The geological characteristic, fluid pathways and structural controls of karadere low sulfidation epithermal gold deposit (Burhaniye, Balıkesir, Turkey)
Karadere düşük sülfi̇dasyon epi̇termal altin cevherleşmesi̇ni̇n jeoloji̇k karakteri̇sti̇ği̇, akışkan davranışı ve yapısal konrolleri̇ (Burhaniye, Balıkesir, Türki̇ye)
- Tez No: 467594
- Danışmanlar: PROF. DR. İLKAY KUŞCU
- Tez Türü: Yüksek Lisans
- Konular: Jeoloji Mühendisliği, Geological Engineering
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2017
- Dil: İngilizce
- Üniversite: Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi
- Enstitü: Fen Bilimleri Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Jeoloji Mühendisliği Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 170
Özet
Bu tez çalışması, Balıkesir Burhaniye Karadere Düşük Sülfidasyon Epitermal Altın Yatağındaki cevherleşme ve cevherleşmeyi barındıran yapısal öğeler arasındaki zamansal ve mekansal ilişkinin kurulmasına odaklanmıştır. Çalışma alanı, Triyas yaşlı metamorfik temel, Olligo-Miyosen yaşlı Kozak granodiyoriti ve erken-orta Miyosen yaşlı volkanik-subvolkanik kayaçlardan meydana gelmektedir. Cevherleşme içeren Bütün çalışma alanından toplanan yapısal verilerin analizlerine dayanan paleostres bulguları, ana stress yönlerinin, σ1 (sıkışma) için KB-GD (03°/127°) ve σ3 (genişleme) için KD-GB (06°/217°) olduğunu ve neredeyse yatay olduklarını göstermektedir. Yanısıra σ2 ise yaklaşık düşey (83°/009°) bir oryantasyonu işaret etmektedir. Ana stres yönlerinin KD-GB doğrultulu ana deformasyon sonuna göre göreceli oryantasyonu bu zon içerisindeki fayların sağ-yanal doğrultu atımlı bir tektonik rejimde oluştuğunu önermektedir. Deformasyon zonu içerisinde ölçülen fayların doğrultu yönleri bu fayların çoğunlukla K30°B ve yaklaşık D-B olmak üzere iki hakim yönde oluştuğunu göstermektedir. Ana stres yönleri ve farklı fay setleri için olan hakim doğrultular arasındaki geometrik ilişkiler temelinde, K70°D-K80°B (yaklaşık D-B) yönlü faylar R (sintetik) fayları ve K0°-30°B yönlü faylar R' (antitetik) fayları temsil etmektedir. Petrografik ve ve jeokimyasal çalışmalara göre, altın cevherleşmesi, hakim yönler arasında seçimli davranış gösteren iki hidrotermal silisleşme fazı ile ilgilidir. Erken silisleşme fazı sırasında oluşan damarlar R-faylarla tutarlı olacak şekilde yaklaşık D-B yönündedir, Geç silisleşme fazında oluşan damarlar ise R ve R' faylarla tutarlı olacak şekilde yaklaşık D-B ve K10°-20°B yönlerine sahiptir. Jeokimyasal analizler sonucu elde edilen altın değerleri bu değerlerin artan sayıda silisleşme fazıyla birlikte yükselme eğiliminde olduğunu göstermektedir. Ayrıca, nispeten daha yüksek olan altın değerleri bu fazlara özgü olan çentikli (lattice, parallel, ghost), zonlu, tarak dokulu, BLG (bulging) ve GBM (grain boundary migration) epitermal kuvars dokuları ve kuvars rekristalizasyon dokuları ile birliktelik göstermektedir. Cevherleşme alanı içerisinde, Güney zonun güneyinde, görece diğer faylardan daha genç düşük açılı bir normal fay gözlenmiştir. Bu fay erken-orta Miyosen yaşlı volkanik-subvolkanik kayaçlar ve Triyas yaşlı metamorfik kayaçlar arasında yapısal bir uyumsuzluğu temsil etmektedir. Ayrıca bu fayın doğrultusu yaklaşık olarak D-B doğrultuya ve eğim miktarı listrik bir geometriyi işaret eder şekilde 23° ile 19° arasında değişen ve kuzeye doğru 4° azalan bir eğime sahiptir. Bu faya ait deformasyon zonu milonitik fay kayaçlarından oluşmakta ve bu milonit içerisinde cevherli damarlara ait parçacıklar bulunmaktadır. Bu fay, litolojik ve geometrik özelliklere göre, geç Miyosen'de Kozak granodiyoritinin ve metamorfik kayaçların birlikte yükselmesi sırasında oluşmuş ve cevherli damarları kesmiş bir sıyrılma fayıdır. Damar oluşumu sırasında meydana gelen, hem kaynama hem de dinamik deformasyonu işaret eden dokuların varlığı, cevherleşmenin sağ-yanal doğrultu atımlı deformasyonla ilişkili olduğunu önermektedir. Bununla birlikte, birbirini takip eden silisleşme fazlarında meydana gelen kaynama süreçleri, hidrotermal sistemde birbirini takip eden tıkanma ve açılma süreçlerini ortaya koymaktadır. Bu sebeple, cevherleşmeye, özellikle ikinci silisleşme fazına, kırılma-tıkanma mekanizmasının eşlik ettiği önerilmektedir. Dinamik rekristalizasyon dokularının varlığı, hidrotermal akışkanların cevherleşme içeren faylar veya en azından deformasyon zonları boyunca hala hareket halinde olduğunu göstermektedir.
