DEÜTF Hastanesi Hematoloji Bilim Dalı'nda 2008-2014 yılları arasında AML tanısı almış hastaların moleküler ve sitogenetik özelliklerinin incelenmesi ve prognoz üzerine etkisinin değerlendirilmesi
Analysis of molecular and cytogeneticfeatures of patients which diagnosed as AML at DEUTF Hospital Hematology Department between years 2008-2014 and assessment of impact on prognosis
- Tez No: 424555
- Danışmanlar: PROF. DR. İNCİ ALACACIOĞLU
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Hematoloji, Hematology
- Anahtar Kelimeler: AML, sitogenetik ve moleküler özellikler, risk sınıflaması ve prognoz, AML, cytogenetic and molecular features, risk stratification and prognosis
- Yıl: 2016
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Dokuz Eylül Üniversitesi
- Enstitü: Tıp Fakültesi
- Ana Bilim Dalı: İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 64
Özet
Amaç: Akut myeloid lösemi (AML) erişkinlerde en sık görülen lösemi tipidir. Farklı sitogenetik ve moleküler özellikler risk sınıflamasında ve hastalığın prognozu üzerinde önemli etkiye sahiptir. Ancak halen pekçok merkezde yeterli sitogenetik değerlendirme yapılamamaktadır. Çalışmamızda DEÜTF'de AML tanısı almış olguların sitogenetik ve moleküler özelliklerinin demografik verileri ile birlikte geriye dönük incelenmesi, sağkalım üzerine etkilerinin ve sağkalım verilerinin değerlendirilmesi amaçlandı. Gereç ve Yöntem: 2008-2014 yılları arasında merkezimizde AML tanısı almış ve izlemde olan 147 olgunun klinik ve demografik verileri retrospektif olarak gözden geçirildi. Tanı anındaki hemogram, biyokimyasal laboratuar bulguları, sitogenetik ve moleküler özellikleri kaydedildi. 69 hastada prognostik risk sınıflaması yapılabildi. Risk gruplarına göre yanıt, relaps ve refrakter hastalık durumları, tüm sağkalım (OS) ve relapsa kadar geçen süre (RFS) analiz edildi. Bulgular: Olguların %47'si kadın, %53'ü erkek olup tanı anında ortanca yaşları 53,7 (±15,16) idi. Medyan 63 aylık izlem süresi sonunda %70,1'inin öldüğü saptandı. En sık ölüm nedeni %29,3 ile hastalık progresyonu ve tedavi ilişkili iken bunu enfeksiyonun izlediği saptandı. İlk yanıtta tam remisyon (CR) oranı %68,7 saptanırken hastaların %27,9'unun izlemde relaps olduğu görüldü. Hastaların %54,4'ünde karyotipik anomali yoktu (46;XY). Sitogenetik ve moleküler verileri yeterli olan 69 hastanın %26,08'inin iyi, %40,57'sinin orta, %33,33'ünün kötü prognostik risk grubunda olduğu görüldü. Tüm AML hastalarının medyan OS'si 12 (±1,436) ay (ortalama 31,111 (±3,987) ay). 3 yıllık sağkalım tüm hastalar için %14,96 olarak saptandı. Risk gruplarına göre değerlendirildiğinde 3 yıllık sağkalım %14,49, iyi risk grubunda %41,7, orta risk grubunda %16,7 ve kötü risk grubunda %41,7 olarak bulundu. Risk grupları ile OS süreleri arasında anlamlı ilişki saptanırken (p=0,000), ilk tedavi sonrası elde edilen yanıt kalitesi, relaps ve refrakter hastalık durumu arasında ise anlamlı ilişki gösterilemedi. Risk grupları ile relapsa kadar geçen süre (RFS) arasında da istatistiksel anlamlılık görülmemekle birlikte, iyi risk grubunda RFS daha uzundu (iyi risk grubunda:22 (±13,05) ay, orta risk grubunda:13,333 (±2,858) ay, kötü risk grubunda: 10,429 (±1,556) ay, p=0,419). Sonuç: AML hastalarında moleküler ve sitogenetik özelliklerin bilinmesi risk sınıflaması, tedavi seçimi ve prognoz açısından yol göstericidir. Özellikle orta risk grubundaki genetik mutasyonlar üzerindeki çalışmalar devam etmektedir. Bu mutasyonların saptanması ve geliştirilecek yeni tedavi yöntemlerinin prognoza önemli katkı sağlayacağı düşünülmektedir.
