Geri Dön

Bipolar bozukluk tanılı olgularda geç diskinezinin hastalık özellikleri ile ilişkisi ve SPECT

Başlık çevirisi mevcut değil.

  1. Tez No: 44531
  2. Yazar: AYŞIN NOYAN
  3. Danışmanlar: PROF.DR. IŞIK TUĞLULAR
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Psikiyatri, Psychiatry
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 1995
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Ege Üniversitesi
  10. Enstitü: Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: Psikiyatri Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 150

Özet

VI. SONUÇ VE ÖZET Geç diskinezi nöroleptiklere bağlı bir yan etkidir. Kesin sağaltımı olmadığı için bu ilaçların kullanımını oldukça sınırlayan, etiyolojisi tam olarak anlaşılmamış bir durumdur. Son yıllarda mizaç bozukluklarının özellikle unipolar depresyonun, geç diskinezi gelişiminde bir risk faktörü olduğuna ilişkin veriler giderek artmaktadır. Bu çalışmada öncelikle, nöroleptiklerin ekstrapiramidal yan etkilerinin anlaşılabilmesi amacıyla etki mekanizmaları, kısa ve uzun dönemdeki yan etkileri ile bilgiler gözden geçirilmiştir. Daha sonra geç diskinezili bipolar mizaç bozukluğu tanılı olgularda geç diskinezi gelişimi ile ilgili olabilecek demografik, klinik ve farmakolojik özellikler araştırılmıştır. SPECT yöntemi ile baza! ganglionlarm fonksiyonel özellikleri değerlendirilmiştir. Nöroieptikiere bağiı ekstrapiramidal yan etkiler Rockland Simpson geç diskinezi ölçeği ve Parkinsonizm ölçeği kullanılarak belirlenmiştir. Geç diskinezili bipolar mizaç bozukluğu tanılı 27 olgu ile bipolar mizaç bozukluğu tanılı 15 olgu değerlendirilmiş ve geç diskinezi gelişimi ile ilgili olabilecek demografik, klinik, farmakolojik ve beyin fonksiyonları araştırılmıştır. Sonuçta, bipolar mizaç bozukluğunda geç diskinezi gelişimi ile ilgili olabilecek, risk faktörleri olarak bulunan özellikler şunlardır. Geç diskinezi grubunda, hastalıkların ilk atak tipinin depresyon olduğu, hastaneye yatış gerektiren ilk atak tipinin depresyon olduğu, bu hastaların iziem öncesi depresif ve manik atak sürelerinin ve hasta olarak geçirdikleri toplam sürenin kontrol grubuna kıyasla daha uzun olduğu, depresif ataklarının daha ağır şiddette olduğu, izlem öncesi dönemde yüksek potensli nöroleptik kullanımına maruz kaldıkları, nöroleptik kullanma sürelerinin daha uzun olduğu, tek başına lityum proflaksisine yanıtın daha zayıf olduğu bulgulanmıştır. 123Santral diskinezi skorlarının daha çok bipolar mizaç bozukluğu ile ilgili özellikler, periferik diskinezi skorlarının ise nöroleptik ilaç dozu ile ilgili özelliklerle ilişkili olduğu saptanmıştır. SPECT sonuçlarına bakıldığında sağ bazal ganglion kanlanma artışı oranının toplam hastalık süresi ile, sol bazal ganglion ve toplam bazal ganlion kanlanma azalması oranının ise karbamazepin ve biperiden kullanma süreleri ile ilişkili olarak etkilenmiş olduğu görülmüştür. Bu çalışma geç diskinezili bipolar mizaç bozukluklu bireylerde yapılmış 27 geç diskinezi olgusunu içeren iyi bir seridir. Ayrıca araştırılan değişkenler açısından en kapsamlı çalışmadır. SPECT sonuçlan açısından bazal gangiionlarda geç diskinezi gelişimi ile ilgili bir değişiklik belirlenmemekle birlikte bipolar mizaç bozukluğunda hastalık ve ilaç kullanımı ile ilişkili değişiklikler olduğu görülmüştür. Kesin sonuçlar açısından normaller ve başka tanı grupları ile karşılaştırmalı çalışmalar yapılması uygun olacaktır. Bu çalışmanın sonunda nöroleptik kullanan tüm bireylerde, tanısı ne olursa olsun, nöroieptiklerin özenle kullanılması, en azından 6 aylık sürelerle yan etki dökümünün yapılması, her kontrolde nöroleptik ilaç kullanma endikasyonu ve dozunun yeniden gözden geçirilmesinin önemi ortaya konmuştur. 124

Özet (Çeviri)

Özet çevirisi mevcut değil.

Benzer Tezler

  1. Bipolar bozukluk: Kesitsel bir değerlendirme

    Bipolar disorder: A cross-sectional study

    NEDİM TURHAN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2007

    PsikiyatriÇukurova Üniversitesi

    Psikiyatri Ana Bilim Dalı

    PROF.DR. NURGÜL ÖZPOYRAZ

  2. Bipolar tip ı bozukluğu olan ergenlerde serumda beyinden köken alan nörotrofik faktör düzeylerinin değerlendirilmesi

    The evaluation of serum BDNF levels in adolescents with bipolar disorder type I

    NAGİHAN CEVHER

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2009

    PsikiyatriDokuz Eylül Üniversitesi

    Çocuk Psikiyatrisi Ana Bilim Dalı

    YRD. DOÇ. DR. F.NESLİHAN İNAL EMİROĞLU

  3. Bipolar tip I bozukluğu olan ergenlerde manyetik rezonans görüntüleme ile Amigdala hacimlerinin değerlendirilmesi

    The evaluation of Amygdala volumes in adolescents with Bipolar disorder type I

    BİRSEN ŞENTÜRK

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2009

    PsikiyatriDokuz Eylül Üniversitesi

    Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    YRD. DOÇ. DR. F NESLİHAN İNAL EMİROĞLU

  4. Yineleyen depresif bozukluk ve bipolar bozukluk tanılı ebeveynlerin ergenlik çağındaki çocukları ve eşleştirilmiş sağlıklı kontrollerin ergenlik çağındaki çocuklarında duygusal çatışmaların çözümlenmesi ve yıkıcı duygudurum bozukluğu tanısının yaygınlığı

    Emotional conflict resolution and prevalence of disruptive mood dyregulation disorder in adolescent offspring of parents diagnosed with recurrent depressive disorder and bipolar disorder and matched healthy controls

    ZEHRA TOPAL

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2016

    PsikiyatriAbant İzzet Baysal Üniversitesi

    Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. ALİ EVREN TUFAN

  5. Bipolar bozuklukta sirkadiyen ve sosyal ritmin düzeni, Kronotip ve COMT Geni Val158Met (rs4680), CLOCK Geni 3111 T/C (rs1801260), GSK3-ß Geni -50 T/C (rs334558) polimorfizmlerinin valproik asit tedavi yanıtıyla ilişkisi

    Relationship between regulation of circadian and social rhythm, Chronotype, the COMT Gene Val158Met (rs4680), CLOCK Gene 3111 T/C (rs1801260), GSK3-ß Gene -50 T/C (rs334558) polymorphisms and treatment response to valproic acid in bipolar disorder

    MÜGE ULUSOY ALTINOKLU

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2023

    PsikiyatriAnkara Üniversitesi

    Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. BORA BASKAK