Türkiye'de kentsel dönüşüm uygulamaları için matematiksel bir model önerisi
A mathematical model suggestion for urban transformation in Turkey
- Tez No: 457726
- Danışmanlar: DOÇ. DR. CANDAN ÇITAK
- Tez Türü: Doktora
- Konular: Mimarlık, Şehircilik ve Bölge Planlama, Architecture, Urban and Regional Planning
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2017
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Yıldız Teknik Üniversitesi
- Enstitü: Fen Bilimleri Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Mimarlık Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Yapı Bilgisi Bilim Dalı
- Sayfa Sayısı: 396
Özet
Kentsel dönüşüm; doğal afet ve deprem risklerinin yüksek seviyelerde olduğu, sosyal gelişimini tamamlamamış, nüfus yoğunluğu kapasitesini aşmış bölgelerin yenilenmesi için başvurulan bir yöntemdir. Bilhassa kent çeperlerinde çarpık yapılaşmanın ve nüfus yığılmalarının fazla olduğu alanlarda ulusal ve uluslararası standartlara göre yeni bir planlama yapma düşüncesi dolayısıyla güncelliğini korumaktadır. Bu kavram, kimi zaman sadece deprem kaynaklı olarak işlenmiş, kimi zaman da planlamanın, mimari düşüncenin, çevresel etkilerin ve mühendislik parametrelerinin daha geniş perspektifte bir araya toplanmasıyla ele alınmıştır. 20. yüzyılın ortalarından itibaren ülkemizde özellikle büyük kentlere göçün hız kazanması ile birlikte kent içinde plansız yerleşim bölgelerinin fazlalaştığı, bu yüzden kentsel planlama standartlarının dışına çıkıldığı ve deprem tehlikesinin en korkutucu aktör olarak risk tehdidini artırdığı gözlemlenmiştir. 17 Ağustos 1999 Büyük Marmara Depremi'nden bu yana, afetlerin yol açtığı ve gelecekte olması muhtemel yeni deprem zararlarını minimize etmek için üzerinde çalışılan kentsel dönüşüm olgusu, söz konusu afetin sebep olduğu can kaybı sayısı, meydana getirdiği hasar tablosu ve ülke ekonomisine verdiği zarar hesap edildiği vakit, etkisi toplum üzerinde azımsanmayacak seviyede olmuştur. Özellikle Kocaeli ve Düzce depremlerinin ardından harekete geçen başta Çevre ve Şehircilik Bakanlığı olmak üzere, yerel yönetimler, üniversiteler, mühendislik, mimarlık, planlama oda ve oluşumları ve benzer kuruluşlar, afet yönetimi hususunda özellikle etkin mühendislik hizmeti almamış yapıların yoğun olduğu bölgelerin fazlalığı dolayısıyla, İstanbul üzerine kapsamlı çalışmalar düzenlemişlerdir. Günümüze değin dönüşüm ile ilgili genel ölçüt, depremin maddi ve manevi yıkıcı etkisinden dolayı can güvenliği kriteri olmuştur. Marmara depremi ile birlikte konunun uzmanlarınca bilimsel veriler ışığında, her geçen gün yaklaştığı söylenen büyük magnitüdlü depremin ana bağlamının temelde can güvenliğini sağlaması şartı üzerine inşa edilmesinin yanısıra planlama standartlarının da göz ardı edilmemesi gerektiği hususunda bir mutabakat vardır. Bu sayede; 775 Sayılı Gecekondu Kanunu (1966) ile 'ıslah edilecek bölgeler' ifadesiyle dolaylı olarak ele alınan, ilk kez 5393 sayılı Belediye Kanunu (2005) ile yasalarda kısmi de olsa yer edinmiş olan 'kentsel dönüşüm' ibaresi, 31.5.2012 tarih ve 28309 sayılı Resmî Gazetede 6306 Sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun ve Yönetmelikte salt kendi başına bir özne olarak yer almıştır. Söz konusu kanun ve yönetmeliğe göre yaklaşan depremin can ve mal kaybını en aza indirmek adına riskli binaların tespit edilmesi önceliklidir. Böylece, risk tespiti yapılmış binaların yıkılıp yerine güvenlikli binalar inşa edilmesiyle eş zamanlı olarak, ilan edilen riskli