Özet (Çeviri)
Aim: Acute myeloid leukemia (AML) is the most common type of leukemia in adults. The molecular cytogenetic and different features have a significant impact on the prognosis of the disease and risk stratification. But still not enough cytogenetic evaluation performed at many centers. In our study, it's aimed to examine that, the data of molecular and cytogenetic features with with the demographic cases that have been diagnosed as AML in our hospital DEU, their effects on survival and evaluation of the data on survival. Material-Method: The clinical and demographic data of 147 patients, which were diagnosed and monitorized with AML between the years 2008-2014 in our center, were reviewed retrospectively. Complete blood count at diagnosis, biochemical laborotary findings, cytogenetic and molecular characteristics were recorded. Prognostic risk stratification could be done in 69 patients. Response according to risk groups, patients with relapsed or refractory disease states, overall survival (OS) and time to relapse (RFS) were analyzed. Results: 47% of patients were female and 53% were men and the median age at diagnosis was 53.7 (± 15.16). At the end of 63 months of median follow-up the death rate was %70,1. The most common cause of death was associated with disease and treatment and followed by infection with %29,3. Complete remission rate at the first response was &68,7 and %27,9 of patients relapsed during follow-up period. There was no karyotype abnormalities (46, xy) in 54.4% of patients. %26,08 of patients with enough cytogenetic and molecular data were found to be in good risk group, %40,57 in intermediate risk group and %33,33 in poor risk group. The median OS of all AML patients was 12 (± 1.436), mean OS was found 31.111 (± 3.987) months. 3 year survival for all patients was %14.96. when it is evaluated according to the risk groups; 3 year survival was found as %14,49; in good risk group it is %41,7, in intermediate risk group it is %16,7 and in poor risk group it is %41,7. A significant relationship was found between the OS and risk group (p = 0.000). A significant relationship did not shown according to initial treatment response, relapsed and refractory disease status. Although not statistically significant relationship between the time until relapse (RFS) and risk gruops, mean RFS was longer in good risk group (22 (±13,05) months in good risk group, 13,333 (±2,858) months in intermediate risk group, 10,429 (±1,556) months in poor risk group) (p=0,419). Conclusion: The knowledge of molecular and cytogenetic characteristics of AML patients guides the risk classification, choice of treatment and prognosis in terms. The studies about genetic mutations continue especially in intermediate risk group. Detection of these mutations and the development of new treatment modalities are expected to contribute positively on prognosis.
Benzer Tezler
- Çocukluk çağı akut lösemilerinde febril nötropeni epizodlarının retrospektif olarak incelenmesi
Retrospective evaluation of febrile neutropenia episodes in childhood acute leukemias
LEYLA ŞERO
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2012
Çocuk Sağlığı ve HastalıklarıDicle ÜniversitesiÇocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. MURAT SÖKER
- DEÜTF Hastanesi Hematoloji Bilim Dalı'nda 2005-2015 yılları arasında KLL tanısı almış hastaların sitogenetik / FISH ve klinik verilerinin retrospektif değerlendirilmesi
Deuth Hospital Hematology in science department of clinical diagnosis between 2005-2015 years retrospective of cytogenetic / fish and clinical data evaluation
SÜHEYL ARSLAN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2016
HematolojiDokuz Eylül Üniversitesiİç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. İNCİ ALACACIOĞLU
- Hodgkin dışı lenfomada klinik özellikler ve prognostik faktörler: 164 olgu deneyimi
Clinicopathologic features and prognostic factors of non-Hodgkin's lymphomas: Experience with 164 cases
JİNİ GÜNEŞ
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2006
HematolojiDokuz Eylül Üniversitesiİç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
DOÇ.DR. ALİ ÖZCAN
- Otolog kök hücre nakli yapılan lenfoma hastalarında engraftman dönemindeki mutlak lenfosit sayısının progresyonsuz sağ kalıma etkisi ve rituximab kullanımı ile ilişkisi
The effect of absolute lymphocyte count during engraftment period on progression free survival and its relation with rituximab use in the patients diagnosed as lymphoma and autologous stem cell transplantation performed
SÜLEYMAN TÜMKAYA
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2012
HematolojiDokuz Eylül Üniversitesiİç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. GÜNER HAYRİ ÖZSAN
- ST yükselmeli miyokard infarktüsü olgularında primer perkutan girişim sonrasında uzun dönem prognoz belirteçleri
Indicators of long term prognosis after primary percutaneous coronary intervention for ST segment elevation myocardial infarction
ÖMER ŞENARSLAN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2009
KardiyolojiDokuz Eylül ÜniversitesiKardiyoloji Ana Bilim Dalı
PROF. DR. SEMA GÜNERİ