Katamenial migrende serebral vazomotor reaktivite ve oksidatif stresin rolü
Catamenial migraine cerebral vasomotor reactivity and role of oxidative stress
- Tez No: 334068
- Danışmanlar: PROF. DR. ALİ AKYOL
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Nöroloji, Neurology
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2012
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Adnan Menderes Üniversitesi
- Enstitü: Tıp Fakültesi
- Ana Bilim Dalı: Nöroloji Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 99
Özet
Migren, nörovasküler disfonksiyon, trigeminal sinir ağrı yolaklarının periferik ve santral bileşenlerinin rol oynadığı, kompleks patofizyolojiye sahip nörovasküler bir hastalık olarak tanımlanmıştır. Migrenin patofizyolojisinde serebrovasküler faktörler ve hemodinamik degişikliklerin önemli rol oynadığı belirtilmektedir. Çok sayıda migren hastasında perimenstrüel dönem ve menstrüasyon sırasında başağrısının artması, menstrüel migren (MM) kavramını gündeme getirmiştir. Perimenstrüel dönemde oluşan hormonal değişiklikler migren eşiğini düşürmektedir. Bu dönemde var olan östrojen piki sonrası ani östrojen düşmesinin migren için bir sebep değil, tetikleyici olduğu düşünülmektedir. Östrojen düşüşünün hangi mekanizma ile migrene sebep olduğu tam anlamıyla açıklığa kavuşmuş değildir.Premenopozal kadınlarda arteriyel reaktivitenin geçici değişiklik göstermesinin primer mekanizmalarından biri mentrüel siklusta NO üretimindeki değişiklikler olabilir. NO vasküler yapıda vazodilatasyona yol açarak vazomotor reaktiviteyi olumsuz etkileyebilir. Transkraniyal Doppler (TCD), noninvaziv, kolay uygulanabilen, bir yöntem olup fonksiyonel testlerle, migrende hemodinaminin değerlendirilmesi üzerine çalışmalar yapılmaktadır.Vazoreaktivite damarın dilate olabilme potansiyelini gösterdiğinden otoregülasyon ile yakından ilişkilidir ve dolayısıyla dokunun gerekli durumlarda serebral kan akımını sabit tutabilme, azaltma veya arttırabilme potansiyelini göstermektedir. Literatüre bakıldığında migren hastalarında vazomotor reaktiviteyi, oksidatif stres parametrelerini ve bunlar arasındaki ilişkiyi inceleyen yayınlar olmasına karşın menstruel migrene dair çalışma yoktur. Çalışmamızda menstruel migrenli hastalarda foliküler ve luteal fazlarda transkranial doppler ölçümleri ile serebral vazoreaktiviteyi BHI, VEBF üzerinden değerlendirmeyi ve bu durumun serum östrojen, NO, MDA, SOD, GSH, GSH-Px, GSH-Rd serum düzeyleri ile ilişkisini incelemeyi amaçladık.