Geri Dön

Das Heutige Deutsche und Turkische

Başlık çevirisi mevcut değil.

  1. Tez No: 37314
  2. Yazar: SEVİL ONARAN
  3. Danışmanlar: PROF.DR. GÜRSEL AYTAÇ
  4. Tez Türü: Doktora
  5. Konular: Alman Dili ve Edebiyatı, Batı Dilleri ve Edebiyatı, Sahne ve Görüntü Sanatları, German Linguistics and Literature, Western Linguistics and Literature, Performing and Visual Arts
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 1994
  8. Dil: Almanca
  9. Üniversite: Ankara Üniversitesi
  10. Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 183

Özet

176 Türkçe Özet: Televizyon çağdaş toplumlardaki en yaygın ve en etkin“kültür üretme makinası”dır. 19. Yüzyıl ortalarında Batılı ülkelerin sanayileşmesi ile birlikte kendini gösteren kitle kültürü olgusu, 21. yüzyıla girerken onun yanında gelişen diğer elektronik kültürel dışavurum araçlarıyla birlikte yaşadığımız çağa damgasını vurabilecek güce erişmiş bulunmaktadır. Sanayileşme öncesi dönemde kültür açısından toplumlarda kültür ürünleri üreticisi ve tüketicisi belli, aynı kesimden gelen insanlara yönelik iken, bugün bu ürünler yığınsal olarak üretilmekte ve yine yığınsal olarak tüketilmektedir. Adorno' nun da belirttiği gibi bugün herkesin hizmetinde olan bir“kültür endüstrisi”bulunmaktadır. Bu kültür endüstrisi sınıf farkı gözetmeden herkese ürünlerini sunmaktadır. Bugün çağdaş toplumlara baktığımızda televizyonun ayn bir önemi var. Riedel'in dediği gibi başlangıcından bugüne dek televizyonun ve beraberinde getirdiği kültür ürünlerine bakacak olursak, fark gözetmeden herkesin emrinde olan ve eğlendirmeden, bilgilendirmeye kadar bir çok özellikleri olan bu araç herkesin gönlünde taht kurmuştur. Her nekadar televizyonla ilgili araştırmalarda, bu medyanın“enformasyon”yönü özellikle vurgulansada genel olarak bakıldığında televizyonun herşeyden önce bir eğlence aracı olarak kullanıldığı gözlemlenebilir. Martin Esslin'in deyişiyle Televizyon bugün en yaygın ve en değişik“drama”üreten araçlardan birisidir. Bundan bir asır önce yaşayan en sıkı tiyatro severler bile haftada bir defadan fazla oyun seyretmezdi ve Batı dünyasının çok az şehrinde yerleşik bir tiyatro vardı. Çoğu kişi gezici tiyatroların ara sıra geldiği bölgelerde oturuyordu. Bugün ise televizyonu olan birisi en ateşli tiyatro hayranının aylar boyu gördüğü oyunu bir haftada seyredebilme şansına sahip; televiyon bugün sunduğu olanaklarla, kurgusuyla, oyuncusuyla tarihimizin en büyük tiyatrsudur. Denebilir ki drama kurguya dayanır, oysa televizyonda yayınlananların çoğu gerçektir. Ancak haberlerden tutun, televizyon oyunlarına kadar, eğer anında, canlı bir yayın verilmiyorsa, seyircilere sunulan görüntülerin hemen hepsi belli bir kurgulamadan geçer.177 Televizyonun içeriğine bakıldığında da Esslin'in drama ile ilgili söylediklerinin doğru olduğu görülebilir. Gerek Türkiye'de gerek Almanya* da televizyon yayınlarına başladığında haber ve eğitim programmlan dışında, dramatik yayınlarında ağırlık tiyatro oyuncuları tarafından oynanan kısa skeçlerde ve orjinal tiyatro eserlerinde idi. Tiyatro havası katmak için perdeler arasında, ekranın boş kaldığı veya oyunla ilgisi olmayan bir manzara görüntüsüyle dolduğu anlarda onar dakikalık aralar bile verilirdi. Oyunlar canlı olarak yayınlandığından tiyatronun en önemli karakteristiği olan“özel an”duygusunu bile taşıyordu. Ne varki teknik ilerledikçe başta bir zorunluluk olan canlı yayının yerini band kayıtlan aldı ve yapımcılar televizyona özgü oyun yazdırmaya ve çekmeye başladılar. Bugün televizyonun en önemli pogramlanndan biri olan diziler ve televizyon filimleri o zamanın canlı tiyatro oyunlarının yerini almış bulunmakta. Bugün her iki ülkenin televizyon programmlarma bakıldığında drama türü olarak en geniş yayın zamanını bu iki türün kapladığı görülmektedir. Özellikle diziler hem üretim bakımından ucuz ve kolay, hem de seyircinin en sevdiği“dramatik”tür olmasından dolayı bol miktarda üretilmekte ve yayınlanmaktadır. Dizilerin yapışma bakıldığında, ister kendi içinde bütün haftalık bölümlere, ister birbirinin devamı günlük bölümlere ayrılmış olsun, belli bir takım özellikler taşıdığı görülür. Bu tip dramlaştırlmış kuğuda karakterler hep aynı kalırlar ve gösterilen olay örgüsü basittir. Kahramanlar, genel geçerli belli bir takım özelliklerle donatılmış olduğundan, izleyici kendini kahramanlarla özdeşleştirebilme şansına sahiptir. Sürekli benzer tiplerin üretilmesi ve bunların bulundukları çevrenin seyirciye mümkün olduğu kadar tanıdık sınırlar içinde bulunması bize Halk Tiyatrosunun tiplerini, Hacivat, Kavuklu v.s. hatırlatmaktadır. Bu bakımdan da Televizyon Halk tiyatrosunu hatırlatmaktadır. Bu çalışmada her iki ülkenin halk tiyatrosunun genel özellikleri verildikten sonra, halkın bu tuttuğu ve sevdiği tiyatronun yerine televizyonun nasıl aldığını ve her iki ülkenin televizyon yapımcılarının drama bakımından televizyonda daha büyük bir izleyici kitlesini çekmek için yayınladıkları dizilerdeki halksı oyun tarzının özellikleri araştırılmıştır.

