Geri Dön

Technofeminist science fiction: Justina Robson's Natural History And Sue Thomas's Correspondence

Teknofeminist bilim kurgu: Justina Robson'un Natural History'si And Sue Thomas'ın Correspondence'sı

  1. Tez No: 366788
  2. Yazar: SÜMEYRA BURAN
  3. Danışmanlar: PROF. DR. MUKADDER ERKAN
  4. Tez Türü: Doktora
  5. Konular: İngiliz Dili ve Edebiyatı, English Linguistics and Literature
  6. Anahtar Kelimeler: TeknoFeminizm, Feminist Bilim Kurgu, Siberfeminizm, Siborg Feminizm, TechnoFeminism, Feminist Science Fiction, Cyberfeminism, Cyborg Feminism
  7. Yıl: 2014
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Atatürk Üniversitesi
  10. Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: İngiliz Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: İngiliz Dili ve Edebiyatı Bilim Dalı
  13. Sayfa Sayısı: 321

Özet

Bu çalışma Sadie Plant ve Donna Haraway'in felsefelerinden yola çıkarak siberfeminizm ve siborg feminizm gibi iki farklı ama bağıntılı disiplinleri birleştiren Judy Wajcman'ın TeknoFeminist yaklaşımının kavramları üzerine temellendirdiğimiz TeknoFeminist Bilim Kurgu terimini türetmiştir. TeknoFeminizm çalışmasının özü teknolojik gerekirciliği reddeden, yapılandırmacı ve sosyoteknik bir ağ olan teknoloji ile kadın arasındaki karşılıklı ilişkiye ses vermektir. Aynı şekilde, kadın veya feminist bilimkurgu da yeni bir eğilim olan TeknoFeminist Bilim Kurgu da kadın veya feminist bilimkurgu yazarlarının kendi teknobilimsel kurgularında kadın siber ve siborg imgelerinin yaratılmasında daha aktif olmalarını talep eden bir teknobilimsel politika ve TeknoFeminist politikayı sağlar. Bu yüzden, TeknoFeminist Bilim Kurgu insan ve makina, hayvan/organizma ve makina, fiziksel ve fiziksel-olmayan organizma arasındaki sınırları bozan özgürlükçü siberbenlik ve siborg cisimleştirmeleri ile cinsel ikiciliği silerek yeni kadın bakış açılarını ve perspektiflerini yaratmayı amaçlar. Bu çalışmanın amacı TeknoFeminizim ve teknobilim, yapay zekâ, genetik teknolojileri, internet, yenileyici teknolojiler, iletişim teknolojileri, nanoteknoloji, biyoteknoloji, moleküler biyoloji gibi konuları işleyerek Haraway'in siborg metaforlarından herhangi biriyle uyumlu olan bir siborg imgesi ve Plant'ın siberfeminizmiyle uyumlu olan kablolu (telli), ıslak (nemli), akıcı, esnek, uyumlu, değişken, sonsuzca akışkan, sabit olmayan, otokontrollü, sanal siber benliklerin olduğu bir siberuzam yaratan Britanyalı kadın yazarların, Justina Robson ve Sue Thomas, cinsiyet ve teknoloji arasında karşılıklı ve eşitlikçi bir ilişki için nasıl farklı bir tekno-dijital uzam açtıklarını göstermektir.

Özet (Çeviri)

This study has coined the term TechnoFeminist Science Fiction by grounding it on the insights of Judy Wajcman's TechnoFeminist approach that combines cyberfeminism and cyborg feminism following the philosophies of Sadie Plant and Donna Haraway. The core study of TechnoFeminism gives voice to the mutual relationship between women and technology that is a constructivist and a sociotechnical network by rejecting technological determinism. Likewise, TechnoFeminist Science Fiction, a new trend in women or feminist science fiction, provides both technoscientific politics and TechnoFeminist politics in desire for women or feminist science fiction writers to be more active in creating female cyber and cyborg images in their technoscience fictions. Thus, it aims to create new women perspectives and point of views by erasing the gender duality problem with characterization of emancipatory cyberself and cyborg embodiment through breaking down the boundaries between human and machine, animal/organism and machine, and physical and non-physical organisms. The aim of this study is to demonstrate how British novelists, Justina Robson and Sue Thomas, have opened a different techno-digital space for equal and mutual relationship between gender and technology by weaving the issues of TechnoFeminism and the concepts of technoscience, AIs, genetic technologies, the internet, regenerative technologies, communication technologies, nanotechnology, biotechnology, molecular biology and they have also developed an image of the cyborg consistent with any of Haraway's cyborg metaphors and cyberspace consistent with Plant's cyberfeminism with wired, wet, fluid, flexible, adaptable, mutable, multiple, ever-flowing, unstable, self-controlled, virtual cyberselves.

Benzer Tezler

  1. Postgenderism in anglophone speculative fiction

    Anglofon spekülatif kurguda postgenderism

    SELİN YILMAZ

    Doktora

    İngilizce

    İngilizce

    2023

    Batı Dilleri ve EdebiyatıEge Üniversitesi

    İngiliz Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. DİLEK DİRENÇ

  2. Toplumsal cinsiyet eşitsizliğine bir çözüm olarak siberfeminizm

    Cyberfeminism: As a solution to gender inequality

    AYÇA NUR DURSUN

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2020

    Siyasal BilimlerKütahya Dumlupınar Üniversitesi

    Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ EBRU DENİZ OZAN

    DR. ÖĞR. ÜYESİ SÜMEYRA BURAN UTKU

  3. Teknofeminizm ekseninde dijital oyunlarda toplumsal cinsiyetin inşası

    The construstion of gender in digital games on the axis of technofeminism

    MELTEM MERVE URFALI

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2024

    İletişim BilimleriOndokuz Mayıs Üniversitesi

    İletişim Bilimleri Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. MEVLÜDE NUR ERDEM

  4. Politics of intimacy: Understanding power relations and gender roles through the use of dating apps in Turkey

    Yakınlık politikası: Türkiye'de flört uygulamalarının kullanımı yoluyla güç ilişkilerini ve cinsiyet rollerini anlamak

    AYŞE CEREN TAKIMLI

    Yüksek Lisans

    İngilizce

    İngilizce

    2023

    Siyasal BilimlerKadir Has Üniversitesi

    Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. MARY LOU O'NEIL