Çalışmamıza IHS 2004 tanı kriterleri ile tanısı konan 20 menstruel migren hastası ve 20 sağlıklı gönüllü kadın katıldı. Düzensiz menstrüel siklus olması, oral kontraseptif kullanımı, migren profilaksi tedavisi ve sigara kullanması, enfeksiyon veya ek başka hastalığı ve ilaç kullanımı olması ve ölçüm öncesi en az 24 saat alkol ve kafeinli içecek kullanmış olması dışlama kriterleri olarak belirlendi. Katılımcılar foliküler (menstrüel siklusun 3-8. günleri) ve luteal fazda (menstrüel siklusun 18-23. gün) sabah östrojen, NO, MDA, SOD, GSH, GSH-Px, GSH-Rd kan düzeyleri tespit edilmek üzere kan örnekleri alındıktan sonra serebral vazomotor reaktivite, BHI ve VEBF ölçümü ile değerlendirildi.Hasta ve kontrol grupları arasında yaş, aylık menstrüel periyod günü yönü ile anlamlı istatistiksel farklılık saptanmadı. Öte yandan iki grup arasında foliküler ve luteal fazda çalışılan oksidatif stres göstergeleri karşılaştırıldığında, hasta grubunda foliküler fazda GSH-Px enziminin kontrol grubuna göre daha yüksek olduğu saptandı. Vazomotor reaktivite bulgularında ise sol BHI foliküler faz değerleri hariç tüm vazomotor reaktivite değerleri hem foliküler hem de luteal fazlarda hasta grubunda belirgin olarak daha düşük elde edildi. Vazomotor reaktivite foliküler ve luteal fazlar göz önüne alınarak karşılaştırıldığında kontrol grubunda bilateral VEBF ve sol BHI değerlerinde luteal fazda belirgin artış gösterirken aynı farklılık hasta grubunda izlenmedi. Antioksidan etkili GSH-Rd ve SOD değerleri hasta grubunda luteal fazda anlamlı artış gösterdi ancak bu fark kontrol grubunda izlenmedi. Kontrol grubunda ise; NO foliküler fazda, GSH-Px ise luteal fazda anlamlı düzeyde artmaktaydı. Vazomotor reaktivite ile oksidatif göstergeler arası herhangi bir korelasyon saptanmadı.Bu çalışmada kontrol grubunda izlenen foliküler fazda düşük, luteal fazda artış gösteren vazomotor reaktivite yanıtları menstrüel migren hastalarında mevcut olmadığı gibi düşük elde edildi. Bu durum serebral otoregulasyonun menstrüel migrenli hastalarda bozuk olduğunu düşündürmekte olup bu konuda literatürde yeterli veri yoktur. Öte yandan oksidatif stres parametrelerine bakıldığında literatürle uyumlu olarak kontrol grubunda foliküler fazda luteal faza göre artmış NO düzeyleri saptandı. Migren hastalarında antioksidan etkili GSH-Rd ve SOD ise kontrol grubundan farklı olarak luteal fazda yüksek, foliküler fazda ise düşük olarak elde edildi. Bu sonuç, östrojen hakimiyetin de ki luteal fazda, serbest oksijen radikallerinin artışına bağlı antioksidan savunma sisteminin devreye girmesi lehine yorumlandı. Diğer antioksidan etkili GSH-Px foliküler fazda hasta grubuna göre kontrol grubunda anlamlı olarak yüksekti. Yine foliküler dönem verileri incelendiğinde GSH-Px'in kontrol grubuna göre migren hastalarında daha düşük elde edilmesi, migren hastalarında antioksidan savunma sisteminin foliküler fazda normal bireylere göre daha yetersiz olduğunu düşündürdü. Bununla beraber kontrol grubunda fizyolojik olarak ortaya çıkan vazomotor reaktivitenin luteal fazda artış göstermesi migrenlilerde izlenmedi. Bu durum serebral otoregulasyonun menstrüel migrenli hastalarda bozuk olduğunu düşündürmektedir. Menstrüel migren patofizyolojisi ve serebral otoregülasyon ile ilişkisi ileri çalışmalarla daha net ortaya konarak yeni tedavi stratejileri geliştirilebilinir.
