Geri Dön

Morbid gebeliklerde antifosfolipid sendromunun araştırılması

Investigation of antiphospholipid syndrome in morbid pregnancy

  1. Tez No: 392889
  2. Yazar: MEHMET ÖNDER ÖNEN
  3. Danışmanlar: PROF. DR. GÜLİZAR FÜSUN VAROL
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Kadın Hastalıkları ve Doğum, Obstetrics and Gynecology
  6. Anahtar Kelimeler: Antifosfolipid Sendromu, antifosfolipid antikorları, kötü obstetrik öykü, Antiphospholipid syndrome, antiphospholipid antibodies, poor obstetric history
  7. Yıl: 2014
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Trakya Üniversitesi
  10. Enstitü: Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 59

Özet

Morbid gebelik; kendi arasında 10 hafta altında 3 veya daha fazla düşük öyküsü, 10 hafta ve üzerinde en az 1 fetal kayıp ve 34 hafta ve öncesinde erken preeklampsi olarak sınıflandırılmaktadır. Trakya Bölgesinde bu konuyla ilgili ilk çalışma olan çalışmamızda Mart 2013 ve Kasım 2014 tarihleri arasında Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Servisi ve Polikliniğine başvuran 55 tekrarlayan düşük öyküsü olan, 39 erken preeklampsi öyküsü olan, 14 fetal kayıp öyküsü olan toplam 108 hasta ve en az bir sağlıklı doğum öyküsü olan, kötü obstetrik öyküsü olmayan, 6-34 hafta arasında gebeliği olan 50 sağlıklı gönüllüde Antifosfolipid antikorlarını (Antikardiyolipin IgG, IgM ve Anti beta 2 glikoprotein 1 IgG, IgM) karşılaştırdık. Kontrol grubu olarak 50 sağlıklı gönüllü ile 55 tekrarlayan düşük öykülü, 39 erken preeklampsi öykülü, 14 fetal kayıp öykülü toplam 108 hastada antifosfolipid antikorlarını karşılaştırdığımız çalışmada tekrarlayan düşükleri olan grupta Antikardiyolipin IgM ve Anti beta 2 glikoprotein 1 IgM antikorlarını hasta ve kontrol örneklerinde anlamlı bir fark gösterdiğini, ancak Antikardiyolipin IgG ve Anti beta 2 glikoprotein 1 IgG antikorlarını hasta ve kontrol örneklerinde anlamlı bir fark göstermediğini saptadık. Erken preeklampsi olan grupta Antikardiyolipin IgM ve Anti beta 2 glikoprotein 1 IgM antikorlarını hasta ve kontrol örneklerinde anlamlı bir fark gösterdiğini, ancak Antikardiyolipin IgG ve Anti beta 2 glikoprotein 1 IgG antikorlarını hasta ve kontrol örneklerinde anlamlı bir fark göstermediğini saptadık. Fetal kayıp olan grupta Antikardiyolipin IgM antikorunu hasta ve kontrol örneklerinde anlamlı bir fark gösterdiğini, ancak Antikardiyolipin IgG ve Anti beta 2 glikoprotein 1 IgG ve IgM antikorlarını hasta ve kontrol örneklerinde anlamlı bir fark göstermediğini saptadık. Antifosfolipid antikorları plasenta aracılıklı birçok komplikasyona (tekrarlayan düşük, fetal kayıp, erken preeklampsi, intrauterin gelişme geriliği, ablasyo plasenta) yani gebelik morbiditesine sebep olabilmektedir. Daha önce Antifosfolipid antikorları ve morbid gebelik ilişkisi farklı çalışmalarda araştırılmış, ancak tam bir konsensus oluşmamıştır. Irksal faktörlerin ve metodoloji farklılıklarının da farklı sonuçlar elde edilmesinde etken olabileceği bildirilmiştir. Çalışmamız Trakya Bölgesinde bu konuyla ilgili yapılan ilk çalışmadır. Sonuç olarak; Antikardiyolipin IgM ve Anti beta 2 glikoprotein 1 IgM tekrarlayan düşük patogenezinde rol oynayabilir, ancak Antikardiyolipin IgG ve Anti beta 2 glikoprotein 1 IgG tekrarlayan düşük patogenezinde rol oynamayabilir. Antikardiyolipin IgM ve Anti beta 2 glikoprotein 1 IgM erken preeklampsi patogenezinde rol oynayabilir, ancak Antikardiyolipin IgG ve Anti beta 2 glikoprotein 1 IgG erken preeklampsi patogenezinde rol oynamayabilir. Antikardiyolipin IgM fetal kayıp patogenezinde rol oynayabilir, ancak Antikardiyolipin IgG ve Anti beta 2 glikoprotein 1 IgG ve IgM fetal kayıp patogenezinde rol oynamayabilir.

