Müstehcenlik
Başlık çevirisi mevcut değil.
- Tez No: 4877
- Danışmanlar: DOÇ. DR. FERUDUN YENİSEY
- Tez Türü: Yüksek Lisans
- Konular: Hukuk, Law
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 1988
- Dil: Türkçe
- Üniversite: İstanbul Üniversitesi
- Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Kamu Hukuku Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 113
Özet
(D ÖZiüT Küstehcen, pornografik ve erotik ilt benzeri kavramları önce bir kelime olarak ele alıp etimolojik bir değerlendirme yaptığımızda, bir ortak özellik olarak hepsinin cinsellikle ilgili olduğunu, sek süel hayatı dahaziyade bayanı bir şekilde ele almanın sözsel ifade leri olduğunu görüyoruz. Bu kelimelerin ortak noktaları olan cinsel lik ve özellikle de bayağılığın yoğunluğu bu kavramları birbirinden ayırt etmemize yarar. Sonuç olarak müstehcen ve pornografik, edep ve haya duygularına aykırı, yakışıksız, iğrenç, ayıp, müstekreh, açık saçık olandır. Erotik ise pornografik ve müstehcenliğe göre duygu ve aşk yönüne olandır. Tarihteki belli başlı medeniyetlere baktığımızda (Mezopotamya Eski mısır, hintliler, Israiloğulları, Antik Yunan Antik roma, Hris- tiyanlık,“Çürk tarihi, İslâm medeniyeti) şu sonuçlara ulaşırız. I. Cinsellik çokeski çağlardan beri imkânların elverdiği ölçü de jinsanîarın çeşitli şekillerde ele aldığı bir konu olmuştur, îine pornografi teknik gelişmeye paralel olarak yaygınlaşma ve ge lişme göstermiştir. Günümüzde ise gazete, dergi, sinema video araç- larifla etkili olmaktadır. 2. Sanılanın aksine cinsel serbesti vebu göndeki ilerleyiş çağı mıza ve çağıroızdaki batı toplumuna özgü değildir, eski medeniyetlere baktığımızda toplumların bu konudaki eğitimleri birbirine zıt geliş meler gösterdiğinigörmekteyiz. 3. Çeşitli fikir akımları felsefi görüşleri ve dinler bu konuda olumlu veya olumsuz etkiler göstermiştir. 4. İki zıi kutup olan toplumlurda refah ve darlık dönemlerinde özelliklede gelir dağılımının aşarı degesiz olduğu zamanlarda fuhuş ve sefahat eğiliminin arttığı görülmektedir İnsan davranışı çok bileşenli, komplike bir yapıca sahiptir. Onu davranmaya iten ”itki'“ 1er için geçerli olduğu gibi onun bun lara karşı oluşturduğu cevapların çeşitliliğinde de aynı yargı söz konusudur. insan davranışının temelinde bulunan ve insanı davranmaya iten temel ihtiyaç güdüleri vardır, ^orunmajbarınmajbeslenmej cin sellik gibi. fifu temel güdüler toplumsal hayatta değişiv ti çekildebir gözgezdirmeden sonra Hukuk felsefesi Anayasa Hukuku, Milletlerarası Hukuk daha sonrada Ceza hukuku açılaran dan ince lemeler yapalım. Ahlâk hem bir davranış kuralı hemde bir başka davranış kuralı olan hukukun üç unsurundan biridir. Ahlâk ile hukukun benzerlikleri veayrılıklarını şöylece özetleyebi liriz. Hukukta ideal adalet iken, ahlâkda bunun yerini iyi alır. Bundan da şu sonuçlar çıkar. I.Hukukun ağırlık merkezi ile çıkış noktası dış fiiller ahlakın ise iç fiillerdir. 2. Htûaık heteron-Tii ahlaktr atonomi hakimdir. 3. Hukukta insanın özgürlüğü ahlaktakine cr*nla daha aşdır. Hukukta ahlâkın ortaklama yenleri: I. Kaimeme muhtera yönünden ahlak ve hukuk arasında bir birlik olabilir. 2- Hukuk ahlâkın gelişmesine imkân sağlar. 3- Ahlâkta hukuku destekler. Ahlak hukuk ilişkisinde konumuz açısından en çarpıcı nokta ahla kın hukukun belirleyicilerinden biri olmasıdır. Hukuk etik değerle belir li yani ayırıcı karakterlerinden biri ahlaksallık olan bir davranış ku ralıdır. Hukuk ahlaksızlığa ne zorlayabilir ne de imkân sağlayabilir. Hukuk ideali ve fonksiyonel varlığı itibariyle ahlakı gerçekleştirmekle yükümlü bulunmakta; fakat ferdi ve sosyal emprik şartlar buna imkân ver mediği için zorunlulukla bir kesimini sınırları dışında bırakmaktadır. Anayasamızda yer alan Fikir ve Basın hürriyetleri ile bu hürriyet lerin varyasyonu hürriyetler ”kamu yararı“ ”genel sağlık“ ve ”genel ah lâkın korunması“sebepleriyle çeşitli sınırlamalara tabi tutulabilir Konumuz müstehcenlik açısından genel ahlâk deyince seksüel konularla ilgili ahlâkı anlamak gerektiği bir gerçektir. Anayasamızda yer alan Aile ve Gençlerin korunmasına ilişkin hü kümler de müstehcenlik ile ilgili özel bir