Seksenbir akromegalik hastanın retrospektif değerlendirilmesi
Başlık çevirisi mevcut değil.
- Tez No: 37795
- Danışmanlar: PROF.DR. FARUK ALAGÖL
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları, Endocrinology and Metabolic Diseases
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 1994
- Dil: Türkçe
- Üniversite: İstanbul Üniversitesi
- Enstitü: Tıp Fakültesi
- Ana Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 180
Özet
SONUÇ VE ÖZET Retrospektif olarak gerçekleştirilen bu çalışmada, 1962 ile 1991 yıllan arasında İç Hastalıkları Anabilim Dalı, Endokrinoloji Metabolizma ve Beslenme Bilim Dalına başvuran, akromegali tanısı konan 81 olgunun yakınmaları, fizik muayene bulguları, laboratuvar bulguları ve tedavi sonuçlan derlenmiştir: 1. Olgularımızın hepsinde altta yatan neden olarak BH üreten hipofiz tümörü (adenomu) bulunmuştur. 2. Akromegali her iki cinste aynı sıklıkta saptanmıştır. 3. Çoğunlukta 2. ve 4. on yıllar arasında tanı konmuştur. 4. Uçlarda büyüme (akropati) akromegali için tanısal değer taşımakta olup olgularımızın hepsinde saptanmıştır. Yumuşak dokuda artış, iskelet siste mindeki değişiklikler akromegalide sık görülmekte olup iskelet sistemi değişiklikleri BH'u düzeylerinden çok hastalığın süresi ile ilişkilidir. Prognatizm ve osteoartroz ile hastalığın süresi arasında anlamlı bir ilişki saptanmıştır. 5. Olgularımızda empotans-libidoda azalma ve adet bozukluklan ile has talığın süresi, BH'u ve PRL düzeyleri arasında anlamlı bir ilişki bulunmamıştır. Akromegalide hipogonadizmin tek nedeni hiperprolaktinemi olmayıp, tümörün ön hipofiz dokusuna basısı da bundan sorumlu olabilmektedir. 6. Hipertansiyon ile hastalığın süresi ve BH düzeyleri arasında anlamlı bir ilişki saptanmamıştır. Bununla birlikte HT ile tanı konma yaşı (HT daha yaşlılarda fazla) arasında anlamlı bir ilişki saptanmıştır. 1, Baş ağnsi ile hastalığın süresi, BH'u düzey leri, tümörün büyüklüğü, tümörün sella üstü yayılımı arasında anlamlı bir ilişki saptanmamıştır. 1628. Son yıllarda tanı koymadaki kolaylıktan dolayı görme bozukluğu ve görme alanı kaybı sıklıkları azalmıştır. Görme alanı bozukluğu ile sella üstü yayılım arasında anlamlı ilişki saptanmıştır. 9. Galaktore erkek olgularımızda da görülmüş olup, galaktore ile has talığın süresi, BH'u ve PRL düzeyleri arasında anlamlı ilişki saptanmamıştır. 10. Karaciğer ve dalak büyümesine seyrek rastlanmış olup hastalığın süresi ile arasında anlamlı bir ilişki saptanmıştır. 1 1. Kadın olgularımızda daha fazla guvatr saptanmış olup hastalığın süres^BH'u düzeyleri ile arasında anlamlı ilişki bulunmamıştır. 12. Kadın olgularımızın yarısından fazlasında hipertrikoz saptanmış olup BH'u düzeyleri ile arasında anlamlı ilişki bulunmamıştır. 13. Akroparestezi akromegalide sık görülen bir yakınmadır. EMG ile karpal tünel sendromu bulunan olguların hepsinde akroparestezi saptanmış olmasına rağmen akroparestezi bulunan olguların hepsinde karpal tünel sendro mu tesbit edilmemiştir. 14. Topuk kalınlığı, olgularımızın hepsinde normalin üzerinde bulunmuş olup BH'u düzeyleri ile arasında anlamlı bir ilişki saptanmıştır. 15. Serum kalsiyum ve fosfor düzeyleri ile BH'u arasında anlamlı bir ilişki saptanmamıştır. 