Geri Dön

Omuz kırıklı çıkıklarında açık redüksiyon ve plak vida ile tespit sonuçlarımız

Open reduction and plate fixation results in shoulder fracture dislocations

  1. Tez No: 461133
  2. Yazar: ORHAN DEĞNEK
  3. Danışmanlar: YRD. DOÇ. DR. RAMAZAN ATİÇ
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Ortopedi ve Travmatoloji, Orthopedics and Traumatology
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2017
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Dicle Üniversitesi
  10. Enstitü: Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: Ortopedi ve Travmatoloji Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 81

Özet

Amaç: Omuz kırıklı çıkıkları toplumda diğer kırıklara nazaran daha nadir görülen, cerrahi açıdan zorlayıcı olgulardır. Çalışmamızda omuz kırıklı çıkığı tanısıyla açık redüksiyon ve plak vida ile tespit uygulanan hastaların klinik ve radyolojik sonuçlarını değerlendirdik. Gereç ve Yöntem: Ocak 2009 ile Ocak 2016 tarihleri arasında Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Ortopedi ve Travmatoloji Anabilim Dalı'nda omuz kırıklı çıkığı nedeniyle 17 hasta açık redüksiyon ve plak vida ile tespit yöntemi ile tedavi edildi. Hastalar yaşa göre 2 gruba ayrıldı. Grup 1, 65 yaş üstü 6 hastadan oluşmakta olup, yaş ortalaması 77,5 (69-87) idi. Grup 2, 65 yaş altı 11 hastadan oluşmakta olup yaş ortalaması 41,6 (24-60) idi. Grup 1'in tamamı kadın hastalardan, Grup 2'nin tamamı erkek hastalardan oluşmuş idi. Hastaların acile başvuru grafileri Neer Sınıflamasına göre sınıflandırıldı. Hastaların klinik değerlendirmesinde Oxford Omuz Skorlaması, DASH (Disabilities of the Arm, Shoulder and Hand) Skoru, ve Constant Murley Skorlaması kullanıldı. Hastaların operasyon sonrası avasküler nekroz evrelemesi Cruess Evrelemesine göre yapıldı. Bulgular: Hastaların ortalama takip süresi 13,8 ay (10-38) idi. Hastalar ortalama ameliyata alınma süresi 1,11 gün (0-4) idi. Neer sınıflamasına göre olguların dağılımı % 11,8'i iki parçalı kırıklı çıkık, %64,7'si üç parçalı kırıklı çıkık ve %23,5'i dört parçalı kırıklı çıkık şeklinde idi. Kırık tipi ve travma sebebi ile klinik sonuçlar arasında istatistiksel olarak anlamlı ilişki bulunmadı (p>0,05). Yaş gruplarına göre klinik sonuç değerlendirmesinde Oxford ve DASH skorlarında istatistiksel olarak anlamlı farklılık bulundu (p=0,001 , p=0,049). Grup 2'nin klinik sonuçları Grup 1'e göre daha iyiydi. Takiplerde 17 olgunun 14'ünde (%82,3) farklı evrelerde avasküler nekroz izlendi. Dağılım, Grup 1'deki hastaların tümünde , Grup 2'de %72,7 oranında idi. Yaş gruplarına göre avasküler nekroz gelişimi arasında istatistiki olarak anlamlı korelasyon bulunmuştur (p< 0,022). Yaş arttıkça avasküler nekroz görülme sıklığı ve evresi artmakta idi. Avasküler nekroz evresine göre klinik sonuç değerlendirmesinde Oxford ve Constant Murley skorlarında istatistiksel olarak anlamlı farklılık bulundu (p=0,013 , p=0,028). Yara yeri enfeksiyonu, kaynamama gibi ek komplikasyonlar izlenmedi. Sonuç: Omuz kırıklı çıkıkları az görülmesine rağmen üst ekstremitede yüksek oranlarda fonksiyon kaybı ortaya çıkarabilen ve cerrahi yaklaşım konusunda halen ortak görüş olmayan kırıklardır. Yaptığımız çalışmada; omuz kırıklı çıkıklarında açık redüksiyon ve plak ile internal tespit yöntemi özellikle genç ve aktif hasta grubunda yeterli cerrahi teknik bilgi ve etkin post operatif omuz rehabilitasyonu ile tercih edilebilecek etkin bir tedavi yöntemi olarak görülmüştür. İleri yaş hasta grubunda ise kemik kalitesinde kayıp ve iyileşmeyi etkileyecek ek hastalıkların varlığı da göz önünde bulundurularak daha az fragman ve deplasman içeren kırık tiplerinde ve yumuşak doku hasarı fazla olmayan olgularda omuz replasman cerrahisinden önceki son şans olarak değerlendirilebilir. Anahtar sözcük : Omuz, kırık, çıkık, açık redüksiyon, plak ile tespit, avasküler nekroz