ve rezerv alanlarda yeni ve yaşanabilir kentsel mekânların tasarlanması amaçlanmıştır. Bahse konu kanun ve yönetmelik içeriğinin genel itibariyle deprem kaynaklı sorunsalla ilgili olmasından dolayı, özellikle bilimsel ve akademik çevrelerce planlama standartları bağlamında üzerinde yeterli bir çalışma yapılmaması eleştirilerine sebep olmuştur. Bu eleştirel düşünce; riskli olarak ilan edilen binaların yıkılmasının ardından güncel imar koşullarında münferit bir inşa sürecinin başlaması yerine, ortaya çıkan yeni planlama şansının dönüşüm yapılması muhtemel alanlarda mer'i imar durumlarının revizyonu ile birlikte değerlendirilerek büyük çaplı bir kentsel alan çalışmasının yapılmasının öncelikli ele alınması gerektiğini desteklemektedir. Bu tez çalışması ile deprem kaynaklı bir riskli yapı çalışmasının önemli olmasıyla birlikte, ulusal ve uluslararası standartlar ışığında alan bazlı bir planlama çalışmasına olanak sağlamak adına Uygun Kentsel Dönüşüm Modeli (UKDM) önerisi ortaya koymaya çalışmıştır. 6306 sayılı kanun ve ilgili yönetmeliğin yürürlüğe girdikten sonraki iki yıllık süre zarfında 54.000 adet yapı, riskli olarak ilan edilmiş ve bu yasa kapsamında harçlardan muafiyetleri sağlanmış olup güncel yönetmelikler ve imar durumları çerçevesinde yeniden yapılaşmasına olanak tanınmıştır. Aynı kanun kapsamında, Bakanlar Kurulunca alınan kararlar ile 2014 yılı itibariyle Türkiye genelinde 4.221,85 hektar alan 'riskli alan' olarak kabul edilmiştir. Bu alanların 1.104,07 hektarlık kısmının İstanbul ili sınırları içinde bulunması, söz konusu bölgenin öncelikli çözüm odağı olduğunun göstergesidir. Dönüşüme tabi tutulacak her riskli alan için uzun soluklu ve planlama standartlarını oldukça zorlayan bir süreç yaşanmaktadır. Uluslararası planlama kriterlerine uygun bir çalışmanın yapılması önünde mevcut riskli alanlarda ruhsatsız ve kaçak yapılaşma oranının çok yüksek olması ve buralarda ikamet eden nüfus sayısının güncel planlara işlenmiş olan yoğunluk değerinin oldukça üzerinde seyretmesi gibi nedenlerle zorluklar yaşanmaktadır. 1950'li yıllardan bugüne çeşitli sebeplerle gayri resmi olarak söz konusu bölgelere yerleşmiş, burada inşa ettikleri gecekondularda yaşamını sürdürmüş halkın alandan uzaklaştırılarak bir planlama çalışması yapılması, sosyal, toplumsal ve siyasal etkiler nedeniyle uygulama alanı bulamamaktadır. Planlama, ülke ölçeğinden yerel düzeye tüm yerleşmelerde, fiziksel/mekânsal gelişmelerin bir plan çerçevesinde biçimlendirmek için pafta üzerinde yapılan çalışmaların bütünüdür. UKDM, bu planlama safahatına analitik bir metot yardımıyla toplu bir hesap ve analiz ortaya koyarak katkıda bulunmaya çalışmıştır. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'na başvurusu yapılan plan tadilatı çalışmalarında, başta yüksek emsal taleplerinin öncelik oluşturması sebebiyle, kentsel donatı alanları, teknik altyapı, ulaşım gibi parametrelerin ikincil meseleler haline dönüştüğü/dönüştürüldüğü görülmektedir. Emsal değerlerini yükseltme talebi, doğrudan nüfus yoğunluğunun artmasına sebep olacak, bundan dolayı mevcut dönüşüm alanlarında sosyal donatı ve ulaşım verilerine ait değerlerin düşmesiyle ve sağlıklı kent alanlarında yaşama olanaklarından mahrum bölgeler ortaya çıkmasıyla sonuçlanacaktır. Bu tezde, nazım imar planı için hazırlanan raporlara konu olan kentsel ve sosyal altyapı, imar, maliyet, depremsellik başlıkları altında yoğunluk, nüfus, yol, yeşil alan, diğer donatı alanları, KAKS, TAKS, otopark adetleri, sığınak