Geri Dön

Gücü besleyen mimarlık: Osmanlı imaretleri

Power-feeding architecture: The Ottoman soup kitchen

  1. Tez No: 383802
  2. Yazar: AYŞE BUDAK
  3. Danışmanlar: PROF. DR. KERİM TÜRKMEN, PROF. DR. YILDIRAY ÖZBEK
  4. Tez Türü: Doktora
  5. Konular: Sanat Tarihi, Art History
  6. Anahtar Kelimeler: Osmanlı Dönemi, İmaret, Hayırseverlik, Mimari, Banilik, Güç, Ottoman Period, Soup Kitchen, Charity, Architecture, Patronage, Power
  7. Yıl: 2015
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Erciyes Üniversitesi
  10. Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Sanat Tarihi Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Sanat Tarihi Bilim Dalı
  13. Sayfa Sayısı: 837

Özet

Bu çalışma, Osmanlı imar faaliyetlerinin başlangıcı ile birlikte mimarlık tarihi sahnesine de giren yapılardan, imaretleri konu almaktadır. İmaretler, bir külliye bünyesinde bulununan ve külliye personeli ile birlikte, öğrenciler, yolcular ve fakirlerin yemeklerini yedikleri yapılardır. Bu yapılar, yemeğin hazırlanması, ekmeğin pişirilmesi, yemeklik malzemelerin saklandığı birimleri de içeren birden fazla mekandan oluşmaktadır. Erken Osmanlı döneminin karakteristik yapıları Ters T Planlı Zaviyelerde imaret olarak adlandırılmışlardır. Bu adlandırma kimi zaman yapıların bir biri ile karıştırılmalarına neden olmuştur. Hem zaviyelerin hemde bu mutfakların“imaret”olarak adlandırılması kavramsal kargaşaya neden olmuştur. Her iki yapı grubunun da aynı terimle adlandırılmalarının tesadüfi bir uygulama olmadığı tezin ilk bölümünde ve“İmaret Kelimesi İle Tanımlanan Erken Osmanlı ve Batı Anadolu Beyliklerine Özgü Zaviyelerle-İmaret (Çorba Mutfağı) İlişkisi”başlığı altında açıklanmaya çalışılmıştır. Tezin ilk bölümünde, bu yapı türünün Osmanlı mimarlığına özgü bir yapı grubu olup olmadığı da tespit edilmeye çalışılmıştır. Bu süreçte hem Osmanlı öncesi Türk topluluklarının hem de İslam ve Türk-İslam topluluklarının mimari örnekleri ve geleneklerine bakılmıştır. Tezin çalışma aralığı olarak tüm Osmanlı dönemi tercih edilerek, böylece bu yapı grubunun gelişim süreci daha net tespit edilebilmiştir. Osmanlı döneminden günümüze ulaşan ve Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde bulunan 29 örnek tespit edilmiştir. Tespit edilen bu yapıların tümünün plan kontrolleri yapılmış ve kesitleri çıkarılmış, Başbakanlık Osmanlı Arşivi'nde bulunan belgelerden yararlanılarak yapıların geçirdiği tamiratlar tespit edilmiştir. Bu 29 örnek, kronolojik olarak sıralanmış, plan ve fotoğraflar eşliğinde ayrıntılı olarak anlatılmışlardır. Günümüze ulaşan örnekler plan açısından gruplandırılarak tipolojik bir gruplama yapılmıştır. İmaretler sadece plan ve malzeme açısından değil, inşa edildikleri külliyeler içindeki konumları, banileri, banilerin bu yapıların inşasından bekledikleri kazanımlar açısından da değerlendirilmişlerdir. İmaretlerin özellikle onaltıncı yüzyılda inşa edilmiş menzil külliyelerinde atlanmadan kendilerine yer bulması ise diğer dikkat çekici noktadır. Menzillerin hizmet verdiği halk gruplarının birinci sırasında olan ticaret ehli kişilerin yeme-içme, dinlenme ve hayvanlarını bırakacakları yer sıkıntısı bir birine yakın inşa edilmiş; imaret, tabhane ve kervansaray (ahır) yapıları ile çözülmüş görülmektedir. Ondört-onbeşinci yüzyıllarda Ters T planlı Zaviyelerle birlikte inşa edilen imaretlerin, onaltıncı yüzyılda menzil külliyelerinde kendisine yer bulması, onsekizinci yüzyılda ise medreselerle yakın konumlu inşasıyla sürdürüldüğü tespit edilmiştir.

