Geri Dön

Primer hipertansiyonda D vitamininin asemptomatik organ hasarı ile ilişkisi

The relationship between asymptomatic organ damage in primary hypertension and Vitamin D

  1. Tez No: 474596
  2. Yazar: DUYGU MEŞE
  3. Danışmanlar: DR. NİSBET YILMAZ
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları, Kardiyoloji, Nefroloji, Endocrinology and Metabolic Diseases, Cardiology, Nephrology
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2016
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Sağlık Bakanlığı
  10. Enstitü: Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi
  11. Ana Bilim Dalı: Dahiliye Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: İç Hastalıkları Bilim Dalı
  13. Sayfa Sayısı: 72

Özet

Artmış kardiyak output ve periferik vasküler direnç sonucunda oluşan yüksek kan basıncı kardiyak ve vasküler remodelinge neden olarak ilk etapta subklinik endoteliyal hasara takiben organ disfonksiyonlarına neden olur. Endotelyal hasarı engelleyebilmek için yapılan çalışmalar ışığında D vitaminin reseptörü kardiyovasküler sistemde ve takiben endotel ve vasküler düz kas hücrelerinde gösterilmiştir. D vitamininin bu reseptörler aracılığıyla vasoprotektif ve anti hipertansif etki gösterdiği düşünülmekle beraber bu konu hakkında klinik ve patofizyolojik çalışmalara ihtiyaç olduğu açıktır. Bu sebeple bu tez çalışmasında hipertansiyonda (HT) görülen asemptomatik organ hasarları (AOH); karotis intima media kalınlığı (KİMK), sol ventrikül kitle indeksi (SVKİ) ve idrar albumin ve idrarprotein atılım (İAA-İPA) parametreleriyle D vitamini ilişkisini araştırmayı amaçladık. Çalışmaya 18 yaşından büyük, hastanemizde takipli, hipertansiyon dışında kronik hastalığı olmayan 207 vaka dahil edildi. Hastalarda tansiyon aleti ile kan basıncı, ekokardiyografi ile SVKİ, karotis doppler USG ile KİMK ölçüldü ve labaratuvar olarak D vitamini, 24 saatlik idrar protein ve idrar albumin düzeyi, kanda albumin ve total protein, ürik asit, böbrek fonksiyon testleri bakıldı. Olguların %51,2'sinde AOH saptadık. AOH ile cinsiyet, yaş, VKİ, sigara ve alkol kullanımı, HT süresi arasında ilişki saptamadık. AOH olan grupta en fazla %29,2 ile İPA-SVKİ-KİMK yüksekliğini , en düşük ise %6,6 ile İPA-SVKİ sonra da %7,5 ile İPA-KİMK yüksekliği olduğu saptandı. Çalışmamızda hipertansif hastalarda AOH ile vitamin D düzeyi arasında negatif korelasyon saptadık. Vitamin D düzeyi normal ve yetersiz olan hastalarda AOH oranı en düşükken, ciddi eksik olan hastalarda ise AOH oranı en yüksekti. Lojistik regresyon analizi ile D vitamininde 1 birimlik azalışın AOH riskini 1,115 kat arttırdığını saptadık.Yaptığımız ROC analizi ile AOH açısından KİMK' in en yüksek tanısal ayırım gücüne sahip olduğunu bulduk. Sonuç olarak, bu çalışmamızda HT'de asemptomatik organ hasarlarının ortak bir payda da görülme sıklığını inceledik ve endotel hasarına katkısı olduğu düşünülen, son yıllarda birçok araştırmaya konu olan D vitamini eksikliği ile AOH ilişkisini ortaya koyduk. Hem D vitaminini ile endotel hasarı hem de HT ile endotel hasarı arasındaki ilişkiye ışık tutmakla beraber bu konunun aydınlatılmasında patofizyolojik sürecin daha da netleştirilmesine ihtiyaç olduğunu gördük.