alanları, toprak üstü ve toprak altı inşaat alanları, yapı irtifası ve kat adedi parametrelerinin kentsel alana ait diğer verilerle ve depremsellikle kurduğu etkileşimin incelenip veriler üzerinde müdahale edilebildiği ve yukarıda bahsi geçen problemleri azaltmak adına çözüm önerisinin sunulduğu bir algoritmik model üzerinde çalışılmıştır. Bu parametrelerin temellendirildiği 3194 sayılı İmar Kanunu, Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliği ve Mekânsal Planlar Yapım Yönetmeliği'ne Türkiye'deki kentsel dönüşüm uygulamaları bağlamında birtakım öneri ve eleştiriler getirilmiştir. Bu tezin amacı; son zamanlarda Türkiye'de, temelde İstanbul'da salt deprem risklerini azaltmaya dayalı kentsel dönüşüm çalışmaları anlayışına karşın, planlamanın, mimari düşüncenin, mühendislik parametrelerinin ve çevresel etkilerin bir araya getirilmesiyle bir yapı oluşturmak, tekil bir inşa süreci yerine alan bazlı çalışmalara katkıda bulunmak, ulusal, uluslararası ve uygun kentsel dönüşüm modelinin önerileri doğrultusunda geliştirilen kriterler ve yapılaşma koşulları belirleyerek bir matematik model önerisi getirmektir. Bu bağlamda UKDM, planlama, imar, maliyet ve depremsellik üst gruplarının etkileşim içinde olup entegrasyon sağladığı bir altyapı sunmayı ve sosyal donatı alanlarına öncelik tanıyan bir kentsel tasarım anlayışına katkıda bulunmayı amaçlamaktadır. Modele entegre edilecek bölgelerin temel niteliği; İstanbul gibi gelişmiş metropolerin yüksek yoğunluklu ve çarpık yapılaşmanın tahakkümü altında alanlar olmasıdır. Modele konu alınacak olan bölgeler; tarihi yapı niteliğinde veya tarihi yapıların büyük oranda çoğunluğu oluşturduğu alanlar, sit alanları, boğaz öngörünümlü bölgeler, yeşil alanların çoğunlukta olduğu veya özel imar uygulamalarının olduğu alanlar değildir. Modelde, çalışılacak bölgeye ait mevcut parametreler belirlenerek, fizibilite çalışmaları yapılarak bir veritabanına aktarılmaktadır. Geliştirilen matematiksel denklemler ile verilerin analizi yapılarak dönüşüm kararları üzerine değerlendirmeler yapılmaktadır. Tüm sayısal verilerin analizi sonucunda ortaya çıkan değerler, mevzu bölgede dönüşümün gerekli olup olmadığı konusunun yorumlanmasına ışık tutacak bir tablo ortaya çıkarmaktadır. Meydana getirilen bu sayısal tabloda dönüşüm ihtiyacı olmadığı kanaatine varıldığı durumda analiz tamamlanmakta, aksi takdirde söz konusu alan için uygun model çalışması başlatılmaktadır. Uygun modele ulaşmak için öncelikle mevcut modelde belirlenmiş olan parametrelere ek olarak alanın ihtiyacı doğrultusunda belirlenen yeni parametreler ve sayısal girdiler analize tabi tutulmaktadır. Uygun model çalışmasında yapılan hesaplarda, ulusal ve uluslararası planlama kriterlerinden referans alınarak ve öneriler geliştirilerek matematik modele entegre edilmiş sayısal ölçütler ile kabul edilen sınır değerler çerçevesinde söz konusu sonucun uygun kentsel dönüşüm modelini sağlayıp sağlamadığı analiz edilmektedir. Seçilen sayısal girdiler, uygun modele bütünleşik olan sınır değerler aralığında ise UKDM eldesi ile analiz tamamlanmaktadır. Aksi durumda; bir ya da daha fazla sınır değerin sağlanmadığı koşulda, söz konusu kriterler sağlanıncaya yani uygun model elde edilinceye değin sayısal girdiler değiştirilerek analize devam edilmektedir. Bu sayede; ulusal ve uluslararası standartları büyük ölçüde sağlayabilecek uygun kentsel dönüşüm modeli ortaya konulabilmektedir. Sürdürülebilir kentsel dönüşüm olgusuna katkıda bulunmayı hedeflemiş