anlam taşıyûr diyebiliriz. Birçok milletlerarası konferans ve sözleşme ile müstehcenin yayıl ması ve küçüklerin ezel olarak korunması sağlanmak istenmiştir. Çünkü bu tür yayın ticareti uluslararası boyut kazanmıştır. Bunlar kronolojik sırasıyla 1893 Lozan kıı ^resi, IS04 Kolonya ^ongresi 1908 Paris Eongresi, 1910 Paris antlaşması (Bu anlaşma 4 Mayıs 1949 tarihinde Lake Sucess^e ta dil edilmiştir) 1923 Cenevre Kukavelesi, 1927 Ceza Hukukunu birleştir me birinci milletler arası konfgransı 1930 Bürüksel Konferansı Bunlar(4) içind^ en önemlileri Paris ve özellikle Cenevre sözleşmeleridir ve dev letimiz bu sözleşmelere katılmıştır. Bir çok ülke gibi iç mevzuatı 'da buradaki* an ilkeler çerçevesinde oluşturmuştur. Müstehcenlik Ceza kanunumuzun 2. kitabının b. babında yer alan adabı umumiye ve nizamı aile aleyhine cürümler başlığını taşıyan suç lar arasında düzenlenmiştir. Bu suçlar aynı başlıkları taşımalarına rağmen Mehaz 1889 kanunundan ayrılmıştır. Memleketin bünye ve özellik leri gozbnünde alınarak bazı ekler ve değişiklikler yapılmıştır. Müstehcenliğin bu bapta düzenlenen diğer suçlardan önemli bir farkı diğerlerinin esas' itibariyle tatmine yönelik bir durumu varkenmüsteh- cenli k tahrik esasına dayanır ve bu suçlarfin^psikososyal yönden alt yapısını hazırlar. Müstehcenliğin önlenmesi sorunu hakkında hukuki literatürde Çağlayan, Donay/.Uönmezer, Xarsuvat ve Ereni' in görüşlerini zikrettik. Bu yazarlardan Yârsuvat hariç tümü müstehcenliğin önlenmesi konusunda müttefik oİma”kla birlikte değişik gerekçeler öne sürmektedirler. Müstehcenlik edep ve iffete tecavüz ye İPCK 57 6. md. deki suçla benzerlik arzetmesine rağmen önemli farklılıklarıma vardır. Edep we iffete 4.ffe4o tecavüz Suçunda bilfiil ortada bulunan hayasızca vaz»ti hareketleri icra edendir; müstehcen hareketleri yapan asıl odur. Oysa müstehcenlikte tecavüz edenbasılmış şeyler eserler matbuaları eşyalar- dır. Bu suç tarih itibarıyla oldukça yeni zamanlarda ortaya çıkmış tır. 7e teknolojik gelişmeye parala olarak' da çeşitlenmiş ve yaygın laşmış kısa süreler içinde sürekli değiştirilmiştir. Bu suçun ülkemizdeki tarihi değişimi şöyle olmuş tur.192 6* de yürürlüğe giren TCK yap kadar I343f23 md. müsfeiMgenel adaba çeşitli vasıtalarla tecavüz konusunda sadece müstehcen yayında bulunmayı ya saklamıştır. I^Ö^da yürürlüğe giren ÎCK' nın 426, 427 ve 428, madde lerine bu hükümler 1474 Kanununun 132 maddesini değiştiren 1341 kanu nunun 22. maddesiptan intikal etmedir. Bu hususta 1864 Matbuat Nizam namesinden "hüküm mevcuttur. 1826 metnine kadar metinler sadece müstehcen yayından dolayı sorumluluğa ilişkin bulunmükta ve sadece basın aracı olarak görül mektedir.(5) Kanunda 6.5.1988 da önemli değişiklikler yapılmış yine II. 6. 88 de de hafif bir değişiklik yapılmıştır. Müstehcenlik suçunda korunan hukuki menfaat konusunda değişik görüşler mevcuttur. Bunlar genel ahlâk yani toplumun ar re haya duygusu, Cinsel özgürlük veya haysiyet, istispaf nitelikte olmakla birlikte Kamu sağlığı ve kamu güvenliği olarak ifade edilmiştir. Müstehcenliği tarife hususunda mevzuatta iki eğilim vardır. Alman Yunan, Islânda, Danimarka, Lükeenburg, Grondland, i1 ransa, Belçika gibi bir çökülkc Ceza Kanununda tarif yoktur. İstisnai olarak İngiltere, İtalya ve mulg
Özet (Çeviri)
Özet çevirisi mevcut değil.
Benzer Tezler
- Nev'î-Zâde Atâyî'nin üç mesnevisinde cinsel söylemler ve iktidar ilişkileri
The sexual discourses and power relations in the three masnavis of Nev'î-Zâde Atâyî
ASLI YERLİKAYA
Yüksek Lisans
Türkçe
2014
Türk Dili ve Edebiyatıİhsan Doğramacı Bilkent ÜniversitesiTürk Edebiyatı Bölümü
DOÇ. DR. NURAN TEZCAN
- Müstehcenlik suçu
Crime of obscenity
YUNUS ANIL AY
Yüksek Lisans
Türkçe
2017
HukukÇağ ÜniversitesiKamu Hukuku Ana Bilim Dalı
PROF. DR. MUSTAFA TEVFİK ODMAN
- Müstehcenlik suçu
Obscenity crime
TUĞÇE IŞIKOĞLU
Yüksek Lisans
Türkçe
2021
HukukBursa Uludağ ÜniversitesiKamu Hukuku Ana Bilim Dalı
PROF. DR. ZEYNEL TEMEL KANGAL
- Müstehcenlik suçu (TCK M. 226)
The offense of obscenity
ÖZGE DUMAN
Yüksek Lisans
Türkçe
2019
Hukukİstanbul ÜniversitesiKamu Hukuku Ana Bilim Dalı
DR. ÖĞR. ÜYESİ SERDAR TALAS