Geri Dön

Kalsifik aort darlığı patogenezinde barsak mikrobiyotasının rolünün araştırılması

Role of gut microbiota in calcific aortic valve stenosis pathogenesis

  1. Tez No: 462449
  2. Yazar: DUYGU KOÇYİĞİT
  3. Danışmanlar: PROF. DR. SADBERK LALE TOKGÖZOĞLU
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Kardiyoloji, Cardiology
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2017
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Hacettepe Üniversitesi
  10. Enstitü: Tıp Fakültesi
  11. Ana Bilim Dalı: Kardiyoloji Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
  13. Sayfa Sayısı: 171

Özet

Kalsifik aort kapak hastalığı (KAKH), en sık görülen kalp kapak hastalığıdır; ancak patogenezi halen net olarak bilinmemektedir. Son zamanlarda barsak mikrobiyotasının ateroskleroz ve bazı dejeneratif hastalıklar ile ilişkisi olduğu bildirilmiştir. Bu çalışmada, KAKH patogenezinde barsak mikrobiyotasının rolünün incelenmesi hedeflenmiştir. Bu amaçla kalsifik aort darlığı (KAD) (n= 60), aort sklerozu (ASc) (n= 49) olan hastalar ile yaş ve cinsiyet eşlenik kontroller (n= 48) çalışmaya dahil edilmiştir. Rutin kardiyovasküler (KV) değerlendirmenin yanısıra arteriyel sertlik ve 2D speckle tracking ekokardiyografi (STE) gerçekleştirilmiştir. Kardiyak bilgisayarlı tomografi (BT) taramalarından koroner arter, aort kapak ve mitral annüler kalsifikasyon skorları kaydedilmiştir. Rutin laboratuvar testlerine ek olarak; kolin, betain, trimetilamin N- oksit (TMAO) adlı barsak mikrobiyota metabolitlerinin plazma düzeyleri ile ossifikasyon (osteopontin [OPN]) ve doku yeniden biçimlenmesi (matriks metalloproteinaz doku inhibitörü- 1 [TIMP- 1], matriks metalloproteinaz- 9 [MMP- 9]) ile ilişkili biyobelirteçlerin serum düzeyleri ölçülmüştür. Ciddi KAD veya aort kapağın darlık dışı herhangi bir hastalığı nedeniyle yapılan aort kapak cerrahisi esnasında çıkarılan aort kapaklarında histopatolojik incelemeler gerçekleştirilmiştir. Gruplar arasında geleneksel KV risk faktörleri, komorbiditeler ve ilaç tedavileri bakımından farklılık izlenmemiştir. Tüm çalışma grubunda kalsiyum- fosfor çarpımı, alkalen fosfataz, paratiroid hormon ve 25- hidroksivitamin D düzeyleri normal aralıkta saptanmıştır. Gruplar arasında sistemik inflamasyonun belirteci olan C- reaktif protein düzeylerinin de benzer olduğu görülmüştür. Orta- ciddi KAD hastalarında barsak mikrobiyota metabolizmasının göstergesi olan plazma kolin düzeyleri, ASc (p= 0.006) ve kontrol (p= 0.001) gruplarıyla kıyaslandığında anlamlı biçimde daha yüksek bulunmuştur. Orta- ciddi KAD hastalarında barsak mikrobiyota metabolizmasının bir diğer göstergesi olan plazma betain/kolin oranı ise, ASc (p= 0.009) ve kontrol (p= 0.002) gruplarıyla kıyaslandığında anlamlı biçimde daha düşük saptanmıştır. Plazma TMAO düzeyleri bakımından gruplar arasında farklılık gözlenmemiştir (p= 0.509). Plazma kolin düzeylerinin, KAD ciddiyetini belirlemede kullanılan aort kapağın zirve akım hızı (p< 0.001) ve aort kapak kalsiyum skoru (p< 0.001) ile anlamlı pozitif korelasyon gösterdiği, aort kapağın zirve akım hızının bağımsız öngörücüsü olduğu belirlenmiştir (p= 0.009). Betain/ kolin oranının ise KAD ciddiyetini yansıtan aort kapağın zirve akım hızı ile anlamlı negatif korelasyon gösterdiği izlenmiştir (p< 0.001). Histopatolojik incelemelerde daha yoğun lenfosit infiltrasyonu (p< 0.001), daha ciddi doku yeniden biçimlenmesi (p= 0.002) ile kalsifikasyon (p= 0.002), neovaskülarizasyon (p= 0.011) ve osteoid metaplazi (p= 0.004) gözlenen kapaklarda plazma kolin düzeylerinin anlamlı biçimde daha yüksek olduğu saptanmıştır. Bu kapaklarda CD11c+ dendritik hücre ve plazma hücre infiltrasyonunun da, hastalığın kronik inflamatuvar seyrini yansıtan biçimde, anlamlı olarak daha yoğun olduğu gözlenmiştir. Çalışmamız sonucunda barsak mikrobiyota metabolitleri ile ekokardiyografik, BT ve histopatolojik incelemelerle değerlendirilen KAKH varlığı ve ciddiyeti arasındaki ilişki; literatürde ilk defa ortaya konmuştur.

