Geri Dön

Transspinöz yöntemle opere edilmiş lomber dar kanallı hastaların uzun dönem klinik sonuçlarının değerlendirilmesi

Long term results of the patients with lumbar stenosis who were operated on by transspinous method

  1. Tez No: 361294
  2. Yazar: MELİH ÜÇER
  3. Danışmanlar: DOÇ. DR. ERHAN EMEL
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Nöroşirürji, Neurosurgery
  6. Anahtar Kelimeler: Spinal stenosis, transspinous split laminectomy, decompression
  7. Yıl: 2014
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Sağlık Bakanlığı
  10. Enstitü: İstanbul Bakırköy Prof. Dr. Mazhar Osman Ruh Sağlığı ve Sinir Has. Eğt. ve Arş. Hastanesi
  11. Ana Bilim Dalı: Cerrahi Tıp Bilimleri Bölümü
  12. Bilim Dalı: Beyin ve Sinir Cerrahisi Ana Bilim Dalı
  13. Sayfa Sayısı: 53

Özet

Amaç: Lomber spinal stenoz cerrahisinde standart laminektomi sıklıkla kullanılan bir yöntemdir. Standart laminektomi uygulanması paraspinal adeleler 2 taraflı diseke edilmektedir ve interspinöz ligamentler, spinöz çıkıntılar ve laminalar çıkartılmaktadır. Sonuçta paravertebral adeleler büyük ölçüde hasarlanıp atrofiye uğramaktadır. Omurganın arka destek elemanlarının bu uygulama ile zarar görmesi başarısız bel cerahisi (Failed Back sendrom) sendromuna neden olabilmektedir. Bazı çalışmalarda laminektominin bu zararlarından korunmak için değişik laminektomi teknikleri tanımlanmıştır. 2001 yılında Shiraishi servikal split laminektomi tekniğini tanımlamış, 2005 yılında da Watanabe servikalde kullanılan bu tekniği lomber bölgede uygulamıştır ve bu tekniğin dekompresyon cerrahisinde yararlı bir yöntem olduğunu vurgulamıştır. Bu çalışmanın amacı transspinöz split laminektomi olarak tariflediğimiz, paraspinal kas hasarını tamama yakın elimine eden ve vertebral stabilizasyonu koruyan tekniğin klinik sonuçlarını değerlendirmektir. Gereç ve Yöntem: 2010-2013 yılları arasında transspinöz yolla split laminektomi yapılmış 36 hastanın klinik ve radyolojik sonuçları değerlendirilmiştir. Klinik sonuçlarını görmek için Oswerty Skalası ve VAS değerlendirmesi ile hastaların preoperatif ve postoperatif sonuçları ölçümlendirilerek karşılaştırılmıştır. Ayrıca hastaların preoperatif ve postoperatif yürüme mesafeleri de değerlendirilmiştir. Radyolojik sonuç içinse preoperatif ve postoperatif MRI görüntüleri değerlendirilmiştir. Hastaların tüm sonuçları SPSS-21 programı kullanılarak istatistiksel olarak karşılaştırıldı. Bulgular: Bu çalışmada kullanılan yeni (yeni olan ne? İlk sen yapıyorsan yeni tabirini kullanman uygun düşer, yoksa yeni denince yanlış anlaşılır) minimal invaziv tekniğin spinal kanal çapında yeterli genişlemeyi sağladığı ameliyat sonrası çekilmiş kontrol MR görüntüleri ile desteklemiştir. Buna paralel olarak Oswerty skalası ve VAS değerlendirlmesinde postoperatif görülen anlamlı düşüşün yeterli dekompresyon olduğunu göstermektedir. Sonuç: Bu sonuçlar doğrultusunda lomber spinal stenoz cerrahisinde klasik laminektomi yönteminin postoperatif komplikasyonlarını minimalize eden transspinöz split laminektomi tekniğinın, minimal invaziv bir teknik olarak ve klasik laminektomiye alternatif iyi bir cerrahi teknik olduğu görülmektedir.

Özet (Çeviri)

Objective: Standard laminectomy has been widely used in lumbar spinal stenosis surgery. It comprises the dissection of paravertebral musculature bilaterally as well as the removal of interspinous ligaments, spinous processes, and the laminae. Injury to the posterior spinal supporting elements may result in failed back syndrome. In some studies, various laminectomy techniques has been described as an attempt to avoid such deleterious effects of laminectomy. Shiraishi, in 2001, described the so-called cervical split laminectomy technique while Watanabe adjusted this in the lumbar region, higlighting that this technique was found as useful in decompression surgery. The aim of this study was to evaluate the clinical outcomes obtained with the technique called transspinous split laminectomy which eliminates the detrimental effects on paravertebral musculature. Materials and Methods: Clinical and radiologic outcomes of the patients who underwent transspinous split laminectomy between 2010 and 2013 were analyzed. Clinical outcomes of the patients were assessed by the comparison of their preoperative and postoperative Oswestry and VAS scores. Preoperative and postoperative walking distances were also evaluated. Preoperative and postoperative MR images were used in the assessment of radiologic outcome. Statistical analyses were conducted using the SPSS for Windows v.21 software. Results: Postoperative MR images demonstrate that this minimally invasive technique can afford a sufficient increase in spinal canal diameter. Likewise, the significant reduction in the postoperative Oswestry scale and VAS scores demonstrate that the procedure may well produce a satisfying level of decompression. Conclusion: Our results suggest that the transspinous split laminectomy, a technique which minimizes the postoperative complications of standard laminectomy, may serve as a good alternative to standard laminectomy.

Benzer Tezler

  1. Lomber spinal stenoz cerrahisinde klasik laminektomi ve transspinöz split laminektomi yöntenlerinin klinik sonuçlarının karşılaştırılması

    comparison of clinic results of classic laminectomy and transspinous split laminectomy methods in lomber spinal stenosis

    SERKAN KİTİŞ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2011

    NöroşirürjiBezm-i Alem Vakıf Üniversitesi

    Nöroşirürji Ana Bilim Dalı

    YRD. DOÇ. DR. M. HAKAN SEYİTHANOĞLU

  2. Transpediküler enstrümantasyonda ara bağlayıcıyı trans spinöz yerleştirmenin vida sıyrılma direncine etkisi

    Başlık çevirisi yok

    YUNUS EMRE DURMUŞ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2020

    NöroşirürjiOndokuz Mayıs Üniversitesi

    Beyin ve Sinir Cerrahisi Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ALPARSLAN ŞENEL

  3. Omurilik hasarı sonrası tekrarlayan manyetik uyarım tedavisinin motor aktivite ve nöron sağ kalımına olan etkisi

    Effects of repetitive magnetic stimulation therapy on motor activity and neuronal survival after spinal cord injury

    ARMAN DALAY

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2018

    Fizyolojiİstanbul Medipol Üniversitesi

    Tıbbi Fizyoloji Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ERTUĞRUL KILIÇ

  4. Hepatoselüler karsinoma'da kaveolin-1'in sorafenib direnci gelişimindeki rolü

    The role of caveolin-1 on sorafenib resistance in hepatocellular carcinoma

    EZGİ BAĞIRSAKÇI

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2017

    Tıbbi BiyolojiDokuz Eylül Üniversitesi

    Tıbbi Biyoloji ve Genetik Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. SAFİYE NEŞE ATABEY