Comparison of cleaning performances of nanosecond and femtosecond lasers on historical papers
Nanosaniye ve femtosaniye lazerlerin tarihi kağıtlar üzerindeki temizleme performanslarının karşılaştırılması
- Tez No: 486544
- Danışmanlar: PROF. DR. GÜNAY BAŞAR, YRD. DOÇ. DR. MEHMET FEVZİ UĞURYOL
- Tez Türü: Yüksek Lisans
- Konular: Fizik ve Fizik Mühendisliği, Physics and Physics Engineering
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 2017
- Dil: İngilizce
- Üniversite: İstanbul Teknik Üniversitesi
- Enstitü: Fen Bilimleri Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Fizik Mühendisliği Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 93
Özet
Gelişen bilim ve teknoloji ile lazerler yeni özellikler kazanırken kullanım alanları da artmıştır. Optik teknolojisindeki bu hızlı ve büyük gelişmeler, lazerlerin disiplinler arası kullanımını da yaygınlaştırmıştır. Lazer teknolojisinde oldukça önemli bir gelişme olan ultra hızlı ve hızlı lazerler belirli bir dalga boyunda çalışabilme ve kısa süreli darbeler üretip termal etkileri azaltma konusunda çok başarılı olduğu için doğrusal olmayan optik, biyomedikal görüntüleme, yüzey işleme gibi farklı sektörlerde tercih edilmektedirler. Sahip olduğu özellikler dolayısıyla bu tür lazerlerin kullanımının tercih edildiği bir alan da konservasyon alanıdır. Darbeli lazerler adından da anlaşılacağı üzere sürekli lazerlerin çalışma modunun aksine ışını belirli sürelerde, atımlar şeklinde üretirler. Darbeli lazerler sürekli lazerlerden farklı olarak pik gücü, darbe süresi (darbe genişliği) ve darbe tekrarlama frekansı gibi temel karakteristik özelliklere sahiptirler. Bu lazerler endüstride kesme, delme, işaretleme ve yüzey iyileştirme gibi geniş bir kullanım alanına sahiptirler. Isı transferini minimize eden çalışma prensipleri ile işlem yapılan materyale telafisi olmayan zararlar vermedikleri için tercih edilirlikleri çoktur. Nanosaniye lazerler nanosaniye mertebesinde (1 ns = 10⁻9 s) atım yapan lazerlerdir. Ns lazerler q - anahtarlama denilen özel bir teknolojik metot ile çalışırlar. Bu metot lazerin resonatörünün içerisine kazancı azaltan bir cihaz yerleştirilerek oluşturulur. Kovuk içerisinde kazancı zayıflatan cihaz q faktörünü azaltmak için çalışır. Yüksek q faktör demek kovuğun içindeki her bir turda düşük rezonatör kayıpları demektir ve bu amaçla kullanılan, kazanç azaltan cihaza q anahtarlama adı verilir. Bu yöntemin kullanılarak atım üretilen lazerlere de q - anahtarlı nanosaniye lazerler denilir. Q - anahtarlama ile darbeli lazer üretimi için çeşitli yöntemler vardır. Başlıca üç yöntem saymak gerekirse: mekanik kapaklar, elektro - optik kapaklar ve pasif kapaklar. Femtosaniye lazerler femtosaniye mertebesinde (1 fs = 10⁻15 s) atım yapan lazerlerdir. Fs lazerlerin kovukları içerisinde frekansları farklı olan elektromanyetik dalga dağılımları bulunur. Bu dağılımların her birine mod adı verilir. Modları aynı faza sokmaya ya da eş zamanlı salınıma zorlayan özel bir teknik vardır ve bu teknik mod - kilitleme olarak adlandırılır. Bu teknik ile kovuğun içerisindeki her elektromanyetik modun fazı sabit tutulur. Femtosaniye ve nanosaniye