Siyasi olaylarla 1917-1945 dönemi Türk-Sovyet ilişkileri
Başlık çevirisi mevcut değil.
- Tez No: 4876
- Danışmanlar: YRD. DOÇ. DR. KEMAL MELEK
- Tez Türü: Yüksek Lisans
- Konular: Siyasal Bilimler, Political Science
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 1988
- Dil: Türkçe
- Üniversite: İstanbul Üniversitesi
- Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Uluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 165
Özet
ÖZET 19» Yüzyılda giderek hız kazanmaya taşlayan 2&beralizm, Nas yonalizm ve Sosyalizm gibi, Fransız Devriminin ortaya çıkar dığx fikir akxmlarx, Avrupa'da yeni siyasal gelişmelere neden oldu. Avrupa »nxn önde gelen devletleri“birbirleri ile bir sömürge kurma yarxsxna giriştiler. Böylece ortaya çxkan rekabet, 20. yUzyxlxn başlarına doğru kuvvetler dengesinde iki blok yarattx. Bunlardan birincisi Almanya, Avusturya ve İtalya'nın oluşturdukları ”îtti- fak Devletleri“, ikincisi ise İttifak'a karşx kurulmuş İngiltere, Fransa ve Rtısya'dan oluşan '5 îtilaf Devletleri”bloku İdi. 1914 yılı geldiğinde bu iki blok arasında biriken olaylar ne ticesinde Birinci Dünya Savaşı patlak verdi. îttifak Devletleri' nin zaferi ile sonuçlanan bu savaş sonrasında tarihten bazı dev imparatorluklar siliniyordu. Bunlardan birisi de yaklaşık 600 yıl lık Osmanlı İmparatorluğu idi. Osmanlı Devleti'nin sona ermesine yakın bir dönemde başta sü rekli çatışma halinde bulunduğu Rus Çarlığı olmak üzere, diğer müt tefik devletleri Osmanlı topraklarını bölülme planları yapıyorlardı ve bu planlar doğrultusunda toprakları işgal ediyorlardı. Rusya, kağıt üzerinde de olsa gözünü diktiği İstanbul ve Boğazları alıyor du. £neak her ne kadar da savaşı kazanan bir devlet olmasına rağ men, Rusya'da çok önemli iç olaylar büyük bunalımlar yaşanıyordu. Fikir akımlarından biri olan Marksizim, ülkenin içinde bulunduğu mevcut olanakların etkisiyle de çok geniş uygulama ve yayılma im kanı buluyordu. Marksist fikirlerin yayılması ile kitleler bilinç lenip, Rus Çarlığı'na ve onun düzenine karşı ayaklanmaya başlamıştı. Gittikçe artan huzursuzluklar ve isyanlar, Rusya'da bir iç savasxn çıkmasına olanak tanıdı. Bir yanda iç savaş, diğer yanda Dünya savaşı Rus ekonomisini ve Sosyal hayatı iyice felce uğratmıştı. 1917 Ekiminde yapılan bir devrim ile Rus Çarlığı yıkılıp yerine Bolşevik iktidarı ileSovyet Rusya kuruluyordu. Bolşeviklerin iktidara gelmesi i 3e içte ve dxşta uygulanan Çarlık siyaseti de ortadan kaldırılıyor, Sovyet düzeni kurulu yordu. Çarlık Rusyaûınm yapmış olduğu andlaşmalar iptal edilir ken, Çarın gizH andlaşmaları da gözler önüne seriliyordu, 20. Yüzyılın belki de en önemli olaylarından biri Rusya'da meydana gelirken, diğer bir önemli olayda Anadolu'da ortaya çıka caktı. Osmanlı Devleti'nin üç kıtada sahip olduğu topraklar yavaş yavaş koparılarak bölüşülmüş sadece Anadolu ayakta kalabilmişti. Emperyalist güçler tarafından daha fazla bölüşülmesine ve Türk milletinin vatansız kalmasına izin vermeyen Mustafa Kemal ve Ar kadaşları Anadolu'da emperyalist güçlere karşı milli bir mücadele başlattı. Erzurum ve Sivas Kongreleri ile şekillenen Misak-ı Mil li esaslarına bağlı kalınarak verilen mücadele, belki de tarihin sayıla örnekleri arasına girecekti. Anadolu'nun mücadelesi ayna. zamanda Bolşeviklerinde mücadelesi sayılırdı. Çünkü eskinin iki düşman milleti, şimdi ortak düşmana karşı mücadele ediyorlardı. Anadolu'da bu mücadele sürerken Sovyet Rusya'da alınan eko nomik ve siyasi tedbirleri ile, savaş döneminin bozuk düzeni bir ölçüde düzeltilmişti. İşçiye ve köylüye bir takım sosyal haklar tanınırken, özel mülkiyet kaldırılmış, bazı kurumlar milli leşti- rilmişti. Dış politika da ise yeni Sovyet Rusya devletinin tanın ması için diğer devletlerle siyasi ilişkiler kurulmaya çalışılıyor du. Anadolu'daki Milli Müöadele'nin çok zor şartlar altında baş latılıp, sürdürüldüğü tarihi bir gerçekti. 