Geri Dön

Osmanlı payitahtında kahvehane ve kahvehane kültürünün yeri

Coffeehouse i̇n the Ottoman capi̇tal ci̇ty and the role of coffeehouse culture

  1. Tez No: 391470
  2. Yazar: ŞAFAK TUNÇ
  3. Danışmanlar: YRD. DOÇ. DR. İRFAN ÇİFTÇİ
  4. Tez Türü: Yüksek Lisans
  5. Konular: Tarih, History
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2014
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: İstanbul Üniversitesi
  10. Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: İstanbul Araştırmaları Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 223

Özet

Osmanlı topraklarına girmesi ile birlikte kahve ve kahvehaneler kendisine mahsus bir kültür meydana getirmiştir. XVI. yüzyılda Osmanlı payitahtında ilk kahvehanelerin açılmaya başlaması ile birlikte kahvenin kısa zamanda yayılması toplumda gördüğü kabul ile yakından alakalıdır. Her ne kadar zaman zaman tepki ve yasaklama ile karşı karşıya kalsa da gerek kahve gerekse kahvehaneler varlığını bir şekilde sürdürmeyi başarmıştır. Kahvenin macerası sadece tarih ve sosyoloji ile değil, siyasi, sosyal, alanlarla birlikte psikoloji, etnografya, mimari ve sanat tarihi başta olmak üzere pek çok konu ile de ilgilidir. Toplumdan topluma veya aynı toplum içerisinde zaman ve mekân farklılıklarına bağlı olarak değişiklik arz eden sosyalleşme ihtiyacı, kahvehanelerin farklı bir alternatif olarak belirmesi ile zenginleşmiştir. Ancak pek çok yerde ifade edildiği gibi ev, dükkân ve cami mekânlarının dördüncü bir alternatifi olduğu iddiası doğru değildir. Kahvehanelerin açılmasından evvel Dergâhlar, Tevhidhâneler, Bimarhaneler, gayr-i müslimlerin rağbet ettiği meyhaneler, cemaat evleri vs. insanların sosyalleştiği mekânlardı. Bunların dışında da sosyal ihtiyaçların karşılandığı pek çok mekân mevcuttur. Kahvenin bu topraklardaki uzun macerası, biraz da bu topraklarda yaşayan insanların ortak bilincini oluşturan edebiyatın, mimarinin, el sanatlarının, ticaretin, devlet-halk münasebetlerinin şekillenmesinin bir serüvenidir. Kahve Osmanlı toplumsal hayatına girdikten kısa bir süre sonra bir içecekten çok daha fazla anlam kazanmıştır. Atasözlerinde, şiir başta olmak üzere edebiyatta, kahvehaneler eliyle mimaride kendine has bir medeniyet meydana getirmiştir. Kahve ve kahvehanelerin sosyal hayatın önemli bir unsuru olması ile birlikte, dünyada hiçbir içeceğe nasip olmayan kendine mahsus bir kültür de doğmuştur. Bütün dünyada tesir bırakan kahve, Türk kültür hayatında da önemli tesirler yapmıştır. İstanbul'da 1554'te ilk kahvehanenin açıldığı günden beri kahve, sanata, sosyal yaşama, ekonomiye ve kültüre önemli etkilerde bulunmuştur. Her meslekten, her sosyal sınıftan sayısız insan kahvehanelerde bir araya geldi; kitaplar okundu, sohbetler yapıldı. Üstelik sadece İstanbul'da değil, dünyanın hemen hemen her yerinde kahvehaneler aydınların buluşma yeri, kahve ise en sevilen içecek olmuştur.

Özet (Çeviri)

The unexpected popularity of the first coffeehouses opened in Tahtakale eight years after the sinking of coffee ships and their evolvement into meeting points for literary crowds indicates that the ban on coffee was not quite effective, that coffee found its way to Istanbul in various ways, and that coffee aficionados increased in number. When I received an offer to write a book on“Turkish Coffee Culture”I wanted to review the literature before I began writing. It was enough merely to peruse the bibliographies of the boks in my library to intimidate myself. It appeared that almost everything had already been written on the history of coffee and coffeehouses. There was one thing I could do: base my work predominantly on literary texts. This was indeed a difficult undertaking: since it was impossible to review the literature in such a short time, I was obliged to content myself with what I could access and strive to produce a text that was different from its precedents. My only reassurance was a folder I had put together over the years due to my keen interest in the history and culture of coffee with the hope that I would, one day, write a few line son this delicious drink, to which I was“addicted”since my younger days.

Benzer Tezler

  1. Osmanlı payitahtında bir yabancı ressam Jean Baptiste Vanmour

    Jean Baptiste Vanmour a foreign artist in the Ottoman capital

    GÜLNUR İZ YILMAZ

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2010

    Sanat TarihiAnkara Üniversitesi

    Sanat Tarihi Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. KIYMET GİRAY

  2. Osmanlı-Habsburg diplomasisi: Rudolf Schmid'in nihai raporunun Türkçeye çevirisi ve Otuz Yıl Savaşları ile ilişkisi (1629-1643)

    Ottoman-Austria diplomatic relations: The translation of Rudolf Schmid's final report in Turkish and its connection with the Thirty Years War (1629-1643)

    HÜSEYİN ONUR ERCAN

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2013

    Tarihİstanbul Üniversitesi

    Tarih Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. FERİDUN MUSTAFA EMECEN

  3. Harputlu İshak Hoca'nın mantık anlayışı ve Sualli İsaguci adlı eseri

    Başlık çevirisi yok

    GÜLŞEN ÖZER

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2013

    FelsefeMarmara Üniversitesi

    Felsefe ve Din Bilimleri Ana Bilim Dalı

    YRD. DOÇ. DR. FERRUH ÖZPİLAVCI

  4. 351 numaralı Sadaret Teşrifat Defteri ışığında Osmanlı pâyitahtı'nda icrâ edilen törenler (H. 1105-1221/m. 1693-1806)

    Ceremonies in the Ottoman capital according to the Sadaret Ceremony Book 351 (h. 1105-1221/m. 1693-1806)

    AHMET ÇAĞRI BAŞKURT

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2017

    TarihMimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi

    Tarih Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ÖMER İŞBİLİR

  5. Osmanlı Devleti'nde saltanat arabaları

    Reign cars in the Ottoman State

    RABİA YURDAKÖK

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2021

    TarihKütahya Dumlupınar Üniversitesi

    Tarih Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. EMİNE DİNGEÇ