lazerler yüzey ablasyonu işlemi için çok tercih edilen lazerlerdir. Bir materyali işlemek ve yüzeyine zarar vermeden işlemi sürdürmek oldukça zordur. Bu işte materyale fiziksel ve kimyasal yapısının bozulmayacağı seviyede termal geçiş göz ardı edilebilir fakat kabul edilebilir denilen seviyeyi tutturmak zahmetli ve ön çalışma gerektiren bir iştir. Yüzeyin fiziksel, kimyasal özellikleri ve yüzeyin bulunduğu ortam koşulları analiz edilip, alınan sonuçlara uygun bir darbeli lazer seçildiğinde ablasyon işleminden en uygun sonuçların elde edildiği gözlemlenmiştir. Darbeli lazerlerin yüksek enerji kapasiteleri ve çok kısa zaman aralıkları boyunca yüzeyle etkileşebilme özellikleri neden ablasyon işi için tercih edildiklerinin cevabıdır. Lazer kovuklarında genel olarak Hermite-Gauss veya Laguerre-Gauss modlarında hüzmeler üretilirler. Her iki durumun da temel modu TEM₀₀ olarak adlandırılır ve uygulamalarda en çok bu mod kullanılır. Bir elektromanyetik dalganın enine elektrik alan ve şiddet dağılımları Gauss fonksiyonu formuna sahipse bu elektromanyetik dalga Gauss hüzmesi olarak adlandırılır. Paraksiyal yaklaşımla elde edilen Helmholtz denkleminin çözümü Gauss hüzmelerini verir. Elektrik ve manyetik alan şiddetlerinin birinci dereceden daha yüksek kuvvetlerinin etkin rol oynadığı bölge doğrusal olmayan optik bölgesi olarak adlandırılır. Doğrusal olmayan optiğin en temel olayı ikinci harmonik üretimidir. Doğrusal olmayan optik etkileşimler içerisinde ikinci harmonik üretiminin yanı sıra frekans ayrılması ve birleştirilmesi, faz eşlemesi gibi konular da önem taşırlar. Kağıt, resim, heykel gibi kültürel mirasların korunması nesilden nesile aktarılabilmesi için var olan konservasyon bilimi son zamanlarda bilim ve teknolojiden sıklıkla yararlanmaktadır. Bu alandaki araştırmacılar materyalin bozunma mekanizmasını, sebebini belirleme ve elde edilen bulgulara uygun yeni konservasyon uygulamaları geliştirme, uygulama konularına yoğunlaşmışlardır. Lazer teknolojisinin konservasyon işine girmesi de araştırmacıların yeni yöntemler arayışının bir sonucudur. Sorunun çözümüne uygun özelliklerde lazerler tercih edildiğinde kullanılan geleneksel yöntemlere göre daha verimli sonuçlar elde edildiği deneyimlenmiştir. Özellikle kırılgan yapıda olan kağıt eserlerin fiziksel ve kimyasal yapısının bozulmadan temizlenebilmesi için atımlı lazerlerin kullanımı son zamanların en popüler konularından biridir. Çalışmanın ilk kısmında deney sırasında kullanılacak kağıt örnekler hazırlanılmıştır. Burada amaç temizleme işlemi yapılacak örneğin temizlenebilmesi hedeflenen asıl esere olan benzerliğini kimyasal ve fiziksel olarak arttırmaktır. Arşivlerde bulunan Osmanlı eserlerinden ilham alınarak hazırlanan örneklerde üç farklı ahar türü kullanılmıştır. Mısır, buğday ve şaplı yumurta aharlarının en uygun ve yaygın olduğuna karar verilmiştir. Aharlanan her bir kağıda mühreleme işlemi de uygulanmıştır. Bunlara ek olarak hiç bir ahar türünün kullanılmadığı örnekler de bu çalışmada kullanılmıştır. Yapay olarak hazırlanması hedeflenen örnekleri kirletmek için iki farklı kir türü seçilmiştir. Bu türlerden biri grafit tozu