Geri Dön

Transformation of the Istanbul skyline since the 1950s

İstanbul şehir silüetinin 1950 sonrası değişimi

  1. Tez No: 485183
  2. Yazar: EBRU ŞEVKİN
  3. Danışmanlar: PROF. DR. MEHMET MURAT GÜL
  4. Tez Türü: Yüksek Lisans
  5. Konular: Mimarlık, Architecture
  6. Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
  7. Yıl: 2017
  8. Dil: İngilizce
  9. Üniversite: İstanbul Teknik Üniversitesi
  10. Enstitü: Fen Bilimleri Enstitüsü
  11. Ana Bilim Dalı: Mimarlık Ana Bilim Dalı
  12. Bilim Dalı: Mimarlık Tarihi Bilim Dalı
  13. Sayfa Sayısı: 176

Özet

İstanbul İehir Silüetinin 1950 Sonrası DeğiŞimi‟ baŞlıklı bu çalıŞma 1950‟den bugüne yüksek yapıların kent morfolojisine eklenmesi ile birlikte İstanbul silüetinde meydana gelen değiŞimi ortaya koymayı hedefler. İehir silüetleri tek bir bakıŞta kentin bütününe iliŞkin güçlü bir imge sunmaları sebebi ile kentlerin önemli bileŞenlerinden biridir. İstanbul gibi özgün fiziksel özelliklere ve zengin bir tarihi geçmiŞe sahip olan bir Şehir için de silüet tarih boyu önemli bir kentsel öge olmuŞtur. İehrin baŞkentlik ettiği iki büyük imparatorluk olan Bizans ve Osmanlı dönemlerinde İstanbul silüeti kent yönetimindeki mevcut dini ve siyasi otoriteleri temsil edecek biçimde ŞekillenmiŞ, sürekli bir değiŞim ve dönüŞüme tabi olmuŞtur. Ancak İstanbul silüeti 1950 sonrasında yaŞanan politik, ekonomik ve sosyal değiŞimlerin mimarideki karŞılığı olarak hızla inŞa edilmeye baŞlanan yüksek yapılarla beraber dramatik bir dönüŞüme uğrar. Özellikle 1980‟lerin sonundan itibaren hız kazanan bir süreçle kentin ülkenin global dünyadaki temsili haline gelmesi ile beraber sayısını artıran yüksek yapılar İstanbul silüetini güncel bir tartıŞma konusu haline getirir. Ancak bugün bu tartıŞmalar silüetin bozulup bozulmadığı gibi bir ikilemin içerisinde sürdürülmektedir. Oysa İstanbul silüetinde meydana gelen değiŞim 70 yıllık bir sürecin ürünüdür ve Şehrin sosyal, ekonomik ve siyasi dengelerinde yaŞanan önemli değiŞimlerin görsel bir karŞılığı olarak daha derin bir perspektiften tartıŞılmayı hak der. Bu çalıŞma İstanbul silüeti konusunu mimarlık tarihi perspektifinden ele alarak 1950‟den bugüne yaŞanan değiŞimi belgeler.“Silüet nedir”sorusu çalıŞmanın ilk kısmını oluŞturur. İlk Şehirlerin kuruluŞundan beri insanoğlu yüksek yapılar inŞa ederek kent silüetlerini ŞekillendirmiŞtir. Dini ve siyasi otoriteyi simgeleyen anıtsal ölçekteki yapılar Ortçağ Şehir silüetlerini oluŞturur. Endüstri devriminin kent morfolojisi üzerindeki „yıkıcı‟ etkisi ile kiliselerle yarıŞmaya baŞlayan fabrika bacaları silüette önceliğin hangi yapılara ait olması gerektiği tartıŞmalarının erken örneklerini doğurur. Ancak gökdelenlerin kent morfolojisine dahil olması ve silüete ekledikleri dramatik dikeysellik silüet tartıŞmalarını bugünkü boyutuna taŞır. 