Gebelik ve hipertansiyon olgularında feto-maternal doppler analizlerinin perinatal morbidite ve mortaliteyi saptamadaki rolü
Başlık çevirisi mevcut değil.
- Tez No: 32785
- Danışmanlar: Belirtilmemiş.
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Kadın Hastalıkları ve Doğum, Obstetrics and Gynecology
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 1994
- Dil: Türkçe
- Üniversite: İstanbul Üniversitesi
- Enstitü: Tıp Fakültesi
- Ana Bilim Dalı: Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 74
Özet
ÖZET Gebelik ve hipertansiyon olguları, 24 haftadan büyük gebeliklerin % 6 ile 8'inde görülür. Hipertansiyonun gebelik ile mi indüklendiği yoksa altta yatan bir başka nedene mi bağlı olduğu kararı kolay verilemez. Gebeliğin indüklediği hipertansiyonda immünolojik, biyokimyasal veya genetik bir nedene bağlı olarak yetersiz trofoblastik invazyon ile fetoplasental perfüzyon bozulur, veya bir başka nedene (maternal renal hastalık, vaskülit, diabetes mellitus, çoğul gebelik vb.) bağlı olarak plasentanın perfüzyonu bozulur, endotelyal toksinler ortaya çıkar ve endotel hasarı ile preeklampsi tablosu gelişir. Gebelik ve hipertansiyon olarak karşımıza çıkan hastanın doğru tanısı ve klasifikasyonu çoğu kez mümkün olmaz. Klasik antepartum fetal izleme testleri fetal hareket sayımı, amniyos sıvısı miktarı tayinleri, ultrasonogram ile fetal büyümenin izlenmesi ve NST, BP, KST ile fetal iyilik halinin takibidir. Çoğu komplikasyonların erken tanısı ve oranının azaltması isteği ile antenatal kontroller ve uygulanan testlerin sıklığı arttırılmaktadır. Bu hasta grubunun ne zaman hospitalize edilmesi gerektiği veya hangi hastaların hospitalize edilerek izlenmesi gerektiği de çok net belirlenmiş değildir. Hastaların klinik, biyokimyasal, hematolojik takibi önemli olmakla beraber fetal sonuçları saptama da fikir vermemekte hatta maternal nedenlerle preterm doğum sıklığı artmaktadır. Doppler ultrasonografi kullanımı ile gebelik ve hipertansiyon olgularının hemodinamik bulguları ışığında hastaların sınıflanması, tedavi ve fetal değerlendirme sıklığının planlanması mümkün olmaktadır. Biz de takip ettiğimiz 88 gebelik ve hipertansiyon olgusunda, uterin arter, umbilikal arter ve middle serebral arter doppleri analizlerini yaptık ve sonuçlannı irdeledik. Uterin arter doppleri normal olgularda fetal sonuçların normal popülasyona yakın olduğunu gördük. Tek başına notch varlığı ile antepartum ve intrapartum fetal distress sıklığını artmış olarak değerlendirdik. Uterin arter doppleri patolojisi ile perinatal mortalite, fetal distress ve buna bağlı sezeryan sıklığının arttığını gözledik. Yine bu olgularda neonatal asfiksi, oligohidramniyos ve İUGG gelişme riskinin arttığını saptadık. Olgularda doğum gebelik haftaları ve ağırlıklarında anlamlı azalma gözledik. Proteinürik hipertansiyon vepretem doğum sıklığının arttığını izledik. Umbilikal arter doppleri patolojik olgularda perinatal mortalitenin anlamlı olarak yüksek olduğunu, İUGG, fetal distress, oligohidramniyos, proteinürik hipertansiyon ve pretem doğum sıklığının arttığını gözledik. Ortalama gebelik haftaları ve ağırlıklarında anlamlı bir azalma saptadık. Umbilikal arterde diastolde akım yokluğu ve ters akım varlığında, fetal ve neonatal kayıpların doppier patolojisi ile ilişkili olarak arttığını saptadık. Fetal distress, İUGG, oligohidramniyos ve preterm doğum sıklığının doppier patolojisi ile arttığını gözledik. Doğum ağırlıkları ve gebelik haftalarının doppier patolojisi ile azaldığını gördük. Diastolik akımı olmayan veya ters akımı olan olgularda kromozomal anomalisi sıklığının fazla olduğunu bildiren yayınlara benzer şekilde enddiastolik akımı olmayan 1 olgumuzda (%5.9) postpartum Down sendromu saptadık. Middle serebral arter dopplerinde BSE varlığında İUGG sıklığının arttığını gördük. Olgularımızı uterin ve umbilikal arter doppier sonuçları iie sınıfladık. Uterin ve umbilikal arter doppleri normal olgularda morbiditenin normal popülasyonla benzer olduğunu görerek bu olguların haftalık takibinin uygun olacağı fikrine vardık. Uterin