Prostat kanserinin tedavisinde radyoterapi veya cerrahi yapılmış hastalarda tedaviye yanıt değerlendirilmesi
Evaluation of response to prostate cancer treatment in patients with radiotherapy or surgery
- Tez No: 462410
- Danışmanlar: YRD. DOÇ. DR. HİLAL KIZILTUNÇ ÖZMEN
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: Onkoloji, Oncology
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2017
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Atatürk Üniversitesi
- Enstitü: Tıp Fakültesi
- Ana Bilim Dalı: Radyasyon Onkolojisi Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 77
Özet
Prostat kanseri erkeklerde en sık görülen non-kutanöz kanserdir. Günümüzde tanı ve tarama yöntemlerinin gelişmesi ile birlikte hastalığın daha erken evrelerde tespit edilebilmesi mümkün olmaktadır. Biz bu çalışmada 2005-2015 yılları arasında Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nde prostat kanseri tanısı ile definitif radyoterapi (RT) veya radikal prostatektomi (RP) uygulanmış hastaların mevcut verilerini tarayarak, genel sağkalım (GSK) ve biyokimyasal nükssüz sağkalım (BNSK) oranları ile tedavi yöntemlerinin etkinliğini karşılaştırmayı amaçladık. Her iki kolda toplam 128 hasta vardı. Hastalar D'Amico risk sınıflamasına göre düşük, orta ve yüksek risk grubu olarak sınıflandırılmıştı. 82 hasta RP, 46 hasta da definitif RT ile tedavi edilmişti. RP kolunda radikal retropubik prostatektomi +/- pelvik lenf nodu diseksiyonu (PLND) yapılmışken, RT kolundaki hastalara RT +/- hormonoterapi (HT) uygulanmıştı. Ortalama takip süresi 45.8 ay iken, ortalama tanı yaşı RP kolunda 64.6±7 yıl, RT kolunda 69.9±6.7 yıl idi. Düşük risk grubu hastaların 10 yıllık takiplerinde biyokimyasal nüks tespit edilmedi. Orta risk grubu hastalarda biyokimyasal nüks açısından tedavi kolları arasında fark tespit edilmezken, yüksek risk grubunda RT kolunun istatistiki olarak anlamlı derecede iyi olduğu saptandı (p=0,04). Tedavi kollarına göre GSK oranları RP için % 94.8 ve RT için % 86.3 olarak bulundu (p=0,019). Risk grupları açısından işlem türüne göre GSK analizi yapıldığında RP kolunda sağkalım oranı düşük, orta ve yüksek risk grubunda sırasıyla % 97.1, % 93.8, % 92.3 iken; RT kolunda sırasıyla % 81.8, % 92.9, % 90.5 idi (p>0,05). Tedavi kollarına göre BNSK oranları RP için % 97 ve RT için % 90.9 olarak bulundu (p>0,05). Risk grupları açısından işlem türüne göre BNSK analizi yapıldığında RP kolunda sağkalım oranı orta ve yüksek risk grubunda sırasıyla % 92.3, % 95.2 iken; RT kolunda % 79.6, % 81.6 idi (p>0,05). Definitif RT'nin risk gruplarına göre biyokimyasal nüks gelişme oranı üzerindeki etkisi incelendiğinde yüksek risk grubu hastalarda daha başarılı olduğu görüldü. RP'nin ise sadece işlem türüne göre GSK oranı açısından daha üstün olduğu saptandı. BNSK ve GSK oranları incelendiğinde her iki kolda risk grupları açısından anlamlı fark yoktu. RT kolundaki hastaların yaş ortalamaları ile komorbid hastalık oranlarının yüksek olması, grupların homojen dağılmamış olması ve 3 boyutlu konformal RT (3D-CRT) ile daha etkin yüksek RT dozlarına çıkılamamış olması RT kolunun dezavantajlarıydı. Sonuç olarak; RT'nin daha etkin olduğu yoğunluk ayarlı RT (IMRT) gibi tedavi teknikleri ile, multidisipliner yaklaşıma katkı sağlayacak daha uzun takip süreli karşılaştırmalı çalışmalara ihtiyaç vardır.