19.yy sonunda Amerika‟da ortaya çıkan ve takip eden yüzyıllarda önce Avrupa sonra Asya Şehirlerine yayılan gökdelenler ile Şehir silüetlerinde hakim olan dini ve siyasi otoritenin yerini ekonomi almaya baŞlar. Bugün gökdelenlerle oluŞmuŞ kent silüetleri finansal güç ile doğru orantılı olarak anılmaktadır. Yüksek yapıların 2. Dünya savaŞı sonrası Avrupa Şehirlerine yayılaması ve tarihi yapıların silüetteki hakimiyetlerinin sarsılması silüet üzerine yapılan tartıŞmaları koruma eksenine çeker. 20.yy sonu‟nda yükselmeye baŞlayan Asya Şehirlerinde ise muazzam yüksekliklere ulaŞan gökdelenlerle oluŞturulan silüetler kentlerin kimlik arayıŞına ve marka kent yaratma olgularına hizmet etmektedir. Özellikle son yıllarda silüet kentsel tasarımın önemli bir ögesi halini almıŞ, silüetin kontrolü ve tasarlanması üzerine farklı mekanizmalar geliŞtirilmiŞtir. Farklı Şehirler, kendi vizyonlarını ve önceliklerini göz önünde bulundurarak, konuyu çeŞitli hassasiyet noktaları üzerinden ele alır. Bu durum silüet konusundaki tartıŞmaların sadece İstanbul ile sınırlı olmadığı, her Şehrin kendi özgün dinamikleri ile konuyu ele aldığını ortaya koyması bakımından önemlidir. ÇalıŞmanın ikinci kısmında İstanbul silüetinin tarihsel geliŞimine odaklanılmıŞtır. İehrin Ortodoks-Hristian Bizans İmpratorluğu‟nun baŞkentliğinden Osmanlı İmparatorluğu tarafından fethi ile Türk-İslam kentine dönüŞümünün silüet üzerinden okunurluğu silüet kavramının İstanbul kent tarihi çalıŞmaları açısından önemini ortaya koyar. Aynı Şekilde Osmanlı İmparatorlu‟ğunun sosyal, ekonomik ve politik yapısında yaŞanan değiŞimler ve beraberinde getirdikleri yeni yapı tipleri, yapım teknikleri, yeni yerleŞim alanları gibi fiziksel çevredeki dönüŞümler de İstanbul silüetine yeni birer katman ekler. Tüm bunlar 1950 sonrasında yaŞanan değiŞimin geniŞ bir panoramada nereye oturduğunu anlamak açısından önemlidir. Erken Cumhuriyet döneminde baŞkentlik statüsünü kaybeden İstanbul geri planda kalır. Ancak bu durum 1950 sonrasında ülkenin Soğuk SavaŞ döneminin iki kutuplu dünya düzeninde kendini yeniden konumlandırması, 1980‟lerle beraber global dünya ekonomisine eklemlenmeye baŞlaması ve 2000‟lerle İstanbul‟un ülkenin global dünyadaki temsilcisi haline gelmesi ile değiŞime uğrar. Son bölüm çalıŞmanın özgün kısmıdır. Burada 1950‟den bugüne yüksek yapıların geliŞimi ve buna bağlı olarak silüette yaŞanan dönüŞüm ortaya konmaktadır. İlk olarak 1950‟den bugüne hem içlerinde yer aldıkları fiziksel bağlam hem de inŞa edildikleri zaman dilimi göz önünde bulundurularak „yüksek‟ olarak belirlenen yapılar GIS (Geographical Information System) isimli bilgisayar programı aracılığı ile, yapım yılı, kullanımı, mimarı, kat adedi, yükseklik bilgileri ile, harita üzerinde belgelenmiŞtir. Bu sayede hem yüksek yapıların coğrafi olarak kente yayılımı hem de geliŞmindeki kırılma noktalarını oluŞturan önemli yıl aralıkları belirlenmiŞtir. ÇalıŞma esnasında hem sosyal, ekonomik ve politik yapıda değiŞimlerin meydana geldiği dönemler hem de yüksek yapıların coğrafi dağılımı üzerinde durulmuŞtur. 