Valorization of functional protein from a plant based food waste: Sour cherry kernel, and its physicochemical characteristics
Bir bitkisel gıda atığı olarak vişne çekirdeğinden elde edilen proteinlerin fizikokimyasal ve fonksiyonel özelliklerinin belirlenmesi
- Tez No: 439690
- Danışmanlar: PROF. DR. BERAAT ÖZÇELİK, DR. ASLI CAN KARAÇA
- Tez Türü: Yüksek Lisans
- Konular: Gıda Mühendisliği, Food Engineering
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2016
- Dil: İngilizce
- Üniversite: İstanbul Teknik Üniversitesi
- Enstitü: Fen Bilimleri Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Gıda Mühendisliği Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 90
Özet
Vişne meyvesi yüksek oranda antioksidan madde bulundurması sebebiyle fonksiyonel gıdalar arasında önemli bir yer tutmaktadır. C, B1, B2, B3, ve B6 vitaminleri gibi suda çözünen vitaminler yönünden zengindir. Bunun yanı sıra, gallotanin, melatonin ve diğer düşük moleküler ağırlıklı fenolik maddeler de vişnenin suda çözünen antioksidan aktivitesinin yüksek olmasına yol açar. Vişne meyvesinde bulunan antosiyaninlerin, hidroksisinamikasitlerin, izoramnetin rutinosit ve kuersetin gibi flovanoidlerin hareket modlarına ve hedef bölgelere bağlı olarak çeşitli fitoterapik aktiviteler gösterdikleri rapor edilmiştir. Vişnede bulunan fenolikler hakkında çeşitli kaynaklar farklı bilgiler vermektedir. Bunun sebebi vişne türleri arasındaki farklılık, antioksidanlar arasında sinerjik etkiye yol açan fitokimyasal etkileşimler, meyveye uygulanan proses koşullarının farklılığı olabilmektedir. Genel itibariyle vişnede antosiyanin türü olarak siyanidin 3-glikozit, siyanidin 3- rutinozit, siyanidin 3- glikozil rutinozit; flavonoid olarak kuersetin 3- glikozit, kuersetin 3- rutinozit; ayrıca kateşin ve epikateşin bulunmaktadır. Vişne meyvesinin fonsiyonel özellikleri arasında antioksidan, antienflamatuar, antikarsinojen, antidiabetik, antinörodejeneratif aktiviteler ve dolaylı yoldan ortaya çıkan sinerjik etkileşimler sayılabilir. Vişnenin kütlece % 65.9‟nu etli yenebilir kısım, %15.3‟ni posa, %6.8‟ni çekirdek oluşturmaktadır. 100 g çekirdeği alınmış vişnede 86.1 g su, 12.2 g karbonhidrat (1.6g diyet lifi), 1g protein, 0.3 g yağ, ve 0.3 g kül bulunur. Vişne çekirdeğinin ise kütlece %76.5‟ini sert kabuk, %23.5‟ini yenebilir çekirdek içi oluşturur. Türkiye vişne üretiminde Polonya, Rusya,ve Ukrayna ile birlikte dünyadaki ilk dört ülkeden biridir. Amerika Birleşik Devletleri Ulusal Tarım Ġstatistikleri Servisi‟nin belirttiğine göre dünya çapında her yıl üretilen yaklaşık 1.4 milyon ton vişne meyvesinin %99‟u reçel, meyve suyu ve konserve gibi bir proses ürününe dönüştürülmektedir. Türkiye‟de ise yıllık üretilen vişnenin %40‟ı tüketici tercihlerinden dolayı meyve suyu olarak işlenmektedir. Tüm bu prosesler sırasında, sert çekirdek kabuğunun yenilebilir olmaması ve mevzuatta çekirdeğe izin verilmemesi sebebiyle vişne çekirdeğinin kabuğundan mekanik yollarla ayrılması gerekmektedir. Üretim miktarı ve proses koşulları göz önünde bulundurulduğunda her yıl azımsanmayacak miktarda vişne çekirdeği atığının ortaya çıktığı ve bu durumun atık yönetimi açısından ciddi sorunlar oluşturduğu görülmektedir. Yakın zamanda vişne çekirdeğinin gıda haricindeki alanlarda değerlendirilmesiyle ilgili çeşitli araştırmalar yapılmıştır. Bunların arasında hayvan yemi üretimi, biyoyakıt üretimi, endüstriyel atıksu arıtımında kullanılmak üzere aktif karbon üretimi sayılabilir. Ancak, bu çalışmaların besleyici yönü bulunmayan sert çekirdek kabukları gibi yan ürünlerle değerlendirilmesi daha isabetli olacaktır. Zira vişne xxiv suyunda proses etkisini araştıran çalışmalar vişne çekirdeğinin içinin besin ögesi potansiyelini ortaya çıkarmıştır. Bunun yanısıra bazı araştırmacılar tarafından vişne çekirdeği toksik olmayan makul fiyatlı bitkisel gıda maddesi olarak tanımlanmıştır. 