diğeri de kütlece 1:1 oranında hazırlanmış grafit tozu - kaolin kili karışımıdır. Yüzeye uygulanan her katman kir için yüzey tekrar tekrar mührelenmiştir. Yüzey kirinin mührelenmediği bir örneğin hazırlanması da ihmal edilmemiştir. Aharları yapılan ve kirletilme işleri biten örnekler belirlenen ASTM D 4714 ve TAPPI 544 cm −08 standartlarınca eskitilmişlerdir. Hazırlanan örneklerin temizlenmesi için iki farklı deney düzeneği kullanılmıştır. Düzeklerin birinde 1030 nm dalga boyuna sahip Yb: Cam femtosaniye kullanılmıştır. Her iki düzenek için üç boyutta hareket edebilen konumlayıcı kullanılmıştır ve örnekler bu konumlayıcı üzerine yüzeylerine lazer hüzmesi düşebilecek şekilde yerleştirilmiştirler. Femtosaniye lazerin kullanıldığı deney düzeneğinde lazer ışını 25 mm odak uzaklığına sahip bir silindirik lens ile örneğin üzerine odaklanmıştır ve örnek bilgisayar kontrolü altında hareket ettirilerek yüzeyin taranması sağlanmıştır. Atım enerjsinin 100 μJ' den 200 μJ'e yirmişer yirmişer çıktığı düzenekte her bir enerji seviyesi için örnek üzerinde 15 × 15 mm²'lik alanlar taranmıştır. Diğer düzenekte ise 1064 nm dalga boyuna sahip q - anahtarlı Nd: YAG nanosaniye lazer tercih edilmiştir. Dört farklı harmoniğe sahip bu nanosaniye lazer için düzenekte iki farklı lens kullanılmıştır. Temel ve ikinci harmonik için odak uzaklığı 100 cm olan ıraksak lens tercih edilirken, üçüncü ve dördüncü harmonik için odak uzaklığı 20 cm yakınsak lens tercih edilmiştir. Dört farklı harmonik için dört farklı fluens kaydedilen düzenekte her bir fluens yüzeyin üzerine 1 atım ve 10 atım olarak uygulanmıştır. Kağıt örneklerin yüzeylerine sürülen aharın yüzeyde yaklaşık olarak nasıl bir kalınlaşma meydana getirdiği bilgisine ulaşabilmek için ayrı örnekler hazırlanmıştır. Aharlanan, kirletilip eskitilen sonrasında da temizlenen örneklerle aynı tür kağıt kullanılmıştır. Aharın bu anlamdaki etkisi araştırılmadan önce yüzeyin kendisinin sahip olduğu pürüzlülüğe de bakılmıştır. Bu pürüzlülüğe bakmadan önce yüzeyin olması gerekenden biraz daha pürüzsüz olabilmesi için mühreleme işlemi uygulanmıştır. Burada amaç yüzey mührelense bile mutlaka bir pürüzlülüğe sahip olduğunu göstermektir. Aharlanmadan sadece mührelenen örneğin profilometresine bakıldığında iki referans noktası arasında ∼6μm gibi bir fark okunmuştur. Aharın oluşturduğu kalınlığa bakabilmek içinse kağıdın bir kısmına ahar uygulanırken diğer kısmı temiz bırakılmıştır. Temiz bölge ve aharlı bölgenin birbirinden ayrıldığı ince çizginin gözlemlenebilirliğinin kolay olması umularak profilometre (Veeco DEKTAK 150 Profilometre) ile ölçümler alınmıştır. Elde edilen verilerin grafiğe dökülmesi ile birlikte birbirinden ayrılan iki bölgenin hemen üzerinde olması gerekenden fazla bir pürüzlülük gözlenmiştir. Bunun sebebi fırça ile sürülen aharın tam olarak o bölgede birikmesidir. Bu birikim göz ardı edildiğinde ahar sürülen bölge ile temiz bölge arasında ∼14μm yükseklik farkı gözlemlenmektedir. Buradan çıkarılabilecek yorum sürülen aharın yüzeyde ∼14μm bir kalınlaşma yarattığıdır. μm seviyesindeki bu kalınlaşma lazerin temizleme performansını mutlaka etkileyecektir. Yüzeye