Geri Dön

Hipofiz adenomu ve diğer sellar tümörlerin operasyon sonrası klinik takibi

The clinical follow-up of pituitary adenoma and other sellar tumors after surgery

  1. Tez No: 329051
  2. Yazar: ERSİN ÖZASLAN
  3. Danışmanlar: PROF. DR. FAHRİ BAYRAM
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları, Endocrinology and Metabolic Diseases
  6. Anahtar Kelimeler: Hipofiz adenomu, prognoz, hipofiz hormon, immunohistokimyasal boyama, Pituitary adenoma, prognosis, pituitary hormone, immunohistochemical staining
  7. Yıl: 2012
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Erciyes Üniversitesi
  10. Enstitü: Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: Dahili Tıp Bilimleri Bölümü
  12. Bilim Dalı: Dahiliye Ana Bilim Dalı
  13. Sayfa Sayısı: 90

Özet

ÖZETGiriş-Amaç: Hipofiz adenomunun ameliyat sonrası agresif davranış gösterebileceği veya nüks edebileceğini önceden belirleyebilecek uygun bir parametre henüz yoktur. Ancak yapılan çalışmalar hipofiz adenomlarının prognozunu hastanın yaşı, cinsiyeti, tümör tipi, tümör boyutu, kavernöz sinüs invazyonu, bazal hormon seviyeleri ve immunohistokimyasal boyanma özelliklerinin etkileyebileceğini göstermiştir. Çalışmanın amacı hipofiz adenomu ile ilgili demografik veriler dışında olgularımızda prognozu hangi faktörlerin etkilediğini belirlemektir.Gereç ve Yöntem: Ocak 2000 ve Haziran 2012 tarihleri arasında Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroşirurji servisinde iki beyin cerrahisi uzmanı tarafından hipofiz adenomu ve sellar kitle nedeniyle opere edilen ve endokrinoloji bölümü tarafından takip edilen 275 olgu retrospektif olarak incelendi. Çalışmaya dahil edilen 243 hastanın isim, soy isim, dosya numarası, tanı yaşı, cinsiyet, yaşadığı yer, telefon numaraları, geliş şikayetleri, şikayetlerin başlangıç tarihi, tanı tarihi, operasyon tarihi, operasyon tipi, patoloji, immunohistokimyasal boyamalar, operasyon sonrası aldığı tedaviler, operasyon öncesi ve operasyon sonrası bazal hipofiz hormonları ve MR takipleri kaydedildi.Bulgular: Olgularımızda sellar bölge tümörlerinin yaklaşık % 85'i hipofiz adenomu idi ve hipofiz adenomları en sık 4.-5. dekatlarda görülmekte idi. Olgularımızda total rezeksiyon oranının % 50'den daha az olduğu görüldü. Total rezeksiyon yapılan olguların prognozu daha iyi idi. Akromegali, prolaktinoma ve nonfonksiyone adenom olgularında tümör boyutu büyüklüğünün prognozu olumsuz etkilediği bulundu. Akromegalide kadın, prolaktinomada erkek cinsiyetin prognozu kötü idi. Kavernöz sinüs invazyonu olan prolaktinoma ve nonfonksiyone adenom olgularında prognoz daha kötü idi. Fonksiyonel adenomlarda bazal hormon seviyesi yüksek olanların prognozu daha kötü bulundu.Sonuç: Hipofiz adenomlarında prognozu etkileyen tek bir faktörden bahsetmek mümkün değildir. Cerrahın deneyiminin tedaviye olan katkısı elbette tartışılmazdır. Akromegali ve prolaktinoma olgularımızda cinsiyet, tümör boyutu ve bazal hormon seviyesinin, prolaktinomada ek olarak kavernöz sinüs invazyonunun, Cushing hastalığı olgularımızda operasyon sonrası bazal kortizol seviyesinin, nonfonksiyone adenom olgularımızda ise tümör boyutu, kavernöz sinüs invazyonu ve immunohistokimyasal boyanma özelliklerinin prognozu etkilediği bulundu.

