Geri Dön

İmprinting defekti ile giden beckwith-wiedemann ve silver-russell sendromlarında metilasyon spesifik analiz yöntemlerinin rutin tanıda kullanılması

Başlık çevirisi mevcut değil.

  1. Tez No: 445306
  2. Yazar: ASUMAN KOPARIR
  3. Danışmanlar: DOÇ. DR. HAKAN ULUCAN
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Genetik, Genetics
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2015
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: İstanbul Üniversitesi
  10. Enstitü: Cerrahpaşa Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: Tıbbi Genetik Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 109

Özet

Beckwith-Wiedemann sendromu ve Silver-Russell sendromu büyüme hızı açısından birbirinin zıt bulguları ile karakterize olan sendromlardır. BWS'nin başlıca bulguları pre-post natal makrozomi, dil büyüklüğü, kulakta çizgilenme veya pitler, visseromegali, hemihiperplazi ve artmış embriyonel tümör riskidir. SRS ise pre-post natal gelişim geriliği ile karakterizedir. BWS ve SRS'nin çoğunluğu kromozom 11p15.5 deki epigenetik değişiklikler ile ilişkilidir. Fetal ve post-natal büyümede rol oynayan iki adet farklı metile bölge (FMB) H19-FMB ve LIT1-FMB bu bölgede yer almaktadır. Ayrıca SRS hastalarının %10 unda kromozom 7'de maternal UPD görülmektedir. BWS hastalarının ancak %80 i, SRS hastalarının %50 si moleküler ve sitogenetik testlerle tanı almaktadır. Genetik tanı amacı ile etkin olan Metilasyon Spesifik-Multiplex Ligation-Dependent Probe Amplification (MS-MLPA) az sayıda laboratuarda kullanılmaktadır. Son çalışmalarda BWS ve SRS hastaları için metilasyon spesifik pirosekanslama (MS-Pirosekanslama) yapılmış ve BWS için genetik tanı koyma yüzdesinin % 95, SRS için genetik tanı koyma yüzdesinin %70'e yükseldiği gösterilmiştir. Çalışmamızda hastalarımızın genomik DNA örneklerinden MS-MLPA analizi yapıldı ve BWS klinik tanılı hastalarımızın %80'ine, SRS hastalarımızın ise %33.3'üne genetik tanı konuldu. Aynı gDNA'ler MS-Pirosekanslama yöntemi ile analiz edildi ve genetik tanı koyma yüzdesi BWS hastalarımızda %90'a yükseldi. SRS hastalarımızda ise, ikisinde sonuç doğrulandı, bir hastamızda MS-MLPA ile gösterdiğimiz metilasyon değişikliğinin yanlış olduğu ortaya konuldu ve yanlış pozitif sonuç düzeltilerek SRS hastalarımızın %22.2'sinin genetik tanısı doğrulandı. Bu çalışmada BWS ve SRS klinik tanılı hastalar için MS-Pirosekanslama yönteminin MS-MLPA'ya göre üstün olduğunu ortaya koymak ve rutin genetik laboratuarlarında kullanılabilirliğini göstermek, genotip-fenotip ilişkisinden yola çıkarak prognoz hakkında bilgi vermek ve hastalar ile ailelerine daha sağlıklı genetik danışma hizmeti vermek amaçlanmıştır.

Özet (Çeviri)

The syndromes of Beckwith-Wiedemann (BWS) and Silver-Russell (SRS) are characterized by opposite clinical findings. Main features of BWS are pre-postnatal macrosomia, macrogglossia, ear crease and/or pits, visceromegaly, abdominal wall defects, hemihyperplasia and increased risk for embryonal tumors. In contrast to these findings, SRS is characterized by prenatal and postnatal growth retardation. BWS and SRS are both associated with epigenetic alterations of chromosome 11p15.5. H19-DMR ve LIT1-DMR are two differntially metilated regions(DMR) which have crucial role in fetal and post natal development, exist in this region. Only 80% of BWS and 50% of SRS patients can be genetically diagnosed. Methylation-spesific Multiplex Ligation-Dependent Probe Amplification (MS-MLPA) is been used efficiently in a few laboratory. In current study, we utilized MS-MLPA in genomic DNAs of the our BWS and SRS patients. 80% of our BWS and 33.3 % of SRS patients were diagnosed genetically. Later we performed MS-Pyrosequencing in the same gDNAs and 90% of our BWS and 33 % of SRS patients were diagnosed genetically. In conclusion, we observed that the diagnostic value of Methylation Spesific-Pyrosequencing comparing with MS-MLPA was better and we demonsrated the MS-Pyrosequencing availability as routine genetic test as routine studies. In addition these process provide us giving appropriate genetic counselling to our patients.

Benzer Tezler

  1. Kıkırdak defekti ile seyreden kompozit defekt rekonstrüksiyonunda prelamine kondrokapsüler doku modeli oluşturulması: Deneysel çalışma

    Creating a prelaminated chondrocapsular tissue model in composite defect reconstruction accompanied by cartilage tissue deficiency: an experimental study

    YUSUF ALPER AYTAÇ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2023

    Plastik ve Rekonstrüktif CerrahiKocaeli Üniversitesi

    Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. EMRAH KAĞAN YAŞAR

  2. İndüksiyon ısıtma ile mikro ve nano desenlerin polimer yüzeylere baskılanması

    Imprinting micro and nano patterns on polymer surfaces with induction heating

    HAVVA DEMİRCİ

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2022

    Kimya MühendisliğiGebze Teknik Üniversitesi

    Kimya Mühendisliği Ana Bilim Dalı

    DR. ÖĞR. ÜYESİ ÖZGÜN YÜCEL

  3. Bazı fenolik maddelerin silikajel üzerinde oluşturulacak polimerlerle baskılanması ve polimerlerin karakterizasyonu

    Imprinting of some phenolic compounds by polymers formed on silicagel and polymeric characterization

    NİLÜFER GÜNDOĞDU

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2013

    Polimer Bilim ve TeknolojisiFırat Üniversitesi

    Kimya Bölümü

    PROF. DR. MEHMET COŞKUN

  4. Üniversitelerde iz bırakma ve kurumsallaşma

    Imprinting and institutionalization at universities

    İNCİ ÖZTÜRK FİDAN

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2018

    Eğitim ve ÖğretimAnkara Üniversitesi

    Eğitim Yönetimi ve Politikası Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ALİ BALCI

  5. Bakteri ayrılması için moleküler baskılama temelli kriyojel membranlar

    Molecular imprinting based cryogen membranes for bacteria separation

    BURCU AKBULUT

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2023

    BiyokimyaHacettepe Üniversitesi

    Kimya Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. HANDAN YAVUZ ALAGÖZ