Özet (Çeviri)

Calcific aortic valve disease (CAVD) is the most prevalent valvular heart disease. However, its pathogenesis has not been elucidated clearly. Gut microbiota has recently shown to be associated with atherosclerosis and several degenerative diseases. In this study, we aimed to investigate the role of gut microbiota in the pathogenesis of CAVD. We recruited eligible subjects with calcific aortic stenosis (CAS) (n= 60), aortic sclerosis (ASc) (n= 49) and age and gender- matched control subjects (n= 48). Besides routine cardiovascular (CV) examination; arterial stiffness and 2D speckle tracking echocardiography were performed. Coronary artery, aortic valve and mitral annular calcium scores from computed tomographic (CT) scans were recorded. Besides routine laboratory tests, plasma levels of gut microbiota metabolites, namely choline, betaine and trimethylamine N- oxide (TMAO), and serum levels of biomarkers related to calcification (osteopontin [OPN]) and tissue remodeling (tissue inhibitor of matrix metalloproteinase- 1 [TIMP- 1], matrix metalloproteinase- 9 [MMP- 9]) were measured. Histopathological examinations were performed in aortic valves excised during aortic valve surgery due to either severe CAS or any other non- stenotic disease of the aortic valve. Prevalence of traditional CV risk factors, co- morbidities or medications did not differ among groups. The study population had normal levels of calcium- phosphorus product, alkaline phosphatase, parathyroid hormone and 25- hydroxyvitamin D. Reflective of systemic inflammation, C- reactive protein levels were also similar among patient groups. Patients with moderate- severe CAS had significantly higher plasma levels of choline, a marker of gut microbiota metabolism, when compared to both ASc (p=0.006) and control (p

Benzer Tezler

  1. Saç ve serum eser element düzeylerinin aort darlığı şiddeti ve progresyonu ile ilişkisi

    The relationship between serum-hair trace elements and severity and progression of aortic stenosis

    EBRU ALTUNEL

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2015

    KardiyolojiErciyes Üniversitesi

    Kardiyoloji Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. NİHAT KALAY

  2. Lipoprotein A ve gen polimorfizmi ile AORT kapak kalsifikasyonu arasındaki ilişki

    Relationship between lipoprotein A and gene polymorphism and aortic valve calsification

    UĞUR ÖZKAN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2017

    KardiyolojiTrakya Üniversitesi

    Kardiyoloji Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. FATİH ÖZÇELİK

  3. Kalsifik aort darlığının ilerlemesinde serum HDL düzeyinin ve fonksiyonlarının rolü

    Role of serum hdl level and HDL functions on progression of calcific aortic stenosis

    HİLAL OLGUN KÜÇÜK

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2012

    KardiyolojiGazi Üniversitesi

    Kardiyoloji Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. HÜSEYİN MURAT ÖZDEMİR

  4. Senil kalsifik aort darlığı hastalarında endocan ve serum inflamatuar belirteçleri arasındaki ilişki

    The relationship between endocan and serum inflammatory markers in patients with senile calcific aortic stenosis

    DİDAR ELİF AKGÜN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2021

    KardiyolojiBalıkesir Üniversitesi

    Kardiyoloji Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. EYÜP AVCI

  5. Kolekalsiferol, kalsiyum karbonat ve alendronat tedavilerinin aort kapağı kalsifikasyonu ile ilişkisinin araştırılması

    Assessment of the relationship of cholecalciferol, calciumcarbonate and alendronate treatments with aortic valve calcification

    SERCAN OKUTUCU

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2011

    KardiyolojiHacettepe Üniversitesi

    Kardiyoloji Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. MEHMET ALİ OTO