100g kabuklu vişne çekirdeği 76.5g sert kabuk ve 23.5g yenebilir çekirdek içi ihtiva eder. Vişne çekirdeğinin kimyasal kompozisyonu yapılan araştırmalarda kütlece %46.6 toplam karbonhidrat, %29.3 protein, %17 toplam yağ, %3.9 nem, ve %3.1 kül olarak tesbit edilmiştir. Diyet lifinin % 30.25 olarak bulunması ve şeker oranının %2.91 gibi düşük bir seviyede olması dikkat çekmiştir. Böylece, kabuksuz vişne çekirdeğinin atık olarak değerlendirilebileceği ve kendisinden zengin protein, yağ ve diyet lifi bileşenleri yönünden faydalanılabileceği anlaşılmıştır. Vişne meyvesi gibi vişne çekirdeği de sayısız fonksiyonel özelliğe sahiptir. Bunların bir kısmıyla ilgili araştırmalar hala sürmektedir. Pek çok fonksiyonel özellik arasında dermoprotektif, kardioprotektif, antienflamatuar, antidiabetik, antioksidan, ve tedavi edici etkileri gıda ve ilaç sektörü nazarında önemli atfedilir. Bitkisel proteinler insan beslenmesinde, bilhassa gelişmekte olan ülkelerde ortalama protein alımının zaruri olan miktarın altına düşmesiyle, oldukça önemli yer tutmaktadır. Gıda proteinlerinin dünya nüfusunun ihtiyacını karşılacayacak düzeyde yeterli miktarda bulunmaması, yeni protein kaynağı olarak fonksiyonel gıda bileşeni ve ek besin halinde kullanılmak üzere, bitki kaynaklı proteinlere olan yönelimi artırmıştır. Proteinler içerdikleri besin ögelerinin yanı sıra eklendikleri gıdaya kazandırdıkları yararlı özelliklerle fonksiyonel gıda olarak kullanılma potansiyeline sahiptirler. Bir gıda yan ürününü protein kaynağı olarak değerlendirebilmek için dengeli esansiyel aminoasitler nazarında yüksek miktarda ve değerde (kalitede) protein içermesi; ayrıca alerjen ve toksik maddeler bulundurmaması, bulundurduğu takdirde etkili bir ön işlemle bu alerjen ya da toksik maddelerden arındırılmış olması gerekmektedir. Ġçerdiği protein miktarıyla ilişkili olarak, un, konsantre ya da izolat gibi farklı türde protein ürünleri, fonksiyonel özelliklerini geliştirmek maksadıyla gıda maddelerine katılabilmektedir. Vişne çekirdeği proteini toksik olmayan, bunun yanında glutamik asit, arginin, aspartik asit, ve serin gibi şartlı esansiyel aminoasitler yönünden zengin olan bir bitkisel gıda proteinidir. Pek çok tahılın mahrum olduğu esansiyel aminoasit: lisin ve fenil alanin gibi esansiyel aminoasitleri de hatrı sayılır miktarda bulundurur. Vişne çekirdeğinin aminoasit kompozisyonu bir çalışmada kütlece şöyle tesbit edilmiştir: % 27. 96 Glutamik asit, % 9.30 arginin, %8.25 prolin, %7.55 aspartik asit, %7.05 fenil alanin, % 6.52 glisin, %5.28 lisin, %4.57 alanin, ve %4.4.9 serin. Vişne çekirdeği ununun protein bileşeni dolayısıyla ortaya koyduğu fonksiyonel özellikleri inceleyen çalışmalar mevcut olmakla beraber, araştırdığımız kadarıyla, salt protein bileşeni (29.3%) ve özellikleri daha önce incelenmemiştir. Vişne çekirdeği proteinlerini analizlemek ve bir bitkisel gıda atığı olarak değerlendirilmesine katkı sağlamak faydalı olacaktır. Dolayısıyla, bu çalışmada vişne çekirdeği proteinini optimum koşullarda ekstrakt ettikten sonra fizyokimyasal ve fonksiyonel özelliklerini belirlemek ve değerlendirmek amaçlanmıştır. Sıvı azotla öğütülmüş vişne çekirdeği unlarının yağları ekstraksiyon öncesi toplu olarak ayrılmıştır. Suda çözündürülmüş yağsız vişne çekirdeği ununun ısıl özelliklerine diferansiyel taramalı kalorimetre (DSC) cihazı ile bakılmış; vişne çekirdeği ununun protein denaturasyonu sıcaklığı endotermik pik olarak 80.750C‟ de gözlemlenmiştir. Yağsız vişne çekirdeği ununun kapsamlı yüzey yükü suyla xxv hazırlanan kütlece % 0.01‟lik