Geri Dön

Beckwith-wiedemann sendromu bulunan hastalarda epigenotip ve fenotip ilişkisinin araştırılması

Epigenotype and phenotype correlation in patients with beckwith- wiedemann syndrome

  1. Tez No: 386878
  2. Yazar: BURÇAK BİLGİN
  3. Danışmanlar: DOÇ. DR. GÜLEN EDA ÜTİNE
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları, Child Health and Diseases
  6. Anahtar Kelimeler: Beckwith-Wiedemann Sendromu (BWS), epigenotip-fenotipkorelasyonu, hemihiperplazi, Wilms tümörü, imprinting, uniparental dizomi, Beckwith-Wiedemann Syndrome (BWS), epigenotype and phenotypecorrelation, hemihyperplasia, Wilms tumor, imprinting, uniparental disomy
  7. Yıl: 2012
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Hacettepe Üniversitesi
  10. Enstitü: Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 110

Özet

BİLGİN, B., Beckwith-Wiedemann Sendromu (BWS) Bulunan HastalardaEpigenotip ve Fenotip İlişkisinin Araştırılması. Hacettepe Üniversitesi TıpFakültesi, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Tezi. Ankara, 2012. Beckwith-Wiedemann Sendromu (BWS) en yaygın aşırı büyüme sendromlarından biridir.Klinik değişkenlik gösterebilen bu sendromun tanınması, özellikle kansere yatkınlıkoluşturması nedeniyle önem taşır. Hastalarda fetal dönem ve çocukluk yıllarında aşırıbüyüme, hemihiperplazi, makroglossi, fasiyal dismorfik özellikler, abdominal duvardefektleri, viseromegali, renal / kardiyak anomaliler saptanabilir. BWS'deki klinikseyir değişkenliğinin moleküler etiyolojinin heterojenitesiyle ilişkili olabileceğidüşünülerek birçok çalışmada epigenotip-fenotip ilişkisi kurulmaya çalışılmış,moleküler temele bağlı fenotipik farklılıklar bildirilmiştir. Moleküler etiyolojininsaptanmasının, epigenotip-fenotip ilişkisi kurulmasında, tümörlerin erken tanısındave uygun multidisipliner yaklaşım sağlanmasında önemli olacağı düşünülerek, buçalışmada BWS ile klinik yönden uyumlu 36 hastanın DNA örneğinden MS-MLPAyöntemiyle 11p15 bölgesinde metilasyon değişikliği, delesyon ve duplikasyonaraştırılmıştır. Laboratuvar incelemeleri sonrasında tekrar yapılan değerlendirmede28 hasta epigenotip-fenotip ilişkisi araştırmak amacıyla incelenmişlerdir. Moleküleretiyoloji yönünden dört gruba sınıflanan hastalar polihidramniyos, büyük plasenta,prematürite, yardımcı üreme teknikleri ile doğum öyküsü, büyük doğum ağırlığı,neonatal hipoglisemi, makrozomi, karın ön duvarı defektleri, makroglossi,karakteristik yüz görünümü, fasiyal nevus flammeus/hemanjiyom, kulak memesiönünde çizgilenme, kulak kepçesi arkasında pit, hemihiperplazi, nefromegali,viseromegali, embriyonel tümörler, hipokalsemi, hipoglisemi, hiperkolesterolemi,hipotiroidi, hiperkalsiüri ve nefrokalsinozis yönünden incelenmişler, ancak gruplaradağılan hasta sayılarının az olması nedeniyle bu değişkenlerin çoğunda istatistikselolarak anlamlı farklar bulunmamıştır. BWS'nin fenotipik ve moleküler olarak çokheterojen bir hastalık olması nedeniyle, hastaların olası tüm klinik bulgular yönündenyakın ve multidisipliner izlemi sağlanmalıdır.

Özet (Çeviri)

BILGIN, B., Epigenotype and phenotype correlation in patients with Beckwith-Wiedemann Syndrome (BWS). Thesis in Pediatrics. Ankara, 2012. Beckwith-Wiedemann Syndrome (BWS) is one of the most common overgrowth syndromes.Cancer predisposition is an important feature of this clinically heterogeneoussyndrome. Patients may have fetal and early childhood overgrowth, hemihyperplasia,macroglossia, facial dysmorphic features, abdominal wall defects, visceromegaly,and anomalies of the heart and the kidneys. Information regarding the individual riskof cancer development remains an important aspect of clinical management, earlydiagnosis and treatment. Various previous investigations showed that heterogeneousmolecular etiology may contribute to clinical variability and epigenotype-phenotypecorrelation exists in BWS. This study was performed to detect the molecular etiologyin our patients with BWS, in order to search for epigenotype-phenotype correlationand to provide appropriate individualized multidisciplinary approach. Theepigenotype was determined using MS-MLPA for copy number and methylationstatus of 11p15 and 28 patients were evaluated for epigenotype-phenotypecorrelations. Four different molecular etiology groups were evaluated forpolyhidramnios, large placenta, prematurity, conception with assisted reproductivetechniques, large birth weight, neonatal hypoglycemia, macrosomia, anteriorabdominal wall defects, macroglossia, facial characteristics, facial nevus flammeus /hemangioma, anterior ear lobe creases, posterior helical pits, hemihyperplasia,nephromegaly, visceromegaly, embryonal tumors, abdominorenal ultrasonographicfindings, hypocalcemia, hypoglycemia, hypercholesterolemia, hypothyroidism,hypercalciuria and nephrocalcinosis. Differences between groups were notstatistically significant owing to the small number of patients in individual groups.All patients clinically suggestive of BWS should be followed-up in amultidisciplinary approach for all possible manifestations of the disorder.

Benzer Tezler

  1. Wilms tümörü vakalarına eşlik eden konjenital anomali, malformasyon ve genetik sendromlar

    Wilms tumor and associated congenital anomalies, malformations and genetic syndromes

    HATİCE DİLARA MAT

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2023

    OnkolojiHacettepe Üniversitesi

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ALİ VARAN

  2. Uygurların (744/5-840) İpek yolu üzerindeki ticari faaliyetleri

    Title of the thesis : Commercial activities of Uighurs on the Silk road (744/5-840)

    TALİP KELEŞ

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2016

    TarihÇankırı Karatekin Üniversitesi

    Tarih Ana Bilim Dalı

    YRD. DOÇ. DR. MUSTAFA KALKAN