Özet (Çeviri)

Morbid pregnancy, can be categorized as following: 3 or more abortions before the 10th week of gestation, 1 or more fetal loss at or after the 10th week of gestation, and early onset preeclampsia at or before the 34th week of gestation. In this study we compared the levels of antiphospholipid antibodies (Anticardiolipin IgG, IgM and anti beta 2 glycoprotein 1 IgG, IgM) of a total of 108 patients who were referred to Trakya University School of Medicine Deapartment of Obstetrics and Gynecology between March 2013 and November 2014. Our study group of 108 patients included 55 patients with history of recurring abortus, 39 patients with history of early onset preeclampsia, 14 patients with history of fetal loss and 50 healthy controls who had no poor obstetric history and were pregnant between 6-34th weeks of gestation during the study. In this study where we compared the levels of antiphospholipid antiobiodies of 50 healthy controls and 55 patients with history of recurring abortus, 39 patients with history of early onset preeclampsia, 14 patients with history of fetal loss we found that there was a significant difference in anticardiolipin IgM and anti beta 2 glycoprotein 1 IgM levels between control group and poor history group but no significant difference was observed for anticardiolipin IgG and antibeta 2 glycoprotein 1 IgG antibodies levels between controls and poor history group. It was observed that there was a significant difference in anticardiolipin IgM and anti beta 2 glycoprotein 1 IgM antibody levels between early onset preeclampsia group and controls but no significant differance was observed for anticardiolipin IgG and antibeta 2 glycoprotein 1 IgG antibody levels between early onset preeclampsia group and controls. It was observed that there was a significant difference in anticardiolipin IgM antibody levels between fetal loss group and controls but no significant difference was observed in anticardiolipin IgG and anti beta 2 glycoprotein 1 IgG and Igm antibody levels between fetal loss group and controls. Antiphospholipid antibodies can cause numerous placenta mediated complications (recurring abortus, fetal loss, early onset preeclampsia, intrauterine growth retardation, ablatio placenta) which then leads to pregnancy morbidity. Association between antiphosphplipid antibodies and pregnancy morbidity was researched previous studies but no general consensus has been reached. It was also stated that racial and methodological differences could be the cause of different outcomes that has been reached by different studies. Our study is the first one of such studies that was conducted in Thrace Region of Turkey. In conclusion anticardiolipin IgM and antibeta 2 glycoprotein ı IgM may play a role in recurring abortus pathogenesis; but anticardiolipin IgG and anti beta 2 glycoprotein 1 IgG may not play a role recurring abortus pathogenesis. Anticardiolipin IgM and anti beta 2 glycoprotein 1 IgM may play a role in early onset preeclampsia pathogenesis, but anticardiolipin IgG and anti beta 2 glycoprotein 1 IgG may not play a role in early onset preeclampsia pathogenesis. Anticardiolipin IgM may play a role in fetal loss pathogenesis, but anticardiolipin IgG and anti beta 2 glycoprotein 1 IgG and IgM may not play a role in fetal loss pathogenesis.

Benzer Tezler

  1. Gebe diyabetlilere uygulanan beslenme ve insülin tedavisinin anne ve çocuk sağlığı üzerine etkilerinin incelenmesi

    The effects of medical nutrition and insulin therapy on diabetic pregnant women and their children's health

    HÜLYA GÖKMEN ÖZEL

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2004

    Beslenme ve DiyetetikHacettepe Üniversitesi

    Beslenme ve Diyetetik Ana Bilim Dalı

    PROF.DR. PERİHAN ARSLAN

  2. Fetal ventrikülomegali ve ventriküler sistemle ilişkili anomalilerin tanısında fetal manyetik rezonans görüntülemenin rolü

    The role of fetal magnetic resonance imaging in the diagnosis of fetal ventriculomegaly and anomalies associated with ventricular system

    TUBA BAYRAK ULUIŞIK

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2011

    Radyoloji ve Nükleer TıpOndokuz Mayıs Üniversitesi

    Radyodiagnostik Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. MELTEM CEYHAN

  3. Morbid obezite cerrahisinde ayarlanabilir silikon mide bandı uygulamasının sonuçları

    Results of adjustable silicon gastric banding in treatment of morbid obesitiy

    HALİL COŞKUN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    1999

    Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıklarıİstanbul Üniversitesi

    Genel Cerrahi Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. ALP BOZBORA

  4. LAPARASKOPİK GASTRİK PLİKASYONUN METABOLİK CERRAHİDEKİ ETKİNLİĞİ

    EFFECTIVENESS OF LAPARASCOPIC GASTRIC PLICATION IN METABOLIC SURGERY

    HÜSEYİN BİLGE

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2014

    Genel CerrahiSağlık Bakanlığı

    Genel Cerrahi Ana Bilim Dalı

    UZMAN FATİH ÇELEBİ