olan bu çalışmada, çerçevesi kentsel ve sosyal altyapıdan, imara, maliyet analizinden depremselliğe uzanan ve mevcut, mer'i ve uygun durumları irdeleyip mukayese eden bir model yapılması hedeflenmiştir. Bu kapsamda konuyla ilgili geniş bağlamda literatür taraması yapılmış, standartlar irdelenmiş, elde edilen sayısal değerlerin veritabanına girişi yapılmış, söz konusu veriler analiz edilerek hedeflenen modelin omurgasını oluşturacak sayısal altyapı oluşturulmuştur. Böylece bu alanda bütünsel olarak, çalışılan bölgeye ilişkin ulusal ve uluslararası verilerin bir arada toplandığı, önerilerle desteklendiği, değerlendirildiği, kıyaslama düzlemleri ve filtrelemelerden geçirilerek UKDM'ye ilişkin tavsiye edilen planlama standartları tespit edilmiş olan sınır değerlerin belirlendiği özgün bir yaklaşım ve model ortaya konulmaya çalışılmıştır. Ayrıca güncel mer'i planlardaki verilerin uygulanması halinde proje sahasında imara açılan alanların ne boyutta artacağı, donatı alanlarındaki kısıtlar, plan notları ile büyütülmüş KAKS değeri, yüksek yoğunluk, öngörülemeyen nüfus hareketleri ve devasa maliyetin ortaya çıkaracağı sorunlar tespit edilmeye çalışılmış ve UKDM'nin önerileri ile kıyaslanmıştır. Modelin çalışma sisteminin en önemli özellikleri arasında iki ayrı hesap yöntemine (uygulama-1, uygulama-2) sahip olması gelmektedir. Uygulama-1'de, belirlenen sınır değerler dâhilinde, fizibilite çalışması yapılmış, mülkiyet durumları, yapı fonksiyon analizleri, bağımsız birim sayıları, vaziyet planları, zemin etütleri, maliyetler ve kamulaştırma bedelleri belirlenmiş ve raporlanmış sayısal veriler ışığında, uygun sonuçların alındığı bir model elde edilmektedir. Uygulama-2'de ise aynı şekilde belirlenmiş olan sınır değerler kapsamında bahse konu bölgeye ait fizibilite çalışmaları ve araştırma raporlarının olmadığı yalnızca mevcut alan parametresi vasıtasıyla öncelikli amacı bir öngörü oluşturmak olan bir model elde edilmektedir. Söz konusu matematik modelde, mevcut ve uygun durum altbaşlıkları içinde 4 model üst grubu bulunmaktadır. Bunlardan; A model üst grubu; kentsel ve sosyal altyapı verilerini, B model üst grubu; imar verilerini, C model üst grubu; maliyet verilerini, D model üst grubu ise depremsellik verilerini içermektedir. Önerilen model, 6306 Sayılı Yasa Çerçevesinde 2013/4689 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile riskli alan olarak ilan edilen İstanbul İli, Bağcılar İlçesi, Kemalpaşa Mahallesi'nde 11 ada, 219 parselden müteşekkil, mevcut nüfusu 1400 kişi olan 4,6 ha büyüklüğündeki bir proje alanında denenmiştir. Böylece modelin etkinliği test edilerek, veri ve parametrelerin algoritmik düzlemde doğru bir şekilde çalıştığı tespit edilmiş, çıktılar ve sonuçlar bahse konu standartlar bağlamında incelenmiş ve değerlendirilmiştir. Sonuç olarak; elde edilen analiz değerleri ışığında Türkiye'de kentsel dönüşüm uygulamaları için matematiksel bir model önerisi bağlamında ortaya konulan Uygun Kentsel Dönüşüm Modeli (UKDM)'nin örnek alanda başarılı şekilde çalışması ile bundan sonra yapılacak olan kentsel dönüşüm/yenileme çalışmalarında izlenmesi gerekli yol ve yöntemlere ilişkin tavsiyeler yapılmış, uluslararası planlama normları bağlamında 6306 Sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkındaki Kanun ve Uygulama Yönetmeliği, 3194 sayılı İmar Kanunu, Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliği ve Mekânsal Planlar Yapım Yönetmeliği'nin olası revizyonlarına dair önerilerde bulunulmuştur.