Özet (Çeviri)
SUMMARYMigraine, is defined as a neurovascular disease having complex pathophysiology, where the peripheral and central components of the trigeminal nerve play a role.Cerebrovascular factors and hemodynamic changes play an important role in the pahtophysiology of migraine. Many migraine patients, had also increased headache during menses and this led to the notion of Menstrual Migrain. Hormonal changes occuring during premenstrual period decrease the threshold of migraine. İn this period the sudden decrease of estrogen levels after the its peak is not a cause but thought of as a trigger. The mechanism by which the decrease a estrogen triggers migraine is not well understood. İn premenopausal women, one of the primary mechanisms of transient change of arterial reactivity is probably the change in the production of NO.NO causes vasodilation in the vascular structure and this has unfavorable effects on the vasomotor reactivity. Transcranial doppler(TCD) is a noninvasive, easily used procedure, utilized, in functional tests to evaluate the hemodynamics of migraine.Because, vasoactivity shows the potential of artery dilatation, it is closely related to otoregulation and therefore it indicates the potential of tissue to keep constant, decrease or increase the blood flow as required.In the literatüre, althought there are publications about the vasomotor acitivity and oxidative stress patrameters in migraine patients, there are no studies examining menstrual migraine. In our study, we used transcranial doppler measurements in menstrual migraine patients and we aimed at evaluating the cerebrovascular reactivity with BHI and VEBF. We also studied the relationship of menstrual migraine with serum estrogen, NO, MDA, SOD, GSH, GSH-Px and GSH-Rd.In our study, 20 menstrual migraine patients (diganosed based on IHS- 2004 diagnosis criteria) and 20 healthy volunteers participated. Criteria for exclusion included irregularities in menstrual cycle, oral contraceptive use, migraine prophylaxis therapy, smoking, infection, other drug usages, alcohol and caffeine intake during in the last 24 hours.Participants had their blood tested for the levels of estrogen, NO, MDA, SOD, GSH, GSH-Px and GSH-Rd in the follicular (3-8 days of the menstrual cycle) and luteal (18-23 days of the menstrual cycle) phases and then were tested for cerebral vasomotor reactivity, BHI and VEBF measurement. There was no statistical significant difference between the control and the patient groups in according to age and menstrual cycle. In contrast, looking at the worked oxidative stress indicators in the follicular and luteal phases, the patient group had significantly more GSH-Px in the follicular phase than the control group. İn the vasomotor reacitivity findings however, except for the left BHI follicular phase values, all vasomotor reacitivity values were significantly lower in the follicular and luteal phases. The values of antioxidants, GSH-Rd and SOD increased significantly in the leuteal phase only in the patient group but not in the control group. In the control group, however, NO and GSH-Px increased significantly in the follicular and luteal phases respectively.There was no correlation between oxidative indicators and vasomotor reactivity. Vasomotor reactivity responses, which were low in the follicular phase, high in the luteal phase, in the control group, were low in menstrual migraine patients.In this condition, cerebral otoregulation in menstrual migraine patients, led us to think it was out of order but there is less than enough literatüre and data about this subject.On the other hand, looking at oxidative stress parameters, the fact that higher NO levels were found in the follicular phase than in the luteal phase, was compatible with existing literature. In migraine patients, GSH-Rd and SOD were higher in the control group in the luteal phase, and low in the follicular phase. This result was explained in terms of defence mechanism of antioxidant system in response to the release of free radicals because of the domination of estrogen in the luteal phase. GSH-Px was higher in the follicular phase in the control group relative to the patient group.Looking at follicular phase data, it is noticed that GSH-Px is lower in migraine patient group than in the control group. It can be concluded that the antioxidant system in the follicular phase in inadequate relative to healthy subjects.Also, there was no increase, physiologically, of vasomotor reactivity in the luteal phase in the control group. This condition leads to the idea that cerebral otoregulation in menstrual migraine patients in out of order.The relationship between menstrual migraine pathophysiology and cerebral otoregulation can be further clarified and new treatment strategies can be devised with further research and studies.
Benzer Tezler
- İdiopatik epilepsili adölesan kız hastalarda menstrüel siklusun farklı dönemlerinin antiepileptik ilaç kan düzeyi ve elektroensefalografi üzerine etkileri
The Effects of Different Phases of Menstrual Cycle on Blood Levels of Antiepileptic Drugs and Electroencephalography in Adolescent Girls with Idiopathic Epilepsy
SEMRA ATASOY YILMAZ
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2017
Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıKaradeniz Teknik ÜniversitesiÇocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
YRD. DOÇ. DR. SEVİM ŞAHİN