Özet (Çeviri)

ABSTRACTIntroduction-Objective: There is no appropriate parameter which can predict that a pituitary adenoma may exhibits aggressive behavior or recur after surgery. However, previous studies showed that the prognosis of pituitary adenomas may be affected by age, gender, tumor type, tumor size, invasion of cavernous sinus, baseline hormone levels and immunohistochemical staining properties. The aim of present study is to determine which factors other than demographic data related to pituitary adenoma affect the prognosis.Material and Method: Two-hundred seventy five cases who had been operated for pituitary adenoma and sellar mass by 2 neurosurgeon in the Neurosurgery Department between January, 2000 and June, 2012 and had been followed by Endocrinology Department of Erciyes University, Medicine School were retrospectively reviewed. Name, surname file number, age at diagnosis, gender, residence, phone numbers, presenting complaints, onset time of complaints, time of diagnosis, type of operation, pathology, immunohistochemical staining, postoperative treatments received, pre- and post-operative baseline pituitary hormone levels and MR imagings were recorded for the 243 patients included.Findings: In our cases, 85% of the tumors at sellar region was pituitary adenoma and pituitary adenomas were most commonly seen at fourth or fifth decades. It was seen that total resection rate was lower than 50%. Cases with total resection had better prognosis. It was found that extent of tumor size negatively affected the prognosis in cases with acromegaly, prolactinoma and non-functional adenoma. Female gender had poorer prognosis in acromegaly, while male gender in prolactinoma. Prognosis was poorer in prolactinoma and non-functional adenoma cases with invasion to cavernous sinus. In functional adenomas, it was found that prognosis was poorer in cases with higher hormone levels.Conclusion: It is impossible to cite a single factor which affects prognosis in pituitary adenomas. The contribution of surgeon to management is indisputable. It was found that prognosis is affected from gender, tumor size and baseline hormone levels in cases with prolactinoma and acromegaly , while it is affected from cavernous sinus invasion in addition to these factors in cases with prolactinoma; from baseline cortisol levels in cases with Cushing disease; from tumor size, cavernous sinus invasion and immunohistochemical staining properties in cases with non-functional adenoma.

Benzer Tezler

  1. Sellar bölge tümörlerinin ve endoskopik transsfenoidal cerrahinin cinsel fonksiyon üzerine etkisi

    The impact of sellar region tumours and endoscopic transsphenoidalsurgery on sexual function

    AYDIN TALAT BAYDAR

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2020

    NöroşirürjiSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Beyin ve Sinir Cerrahisi Ana Bilim Dalı

    UZMAN DENİZHAN DİVANLIOĞLU

  2. 2016-2019 yılları arasında endoskopik endonazal transsfenoidal yolla opere edilen hipofiz adenomu olgularının retrospektif değerlendirilmesi

    A retrospective analysis of pituitary adenomas operated between 2016 and 2019 years using endoscopic endonasal approach

    LARİSA ANDRADA AY

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2021

    NöroşirürjiEge Üniversitesi

    Beyin ve Sinir Cerrahisi Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. ERKİN ÖZGİRAY

  3. Kliniğimizde endoskopik transsfenoidal yolla sellar bölge kitle cerrahisi uygulanan olguların retrospektif incelenmesi: 15 yıllık klinik deneyim

    Retrospective comparison study of patinets who had transsphenoidal sugery of sellar region in our clinic: 15 years of clinical experience

    ERAY ÖĞÜT

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2022

    NöroşirürjiSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Beyin-Sinir ve Omurilik Cerrahisi Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. SERHAT PUSAT

  4. Hipofiz adenomlarında hormonal ve immünfenotipik özelliklerin sella tabanı destrüksiyonu ile ilişkisi

    The relationship between hormonal and immunophenotypic characteristics and sellar floor destruction in pituitary adenomas

    ÖZGÜR ORHAN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2023

    NöroşirürjiAnkara Üniversitesi

    Beyin ve Sinir Cerrahisi Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. GÖKMEN KAHILOĞULLARI

  5. 1978-1987 yılları arasında izlenen 33 cushing sendromu olgusunun incelenmesi

    Başlık çevirisi yok

    METİN CANER

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    1987

    Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıklarıİstanbul Üniversitesi

    İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. H. HÜSREV HATEMİ