Özet (Çeviri)
Urban transformation is a method applied to the regions renewal where the risks of natural disaster and earthquake are at high levels, social development has not completed, and the population density has exceeded its capacity. Especially in the urban sprawl areas where population accumulation in the city walls, it keeps the update because of the thought of making a new planning by national and international standards. Urban transformation term is sometimes argued only as a matter of earthquake, on certain occasions approached gathering together in broader perspective with planning, the architectural ideas, engineering parameters, environmental impacts. After mid-20th century the earthquake risk threatening has been observed to increase because of unplanned settlements so that exceeded the urban planning standards and the increase in the rate of migration to urban areas. Since the August 17, 1999 Great Marmara Earthquake, the earthquake has been one of the most important issues on which is being worked to minimize the effects/the hazards that the new possible one causes. Considering the casualties and damages to the country economy, earthquake has negative effects on the society. Because of Kocaeli and Düzce earthquakes with the leadership of Ministry of Environment and Urbanization, local authorities, universities, chamber of architects and engineers, similar organizations held extensive studies on Istanbul and its surroundings where the structures have not particularly effective engineering services. Until now the general extent of the transformation has been the life safety criteria of the earthquake's destructive effects due to the material and moral damage. There is a consensus on the issue of the main context of said large magnitude earthquake approaching by every passing day, should not be ignored the requirement to provide the building safety and planning criteria in the light of scientific data by the subject matter specialists after the Great Marmara earthquake. By this means in Turkey transformation concept had started to be argued with the Law of Slum Houses (Law No. 775) in 1966 (published in the Official Gazette of 20.7.1966, no.12362) and ultimately continued as a main subject with the Law of Transformation of Areas under the Disaster Risks (Law No. 6306) entered into force in 2012 (published in the Official Gazette of 31.5.2012, no.28309). According to that Law and relevant legislation the priority is to determine the risky buildings to minimize the damages of the oncoming earthquake. In this manner creating healthy and safe living environment is aimed by constructing new buildings instead of the old ones which are determined as risky. The content of the said law and legislation were criticized for being concerned only the earthquake by the academic and scientific society because of not being efficient in planning standard's studies. According to this critical thinking; after being declared as risky, primary purpose should be evaluating the buildings together and have opportunity of large-scale urban planning rather than construct the buildings individually depending on current legislation. In this thesis; national and international standards have been gathered together to be able to have opportunity of planning an area with suggestion of Appropriate Urban Transformation Model (AUTM) because of urgency of a regeneration due to earthquake. Over the 54,000 of construction have been declared as risky next two years after the Law of Transformation of Areas under the Disaster Risks (Law No. 6306) entered into force. These constructions were free of legal fee and allowed to reconstruct within the framework of the current regulations. Under the same Law, with the decisions taken by Council of Ministers in 2014, in Turkey 4221.85 hectares of area was approved as risk areas. 1104.07 hectares of these areas are in the province of Istanbul which is the indication of being the primary focus of having a solution for the region at issue. A fairly long-term process which is being forced by planning standards is experienced for each risk area to be subjected for transformation. At risky areas, high ratio of unlicensed and illegal construction and the number of resident population being well above the value of density than processed to current plans pose obstacle to the proper working of the international planning criteria. Besides, the law cannot find application areas due to social and political effects, government cannot remove the people who settled at the areas informally for various