Geri Dön

Biyopolitik üretim kavramsallaştırmasının otonomist Marksist literatür içerisindeki konumu

Position of the conceptualization of biopolitical production in the autonomist Marxist literature

  1. Tez No: 399615
  2. Yazar: EMRE ÖZCAN
  3. Danışmanlar: YRD. DOÇ. DR. AYÇA GELGEÇ BAKACAK
  4. Tez Türü: Yüksek Lisans
  5. Konular: Siyasal Bilimler, Sosyoloji, Political Science, Sociology
  6. Anahtar Kelimeler: Otonomist Marksizm, biçimsel ve gerçek tahakküm, biyopolitik üretim, çokluk, Autonomist Marxism, formal and real subsumption, biopolitical production, multitude
  7. Yıl: 2015
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Hacettepe Üniversitesi
  10. Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Sosyoloji Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 338

Özet

Marksist tarih okumasının derinlikli incelediğimizde, Marx'ın özellikle Ekonomi Politiğin Eleştirisine Katkı'nın önsözündeki cümlelerine dayanarak komünizmi getirecek olan sermayenin nihai krizinin, üretim ilişkilerinin üretici güçleri geliştiremediği noktada başlayacağını vurgulayıp sermayenin kendini olumlama pratiğinden hareket eden erekselci yorumlar ile Marx'ın kapitalizmin tarihini emeğin ücretli emek biçimi altında sınıflaştırılmasının tarihi üzerinden irdeleyen yaklaşımı doğrultusunda sınıflar mücadelesinin politik tarihine referansla emeğin politik olumlanması üzerinden okuyan iki farklı yaklaşım öne çıkmaktadır. Otonomist Marksizm, emeğin sermaye karşısındaki otonomluğundan ve yıkıcı politik gücünden hareketle kapitalist üretim biçimindeki dönüşümlerin emeğin sermayeyi krize sokma kudretinden kaynaklı olduğunu savunarak emeğin kendini olumlamasının öznelliğine işaret eden yaklaşımın temsilcisidir. Otonomist Marksistler, Marx'ın emeğin ücretli emek biçimi altında sınıflaştırılma süreçlerini, başka bir anlamda sermayenin değer üretme ilişkilerindeki dönüşümlerinin ifadesi olan“biçimsel”ve“gerçek”tahakküm dönemlendirmelerini, sınıf bileşimi kavramı odağında emeğin kendini olumlaması üzerinden okuyarak kapitalist üretim biçiminin tarihsel gelişimini incelemektedir. Otonomist Marksistler, bu iki evreninin ardından, değer üretiminin zamanın ve mekânın ötesine taşarak hayatın bütününün değerlenme süreçlerine tabi olduğu, yani değerin ölçüsünün emek zaman olmaktan çıktığı, sermayenin büyük bir boşalma yaşayarak üretimi, toplumsal yaşamın üretimi olarak kurduğu yeni bir evreye girdiğini düşünmekte ve bu evreyi“biyopolitik üretim”dönemi olarak kavramsallaştırmaktadır. Bu dönemi, Marx'ın“üretken ve üretken olmayan emek”,“genel zekâ”gibi yeniden üretime soktukları kavramları etrafında inceledikleri gibi kendilerine özgü olarak geliştirdikleri“maddi olmayan emek”,“işin reddi”,“toplumsal fabrika”gibi kavramsal çerçeveyle de okuyarak ayakları yere sağlam basan bir zemine oturtmaktadırlar. Sermayenin“biyopolitik üretim”döneminde bu yeni değer üretme ilişkileri karşısında emeğin kurucu gücünü inşa edecek olan ise onlar için“çokluk”kavramıdır. Tüm bunların ışığında bu çalışma, öncelikli olarak Otonomist Marksizmin tarihsel gelişimini değerlendirmekte, ardından Marx'ın“biçimsel ve gerçek tahakküm”dönemlendirmelerini ayrıntılarıyla ele alarak bu dönemleri izleyen“biyopolitik üretim”sürecini Otonomist Marksist literatürün sunduğu geniş kavramsal çerçeve etrafında çözümlemekte ve“çokluk”kavramını bu sürecin karşısında sınıfın sınıf olarak reddinin olanağı olarak sunmaktadır.

