Miyokardial infarkt sonrası miyokard canlılığının değerlendirilmesinde beta blokör ilaçların rolünün sintigrafik olarak araştırılması
The scintigraphic evaluation of the role of beta blocker drugs on myocardial viability
- Tez No: 391053
- Danışmanlar: DOÇ. DR. ALPER ÖZGÜR KARAÇALIOĞLU
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Radyoloji ve Nükleer Tıp, Radiology and Nuclear Medicine
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2013
- Dil: Türkçe
- Üniversite: GATA
- Enstitü: Tıp Fakültesi
- Ana Bilim Dalı: Nükleer Tıp Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 92
Özet
AMAÇ: Bu çalışmanın temel amacı; gated Myokard Perfüzyon Sintigrafisi?nde (gMPS) sabit perfüzyon defekti olan hastalarda, beta bloker ilaçların myokardial canlılığının değerlendirilmesinde kullanılıp kullanılamayacaklarını ve bu ilaçların kardiyak fonksiyonlara etkisini sintigrafik olarak araştırmaktır. İkincil amaç ise; farklı karakterde iki ajan kullanılarak kalbin perfüzyonunun (Tc-99m MIBI) ve metabolizmasının (FDG) ölçümü sonucu, farklı görüntüleme modaliteleri ile hesaplanan sol ventrikül sistolik ve diyastolik fonksiyonlarını gösteren parametreleri karşılaştırmaktır. MATERYAL VE METOD: Myokard infarktüsü öyküsü olan, gated Myokard Perfüzyon Sintigrafisi (gMPS) ile sabit perfüzyon defekti saptanan 32?si erkek, 3?ü kadın toplam 35 hasta (ortalama yaş 62,3 ± 10,4) çalışmaya dahil edildi. Bu hastalar günlük hayatta beta bloker ilaç kullanıyorlardı. Revaskülarizasyon planlanan bu hastalara, myokardial canlılığın araştırılması için 2-floro-2-deoksi D-glukoz Pozitron Emisyon Tomografisi / Bilgisayarlı Tomografi (FDG PET/BT) görüntüleme yapıldı. gMPS sonrası 3-5. günlerde, beta bloker ilaç kullanılırken rest gated görüntüleme tekrarlandı. Her hastanın beta bloker kullanılan ve kullanılmayan (bazal) iki rest gMPS çalışmasındaki sol ventrikül sistolik ve diastolik fonksiyon parametreleri (EDV, ESV, EF, PER, PFR, TTPF, TID, Myokardial Mass) ile perfüzyon defektinin büyüklüğünü ve yaygınlığını gösteren parametreler (SSS, SRS, SDS, Volume, Defect, Area, Extent) görsel ve yarı-sayısal olarak hesaplandı ve birbirleriyle karşılaştırıldı. Kardiyak FDG PET/BT görüntülerinden elde edilen sol ventrikül EF, EDV, ESV Myokardial mass parametreleri de gMPS ile elde edilenlerle karşılaştırıldı. BULGULAR: Perfüzyon defektinin büyüklüğünü gösteren parametreler ve sol ventrikül sistolik ve diyastolik fonksiyonları gösteren parametreler arasında beta bloker kullanılarak yapılan rest gMPS?de, beta bloker ilaç kullanılmadan yapılan bazal gMPS?ye göre istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmadı (p> 0.05). FDG PET/BT ve gMPS ile hesaplanan sol ventrikül EF ve myokardial mass değerlerinde iki çalışma arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık saptanmadı (p> 0.05). Fakat ESV ve EDV değerleri iki çalışmada birbirinden farklı bulundu ve bu farklılık istatistiksel olarak anlamlıydı (sırasıyla p= 0,008 ve p= 0,009). SONUÇ: Bu çalışma ile beta bloker ilaçların myokard canlılığının değerlendirilmesinde rolünün olmadığı sonucuna vardık. Yine beta bloker ilaçların sintigrafik olarak kardiyak fonksiyonlar üzerine bir etkisinin olmadığı bu çalışma ile gösterilmiştir. gMPS ve FDG PET/BT ile benzer sonuçlar elde edilmiş olsa da, FDG PET/BT yüksek rezolüsyonu nedeniyle gMPS?ye göre daha güvenilir sonuçlar vermektedir.