reasons, have managed to survive in the slums from 1950s to today. Planning is the whole of the work done on the layout to form physical/spatial developments within a plan in all settlements at the local level and country scale. The AUTM has tried to contribute to this planning by putting a collective analysis through an analytical method. It is seen that parameters such as urban facilities, technical infrastructure and transportation have been become secondary issues in the plan amendment studies applied to the Ministry of Environment and Urbanization, especially due to the demand of high floor area ratio (FAR). The request to raise the value of floor area ratio directly leads to an increase in population density, which will result in the depreciation of social facilities and transport data in existing transformation areas and the creation of zones deprived of the possibilities of living in healthy urban areas. In this thesis, have been studied on an algorithmic model to be able to offer the solutions to reduce the above-mentioned problems by examine interactions between the parameters which are reported at city master plan: density, population, roads, green areas, FAR, parking areas, above-ground and underground construction, the building height, number of floors under the titles of 'urban and public improvements', 'construction, 'cost', 'seismicity'. A number of proposals and criticisms have been introduced in the context of the urban transformation laws in Turkey, which are based on Construction Law (law number: 3194), the Regulation on Construction of Planned Areas and Regulation on Spatial Planning. The purpose of this thesis is; despite the recent understanding of urban transformation studies based on reducing earthquake risks in Turkey, mainly in Istanbul, to create a structure by combining planning, architectural thinking, engineering parameters and environmental influences, contributing to base instead of a single construction process, to introduce a mathematical model suggestion by determining the criteria and conditions of construction that are developed in the direction of the proposal of the international and appropriate urban transformation model. In this context, the AUTM aims to contribute to an urban design concept that gives priority to social facilities areas and provides a platform in which integration of planning, construction, cost and seismicity interact. The basic characteristics of the areas which will be integrated to the model are the depression regions under the domination of distorted construction with high-density in the developed metropolis like Istanbul city. The area to be covered by the model does not consist of the historical structures or the majority of the buildings of the regions is not historical. Also, special zoning applications are not studied/approved for the region or most of the area is not green. In the model the existing parameters of the region to be studied are determined via the feasibility studies (collection of data) and to transfer them to a database. Afterwards, transformation decisions evaluated with analyzes are made through mathematical equations which are developed. The values of the result of the analysis of all numerical data reveal a picture that will shed light on the interpretation of whether the transformation into the subject area is necessary. The analysis is completed when the picture is concluded that transformation is not necessary. Otherwise, the corresponding model operation for the area gets started. In order to reach the appropriate model, firstly the parameters determined in the current model and the new parameters in line with the requirement with numerical inputs are analyzed. In the calculations made in the appropriate model study, it is analyzed whether the study of AUTM within the framework of the limits which are integrated to the mathematical model by taking as reference from national and international standards and the developed suggestions. If the selected numerical inputs are in the range of the integrated value of the appropriate model, the analysis is completed with the achievement of AUTM. Otherwise; if one or more limit values are not met, the analysis is continued by changing the digital inputs until the appropriate model is obtained. In this way; appropriate urban transformation model that can provide national and international standards to a large extent could be put forward. In this study, which has been associated with sustainable urban transformation, aimed to obtain an appropriate model in the framework of