sürülen her bir ahar türünün örnek üzerine düşürülen ışının ne kadarını geçirdiğini ya da ne kadarını soğurduğunu saptayabilmek amacı ile morötesi spektrometre (Agilent 8453) ile ölçümler yapılmıştır. Işın geçirgenliği az olan aharın kağıdın lif yapısını daha iyi koruyacağı en iyi bilinen sonuçlardan biridir. Yapılan ölçümlerin grafiklerine bakıldığında mısır aharının geçirgenliğinin diğer ahar türlerine göre daha az olduğu gözlemlenmektedir. Buğday aharının geçirgenliği mısır aharından daha yüksekken, en yüksek geçirgenlik seviyesine şaplı yumurta aharının sahip olduğu görülmektedir. Renk ölçümleri de elde edilen bu sonuçları destekler niteliktedir. Renk ölçümlerinde de mısır aharının kullanıldığı örneklerde en uygun temizlik yapıldığı sonucu elde edilmektedir. Yapılan temizlik işleminden sonra temizlenen her bölgeye spektrofotometre ile renk ölçme işlemi uygulanmıştır ve CIE L∗a∗b∗ renk sisteminden faydalanılmıştır. Bu uygulama her bir temiz hücrenin L∗, a∗ ve b∗ değerlerini ölçüp kaydetmek için kullanılmıştır. Önceden belirlenen referanslar ile karşılaştırabilinmesi için uygun bir matlab kodu yazılarak sonuçlar değerlendirilmiştir. Femtosaniye ve nanosaniye lazerler ile farklı fluensler kullanılarak temizlenen bölümleri 20x büyütme altında mikroskop görüntüleri (Nikon, Eclipse, LV150L) alınmıştır. Bu işlem her bir örnek için yapılmıştır. Burada amaç kağıt örneklerin lif yapılarına bakarak ne kadar temizlendikleri hakkında bilgi sahibi olabilmektir. Femtosaniye lazer için fluens azaltıldıkça temizleme kapasitesinin de azaldığı rahatlıkla gözlenmektedir. Nanosaniye lazerin temel ve ikinci harmonikleri için de sonuç aynıdır. Fluensin yüksek olduğu yerlerde kirin temizlenme oranının daha yüksek olduğu gözlenmektedir. Üçüncü ve dördüncü harmonikler için de sonuçlar değişmiyormuş gibi gözükse de bu harmoniklerin enerjilerinin örneklerin lif yapılarına zarar verebilecek seviyede olmasından kaynaklanan sonuçlar elde edilmiştir. Fiber bağlarının kopması ile yüzeyde gözle görülebilir seviyede pamuklanmalar oluşmuştur.Bu durumdan ötürü üçüncü ve dördüncü harmonikler deney esnasında kullanılan kağıt örneklerin kimyasal yapılarına uygun değildir. Nanosaniye lazer ile temizlenen örnekler için değerlendirilmesi gereken bir diğer durum da deney esnasında kullanılan atım sayılarıdır. Her bir fluensin 10 atım şeklinde uygulanması ile elde edilen veriler 1 atım olarak uygulandığı zaman elde edilen verilere göre örneklerin daha iyi temizlendiğini göstermektedir. Bu çalışmalar ile elde edilen verilere bakıldığında femtosaniye ve nanosaniye lazerlerin kağıt temizliği için uygun olduğu sonucuna varılmaktadır. Deneylerde kullanılan, termal etkiyi minimize etme özellikli lazerler, üzerinde kullanılacak kağıdın bir çok özelliği göz önünde bulundurularak dikkatlice seçilmelidir. Elde edilen verilere göre kağıdın ahar türü, kirin türü ve kirin mühreli olup olmayışı temizlik işini ciddi anlamda değişikliğe uğratabilen parametrelerdir. Bu parametreler göz önünde bulundurularak seçilecek uygun lazer ile yapılacak temizlik işlemleri kağıt eserlerin bir çok nesile daha tahrip edilmeden ulaşmasını sağlacaktır.