Özet (Çeviri)
AIM: The aim of this study was to investigate scintigraphically the role of beta-blocker drugs on myocardial viability in patients with fixed perfusion defects on their gated myocardial perfusion scintigraphy (gMPS) by using 2-fluoro-2-deoxy-D-glucose Positron Emission Tomography/Computed Tomography (FDG PET/CT) as a gold standard and to evaluate the effect of these drugs on cardiac functions. Besides, the second objective of this study was to compare the scintigraphic parameters of left ventricular systolic and diastolic functions with those derived from FDG PET/CT images of patients. MATERIAL AND METHODS: 35 patients (32 men, 3 women, mean age±SD: 62,3 ± 10,4) with a history of previous myocardial infarction and with fixed perfusion defects on their gMPS were included in the study. All of these patients were under the treatment of beta-blocker. Since all patients were considered to undergo revascularization, FDG PET/CT imaging was performed in order to determine the presence of viable myocardium. After the 3-5 days of first gMPS, without stopping beta-blocker medication the rest gated myocardial perfusion imaging part of the gMPS was repeated under similar acquisition conditions. Left ventricular systolic and diastolic functional parameters (EDV, ESV, EF, PER, PFR, TTPF, TID, Myokardial Mass) and parameters showing the size and the extent of perfusion defects (SSS, SRS, SDS, Volume, Defect, Area, Extent) were calculated from both acquisitions by qualitatively and semiquantitatively and the results were compared to each other. Other functional parameters such as LVEF, EDV, ESV and Myokardial Mass that were derived from both different imaging modalities of gMPS and FDG PET/CT were also compared to each other. RESULTS: There was not statistically significant difference between parameters showing the size of the perfusion defect and left ventricular systolic and diastolic functional parameters of beta-blocker and baseline studies (p> 0.05). Although there was not statistically significant difference between LVEF and myocardial mass parameters derived from gMPS and FDG PET/CT (p> 0.05), ESV and EDV values derived from FDG PET/CT were higher than those of gMPS and this difference was statistically significant (p< 0,008 and p< 0,009, respectively). CONCLUSIONS: According to the results of our study, beta-blocker drugs don?t seem to have a role in the assessment of myocardial viability. Besides, beta-blocker drugs do not also have an effect on systolic and diastolic functions of the left ventricle. Although similar results were derived from both gMPS and FDG PET/CT imaging, FDG PET/CT imaging seems to give more reliable results than gMPS due to its high resolution characteristics.
Benzer Tezler
- Miyokard infartüsü sonrası miyokardiyal canlılığın değerlendirilmesinde düşük doz dobutamin ile kombine edilen doku doppler parametrelerinin analizi
Başlık çevirisi yok
SALİH BÜK
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2004
KardiyolojiSelçuk ÜniversitesiKardiyoloji Ana Bilim Dalı
DOÇ.DR. KURTULUŞ ÖZDEMİR
- Subakut anterior miyokard infarktüsünde tedavi şeklinin kısa dönemde sol ventrikül yeniden şekillenmesi üzerine etkisi
Subakut anterior miyokard infarktüsünde tedavi şeklinin kisa dönemde sol ventrikül yeniden şekillenmesi üzerine etkisi
AHMET ÇELİK
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2010
KardiyolojiErciyes ÜniversitesiKardiyoloji Ana Bilim Dalı
PROF. DR. RAMAZAN TOPSAKAL
- Miyokard canlılığı ve plazma nt-probnp düzeyleri arasındaki ilişki
The relationship between myocardial viability and plasma nt-probnp levels
KUDRET KESKİN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2009
Kardiyolojiİstanbul Üniversitesi-CerrahpaşaKardiyoloji Ana Bilim Dalı
PROF. DR. DENİZ GÜZELSOY
- Akut ST segment elevasyonlu miyokard infarktüsünde yeni noninvazif reperfüzyon kriterleri
Başlık çevirisi yok
TURGUT KARABAĞ
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2004
KardiyolojiSelçuk ÜniversitesiKardiyoloji Ana Bilim Dalı
DOÇ.DR. BÜLENT BEHLÜL ALTUNKESER
- Sıçanda miyokardiyal iskemi sonrası doku onarımında insan göbek kordonu stroması kaynaklı mezenkimal kök hücrelerin tedavi edici etkisinin araştırılması
Investigating the therapeutic effects of human umbilical cord derived mesenchymal stromal stem cells in tissue repair after myocardial ischemia in rats
ZEYNEP YIĞMAN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2015
Göğüs Kalp ve Damar CerrahisiAnkara ÜniversitesiHistoloji ve Embriyoloji Ana Bilim Dalı
PROF. DR. ALP CAN