çözeltiden pH 2-11 arasında alınan elektroforetik hareketlilik (UE) ölçümü ile hesaplanmıştır. Zeta potansiyelinin sıfır olduğu nokta olan izoelektrik çökme noktası, % 0.01‟lik çözeltiden pH 2-11 arasında anlık zeta potansiyeli ölçümü yapılarak, pH 4.2 „de bulunmuştur. Daha sonra Tepki Yüzeyi Metodolojisi (RSM)‟nin Box-Benkhen deneme deseni aracılığıyla belirlenen pH, katı madde /çözelti oranı, ekstraksiyon süresi gibi parametrelerle izoelektrik çökelme yöntemi kullanılarak vişne çekirdeği proteini ekstrakt edilmiştir. Deneylerin ilk setinde RSM „de vişne çekirdeğinden protein ekstraksiyonu için en yüksek verimi veren kombinasyonu bulmak maksadıyla üç seviyede üç degişkenin etkisi incelenmiştir. Bunlar: X1 (pH, 8 to 11), X2 (katı madde/ çözelti oranı, 1:30 to 1:10 g:100 mL), X3 (ekstraksiyon süresi, 1-3s) dir. Toplam 17 deneme deseni (12 faktoriyel nokta ve 5 merkezi nokta) üç faktörlü deney için kullanılmıştır. Merkezi noktadaki tekrarlar muhtemel saf hatayı tahmin etmek için uygulanmıştır. Ayrıca, protein verimi bağımsız değişken kombinasyonlarına tepki değişkeni olarak seçilmiştir. En yüksek protein verimi (% 79.64), X1 (pH) : 9.5, X2 (katı madde/ çözelti oranı): 1/ 30 g/mL, ve X3 (süre):3s olduğu deney koşullarında elde edilmiştir. Ekstraksiyonlardan elde edilen datalar ANOVA azalan kübik modelince RSM‟e uygun bulunmuştur (p
Özet (Çeviri)
Sour cherry fruit has been considered as a functional food because of its high content of antioxidant compounds. It has large amounts of water-soluble vitamins including C, B1, B2, B3, B6. In addition, gallotannins, melatonin and other low molecular weight phenolic compounds are also responsible for the high water-soluble antioxidant properties. The anthocyanins, hydroxycinnamic acids and other flavonoids found in sour cherry fruits, such as isorhamnetin rutinoside and quercetin, have been reported to possess various phytotherapeutic activities. According to National Agricultural Statistics Services of United States (NASS), almost 99% of the produced sour cherry fruit (1.4 million tonnes) has been processed into jam, juice, or canned food worldwide. Turkey is among the top four sour cherry producer countries of the world. In Turkey, forty percent of the total annual sour cherry crop has been processed into juice due to consumer preferences. During sour cherry juice processing, the seed is removed since the hard kernel shell is not edible and its existence is prohibited by authorities such as FDA. As far as the production yield of sour cherry fruit and its processes considered, it is observed that high amounts of sour cherry seeds arise as a waste every year generating huge disposal problems. There are recent studies on utilizing the sour cherry seed on areas other than food such as biofuel generation, animal feed production, and activated carbon generation for removal of hazardous compounds from industrial wastewater. However, these options can be utilized for less valuable by products of food industry such as the non-edible hard shells of fruits. In addition, the researches investigating the process effect on sour cherry juices enlightened the potent nutritional value of sour cherry seed and kernel, exclusively and defined sour cherry kernel as a nontoxic low-cost plant material. A seed of sour cherry contains 76.5% hard shell and 23.5 % edible kernel w/w. The chemical composition of the sour cherry kernel as investigated in previous studies is 46.6% total carbohydrates, 29.3% protein, 17% total lipids, 3.9 % moisture, 3.1% ash w/w and 30.25% dietary fiber by weight. Thus, the sour cherry kernel can be evaluated and further utilized in terms of its rich protein, lipid, and dietary fiber