Özet (Çeviri)

Objective: Fracture dislocations of shoulder are more rare and surgically more challenging in society than the other fractures. In our study, we evaluated the clinical and radiological results of patients with shoulder fracture dislocation operated with open reduction and plate screw fixation technique. Material and method: Between January 2009 and January 2016, 17 patients were treated with open reduction and plate screw fixation due to shoulder fracture dislocation at Department of Orthopedics and Traumatology, Dicle University Faculty of Medicine. Patients were operated within mean 1.11 days (0-4) . Patients were divided into 2 groups according to age. Group 1, consisted of 6 patients over 65 years of age and the mean age was 77.5 (69-87). Group 2, consisted of 11 patients under 65 years of age and the mean age was 41.6 (24-60). All of the Group 1 was composed of female patients and all of the Group 2 consisted of male patients. Patients' radiographs were classified according to Neer Classification. In clinical evaluation of the patients, Oxford Shoulder Score, DASH (Disability of the Arm, Shoulder and Hand) Score and Constant Murley Score were used. Postoperative avascular necrosis of the patients was evaluated according to the Cruess Classification. Results: The mean follow-up period of the patients was 13.8 months (10-38). There was no statistically significant relationship between fracture type, trauma cause and clinical outcomes (p> 0.05). There was a statistically significant difference between Oxford and DASH scores in the clinical outcome according to age groups (p = 0,001, p = 0,049) . The clinical outcomes of Group 2 were better than Group 1. Avascular necrosis was observed in 14 of 17 patients (82.3%) at different stages. The distribution was 72.7% of patients in Group 1 and all of the patients in Group 2. There was statistically significant correlation between development of avascular necrosis according to age groups (p

Benzer Tezler

  1. Konservatif tedavi edilen proksimal humerus kırıklı hastalarda fonksiyonel sonuçlarımız

    Functional results in conservative treated proximal humeral fracture patients

    NAFİZ DEDE

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2017

    Ortopedi ve TravmatolojiSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Ortopedi ve Travmatoloji Ana Bilim Dalı

    UZMAN ALİ REİSOĞLU

  2. Neer tip II / tip III humerus proksimal uç kırıklı hastaları opere edelim mi?

    Should we operate on patients with neer type II / type III proximal humeral fractures?

    SONER ÖZDEMİR

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2019

    Ortopedi ve TravmatolojiSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Ortopedi ve Travmatoloji Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. TAŞKIN ALTAY

  3. Radius distal uç kırıklı hastalarda WALANT ve infraklavikuler brakial pleksus bloğu ile yapılan cerrahi girişim sonuçlarının karşılaştırılması

    Comparison of surgical intervention results with WALANT and infraclavicular brachial plexus block in patients with distal radius fracture

    ÖMER TORUN

    Tıpta Uzmanlık

    İngilizce

    İngilizce

    2022

    Ortopedi ve TravmatolojiSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Ortopedi ve Travmatoloji Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ERBİL AYDIN

  4. Konservatif ve cerrahi olarak tedavi edilen radius distal uç kırığı olan hastaların fonksiyonel durum ve aktiviteye katılım düzeylerinin incelenmesi

    Investigation of functional status and activity participation levels of distal radius fracture patients WHO treated conservatively or surgically

    HANDE USTA

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2016

    Fizyoterapi ve RehabilitasyonPamukkale Üniversitesi

    Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Ana Bilim Dalı

    DOÇ. ALİ KİTİŞ

    YRD. DOÇ. DR. ALİ ÇAĞDAŞ YÖRÜKOĞLU

  5. Konservatif tedavi edilen proksimal humerus kırıklarında rehabilitasyona eklenen interferansiyel akımın ağrı, omuz fonksiyonları ve yaşam kalitesi üzerine etkisi

    The effect of interferential therapy in addition to rehabilitation on pain, shoulder functions and quality of life in patients with proximal humerus fractures who were treated conservatively

    EMİNE DEDE

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2016

    Fiziksel Tıp ve RehabilitasyonEge Üniversitesi

    Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. BERRİN DURMAZ