Özet (Çeviri)
Properties of lasers are evolved with developing science and technology and this improved properties made usage areas of lasers wider. Interdisciplinary use of lasers is expanded by rapid and important development in optics. Ultrafast and fast lasers are used in nonlinear optics, biomedical imaging, surface ablation because of some properties of these lasers such as non-thermal effect and short repetition rate. These pulsed lasers are also used for conservation science due to properties they have. Pulsed lasers do not work as continuous wave lasers, they generate the light in pulsed form. Pulsed lasers are different then continues lasers because pulsed lasers have some characteristic features like pulse duration, pulse repetition rate frequency and peak power. These lasers are used for cutting, drilling, marking, surface restoration in industry. Heat transfer is minimized so pulsed lasers do not create nonrecoverable problems to processing material therefore, this feature made pulsed lasers more preferable. Nanosecond lasers produce pulses in nanosecond regime (1 ns = 10⁻9 s). These lasers have a special technique to generate pulses. This method is formed by putting some device which decreases the gain in laser resonator. The device works to reduce q factor. High q factor means low resonator loses in each rounds and the device which makes this procedure called 'Q - Switched' and the lasers are called 'Q - Switched laser'. There are few methods to generate of pulsed lasers with q-switching. Here are the three significant methods: mechanical shutters, electro-optic shutters and passive shutters. Femtosecond lasers generate pulses in femtosecond regime (1 fs = 10⁻15 s). There are some distributions of electromagnetic waves that have different frequencies in laser cavity. These distributions are named as 'mode'. There is also a special technique to make the mode in same phase is entitled as 'mode - locking'. The phases of all electromagnetic waves in the cavity are kept stable with mode - locking. Inside the laser cavities generally Hermite-Gauss or Laguerre-Gauss mode beams are generated. The fundamental mode of the two beams are called as TEM₀₀ and this mode is the most used mode in the applications. If an electromagnetic wave's transverse electric field and intensity distribution are in the form of Gauss, then this electromagnetic wave is called as Gauss beam Helmholtz equation solution with paraxial approximation gives Gauss beams. The region, which is efficient by higher than first order of power of the force of Electrical and magnetic field intensities, is called as non-linear optical region. The most fundamental part of the non-linear optics is generation of the second harmonic. Besides that, sum - frequency generation and difference - frequency generation, phase matching are some of the important topics. Femtosecond and nanosecond lasers are better than other options for surface ablation. It is hard to ablate a material surface and keep the process clean and proper. In the ablation process, a level of heat transmission is acceptable but determining this acceptable level is an exhausting job and this job requires preliminary work. A proper pulsed laser should be chosen according to physical, chemical properties and environmental conditions of the surface for best ablation. High energy capacity and short duration of interaction with the surface is the answer why pulsed lasers are preferred most for ablation. Existence of conservation science depends on preserving cultural heritage objects such as paper, painting, sculpture and lately, conservation provides benefit from science and technology. People who work in this job investigate reason of decomposition, decomposition mechanism of the material end new conservative methods. Using laser in this area is a consequence of searching a new method for cleaning of artifacts. Choosing a laser which is proper for removing extraneous substances gives amazing results compared to traditional methods, especially for paper samples have fragile structure. Preparing the samples is the first step of the experiments. Aim of the first step is to simulate Ottoman papers with sizing physically and chemically. Three differences sizing types are used; alum- egg sizing, corn starch sizing, wheat starch sizing. Every sized sample is glass burnished. Samples without sizing are also prepared. Two different contamination types are used for all pieces; graphite and graphite + kaolin mixture. This mixture contains graphite and kaolin with 1:1 ratio by mass. Glass burnish is used to improve the adhesion of the surface contamination. There is also a sample that is not glass burnished after contaminated. ASTM D 4714 ve TAPPI 544 cm −08 standard is preferred for ageing process. Two different experimental setups are used during this study. A Yb: Glass femtosecond laser has 1030 nm wavelength is used for a part of experiment. A x-y-z stage is used for both setup to move samples during the experiment. A cylindrical lens of focal length 25 mm is used in fs setup and the samples are moved by a computer to get 15 × 15 mm² clean areas. Pulsed energy is changed from 100 μJ to 200 μJ by 20 at a time. A Q switched system Nd:YAG laser has 1064 nm wavelength is used for the other setup. This laser has four different harmonics and two different lenses are used according to this harmonics. A diverging lens of focal length 1000 mm is used for fundamental and second harmonics. A converging lens of focal length 200 mm is used for third and fourth