Akut koroner sendromlu hastalarda 25 hidroksi d vitamini düzeyi
Başlık çevirisi mevcut değil.
- Tez No: 707672
- Danışmanlar: UZMAN HAYRİYE ESRA ATAOĞLU
- Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
- Konular: İç Hastalıkları, Internal diseases
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2010
- Dil: Türkçe
- Üniversite: Sağlık Bakanlığı
- Enstitü: İstanbul Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi
- Ana Bilim Dalı: İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 117
Özet
Akut koroner sendromlar, dünyada ve ülkemizde mortalitenin önde gelen nedenleri arasında yer almaktadırlar. 2000 yılında dünya genelinde 12 milyondan fazla insanın trombüs gelişimine bağlı kardiyovasküler hastalıklardan hayatını kaybettiği ve 2020 yılında da yaklaşık 7.4 milyar olması beklenen dünya nüfusundan, akut koroner sendrom nedeni ile yılda yaklaşık 24 milyon insanın hayatını kaybedebileceği belirtilmektedir. (1) Türk Erişkinlerinde Kalp Hastalığı ve Risk Faktörleri (TEKHARF) taramasından elde edilen veriler ışğında ülkemizde koroner kalp hastalığı prevelansı %3.8 olarak saptanmıştır ve 3.1 milyon olan koroner kalp hastaları arasına her yıl yaklaşık 200 bin yeni hasta eklendiği belirtilmiştir. TEKHARF taramasından elde edilen sonuçlara dayanarak 2008 yılında ülke genelinde erişkinlerimizde yılda 390 bin civarında yeni koroner olay meydana geldiği ve koroner kalp hastalığından yıllık ölüm sayısının da 190 bin olduğu vurgulanmıştır. (2) Tüm dünyada ve ülkemizde mortalitenin önde gelen nedenlerinden olan akut koroner sendromların risk faktörlerini belirlemeye yönelik çalışmalar devam etmektedir. Bilinen klasik değiştirilebilen risk faktörleri 52 ülkede yapılan İNTERHEART çalışmasında kısaca anormal lipid düzeyleri, sigara, hipertansiyon, diabetes mellitus, abdomial obezite, psikososyal faktörler, yetersiz düzenli fizik aktivite olarak belirtilmiştir. Bilinen klasik risk faktörleri dışında bir çok yeni risk faktörleri üzerinde araştırmalar devam etmektedir. Koroner kalp hastalığı etyopatogenezinde rol alması muhtemel risk faktörlerinden biri de son zamanlarda üzerinde bir çok çalışma yapılmakta olan D vitaminidir. (1, 3) D vitamini, güneş ışınlarının etkisiyle vücutta sentezlenen, yağda eriyen bir vitamindir. D vitamini etkisini vitamin D reseptörlerine bağlanarak göstermektedir. Vitamin D reseptörleri vücutta kardiyomiyositler, endotel hücreleri, lenfositler, kolon hücreleri, hepatositler, pankreasın β hücreleri, nöronlar, osteoblastlar gibi bir çok hücrede yer almaktadırlar. D vitaminin primer olarak kalsiyum ve fosfor homeostazında rol aldığı ve kemik metabolizmasının düzenlenmesinde önemli görevleri olduğu bilinmektedir. Son zamanlarda yapılan çalışmalarda D vitamini eksikliğinin çocuklarda raşitizme, erişkinlerde osteomalaziye ve osteoporoza yol açmasının yanında, maligniteler, otoimmün ve kardiyovasküler hastalıklar gibi bir çok kronik hastalıkla da ilişkili olduğu saptanmıştır. Yapılan epidemiyolojik çalışmaların sonuçları incelendiğinde ekvatordan uzaklaştıkça koroner kalp hastalığı, diabetes mellitus ve hipertansiyon görülme oranlarındaki artışa D vitamini eksikliğindeki artışın da eşlik ettiği dikkati çekmiştir. (3, 4) D vitamini eksikliğinin, kardiyovasküler hastalıklarla olan ilişkisini değerlendiren çalışmalarda, D vitamini eksikliğinin paratiroid hormon (PTH) düzeyini arttırıp, renin anjiyotensin aldesteron sistemini aktive ederek nörohormonal etki gösterdiği belirtilmektedir. Vitamin D'nin TNF-α, IL-6 düzeyini azaltıp, IL-10 düzeyini arttırmak yoluyla da immünomodulatör etkilerinin olduğu saptanmıştır. D vitamini eksikliğinin endokrin, nörohormonal ve immünmodulatör etkileri sonucunda kardiak hipertrofi, vasküler kalsifikasyon, kalp yetersizliğinin ilerlemesi ve kardiak fibroz oluşumuna neden olduğu ortaya konmuştur. (5) Bu çalışmada, tüm dünyada ve ülkemizde mortalitenin önde gelen nedenlerinden biri olan akut koroner sendromlar ile çeşitli yayınlarda pandemik boyutta olduğu belirtilen D vitamini eksikliği arasındaki ilişkiyi araştırmayı amaçladık.