Özet (Çeviri)

High blood pressure, observed because of increased cardiac output and peripheral vascular resistance, causes cardiac and vascular remodeling. At the first stage, it causes subclinical endothelial damage and followed by organ disfunctions. In the light of studies conducted to prevent endothelial damage, Vitamin D receptor is demonstrated in cardiovascular system , and also in endothelial and vascular smooth muscle cells. Vitamin D is considered to show vasoprotective and anti- hypertensive effect via these receptors, yet the need for the cilinical and pathophysiological studies on this issue is obvious. Therefore, in this thesis we aim to conduct a research on the relationship between asymptomatic organ damage (AOD); carotis intima media thickness (CIMT), left ventricular mass index (LVMI), urine albumin and protein release (UPR) parameters and vitamin D. 207 patients which are older than 18, regularly controlled by the clinic and do not have any cronical disease other than hypertension, are included to this study. The blood pressure of the patients were measured with sphygmomanometer, LVMI was measured with echocardiography and CIMT was measured with carotis doppler USG. Moreover, Vitamin D level, urine protein/albumin level (on a 24 hour basis), albumin, total protein and uric acid levels and kidney functions were investigated in the laboratory. We found AOD in the 51,2 % of the patients. However, we have not observed any relationship between AOD and gender, age, BMI, smoking and alcohol consumption, HT time. In the group that have AOD, UPR-LVMI-CIMT is observed with the highest percentage 29,2 %, while UPR-LVMI is observed with the lowest percentage 6,6% and UPR-CIMT is observed only 7,5 % of the patients. In our study, we have determined a negative correlation between AOD and vitamin D level in hypertensive patients. The AOD level is the lowest in the patients that have normal levels of Vitamin D, while it is highest in the patients that have serious lack of vitamin D. We have determined that 1 unit decrease in Vitamin D causes an 1.115 times increase in AOD risk using logistic regression analysis. Thanks to the ROC analys, we have found out that CIMT has the highest diagnostic power in terms of AOD. In conclusion, in our study we have examined the prevalence of asymptomatic organ damage subgroups in HT. In addition, we have demonstrated the relationship between vitamin D deficiency which is thought to contribute to endothelial damage in recent years and AOD . We have contributed to the relationship not only between vitamin D and endothelial damage but also between HT and endothelial damage. Additionally, we have seen that there is a need for further investigation to clarify these pathophysiological process.

Benzer Tezler

  1. 2014 yılında Ankara Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Aile Hekimliği Polikliniklerinde insülin direnci olan hastalar ile sağlıklı bireylerin D vitamini düzeyinin karşılaştırılması

    Comparision of vitamin d levels between the patient wi̇th insulin resistance and healthy individuals Ankara Atatürk Education and Research Hospital Family Medicine Clinic in 2014

    DERYA KAYA BABIRHAN

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2016

    Aile HekimliğiYıldırım Beyazıt Üniversitesi

    Aile Hekimliği Ana Bilim Dalı

    YRD. DOÇ. DR. AHMET KESKİN

  2. Akut koroner sendromlu hastalarda 25 hidroksi d vitamini düzeyi

    Başlık çevirisi yok

    BİLGER ÇAVUŞ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2010

    İç HastalıklarıSağlık Bakanlığı

    İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    UZMAN HAYRİYE ESRA ATAOĞLU

  3. Primer hipertansiyonda nitrendipin (Baypress> ile belirli serum kalsiyum düzeylerinde etkileri ve serum lipidleri değişiklikleri

    Başlık çevirisi yok

    HİKMET SENA ÇETİNKAYA

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    1988

    KardiyolojiSağlık Bakanlığı

    İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    DR. ARSLAN DOĞAR

  4. Primer hipertansiyonda hücresel immun sistem değişiklikleri ve losartan tedavisinin etkisi

    Başlık çevirisi yok

    ALPER SÖNMEZ

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    1999

    KardiyolojiGATA

    İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı

  5. Primer hipertansiyonda anjiotensin konverting enzim inhibitör ve anjiotensin II AT1 reseptör blokerin glomerüler, tubuler fonksiyonlara etkisi

    The effects of angiotensin converting enzyme inhibitor and angiotensin II AT1 receptor blocker on glomerular, tubular functions

    SEDAT ÜSTÜNDAĞ

    Tıpta Yan Dal Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2002

    NefrolojiTrakya Üniversitesi

    İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. SANİYE ŞEN