70 yıl gibi geniŞ bir zaman aralığına yayılan değiŞim 1950-1960, 1960-1980, 1980- 1990, 1990-2000, 2000-2005, 2005-2010, ve 2010 sonrası olarak belirlenen zaman aralıklarında incelenmiŞtir. ÇalıŞmanın özgün kısmı yüksek yapıların kente yayılımını kronolojik olarak takip eden üç ana bölümden oluŞur. İlk olarak 1950-1980 yılları arasında yüksek yapıların ilk olarak inŞa edildikleri, aynı zamanda tarihi İstanbul imgesini oluŞturan, Tarihi Yarımada, Beyoğlu, Üsküdar bölgesine odaklanılır. Bu bölgede inŞa edilen Uluslararası Üsluptaki ilk yüksek yapılar ve Beyoğlu-Harbiye aksındaki otel projeleri ile İstanbul silüetinin dönüŞümünün ilk sinyalleri verilir. İkinci kısımda yüksek yapıların 1980 sonrasında Şehrin kuzeye doğru büyümesi ile beraber yayıldıkları Beyoğlu‟nun kuzeyi ile TEM arasında kalan bölge ve Maslak ele alınmıŞtır. Bu bölge yüksek yapı geliŞiminin en yoğun yaŞandığı bölgedir. Dolayısıyla silüetinin dönüŞümünde büyük pay sahibidir. Bu sebeple bu bölgedeki yüksek yapılar 4 alt baŞlıkta incelenmiŞtir; topografyanın yüksek yapıların görünürlüğünü önemli ölçüde etkilediği Dolmabahçe ve Maçka arasında kalan bölge, Barbaros Bulvarı, DikilitaŞ ve Fulya, 1980‟lerin sonundan bu yana inŞa edilen ofis kuleleri ile silüete yeni bir kimlik ekleyen Zincirlikuyu-Maslak aksı, sadece Boğaz üzerinden değil Haliç üzerinden algılanan silüeti de, 2000 yılı sonrasında, çok kısa bir süre içinde dönüŞtüren İiŞli, Bomonti, Mecidiyeköy bölgeleri. Son olarak yüksek yapıların 2005 yılı sonrasında yayıldığı Anadolu Yakası ve beraberinde silüette meydana getirdiği değiŞimler incelenmiŞtir. ÇalıŞmada 1950‟den bugüne İstanbul silüetinde meydana gelen değiŞim kamusal noktalardan çekilen fotoğraflar ve fotoğraflardaki yüksek yapılarla eŞleŞen haritalar aracılığı ile ortaya konmuŞtur. Tarih içinde sadece silüetin değil, bakı noktalarının da değiŞtiği göz önünde bulundurularak, sahil hattı, hakim tepeler ve ulaŞım yolları üzerinden kamusallığı yüksek olan noktalar belirlenmiŞtir. Bu bağlamda Üsküdar, Kuzguncuk sahilleri ve Çamlıca Tepesi‟nden, BeŞiktaŞ-Kadıköy vapuru, Boğaziçi ve Fatih Sultan Mehmet Köprülerinden Boğaz üzerinden gözlenen silüet; Moda Sahili‟nden, Boğaz‟ın Marmara giriŞi üzerinden; Unkapanı Sahili ve Süleymaniye Camii‟nden Haliç üzerinden gözlenen silüet ve Haliç Metro Köprüsü ve Cihangir Parkı‟ndan Anadolu Yakası‟nın silüeti değerlendirilmiŞtir. Genel kabulün aksine İstanbul silüeti tarih boyunca değiŞime ve dönüŞüme açık olmuŞtur. Bu çalıŞmada Bizans, Osmanlı ve Erken Cumhuriyet dönemleri boyunca süregelen bu değiŞime yeni bir halka olarak eklenen 1950 sonrası döneme odaklanılmıŞtır. YaklaŞık 70 yıllık bir süreçte hızla inŞa edilen yüksek yapılarla beraber İstanbul silüetine yeni bir katman eklenir. Bu yeni katman çalıŞmada ülkenin değiŞen sosyal, ekonomik ve politik yapısının görsel bir ifadesi olarak ele alınmıŞ, bu bağlamda İkinci Dünya SavaŞı sonrası İstanbul kent tarihi literatürüne katkıda bulunulmuŞtur.