Özet (Çeviri)
Prostate cancer is the most common non-cutaneous cancer in men. Nowadays by the progress of diagnosis and screening methods, detection of disease becomes possible in early stages. In this study, we aimed to compare efficacy of treatment methods using overall survival (OS) and biochemical recurrence free survival (BRFS) rates by scanning available data of patients who were treated with definitive radiotherapy (RT) or radical prostatectomy (RP) with diagnosis of prostate cancer between 2005-2015 at the Hospital of Atatürk University Faculty of Medicine. There were totally 128 patients in both arms. Patients were categorized according to D'Amico risk classification as low, intermediate and high. 82 patients were treated with RP and 46 patients were treated with definitive RT. RT +/- hormonal therapy (HT) had been applied in RT arm as radical retropubic prostatectomy +/- pelvic lymph node dissection (PLND) in RP arm. Mean follow-up time was 45.8 months as average age at diagnosis was 64.6±7 years in RP arm, it was 69.9± 6.7 years in RT arm. Biochemical recurrence was not detected in 10 years follow-up duration of the patients in low-risk group. While there was no difference between the treatment arms in terms of biochemical recurrence in the intermediate risk group patients, it was detected that RT arm was significant better statistically in the high risk group (p=0,04). According to treatment arms, OS rates were found as % 94.8 for RP and % 86.3 for RT (p=0,019). According to treatment types in terms of risk groups, survival rates of low, intermediate and high risk group in RP arm were % 97.1, % 93.8, % 92.3, in RT arm were % 81.8, % 92.9, % 90.5, respectively, as OS was analysed (p>0,05). According to the treatment arms, BRFS rates were found as % 97 for RP and % 90.9 for RT (p>0,05). According to the treatment types in terms of risk groups, survival rates of intermediate and high risk group in RP arm were % 92.3 and %95.2 , in RT arm were % 79.6, % 81.6, respectively, as BRFS was analysed (p>0,05). It was seen that definitive RT was more succesfull in high risk group patients as biochemical recurrence rate was examined according to risk groups. RP was found to be superior in terms of OS rate just according to the treatment types. As BRFS and OS rates were examined, there was no significant difference between the two arms in terms of risk groups. Disadvantages in the RT arm were high age-average of patients, high rates of comorbid disease, nonhomogenious distribution of the groups and inability to achieve more effective RT doses with 3 dimensional conformal RT (3D-CRT). As a result; longer follow-up comparative studies that will contribute to multidisciplinary approach is needed as RT is more effective with the therapeutic techniques such as intensity modulated RT (IMRT).
Benzer Tezler
- Prostat kanseri hücre terapisinde adiponektin reseptör agonisti ile kombine kemoterapötik etkinliğin araştırılması
Investigation of effectiveness of chemotherapy agent combined with adiponectin receptor agonist in prostate cancer cell therapy
ÇAĞLA KÖROĞLU
Yüksek Lisans
Türkçe
2021
BiyoteknolojiTrakya ÜniversitesiBiyoteknoloji ve Genetik Ana Bilim Dalı
PROF. DR. SUAT ERDOGAN
- Over kanserinde kullanılmak üzere lhrh reseptör hedefli peg-plga-pga triblok sisplatin içeren polimerik misellerin hazırlanması ve oral yolla kullanım olanaklarının in vitro/ ex vivo / in vivo araştırmaları
Preparation of lhrh receptor targeted cisplatin containing peg-plga-pga triblock polymeric micelles for use in ovarian cancer and investigation the possibilities in oral administration with in vitro/ex vivo/in vivo studies
İRFAN AKARTAŞ
Doktora
Türkçe
2017
Eczacılık ve FarmakolojiEge ÜniversitesiFarmasötik Teknoloji Ana Bilim Dalı
PROF. DR. HATİCE YEŞİM KARASULU
- İnsan küçük hücreli olmayan akciğer kanseri hücrelerinde sodyum kanal inhibitörü fenitoin'in terapötik etkisinin değerlendirmesi: metastatik aktivite ve apoptoz
Evaluation of therapeutic effect of sodium channel inhibitor phenytoin on human non-small cell lung cancer cells: metastatic activity and apoptosis
DİDEM SEZGİN
Yüksek Lisans
Türkçe
2024
Genetikİstanbul Kültür ÜniversitesiMoleküler Biyoloji ve Genetik Ana Bilim Dalı
PROF. DR. SEYHAN ALTUN
- Neferin molekülünün prostat kanser hücrelerinin kemoterapi duyarlılığına etkisi
Effect of neferine molecule on the sensitivity of prostate cancer cells to chemotherapy
TALHA BAYKUL
Yüksek Lisans
Türkçe
2018
Moleküler TıpTrakya ÜniversitesiTıbbi Biyoloji Ana Bilim Dalı
PROF. DR. SUAT ERDOGAN
- Modeling of magnetic nanoparticle concentration from CT images for cancer therapy using hyperthermia
Hipertermi ile kanser tedavisi için manyetik nanoparçacıkların konsantrasyonlarının bilgisayarlı tomografi kullanılarak modellenmesi
RASTIN ALABAF
Yüksek Lisans
İngilizce
2018
Biyomühendislikİstanbul Teknik ÜniversitesiElektronik ve Haberleşme Mühendisliği Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. İSA YILDIRIM