Geri Dön

Mezenterik lenfadenopati tespit edilen hastaların prospektif değerlendirilmesi

Prospective evaluation of patients determined to have mesenteric lymphadenopathy

  1. Tez No: 474670
  2. Yazar: BEKİR YÜKCÜ
  3. Danışmanlar: DOÇ. DR. DİLDAR BAHAR GENÇ
  4. Tez Türü: Tıpta Uzmanlık
  5. Konular: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları, Child Health and Diseases
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2017
  8. Dil: Türkçe
  9. Üniversite: Sağlık Bilimleri Üniversitesi
  10. Enstitü: İstanbul Şişli Hamidiye Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi
  11. Ana Bilim Dalı: Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Çocuk Onkolojisi Bilim Dalı
  13. Sayfa Sayısı: 81

Özet

Amaç: Bu çalışmanın amacı Şişli Hamidiye Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk Acil, Genel Pediatri, Pediatri Yandal, Çocuk Cerrahi Polikliniklerine herhangi bir şikayetle başvuran hastalarda yapılan batın görüntülemelerinde mezenterik lenfadenopati saptanan hastaların; epidemiyolojik özelliklerinin, öykü, klinik ve laboratuvar bulgularının ve etiyolojik dağılımının prospektif olarak izlenmesi ve malignite riski açısından değerlendirilmesidir. Hastalar ve Yöntem: Haziran 2016- Aralık 2016 tarihleri arasında batın görüntülemelerinde mezenterik lenfadenopati saptanan 1 ay- 18 yaş arasında olan 106 hasta çalışmaya alındı. Çalışmaya alınan hastaların demografik, klinik, laboratuvar ve radyolojik özellikleri prospektif olarak kayıt altına alındı. Bulgular: Mezenterik lenfadenopatili 106 olgunun 59'u (%55,7) erkek, 47'si (%44,3) kız olup yaşları 0,8 - 16,4 yıl (ortanca yaş 7,4) arasında değişmekteydi. Başvuru ünitelerine göre değerlendirildiğinde %60,4 çocuk acil polikliniğinden, %32,1 çocuk yandal polikliniklerinden, %5,7 çocuk yatan servislerinden, 2'si %1,9 çocuk cerrahisi polikliniğinden yönlendirildiği saptanmıştır. Hastalar geliş şikayetlerine göre incelendiğinde en çok karın ağrısıyla başvurdukları tespit edilmiştir. Olgularımızın %84,9'unda fizik muayeneleri normaldi. Laboratuvar parametreleriyle lenf nodunun uzun aksı, kısa aksı ve lenf nodu uzun aks/kısa aks oranı arasında istatistiksel olarak anlamlı ilişki saptanmadı. En büyük lenf nodların uzun akslarının ortalaması 13,4 mm ± 3,8 mm (6- 25 mm), kısa aksların ortalaması 6,3 mm ± 1,7 mm (3- 10 mm) idi. Bütün olguların lenf nodları ovoid şekilliydi. Antibiyotik verilen ve verilmeyenlere takipleri sırasında çekilen batın ultrasonografide izlenen lenfadenopati boyutlarında istatistiksel olarak anlamlı fark saptanmadı. Sonuç: Mezenterik lenfadenopati çocukluk çağında farklı şikayetlerle yapılan ultrasonlarda sık rastlanılan bir bulgudur. İzole mezenter lenfadenopatili olguların çoğunluğunda altta yatan ciddi hastalık yoktur. Bu hastalarda ayırıcı tanıda ilk sırada malignite düşünülmemeli ve muayene bulguları normal, şikayetleri sebat etmeyen olgularda gereksiz tetkik istenmemelidir. Çoğu olguda antibiyotik kullanımından bağımsız olarak görüntülemede lenf bezleri gerilemektedir. Son olarak aileler lenf bezlerini vücudun normal organları olduğunu bilmemektedirler. Bu konuda aile hekimlerine ve genel pediatri uzmanlarına görev düşmektedir.