content. Moreover, sour cherry kernel has a number of functional properties, some of which have still being investigated. Among the many, dermaprotective, cardioprotective, anti-inflammatory, anti-diabetes, antioxidant, and therapeutic effects can be stated as important ones. The protein fraction of sour cherry representing 29.3% w/w makes it a valuable plant protein. Plant proteins play significant role in human nutrition, especially where average protein intake is less than the essential amount. Because of inadequate supplies of food proteins, there has been a growing interest for plant proteins, as new protein sources, to be used as both xx functional food ingredients and nutritional supplements. In addition to their nutritional value, proteins offer great potential as functional food ingredients providing useful properties when incorporated into foods. In order to utilize a by-product as a protein source it should both present high protein content and quality based on well-balanced essential amino acids, and be free of allergic or toxic substances. Several protein products (flour, concentrates, or isolates), depending on their protein content, can be added to food products in order to improve their functional properties. Sour cherry kernel protein is a nontoxic plant protein rich in conditionally essential amino acids such as glutamic acid, arginine, aspartic acid, and serine. It is a good source of essential amino acids such as lysine, which is limited in most cereals, and phenylalanine, as well. The amino acid composition of sour cherry kernel was evaluated previously as follows: Glutamic acid 27.96 % Arginine 9.30 %, Proline 8.25%, Aspartic acid 7.55 %, Phenylalanine 7.05 %, Glycine 6.52 %, Lysine 5.28 %, Alanine 4.57 %, Serine 4.49 %. Although the scientists have investigated the sour cherry kernel flour and its functional properties coming from protein constituents, to the best of our knowledge, the protein fraction of sour cherry has not been investigated by researchers in detail; it would be beneficial to analyze sour cherry kernel proteins and proceed to its valorization as a plant based food waste. Therefore, the aims of this study were the optimization of protein extraction conditions from sour cherry kernel based on the protein yield at first, and secondly to investigate the physicochemical and functional properties of the protein isolate which were produced in the optimum extraction conditions. Sour cherry kernel flours were defatted prior to extraction, thermal properties of dispersions containing defatted sour cherry kernel flour were evaluated by a differential scanning calorimeter, the protein denaturation transition of sour cherry kernel was observed as an endothermic peak at 80.750C. The overall surface charge of the defatted flour samples was determined by measuring the electrophoretic mobility (UE) of defatted sour cherry kernel flour solutions (0.01%, w/w) at pH 2-11. The isoelectric point of defatted sour cherry kernel flour, the point at which zeta potential is zero, was found to be at around pH 4.2, by simultaneous zeta potential measurement at different solutions from pH 2 to 11. Then, sour cherry kernel protein isolate was extracted by isoelectric precipitation technique using the parameters of pH, solid/solvent ratio, and extraction time with respect to Box-Benhken experimental design of Response Surface Methodology (RSM). In the first set of experiments, the effects of three variables, X1 (pH, 8 to 11), X3 (solid/solvent ratio, 1:30 to 1:10 g:100 mL), X3 (extraction time, 1-3h), at three levels on sour cherry kernel protein extraction were investigated in order to determine the conditions giving highest protein