16. Serum kolesterol ve trigliserid düzeyleri ile BH'u arasında anlamlı bir ilişki saptanmamıştır. DM'u olan ve olmayan, kadın ve erkek olgularımızın ortalama kolesterol ve trigliserid değerleri anlamlı olarak farklı bulunmamıştır. 17. Karbonhidrat metabolizma bozukluğu veya aşikar DM ile BH'u, has talığın süresi ve tanı konma yaşı arasında anlamlı bir ilişki saptanmamıştır. Bu nunla birlikte kadın olgularımızda karbonhidrat metabolizma bozukluğu veya aşikar DM anlamlı olarak daha fazla bulunmuştur. 18. Olgularımızın %43'ünde hiperprolaktinemi saptanmıştır. Sella üstü yayılımı olan olgularda anlamlı olarak ortalama PRL düzeyleri daha yüksek bu lunmuştur. 19. Olgularımızın büyük çoğunluğunda (%82) bazal BH'u normalin üzerinde bulunmuştur. Bununla birlikte olgularımızın %8'inde ise bazla BH'u normal sınırlarda saptanmıştır. 16320. OGTT ile BH'u olgulanmızın %7,6'sında 2-5 ng/ml, %23,7'sında ise 5-10 ng/ml düzeylerine kadar baskılanabilmiştir. Bununla birlikte %20 oranında paradoks BH cevabı da saptanmıştır. 21. LHRH testine paradoks BH cevabı olgulanmızın %16,6'sında (6 ol gudan birinde) bulunmuştur. 22. TRH testi ile olgularımızın %12,5 (%100 ve üzeri artış) ve %25'inde (%50 ve üzeri artış) paradoks BH cevabı saptanmıştır. TRH testi sırasında 20. dakikadaki BH'u yüzde değişimi anlamlı olarak 60. dakikadakinden fazla bulun muştur. 23. Olgularımızın %40'ında akut BRC testi pozitif bulunmuştur. Akut BRC testi pozitifliği ile bazal BH'u, PRL düzeyleri, hastalığın süresi, sella late ral alanı, tümörün büyüklüğü ve cinsiyet arasına anlamlı bir ilişki saptan mamıştır. Ayrıca pozitif akut BRC testi ile TRH testine paradoks BH cevabı arasında anlamlı bir birliktelik de bulunmamıştır. Akut BRC testinde 2., 3. ve 4. saatteki BH ortalamaları anlamlı olarak bazal BH'u ortalamasından düşük bulunmuştur. Ayrıca 3. ve 4. saatteki BH orta lamaları, 1. saatteki BH'u ortalamasından anlamlı olarak daha düşük bulun muştur. Test sırasında 2., 3. ve 4. saatteki BH'u yüzde değişimi 1. saatteki yüzde değişimden anlamlı olarak daha fazla bulunmuştur. 24. Olgularımızın çoğunda (%90,5) sella lateral grafisi patolojik bulun muştur. 25. Sella lateral alanı olgularımızın çoğunda (%72,6) normalin üzerinde bulunmuş olup BH'u düzeyleri ile arasında anlamlı bir ilişki saptanmıştır. 26. Tanı konduğunda olguların çoğunda (%86,7) makroadenom sap tanmıştır. Gradel adenomların tanı konma yaşı anlamlı olarak Gradell, III ve IV adenomların tanı konma yaşından fazla bulunmuştur. AyrıcaGradel adenomların ortalama BH'u düzeyleri GradelII adenomların ortalama BH'u düzeyinden an lamlı olarak düşük bulunmuştur. Tanı konduğunda hiç bir olguda boş sella sap tanmamıştır. 27. Cerrahi tedavi başanmız diğer çalışmalardan daha düşük (%24) bu lunmuştur. Cerrahi tedavi başarısı ile tedavi öncesi bazal BH'u, sella lateral alanı, sella üstü yayılım ve akut BRC testi pozitifliği arasında anlamlı bir ilişki saptanmamıştır. Cerrahi tedavi kompiikasyonları diğer çahşmalardan biraz fazla bulurr- muştur. 