Geri Dön

Kronik kalp yetersizliğinde görülen anemide hepsidin molekülünün rolü ve eritrosit dağılım genişliği artışı ile ilişkisi

The role of hepcidin molecule in anemia of chronic heart failure and the relationship between increased RDW (Red blood cell distribution width)

  1. Tez No: 347759
  2. Yazar: SELDA DOĞAN
  3. Danışmanlar: PROF. DR. DİLEK YEŞİLBURSA
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Kardiyoloji, Cardiology
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2013
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Uludağ Üniversitesi
  10. Enstitü: Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: Kardiyoloji Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 73

Özet

Anemi ve artmış eritrosit dağılım genişliğinin (RDW ?Red Blood Cell Distribution Width?) kronik kalp yetersizliğinde (KKY) hastaneye yatış ve tüm nedenlere bağlı ölüm riskinde artış ile bağımsız ilişkisi olduğu gösterilmiştir. Kronik kalp yetersizliğinde görülen anemide rol alan mekanizmalar tamamıyla açıklanamamaktadır ve muhtemelen ?multifaktöryel?dir. Hepsidin, karaciğerde sentezlenen, demirin absorbsiyon ve kullanımını baskılayarak vücutta demir regülasyonunu sağlayan bir peptitdir. Biz çalışmamızda hepsidinin kalp yetersizliğinde görülen anemideki rolünü anlamayı, RDW artışı ile ilişkisini incelemeyi amaçladık. Elli sekiz kalp yetersizliği (KY) hastası ve 25 kontrol hastası çalışmaya alındı. Kalp yetersizliği hastaları anemisi olan 30 hasta ve olmayan 28 hasta şeklinde 2 gruba ayrıldı. Hastalar demografik ve klinik özellikler, transtorasik ekokardiyografi, hemogram ve anemi parametreleri, hepsidin-25 düzeyleri, proBNP (b-tip natriüretik peptit ön hormon) ve renal fonksiyonlar açısından karşılaştırıldı. Anemisi olan hastaların %83?ünde demir eksikliği anemisi, %17?sinde kronik hastalık anemisi mevcuttu. Kırk altı hastanın RDW değeri %14,5?un üzerinde saptandı. Bu hastaların 25?i anemisi olan, 21?i anemisi olmayan gruptaydı. Hepsidin-25, anemisi olan KY hastalarında en düşük, anemisi olmayan KY grubunda ise en yüksek saptandı (p=0,049). Demir eksikliği anemisi olan KY grubunda beklendiği gibi hepsidin-25 düşük saptanmış olmasına rağmen anemisi olmayan KY grubunda en yüksek oluşu, bir akut faz reaktanı olan ferritinin de bu grupta diğer iki gruptan belirgin yüksekliği nedeniyle inflamasyon lehine yorumlandı. RDW açısından 3 grup birlikte değerlendirildiğinde medyan değerler istatistiksel olarak anlamlı düzeyde birbirinden farklıydı (p

Özet (Çeviri)

Anemia and increased red cell distribution width (RDW) has been demonstrated to be independently associated with increased risks of hospitalization and all-cause mortality in patients with chronic heart failure (CHF). The mechanisms underlying anemia in CHF are not fully understood and probably multifactorial. Hepcidin is an iron regulatory peptide that is synthesized in the liver to suppress iron absorption and utilization. In this study we aimed to investigate the relationship between the increase in the RDW and hepcidin levels and to understand the role of hepcidin in CHF with anemia. Fifty eigth CHF patients and 25 controls were included in the study. CHF patients were divided into two groups in terms of presence of anemia as 30 patients with anemia and 28 patients without anemia. Patients were compared in terms of demographics and clinical characteristics, transthoracic echocardiography, haemogram and anemia parameters, hepcidin-25 levels, proBNP (b-type natriuretic peptide) and renal function tests. Among patients with anemia, 83% of these had iron deficiency anemia and 17% of these had chronic disease anemia. In 46 patients RDW values were above 14,5%. Twenty five of these patients were in the anemia group and 21 patients were in the non-anemic group. Levels of hepcidin-25 were found the lowest in CHF patients with anemia, were highest in the CHF patients without anemia (p=0,049). CHF patients with iron deficiency anemia had lower values of hepcidin-25 as expected but in CHF patients overall hepcidin-25 values were higher, furthermore ferritin, an acute phase reactant of inflammation, was also higher in this group, so we interpreted this result as an indicator of inflammatory process. As the median values for the three groups were evaluated, RDW values were significantly different among the groups (p

Benzer Tezler

  1. Kalp yetersizliğinde anjiyotensin konverting enzim inhibitor kullanımının QT intervali ve RR intervali parametreleri üzerine etkisi

    Başlık çevirisi yok

    AYŞE NACİYE ERBAKAN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2000

    İç HastalıklarıSağlık Bakanlığı

    Dahiliye Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. HİLMİ ÇİFTÇİ

  2. Gaziosmanpaşa Taksim Eğitim ve Araştırma Hastanesi aile hekimliği polikliniğine başvuran 65 yaş ve üzeri hastalarda antihipertansiflerin stopp/start ve beers kriterlerine göre uygun kullanımının değerlendirilmesi

    Evaluation of appropriate use of antyhypertensives according to the stopp/start and beers criteria in patients over 65 years applied to family medicine department of Gaziosmanpasa Taksim Training and Research Hospital

    ZEYNEP FURUNCUOĞLU

    Tıpta Uzmanlık

    İngilizce

    İngilizce

    2018

    Aile HekimliğiSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Aile Hekimliği Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. OKCAN BASAT

  3. Hemodiyaliz hastalarında sol ventrikül hipertrofisine etki eden faktörler; otonom nöropatinin rolü

    The factors affecting left ventricular hypertrophy in haemodialysis patients; the effect of autonomic neuropathy

    LÜTFİYE DEMİR

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2008

    Nefrolojiİstanbul Üniversitesi

    Dahili Tıp Bilimleri Bölümü

    PROF. DR. ALAATTİN YILDIZ

  4. Akut pulmoner tromboemboli hastalarında soluble ST-2 düzeyi ile kronik tromboembolik pulmoner hipertansiyon arasındaki ilişki

    With soluble ST-2 level in patients with acute pulmonary thromboembolism Relationship between chronic thromboembolic pulmonary hypertension

    MURAT KERKÜTLÜOĞLU

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2020

    KardiyolojiKahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi

    Kardiyoloji Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. HAKAN GÜNEŞ