Özet (Çeviri)
This study focuses on examining and establishing the temporal and spatial relationship between mineralization and major structures those host mineralization in Karadere Low Sulfidation Epithermal Deposit, Balıkesir, Burhaniye. Study area consists of Triassic metamorphic basement, Oligo-Miocene Kozak granodiorite and early-middle Miocene volcanic-subvolcanic rocks. Mineralized veins are hosted by early-middle Miocene volcanic, subvolcanic rocks. The paleostress findings based on analysis of structural data collected from whole study area show that the principle stress directions are NW-SE (03°/127°) for σ1 (contraction) and NE-SW (06°/217) for σ3 (extension) and they are approximately horizontal. Besides σ2 indicates approximately vertical orientation .The relative orientation of the principle stress directions with respect to the NE-SW deformation zone suggests that the faults were formed in a dextral strike-slip tectonic regime. The strike directions of fault sets measured within the deformation zone shows that they occur in mostly two dominant trends as N0°-30°W and nearly E-W. Based on the geometric relations between the principle stress directions and predominant directions for different fault sets, the N70°E-N80°W (nearly E-W) trending faults refer to R (synthetic); N0°-30°W (NNW-SSE) dominant faults refer to Rˈ(antithetic) shears. According to petrographical and geochemical studies, gold mineralization is related to two different hydrothermal silicification phases showing selective behaviour between two predominant trends. The veins formed during early silicification phase have preferred orientation in nearly E-W direction consistent with the R-shears. The veins formed during late silicification phase have preferred orientation in in E-W and N10°-20°W consistent with both R- and R'-shears. Gold grades obtained by geochemical analysis showed that grades tend to increase with phases of silicification. Besides, the higher ore grades are coherent with specific epithermal quartz textures and quartz recrystallization textures such as bladed texture (parallel, lattice, ghost), zoned, comb textured quartz, BLG and GBM. In the mineralized area, a low angle normal fault relatively younger than strike slip faults is present to the south of Güney Zone. This fault marks a major structural discontuinity between early-middle Miocene volcanic-subvolcanic rocks and Triassic metamorphic rocks.Also this fault strikes in nearly E-W and dip amount ranges from 23° to 19° showing a gradual decrease of 4o towards north, suggestive of a listric fault geometry. Deformation zone of this fault consists of mylonitic fault rock with fragments from mineralized veins. According to lithological and geometrical features this fault is a detachment fault formed during exhumation of Kozak granodiorite and metamorphic rocks during late Miocene, and truncates the mineralized veins of Karadere deposit. The presence of textures indicating both boiling and dynamic deformation took place during vein formation, suggest that the mineralization is syn-tectonic to dextral strike-slip deformation. Besides, the boiling that took place at two successive silicification phases reveals episodic clogging and opening of the hydrothermal system. Therefore, here we suggested that the mineralization should also be associated with crack-seal mechanism, especially during the second phase. The presence of dynamic deformation textures show that the hydrothermal fluids should still have been circulated along the fractures that hosted mineralization.
Benzer Tezler
- CO2 capture and storage in geologic studies in terms of energy, economic, and environmental effects
Enerji, ekonomi ve çevresel etkiler açısından jeolojik çalışmalarda CO2 yakalama ve depolama
MOHAMMADREZA JABBARI SAHEBARI
Yüksek Lisans
İngilizce
2024
Jeoloji Mühendisliğiİstanbul Teknik ÜniversitesiJeoloji Mühendisliği Ana Bilim Dalı
PROF. DR. NİLGÜN OKAY
- Uludağ'ın güneyinde gelişmiş granitoyidik intrüzyonlarla ilişkili cevherleşmelerin değerlendirilmesi
Interpretation of grantiodic intrusions related mineralizations over southern Uludag
HÜSEYİN KOCATÜRK
Yüksek Lisans
Türkçe
2016
Jeoloji Mühendisliğiİstanbul Teknik ÜniversitesiJeoloji Mühendisliği Ana Bilim Dalı
DOÇ. MUSTAFA KUMRAL
- Geochemistry, mineralogy, and genesis of the zinc-lead sulfide ore deposit, Kirazlıyayla, NW Turkey
Kirazlıyayla (KB Türkiye) çinko kurşun sülfid maden yatağının jeokimyası, mineralojisi ve jenezi
FARHAD JAVID MAJD
Doktora
İngilizce
2024
Jeoloji Mühendisliğiİstanbul Teknik ÜniversitesiJeoloji Mühendisliği Ana Bilim Dalı
PROF. DR. EMİN ÇİFTÇİ
- Investigation of electrical conductivity characteristics at the vicinity of ganos fault, northwest Turkey by magnetotellurics
Ganos fayı ve çevresinin elektrik iletkenlik yapısının manyetotellürik yöntem ile incelenmesi
MUSTAFA KARAŞ
Yüksek Lisans
İngilizce
2017
Jeofizik MühendisliğiBoğaziçi ÜniversitesiJeofizik Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. SABRİ BÜLENT TANK
- Unconventional gas system characteristics and depositional environment modeling of silurian mudstones: Central Taurides and western Pontides, Turkey
Siluriyen çamurtaşlarının geleneksel olmayan gaz sistem özellikleri ve depolanma ortamının modellemesi: Orta Toroslar ve batı Karadeniz kuşağı, Türkiye
ZEYNEP DÖNER
Doktora
İngilizce
2021
Jeoloji Mühendisliğiİstanbul Teknik ÜniversitesiJeoloji Mühendisliği Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. MUSTAFA KUMRAL