Özet (Çeviri)
Acute coronary syndromes are among the leading causes of mortality in the world and in our country. It is stated that more than 12 million people died from cardiovascular diseases due to thrombus development worldwide in 2000, and from the world population that is expected to be approximately 7.4 billion in 2020, approximately 24 million people may die due to acute coronary syndrome per year. (one) In the light of the data obtained from the Heart Disease and Risk Factors (TEKHARF) screening in Turkish Adults, the prevalence of coronary heart disease in our country was determined as 3.8%, and it was stated that approximately 200 thousand new patients were added every year among the 3.1 million coronary heart patients. Based on the results obtained from the TEKHARF screening, it was emphasized that around 390 thousand new coronary events occurred annually in our adults throughout the country in 2008, and the annual number of deaths from coronary heart disease was 190 thousand. (2nd) Studies are continuing to determine the risk factors of acute coronary syndromes, which are one of the leading causes of mortality all over the world and in our country. Known classical modifiable risk factors are briefly stated as abnormal lipid levels, smoking, hypertension, diabetes mellitus, abdominal obesity, psychosocial factors, insufficient regular physical activity in the INTERHEART study conducted in 52 countries. In addition to the known classical risk factors, research on many new risk factors continues. One of the risk factors that may play a role in the etiopathogenesis of coronary heart disease is vitamin D, which has been studied many times recently. (1, 3) Vitamin D is a fat-soluble vitamin that is synthesized in the body under the influence of sunlight. Vitamin D shows its effect by binding to vitamin D receptors. Vitamin D receptors are located in many cells in the body such as cardiomyocytes, endothelial cells, lymphocytes, colon cells, hepatocytes, pancreatic β cells, neurons, and osteoblasts. It is known that vitamin D primarily plays a role in calcium and phosphorus homeostasis and plays an important role in the regulation of bone metabolism. In recent studies, it has been determined that vitamin D deficiency causes rickets in children, osteomalacia and osteoporosis in adults, as well as associated with many chronic diseases such as malignancies, autoimmune and cardiovascular diseases. When the results of the epidemiological studies were examined, it was noted that the increase in the incidence of coronary heart disease, diabetes mellitus and hypertension, as the distance from the equator, was accompanied by an increase in vitamin D deficiency. (3, 4) Studies evaluating the relationship between vitamin D deficiency and cardiovascular diseases indicate that vitamin D deficiency has a neurohormonal effect by increasing the level of parathyroid hormone (PTH) and activating the renin-angiotensin aldosterone system. It has been determined that vitamin D has immunomodulatory effects by decreasing the level of TNF-α, IL-6 and increasing the level of IL-10. It has been revealed that vitamin D deficiency causes cardiac hypertrophy, vascular calcification, progression of heart failure and cardiac fibrosis as a result of its endocrine, neurohormonal and immunomodulatory effects. (5) In this study, we aimed to investigate the relationship between acute coronary syndromes, which is one of the leading causes of mortality in the world and in our country, and vitamin D deficiency, which is stated to be pandemic in various publications.
Benzer Tezler
- Akut koroner sendromlu hastalarda serum 25hidroksi vitamin d düzeyi ve erken dönemmortalite üzerine etkisi
Serum 25 hydroxy vitamin d levels and effect ofearly mortality in patients with acutecoronary syndrome
KADEM ARSLAN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2013
İç HastalıklarıSağlık Bakanlığıİç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
PROF. DR. TUFAN TÜKEK
- Akut koroner sendromlu hastalarda troponin ile adamts arasındaki ilişki
Relationship between troponin and adamts in patients with acute coronary syndrome
KÜBRA MADEN
Yüksek Lisans
Türkçe
2023
Sağlık EğitimiBalıkesir ÜniversitesiTıbbi Biyokimya Ana Bilim Dalı
PROF. DR. ADNAN ADİL HİŞMİOĞULLARI
- Akut koroner sendromlu hastalarda mikroalbüminüri varlığının koroner arter hastalığının ciddiyeti ve bir yıllık mortalite ile ilişkisi
Başlık çevirisi yok
HALİT ZENGİN
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2007
KardiyolojiOndokuz Mayıs ÜniversitesiKardiyoloji Ana Bilim Dalı
YRD. DOÇ. DR. KENAN DURNA
- Akut Koroner sendromlu hastalarda yüksek duyarlılıklı C - reaktif protein, lökosit, nötrofil / lenfosit, oranının tanısal değeri ve koroner anjiografi ile ilişkileri
Başlık çevirisi yok
İNAN BEYDİLLİ
Tıpta Uzmanlık
Türkçe
2006
KardiyolojiCumhuriyet ÜniversitesiAcil Tıp Ana Bilim Dalı
YRD. DOÇ. DR. Ş. HAKAN EREN
- Akut koroner sendromlu hastalarda gama glutamil transferaz ilişkisi
Gamma-glutamyltransferase levels of the patients with acute coronary syndrome
BEKİM JATA