Özet (Çeviri)

Objective: The aim of this study is to evaluate the prospective monitoring of the epidemiological characteristics, history, clinical and laboratory findings and etiologic distribution along with the malignancy risk of the patients admitted to Sisli Hamidiye Etfal Training and Research Hospital, Pediatric Emergency, General Pediatrics, Pediatrics Subspeciality, Pediatric Surgery Outpatient Department with any complaint and determined to have mesenteric lymphadenopathy in abdominal imaging Patients and Method: 106 patients between 1 month and 18 years of age diagnosed with mesenteric lymphadenopathy in abdominal imagings performed between June 2016 and December 2016 were included in the study. The demographic,clinical, laboratory and radiological findings of the patients enrolled in the study were recorded prospectively. Results: Of the 106 cases with mesenteric lymphadenopathy, 59 (55.7%) were males and 47 (44.3%) were females whose age ranged from 0.8 to 16.4 years (mean age 7.4). When evaluated according to the admission units, it was determined that 60.4% were referred from pediatric emergency outpatient department, 32.1% from pediatric subspeciality outpatient department, 5.7% from pediatric inpatient services and 1.9% from (2) pediatric surgery outpatient clinic. Patients were mostly found to have abdominal pain when they were examined according to the complaints of admission. Physical examinations were normal in 84.9% of our subjects. There was no statistically significant difference between laboratory parameter and long axis, short axis and long axis/short axis ratio of the lymph node. The mean length of the long axes of the largest lymph nodes was 13.4 mm ± 3.8 mm (6-25 mm), and the mean length of short axes was 6.3 mm ± 1.7 mm (3-10 mm). The lymph nodes of all subjects were ovoid. There was no statistically significant difference in patients with and without antibiotic treatment for the lymphadenopathy dimensions monitored in abdominal ultrasonography taken during follow-up period. Conclusion: Mesenteric lymphadenopathy is a common finding in ultrasonography with different complaints in childhood. In the majority of patients with isolated mesenteric lymphadenopathy, there is not a serious underlying disease. In these patients, malignancy should not be considered as the first in differential diagnosis and unnecessary examination should not be requested in subjects whose examination findings are normal and complaints are not persistent. In most cases, the lymph nodes are regressed on imaging regardless of antibiotic use. Lastly, the families do not know that the lymph nodes are normal organs of the body. In this regard, family physicians and general pediatric specialists should have a role for raising awareness about this subject.

Benzer Tezler

  1. Akut apandisit hastalarının histopatolojik sonuçları ile acil servisteki laboratuvar ve görüntüleme sonuçları arasındaki ilişkinin analizi

    With histopathological results of patients with acute appendicitislaboratory and imaging results in the emergency departmentanalysis of the relationship between

    ESAT BARUT

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2022

    Acil TıpSağlık Bilimleri Üniversitesi

    Acil Tıp Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. SONGÜL ARAÇ

  2. Pediyatrik hastalarda kesitsel görüntülemede saptanan creeping fat bulgusunun sebepleri, yaygınlığı ve laboratuvar korelasyonu

    Reasons, preservation and laboratory correlation of creeping fat finding detected on sectional imaging in pediatric patients

    EZGİ KARA

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2022

    Radyoloji ve Nükleer Tıpİstanbul Üniversitesi

    Radyoloji Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. ZUHAL BAYRAMOĞLU

  3. Crohn hastalığı tanısında ve takibinde enteroklizis sonrası yapılan ultrasonografinin tanı değeri

    Effectiveness of the ultrasonography which performed immediately after enteroclysis in diagnosis and follow-up Crohn's disease

    SÜLEYMAN HİLMİ AKSOY

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2001

    Radyoloji ve Nükleer Tıpİstanbul Üniversitesi

    Radyodiagnostik Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. UĞUR KORMAN

  4. İnce barsakların crohn hastalığının enteroklizis ve bilgisayarlı tomografi ile değerlendirilmesi

    Başlık çevirisi yok

    MOHAMMAD SADGHİ YENGEJEH

    Tıpta Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    1995

    Radyoloji ve Nükleer Tıpİstanbul Üniversitesi

    Radyodiagnostik Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. UĞUR KORMAN

  5. İntestinal crohn hastalığı nedeni ile rezeksiyon yapılan striktürizan ve non perianal fistülizan hastaların klinikopatolojik özelliklerinin analizi

    The analysis of clinico-pathologic characteristics in patients who underwent surgery due to stricturing and non-perineal fistulizing forms of crohn's disease

    HACI MURAT ÇAYCI

    Tıpta Yan Dal Uzmanlık

    Türkçe

    Türkçe

    2012

    Genel CerrahiSağlık Bakanlığı

    Gastroentoroloji Cerrahisi Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. ERDAL BİROL BOSTANCI