Özet (Çeviri)

This study is concerned with the soup kitchen, a type of building which entered the stage of architectural history with the start of Ottoman building activities. Soup kitchens, contained within a building complex known as kulliyah, are places in which the members of the kulliyah, disciples, travellers and poor people ate. These buildings consist of more than one room, including the units of preparing food, baking bread, and storing food. The Reverse T Type dervish lodges, which were characteristic buildings of the early Ottoman period, were named as soup kitchens. This term led to some confusion about the types of buildings. The fact that both dervish lodges and such kitchens were named as“soup kitchens”gave rise to conceptual confusion. That both groups of buildings were named with the same term is not accidental will be explained in the first chapter of the dissertation and under the title“The Relationship between the Dervish Lodges, Defined as Soup Kitchens, and the Literal Soup Kitchens of the Early Ottoman and the Western Anatolian Principalities”. The first chapter seeks to find out whether this type of building is peculiar to the Ottoman architecture. To do so, some architectural samples and conventions of both pre-Ottoman Turkish communities, and Islamic and Turco-Islamic societies were examined. Covering the whole Ottoman period, this study attempts to reveal the development process of this group of building. In doing so, 29 samples, still surviving within the boundaries of the Republic of Turkey since the Ottoman period, were identified. The plans of all these identified buildings were checked and transected, and the repairs the buildings underwent were determined by making use of the documents in the Prime Ministry Ottoman Archives. These 29 samples were listed in chronological order and explained in a detailed way with some plans and photographs. The surviving samples were typologically classified in terms of their plans. The soup kitchens are examined not only in terms of their plans and materials but also in terms of their positions within the kulliyahs, the patronage, and the gains the patronage expected from such buildings. It is also striking that soup kitchens took place unexceptionally within all menzil külliyahs built particularly in the 16th century. It is recognized that soup kitchens, hospices and caravansaries, which were built close to each other, provided the merchants, who came first among the communities to whom menzils served, with catering, accommodation and animal shelter. It is found out that the soup kitchens were built together with Reverse T Type dervish lodges in the 14th and 15th centuries, took place within the menzil kulliyahs in the 16th century, and were constructed close to madrasahs in the 18th century.

Benzer Tezler

  1. A survey on spatial effects of newcomer entrepreneurs in rural Urla

    Urla kırsalında yeni gelen girişimcilerin mekansal etkileri üzerine bir araştırma

    İLKER GÜÇÜ

    Doktora

    İngilizce

    İngilizce

    2022

    Mimarlıkİzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü

    Mimarlık Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ŞENİZ ÇIKIŞ

  2. Imagination in design thinking: Tracking through representation

    Tasarım düşüncesinde hayal gücü: Temsil üzerinden takibi

    AYŞE EDA ADIGÜZEL

    Yüksek Lisans

    İngilizce

    İngilizce

    2022

    Mimarlıkİstanbul Teknik Üniversitesi

    Mimarlık Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. BELKIS ULUOĞLU

  3. An investigation into the transformation of the construction industry into the construction 4.0

    İnşaat sektörünün inşaat 4.0'a dönüşümü üzerine bir inceleme

    ŞEYMA YILMAZ

    Yüksek Lisans

    İngilizce

    İngilizce

    2019

    Bilim ve Teknolojiİstanbul Teknik Üniversitesi

    Mimarlık Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. BEGÜM SERTYEŞİLIŞIK

  4. Grafik tasarımın sanata etkileri

    The influences of graphic design on art

    BERİL ARICAN

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2012

    Güzel SanatlarHaliç Üniversitesi

    Grafik Tasarımı Ana Sanat Dalı

    YRD. DOÇ. DR. NURİ SEZER

  5. Ursula le Guin'in Mülksüzler'i üzerinden bir inceleme: Kapitalist sistemin üç iç çelişkisi ve sisteme karşı çıkan bir mimarlığın olabilirliği

    A research over Ursula le Guin?s the Dispossed: The contradictions of the capitalist system and the possibility of an objecting architecture

    DİDEM CENGİZ

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2012

    Mimarlıkİstanbul Teknik Üniversitesi

    Mimarlık Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. BELKIS ULUOĞLU