Özet (Çeviri)

Without a doubt, Istanbul skyline which has been one of the key identifiers of the city through its long course of history, was transformed significantly after the 1950s with the aggressive verticality of the high-rises. Following the globalization of the world economy, numerous cities around the world faced with a rapid transformation concerning their distant image. Istanbul‟s unique physical characteristics vividly reveal and further dramatize the alterations in the skyline. Even though it is a widely spoken phenomenon, the subject of urban skylines is relatively an unexplored research area. In the case of Istanbul, discussions revolve around the question of whether the image of Istanbul skyline is broken or not. The thesis documents the development of high-rises starting from the 1950s up to today and discusses the transformation of the skyline as the visual correlative of the changes in the social, political and economic structure of the city as a subject of architectural history. In this regard, this study aims to contribute the existing literature on the architectural history of Istanbul in the post-Second World War period, and addresses the subject of urban skylines as a tool to study urban history of Istanbul. In order to achieve its aim the study documents the historical development of highrises in the city and subsequent transformation of the skyline. The rapid and intense alterations were studied via skyline views observed from publicly accessible vista points. The transformation was documented based on certain time intervals that caused significant transformations in the city‟s built environment. The analysis vividly indicates that the new layer on the skyline represent a turning point in city‟s urban history. The skyline of Istanbul historically shaped by religious and governmental authority has now a new layer representing the financial power parallel with the city‟s new role in the global world order while dramatically transforming the traditional outlook. Regarding the skyline‟s ability to convey messages about a city and the unique physical features of the Istanbul further dramatizing the impact, transformation of Istanbul skyline deserves to be studied by different academic disciplines and professionals and from a multidimensional perspective.

Benzer Tezler

  1. İstanbul derelerinin fiziki değişimi ve arazi kullanım ilişkisi

    Transformation of streams in Istanbul and the impact of landuse

    HÜLYA DİNÇ

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2015

    Şehircilik ve Bölge Planlamaİstanbul Teknik Üniversitesi

    Şehir ve Bölge Planlama Ana Bilim Dalı

    PROF. FULİN BÖLEN

  2. Mekânsal dijital ikizlere yönelik yapı modeli üretiminde prosedürel modelleme yönteminin tasarımı ve geliştirilmesi

    Design and development of procedural modeling method in generating structure models for spatial digital twins

    GÜÇLÜ ŞENYURDUSEV

    Doktora

    Türkçe

    Türkçe

    2024

    Bilim ve Teknolojiİstanbul Teknik Üniversitesi

    Geomatik Mühendisliği Ana Bilim Dalı

    DOÇ. DR. AHMET ÖZGÜR DOĞRU

  3. Karadeniz Ereğli Kalesi'nin mimari ve yapısal analizi ve bir kültür varlığı olarak değerlendirilmesi

    The architectural and structural analysis of Karadeniz Eregli Castle and evaluation as a cultural property

    AHSEN KARAGÖL

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2015

    Mimarlıkİstanbul Teknik Üniversitesi

    Mimarlık Ana Bilim Dalı

    PROF. DR. KEMAL KUTGÜN EYÜPGİLLER

  4. İstanbulda farklı kültürlerin yapı tasarım estetiğine analitik yaklaşım

    Different cultures in Istanbul analytical approach to building design aesthetics

    KAMURAN DİLARA ARAT

    Yüksek Lisans

    Türkçe

    Türkçe

    2015

    Sanat Tarihiİstanbul Kemerburgaz Üniversitesi

    Sanat ve Tasarım Ana Sanat Dalı

    YRD. DOÇ. DR. LÜTFİYE BOZDAĞ