Özet (Çeviri)

When Marxist reading of history is thoroughly investigated, two different approaches become prominent. One is the teleological interpretations based on the self-valorization practice of capital relying especially on the sentences in the preface of Marx's A Contribution to the Critique of Political Economy emphasizing that the final crisis of capitalism which will bring communism will start at the point when relations of production cannot develop productive forces. The other is, in line with Marx's approach that examines history of capitalism in terms of the history of labor's formation as a class under the form of wage labor, a reading of history on political valorization of labor with reference to political history of class struggle. Autonomist Marxism is the representative of the approach that points out the subjectivity of labor's self-valorization by based on the labor's autonomy from capital and its destructive force defending that the transformations in the capitalist production forms are originating from the labor's ability to put capital into crisis. Autonomist Marxists analyses historical development of capitalist production form by considering Marx's processes of labor's formation as a class under the form of wage labor, in other words, the expressions of transformations of capital in value-production relations;“formal”and“real”subsumption periodications in terms of labor's self-valorization in the context of the concept of class composition. Autonomist Marxists think that, after these two phases, value-production exceeds space and time, and entire life becomes subjected to valuation processes, thus, measure for value is no longer labor time, a new phase is being entered where capital, experiencing a great discharge, constitutes production as the production of social life, this phase is conceptualized as“biopolitical production”period. This period is being founded on solid ground by both examination in terms of Marx's concepts such as“productive and unproductive labor”and“general intellect”that they reproduce, and utilization of a conceptual framework that they developed such as“immaterial labor”,“refusal of work”and“the social factory”. According to them, it is the concept of“multitude”which will build the constituent power of labor against this new value-production relations in the“biopolitical production”period of capital. In the light of all these, this study primarily evaluates historical development of Autonomist Marxism, then, discussing Marx's“formal and real”subsumption periodications in detail, it analyzes“biopolitical production”process, which follows these periods, in terms of the wide conceptual framework provided by the Autonomist Marxist literature, and it offers the concept of“multitude”as the possibility of refusal of class as class.

Benzer Tezler

  1. Unattainable goals, middle class fantasies: An ethnography of women's work in feminized retail banking in İstanbul, Turkey

    Ulaşılmaz hedefler, orta sınıf hayaller: İstanbul'da feminize kitle bankacılığı alanında bir kadın emeği etnografisi

    BERRA TOPÇU

    Yüksek Lisans

    İngilizce

    İngilizce

    2012

    AntropolojiSabancı Üniversitesi

    Kültürel Çalışmalar Ana Bilim Dalı

    YRD. DOÇ. DR. AYŞE PARLA

  2. Sağlık çalışanlarının prekaryalaşma deneyimleri ve mücadele biçimleri

    Experiences and struggles of forms precarization of health care workers

    DENİZ GÜNGÖR ÖZCAN

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2019

    Sağlık Kurumları YönetimiAnkara Üniversitesi

    Sağlık Kurumları Yönetimi Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. ÇAĞDAŞ ERKAN AKYÜREK

  3. Mimarlık yarışmalarının biyopolitika üzerinden sökümü

    Relationship between biopolitics and architectural competitions

    ZEYNEP MELİKE ATAY

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2016

    Mimarlıkİstanbul Teknik Üniversitesi

    Mimarlık Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. AYŞE ŞENTÜRER

  4. Mimarlıkta ifade ve içerik problemi

    The problem of expression and content in architecture

    ÖNDER ÇELİK

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2020

    Felsefeİstanbul Teknik Üniversitesi

    Mimarlık Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. SEMRA AYDINLI

    PROF. DR. ALİ AKAY

  5. Biyopolitik bir araç olarak zaman: İktidar, beden ve teknoloji

    Time as a biopolitical dispositif: Power, body, and technology

    ALİ ERDEM BAŞÇOBAN

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2022

    Siyasal BilimlerHacettepe Üniversitesi

    Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. RUHTAN YALÇINER