harmonic. Four different fluences are recorded for four different harmonics. These fluences are applied to the surfaces as 1 and 10 shots. Usage of a sizing type causes some thickening on sample surface so some new samples are prepared for determining this thickness approximately. Same papers are used for preparing for new samples. Investigate to own surface roughness of sample is the first step before specifying to affect of sizing about thickening. Burnishing process is applied to the surface and this makes sample surface more smooth than the original. Aim of burnishing implementation is demonstrate the sample roughness even if the surface exposed to burnishing. There is approximate ∼6μm differ between red and green line. Second step is determining of thickness which is created by sizing. Sizing is applied to a half of a the sample and other part of sample is kept clean. Profilometer (Veeco DEKTAK 150 Profilometer) measurements show ∼14μm difference between red and green line bordering on clean part and sizing part. According to graphic of this measurement there is some accumulation on border. Possible reason of the accumulation is applying sizing by a brush. ∼14μm thickness may the answer of what thickness of a sizing is. ∼14μm is not on the negligible level for effecting laser cleaning performance. Absorbance and transmittance values of sizing types are studied as a part of the experiment. A regular UV spectrometer (Agilent 8453) is used for determining how much of an incident light is absorbed or transmitted by a sizing type. The following result is well known: the structure of the paper with low light transmission starch will be get less damage. When the graphics of the results are examined, corn starch transmission is lower then the other starch kinds. Beside that, when the corn starch has the lowest transmission, transmission of alum egg starch is very high. Also color measurements support these results. With color measurement results, corn starched samples are cleaned best when compared with other samples. A simple spectrophotometer is applied to all cleaned surfaces and color changes measured by CIE L∗a∗b∗ color space. This color space is preferred for recording L∗, a∗ and b∗ values. A matlab code is written for comparing results with testimonial ones. 20x microscope images (Nikon, Eclipse, LV150L) of all samples which are cleared by femtosecond and nanosecond lasers with using different fluences, have been taken. The aim of this process is to investigate the fibre structure of the samples to see how much they are cleaned by the lasers. Decreasing clearing performance is obtained apparently with decreasing fluence for femtosecond laser. It is also same for the fundamental and second harmonic of the nanosecond laser. For the third and fourth harmonics of the nanosecond laser, the results looks like the same with fundamental and second harmonic. On the other hand, fibre structure of the samples are damaged, even if they are cleaned, because of the high energy. The deformation can be seen on surface of the samples caused by the broken fibre structure. Because of that, third and forth harmonics are not suitable to work with the samples which are used during the experiment. Beside these, the number of applying pulses are also important for nanosecond lasers. For each fluence, applying 10 shots gives better cleaning results than applying 1 shot. Consequently, femtosecond and nanosecond lasers are the best choice for the cleaning of artworks according to experiment results. These non-thermal pulsed lasers have to choose carefully considering various properties of paper. Sizing type, using burnishing or not, contamination type are all deterministic parameters for cleaning process. Using pulsed lasers for conservation is one of the important method to transfer paper artworks from generation to generation.
Benzer Tezler
- Bulaşık makinesi enerji tüketimi?yıkama performansı ilişkisinin incelenmesi
A study on the relation between energy consumption and cleaning performance of dishwashers
ERMAN TUTKAK
Yüksek Lisans
Türkçe
2010
Enerjiİstanbul Teknik ÜniversitesiMakine Mühendisliği Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. MUSTAFA ÖZDEMİR
- Trafik kazası yaralanma şiddeti tahmini için makine öğrenmesi yöntemlerinin karşılaştırılması
Comparison of machine learning methods for traffic accident injury severity prediction
AYMAN ALMADANI
Yüksek Lisans
Türkçe
2024
TrafikBursa Teknik Üniversitesiİnşaat Mühendisliği Ana Bilim Dalı
DR. ÖĞR. ÜYESİ NURTEN AKGÜN
- An investigation of the effect of diamine type on the structure and water softening performance of polyamide nanofiltration membranes
Diamin tipinin poliamid nanofiltrasyon membranlarının yapı ve performansı üzerine etkisinin incelenmesi
GİZEM DENİZKUŞU
Yüksek Lisans
İngilizce
2020
Mühendislik Bilimleriİstanbul Teknik ÜniversitesiKimya Mühendisliği Ana Bilim Dalı
PROF. DR. ŞERİFE BİRGÜL ERSOLMAZ
DR. SİMGE TARKUÇ
- Çinko oksit (ZnO) nanoyapıların organik güneş pillerinde uygulaması
Organic solar cells on ZnO nanostructures
FARUK BALLIPINAR
Yüksek Lisans
Türkçe
2012
Enerjiİstanbul Teknik ÜniversitesiEnerji Bilim ve Teknoloji Ana Bilim Dalı
PROF. DR. FİGEN KADIRGAN
- Veri madenciliği ile çalışanların yıpranma durumu tahmini ve kapsamlı performans analizi
Employee attrition prediction and comprehensive performance analysis with data mining
ÖZLEM YÜREKLİ
Yüksek Lisans
Türkçe
2024
Yönetim Bilişim SistemleriSelçuk ÜniversitesiYönetim Bilişim Sistemleri Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. İLKNUR ÇEVİK TEKİN