesi

    Radyodiagnostik Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. SÜLEYMAN MEN

  2. Tükrük bezi kitlelerinde ince iğne aspirasyon sitolojisinin değeri

    Fine needle aspiration cytology in salivary gland tumors

    MELİH ÇAYÖNÜ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2008

    Kulak Burun ve BoğazSağlık Bakanlığı

    Kulak Burun Boğaz ve Baş-Boyun Cerrahisi Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. AYDIN ACAR

  3. Skalp defektlerinin rekonstrüksiyon yöntemlerinin retrospektif analizi

    Retrospective analysis of reconstruction methods of scalp defects

    ÖZCAN BOZTEPE

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2022

    Plastik ve Rekonstrüktif CerrahiSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. HÜLDA RIFAT ÖZAKPINAR

  4. Çocukluk çağı hemanjiyomlarının klinik özellikleri ve tedavi yanıtlarının değerlendirilmesi

    Başlık çevirisi yok

    DİDEM YILDIRIMÇAKAR

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2018

    Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıKocaeli Üniversitesi

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. FUNDA VESİLE ÇORAPCIOĞLU

  5. Malign deri tümörlerinin retrospektif analizi ve nüks oranlarının değerlendirilmesi

    Retrospective analysis and evaluation of recurrence rates of malignant skin cancer

    MURAT YAMAN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2015

    Plastik ve Rekonstrüktif CerrahiCelal Bayar Üniversitesi

    Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. LEVENT YOLERİ