Özet (Çeviri)

Özet çevirisi mevcut değil.

Benzer Tezler

  1. Das Deutsche und Turkische volkslied als sprachliches kunstwerk

    Başlık çevirisi yok

    ALİ OSMAN ÖZTÜRK

    Doktora

    Almanca

    Almanca

    1990

    DilbilimSelçuk Üniversitesi

    PROF.DR. WİLFRİED BUCH

  2. Übersetzungswissenschaftlicher vergleich von Türkischen und Deutschen technischen texten am beispiel von bedienungsanleitungen für autos

    Almanca ve Türkçe teknik metinlerin araba el kılavuzu örnekleri bağlamında çeviribilimsel karşılaştırması

    ESRA ÇAĞLAR

    Yüksek Lisans

    Almanca

    Almanca

    2022

    Mütercim-TercümanlıkEge Üniversitesi

    Mütercim Tercümanlık Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ DİLEK ALTINKAYA NERGİS

  3. Türkiye'de kadın, eğitim ve siyaset 'yüksek öğrenim kurumlarında kadının durumu üzerine bir inceleme'

    Başlık çevirisi yok

    ESER DANYAL KÖKER

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    1988

    Siyasal BilimlerAnkara Üniversitesi

    Kamu Yönetimi ve Siyaset Bilimi Ana Bilim Dalı

  4. Türk ve Alman masallarında çocuk figürleri

    Die Kinderfigüren in Deutschen und in Türkischen mörchen

    RECEP AKAY

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    1998

    Alman Dili ve EdebiyatıÇukurova Üniversitesi

    Alman Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ÜLKÜ VURAL

    PROF. DR. WİLFRİED BUCH

  5. Das frauenbild in den Deutschen und Türkischen redewendungen und sprichwörtern

    Alman ve Türk deyim ve atasözlerinde kadın imgesi

    DURSUN KARAKAYA

    Yüksek Lisans

    Almanca

    Almanca

    2016

    Alman Dili ve EdebiyatıHacettepe Üniversitesi

    Alman Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. MUSA YAŞAR SAĞLAM