urban infrastructures, construction, seismicity and cost analysis by comparing the appropriate, current and development plans' situations. In this context, has been made in a wider prospective of research on the subject, has been input into the database of the obtained numerical values, by analyzing the data in question; the backbone of the targeted digital infrastructure of model has been established. Thus, in this area has been tried to put forward an original approach and model which analyze collected data of the area by national-international norms and improved suggestions by comparing and filtering with the identified limits for AUTM. In addition, is tried to establish the matters of the urban areas, public improvements areas, transportation areas, FAR value, population changes, density and cost results compared with applying the data from current development plans and the appropriate situation from AUTM. Among the most important features of the model's working system is that it has two separate calculation methods (application-1, application-2). In practice application-1 closest result to the appropriate model is obtained within specified limits. In this case feasibility study is done, structure function analysis, independent of number of units, site plan, ground studies, costs and expropriation are identified and reported in the light of digital data. In application-2 if the feasibility studies are not done yet and research report is not written, still can be obtained a model which aims to create a vision only with area data within specified limits. In the mathematical model, there are four upper groups with subfields of present condition and appropriate condition. Thereof; A upper group includes urban and public improvements data, B upper group includes construction data, C upper group includes cost data, D upper group includes seismicity data. The suggested model is examined in province of Istanbul, Bagcilar district, Kemalpasa quarter declared as risky area which consists of 11 city blocks, 219 parcels, 4,6 hectares with current population of 1400 people within the framework of Law of Transformation of Areas under the Disaster Risks (Law No. 6306) by 2013/4689 Council of Ministers decision. So, the effectiveness of model, algorithms works, outputs, and the results are examined and discussed within the framework of the standards. As a result; after the successful operation of the said sample in the light of the values which are disclosed with analyses by Appropriate Urban Transformation Model, recommendations and suggestions are made about the methods and manners to follow for the transformation/regeneration studies. Furthermore, in the context of universal planning norms, suggestions have been made regarding possible revisions of the on the Transformation of Areas under Disaster Risk (law number: 6306), Construction Law (law number: 3194), the Regulation on Construction of Planned Areas and Regulation on Spatial Planning.
Benzer Tezler
- Kentsel dönüşüm ve bir dağıtım modeli önerisi
Urban regeneration and a distribution model proposal
NİHAT KANDALOĞLU
Doktora
Türkçe
2012
Jeodezi ve Fotogrametriİstanbul Teknik ÜniversitesiGeomatik Mühendisliği Ana Bilim Dalı
PROF. DR. NECLA ULUĞTEKİN
PROF. DR. EROL KÖKTÜRK
- Biyokütle tedarik zinciri ağ yapısı tasarımı-biyogaz tesis yeri seçimi için bir modelleme yaklaşımı
Biomass supply chain network design-a modelling approach for biogas energy facility location selection
ALİYE MELDA BÖLEK
Doktora
Türkçe
2019
Endüstri ve Endüstri Mühendisliğiİstanbul Teknik ÜniversitesiEndüstri Mühendisliği Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. MURAT BASKAK
- Kentsel dönüşüm finansmanı ve uygulama yöntemleri
Financing of urban transformation and implementation methods
SEHER EROL
Yüksek Lisans
Türkçe
2020
İşletmeBahçeşehir ÜniversitesiGenel İşletmecilik Ana Bilim Dalı
PROF. DR. ALİ HEPŞEN
- Kentsel dönüşüm uygulamasında mülkiyet yapısının değerlendirilmesi
Evaluating the ownership structure in land regeneration applications
ALİ TUNÇ
Yüksek Lisans
Türkçe
2014
Jeodezi ve Fotogrametriİstanbul Teknik ÜniversitesiGeomatik Mühendisliği Ana Bilim Dalı
PROF. DR. TAHSİN YOMRALIOĞLU
- Türkiye'de kentsel dönüşüm süreçlerinde sürdürülebilirlik ve maliyet ilişkisinin incelenmesi: Antalya ili örneği
The investigation of the relationship between sustainability and cost of the urban transformation processes in Turkey: A case study of Antalya
ŞEYDA ADIGÜZEL ISTIL
Doktora
Türkçe
2019
Mühendislik BilimleriAkdeniz Üniversitesiİnşaat Mühendisliği Ana Bilim Dalı
PROF. DR. AYNUR KAZAZ