arter doppleri patolojik olgularda, umbilikal arter doppleri normal olsa da fetal distress, İUGG, preterm doğum sıklığının her iki doppleri normal olgulardan fazla olduğunu bulduk ve bu olgularda 3 günlük aralarla fetal değerlendirme testleri yapılmasının uygun olacağı fikrine vardık. Umbilikal arter doppleri patolojik olgularda fetal distress ve İUGG riskinin daha fazla olduğunu gözledik. Bu olgularda mevcut doppier patolojisine göre 1-3 günlük aralarla fetal değerlendirmenin gerekebileceği fikrine vardık. Diastolde akımı olmayan veya ters akımı olan olgularda günlük monitörizasyon ve amniyos sıvısı miktarı tayinin gerekli olduğunu gördük. Bu hastaların kromozomal anomali ve yapısal anomali yönünden dikkatle incelenmesi gerektiği görüşü bize de uygun geldi Uterin ve umbilikal arter doppleri patolojik olgularda perinatal mortalite, İUGG, fetal distress, oligohidramniyos, preterm doğum, yenidoğan bakımı oranlarında belirgin bir artış saptayarak bu hastaların ciddi maternal ve fetal takibinin gerektiğini ortaya koyduk. Maternal ortalama kan basıncının bu hastaların takibinde faydası olmadığını gördük. Sonuçta hipertansiyon ve gebelik olgularında, kötü perinatal sonuçlar adı altında topladığımız antepartum ve neonatal mortalite, intrapartum fetal distress ve neonatal asfiksiyi saptamada doppier ultrasonografinin klasik fetal değerlendirme testleriylesensitivite, spesifisite, negatif ve pozitif tanı değerleri olarak benzer ve hatta daha iyi olduğunu gözledik. Klasik fetal değerlendirme testlerinin, doppler ultrasonografi bulguları eşliğinde sınıflanan hastalara, belli disiplin içinde uygulanması ile gereksiz test sıklığı, zaman kaybı ve gereksiz preterm doğumlardan uzaklaşılabileceği sonucuna vardık.
Özet (Çeviri)
Özet çevirisi mevcut değil.
Benzer Tezler
- Fetomaternal doppler ultrasonografinin preeklampsi ve eklampsinin ayrımında ve perinatal prognozu saptamadaki yeri
To Determine perinatal prognosis and to discriminate preeclampsia and eclampsia by doppler ultrasonography
ERHAN TOY
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
1997
Kadın Hastalıkları ve DoğumDicle ÜniversitesiKadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. MURAT YAYLA
- Günaşımı olan hastalarda doğum indüksiyonu için kullanılan kontrollü salınımlı dinoproston (prostaglandin E2) vajinal ovülün feto-plasental kan akımı üzerine etkisi ve eşlik eden oligohidramniosu olan vakalarda kullanılmasının fetal ve uterin arter dopplerleri ile değerlendirilmesi
The effect of sustained-release formulation of dinoprostone (prostaglandin E2) for vaginal insertion used for labor induction in postterm pregnancies on fetplasental blood flow and the evaluation of its use by fetal and uterin arterial doppler ultrasonography in postterm pregnancies with oligohydramnios
DERYA AKDAĞ CIRIK
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2008
Kadın Hastalıkları ve DoğumSağlık BakanlığıKadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. DENİZ KARÇAALTINCABA
DOÇ. DR. NECİP ÖMER KANDEMİR
- Gebeliğe bağlı hipertansiyonda antitrombin III ve fibronektinin belirleyiciliği
Başlık çevirisi yok
RIZA MADAZLI
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
1991
Kadın Hastalıkları ve Doğumİstanbul ÜniversitesiKadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı
- Gebelik ve diabeti bulunana olgularda fetomaternal sonuçlar
Feto-maternal outcomes in patients with dia betes during pregnancy
RUHİYYA USMANOVA UÇUCU
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2013
Kadın Hastalıkları ve DoğumAnkara ÜniversitesiKadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı
PROF. DR. FERİDE SÖYLEMEZ
- Son 10 yılda doğum yapmış kadınlarda tiroid fonksiyon testlerinin fetal sonlanım ile ilişkisi
The relationship of thyroid function tests with fetalend of given in the last 10 years
DİLEK KILINÇ CANDEMİR
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2021
Endokrinoloji ve Metabolizma HastalıklarıSivas Cumhuriyet Üniversitesiİç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
DR. ÖĞR. ÜYESİ GÜLHAN DUMAN