yield by RSM. A total of seventeen experimental designs (i.e. twelve factorial points and five central points) were carried out for three factor experiment. Runs at the central point of design were applied to estimate the possible pure error. Also, the protein yield was used as the response variable corresponding to the combination of the independent variables. The maximum yield (79.64%) was found under the experimental conditions of X1 (pH) = 9.5, X2 (solid/solvent ratio) = 1/ 30 g/mL, and X3 (time)= 3h. Data from extractions were fitted to RSM by means of a reduced cubic model of ANOVA. The response surface model was evaluated by Design-Expert® 8.0.5 to determine a set of experimental conditions for the optimum protein yield. Secondly, the verification experiment was carried out with optimum conditions from software, the predicted (62.28%) and experimental yield (63.76%) xxi were consistent with each other, in that, the experimental result was within the range of 95% confidence level. After extracting proteins at optimum conditions, the desired functional properties including water and oil absorption, emulsifying, foaming properties; as well as digestibility and solubility, are investigated. Sour cherry kernel protein isolate exhibited functional properties that are comparable to other extensively used plant proteins such as soy but it has yellowish color and acrid taste. In particular, with a foaming capacity of 375%, least gelation concentration of 6.0 g/100 g of protein, and oil absoption capacity of 3.56g/g protein; sour cherry kernel protein isolate can be a good alternative to soy protein isolate in fortification of bakery and dairy food products with low amounts so that sensory properties of products are not changed.
Benzer Tezler
- Potential of lactic acid bacteria fermentation as a strategy for valorisation and biotransformation of mushrooms
Mantarların biyotransformasyonu ve atık mantarların değerlendirilmesi amacıyla laktik asit fermantasyonunun stratejik kullanım potansiyeli
EDA NUR AYAR SÜMER
Doktora
İngilizce
2024
Gıda Mühendisliğiİstanbul Teknik ÜniversitesiGıda Mühendisliği Ana Bilim Dalı
PROF. DR. BERAAT ÖZÇELİK
- Valorization of industrial food wastes by production of phenolic antioxidants via fermentation with newly isolated Aspergillus spp.
Endüstriyel gıda atıklarının yeni izole edilmiş Aspergillus spp. ile fermantasyonu yoluyla fenolik antioksidanların üretiminde değerlendirilmesi
ZEHRA GÜLSÜNOĞLU
Doktora
İngilizce
2019
Gıda Mühendisliğiİstanbul Teknik ÜniversitesiGıda Mühendisliği Ana Bilim Dalı
PROF. DR. MERAL KILIÇ AKYILMAZ
DOÇ. DR. HATİCE FUNDA KARBANCIOĞLU GÜLER
- Evaluation of eggshell membrane proteins as alternative protein source
Yumurta kabuğu zarı proteinlerinin alternatif protein kaynağı olarak değerlendirilmesi
İREM DEMİR
Yüksek Lisans
İngilizce
2023
Gıda MühendisliğiBolu Abant İzzet Baysal ÜniversitesiGıda Mühendisliği Ana Bilim Dalı
PROF. DR. SEMRA TURAN
PROF. DR. NUSRET KARAKAYA
- Investigating the valorisation potential of hazelnut by-products: Transforming waste into functional food ingredients
Fındık yan ürünlerinin potansiyel katma değerinin incelenmesi: Atık konumundan fonksiyonel gıda bileşenine dönüşüm
FATMA DUYGU CEYLAN
Doktora
İngilizce
2022
Gıda Mühendisliğiİstanbul Teknik ÜniversitesiGıda Mühendisliği Ana Bilim Dalı
PROF. DR. ESRA ÇAPANOĞLU GÜVEN
- Nar kabuğu ile beslenen tenebrio molitor larvalarının antioksidan aktivitesinin arttırılması
Increasing the antioxidant activity of tenebrio molitor larvae REED with pomegranate PEEL
SEZER DAĞ
Yüksek Lisans
Türkçe
2022
Beslenme ve Diyetetikİstanbul Aydın ÜniversitesiBeslenme ve Diyetetik Ana Bilim Dalı
DR. ÖĞR. ÜYESİ ZEHRA GÜLSÜNOĞLU KONUŞKAN