16428. RT sonrası zamanla doğru orantılı olarak BH'u düzeylerinde düşme saptanmış olup bu düşme 3. yılda belirgin hale gelmiştir. RT'nin 5. yılında başarı %20, 10. yılında ise %22,2 bulunmuş olup sella lateral alanı ile RT başarısı arasında anlamlı bir ilişki saptanmamıştır. RT başarısı ile RT öncesi bazal BH'u değerleri arasında anlamlı bir ilişki saptanmıştır (p=0.05). RT öncesi PRL düzeyleri normal olan olgularımızın çoğunda RT son rasında PRL düzeylerinde anlamlı artışlar saptanmıştır. RT'ye ait komplikasyonlar diğer çalışmalara göre daha düşük bulun muştur. 29. Uzun süreli tek başına BRC tedavisi etkisini değerlendirmede; olgu larımızın %70'inde BH'u bazal değerinin %50'sinden fazla düşme göstermiş olup sadece %28,5'inde normale (BHi5 ng/ml) dönmüştür. Bu tedavi ile akut BRC testi pozitifliği arasında anlamlı bir ilişki saptanmamıştır. Yani pozitif akut BRC testinin uzun süreli BRC tedavisi başarısının bir göstergesi olarak kul lanılması uygun değildir. Uzun süreli BRC tedavisi başarısı ile bazal PRL düzeyleri arasında anlamlı bir ilişki saptanmamıştır. Bununla birlikte uzun süreli BRC tedavisi başarısı (10 ng/ml'nin altı) ile bazal BH'u arasında anlamlı bir ilişki bulunmuştur. 30. Yardımcı BRC tedavisi ile olgularımızın %50'sinde şifa elde edilmiş olup, şifanın bazal BH'u, sella lateral alanı ile arasında anlamlı bir ilişki saptan mamıştır. Fakat yardımcı BRC tedavisi ile şifa elde edilen olgularımızda an lamlı olarak bazal PRL düzeyleri daha yüksek bulunmuştur. Cerrahi ve RT ile şifa elde edilmeyen olgularda uygulanan BRC tedavisi şifa oranını yükseltmiştir. Ayrıca RT süresi arttıkça şifa oranında da artış sap tanmıştır. 165
Özet (Çeviri)
Özet çevirisi mevcut değil.
Benzer Tezler
- Allogeneik hematopoetik kök hücre nakli olgularımızda engraftman üzerinde etkili olan faktörler
Factors influencing enfraftment in our allogeneic hematopoietic stem cell transplant patients
TEOMAN SOYSAL
Tıpta Yan Dal Uzmanlık
Türkçe
2005
Hematolojiİstanbul Üniversitesiİç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. GÜLTEN AKTUĞLU
- Preeklampsi hastalarında ağır metal düzeylerinin değerlendirilmesi
Evaluation of heavy metal levels in preeclampsia
RAUL AZIMOV
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2020
Kadın Hastalıkları ve Doğumİnönü ÜniversitesiKadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı
PROF. DR. ABDULLAH KARAER
- Türkiye'de bir şehrin büyükşehir olabilme kriterlerinin ikili lojistik regresyon ile analizi
Analysis of the criteria of becoming a metropolis for a city in Turkey with binary regression
GÖNÜL BAŞ
Yüksek Lisans
Türkçe
2017
EkonometriDumlupınar ÜniversitesiEkonometri Ana Bilim Dalı
YRD. DOÇ. DR. NOYAN AYDIN
- Building information modeling (BIM) implementations in the turkish construction industry
Türk inşaat sektşörşünde yapı bilgi modellemesi (YBM) uygulamaları
UĞUR KARAHAN
Yüksek Lisans
İngilizce
2015
İnşaat MühendisliğiBoğaziçi Üniversitesiİnşaat Mühendisliği Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. BELİZ ÖZORHON ORAKÇAL
- Tüketicilerin satın alma alışkanlıkları ve gıda güvenliği konusundaki bilinçleri: Ankara, Etimesgut örneği
Consumers' consciousness on purchasing habits and food safety: Ankara, Etimesgut case.
ÇİLE YANĞIÇ YÜKSEL
Yüksek Lisans
Türkçe
2019
Gıda MühendisliğiManisa Celal Bayar ÜniversitesiGıda Mühendisliği Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. NURAL KARAGÖZLÜ