0 halde mücadele için gerekli olan para ve malzeme, bağımsızlığın ve zaferin kazanılması açısından acele temin edilmeli idi. Türkiye bunu nereden ve nasıl temin edecekti? Zira Batı'nın güçlü devletlerine karşı mücadele veriyordu ve diğer devletler de dünya savaşın zararlarını örtmeye çalışıyorlardı. Geriye tek bir devlet kalıyordu» o da, Sovyet Rusya idi. iiUzun süren tartışmalardan sonra Sovyet Rusya'dan yardım tale binde bulunuldu. Sovyetler de, tam bu dönemde kendi fikirlerini ve doktrinlerini yaynıa, bunları diğer devletlerede kabul ettirerek, etrafında bir komünist uydular kurmak istiyorlardı. Böyle bir ortamdan Sovyetler her nekadar da Türkiye'nin müca deleyi kazanacağına şüphe ile bakmakta iseler de, bunu bir fırsat bilerek yardımda bulunmayı kabul ettiler. Osmanlı Devleti'nin Istanbul Hükümeti' ni, artık iflas ettiği gerekçesi ile tanımayan Mustafa Kemal ve Arkadaşları, Ankara Hükü metini kurarak 23 Nisan İ920'de Türkiye Büyük Millet Mecîlsi'ni açtılar. Sovyetlerin yardım talebini kabul etmelerinden sonra başlayan iyi ilişkiler, Ankara Hükümeti ile Sovyet Rusya arasında, çok önem taşıyan 1921 Moskova Andlaşmasmı getirdi. Sevr'in yok edici şart larına karşılık büyük mücadele ile kazanılan zaferin sonrasında i- tilaf devletleri ile yapılan Lozan Andlaşması, yeni bir Türk Dev leti'nin sesini bütün dünyaya duyuruyordu. Lozan sonrasında yöne tim sekili olarak kabul edilen Cumhuriyet ile artık, Osmanlı Dev leti yerine yeni bir Türkiye Cumhuriyeti söz konusu oluyordu. Şimdi geriye Türkiye Cumhuriyetine uygun iç ve dış politika düzenlemelerinin yapılması kalıyordu. îçte, sosyal hayatı düzen leyici yenilikler, devrimler yapılırken, dış politikada da Lozan sonrasına kalan sorunların çözümü ve sürekli bir barış ve güven liğin sağlanması amacı güdülüyordu. Lenin'in ölümünden sonra başa geçen StaÜn ile Sovyet politi kasında ilk değişiklikler de ortaya çıkıyordu. StaÜn ilk önce çevresini düzeltmekle işe başladı ve tek ülkede sosyalizm politi kasını benimsedi. Çiçerin'in yerine Litvinov'un gelmesi ile de, Sovyet dış politikasında kollektif güvenlik politikası uygulanmaya başladı. Sovyet Rusye gibi, Türkiye'de kollektif barış ve güvenlik po litikasından yana idi. Her iki devlette 1933 yilxna kadar, her türlü uluslararası ilişkilerde bu politikaya uygun olarak ve hatta iiiortak Mr şekille hareket ediyorlardx. 1929 Dünya Ekonomik Bunalxmxnxn yarattxgx anti-demokratik fikirler, otoriter rejimlerin kurulmasxra neden olmuştu. Bu akx- mxn birer örneği olan Faşist İtalya ve Nazi Almanya rsx giderek artan bir şekilde tehlike arz etmeğe basladxlar. Mussolini îtal ya 'sx Birinci Dünya Savaş x'ndan galip cxkmasxna rağmen kendini tatmin olmuş bulmuyordu ve özellikle Doğu Akdeniz'e sarkmak isti yordu. Hitler Almanya 'sx ise Versay'xn acxlarxnx cxkartmak ister cesine yeni topraklara göz dikmişti. Öte yandan bir de Uzak Doğu da Japon tehlikesi Avrupa devletlerini endişelendiriyordu, Kollektif barxş ve güvenliğin saglanmasx amacxna yönelik hiz met yapmasx beklenen Milletler Oemiyeti'nin olaylar karsxsxnda et kisiz kalmasx, olaylara müdahale edememesi nedeniyle, Cemiyetin üyesi olan Türkiye'yi, artan tehlikeler karsxsxnda yeni tedbirler almasxna itti. Bu tedbirlerin en önemlisi, Lozan'da tespit edilen Boğazlar rejiminin yetersiz kalmasx ve o günkü kosullarxn değişme si nedeniyle Türkiye'nin ilgili devletlere gönderdiği birer nota ile Montreux Boğazlar Sözleşmesinin yapxlmasxnx saglamasx idî. lozan'da tespit edilen rejime göre Montreux sözleşmesi, lehte bir takxm avantajlar saglxyordu. Montreux Konferansx sxrasxnda ve sonrasxnda Türkiye ile Sovyet Rusya arasxndaki ilişkilerde oatxrdamalar basladx. İlişkilerde baş layan soğukluk, İkinci Dünya Savasx yaklastxkca daha da belirgin bir hal alxyordu. Zira, Savaş öncesinde Türkiye kendini Batxda ve Doğu da güvence altxna almak istiyor, bu nedenle de, bir yandan Batx'da İngiltere ve Fransa ile bir yandan da, Doğu 'da Sovyet Rusya ile iyi ilişkiler kurmak istiyordu. İtalya, Almanya ve Japonya 'nxn oluştur duğu Berlin-Ronm-Tokyo Mihveri 'ne karsx, Batx devletleri bir Barxş Cephesi kurmuslardx. Türkiye, kuzey komşusu Sovyet Rusya 'nxn da katxlacagxnx umarak Barxş Cephesine katxlmxs, daha sonra Sovyet lerin Almanlarla bir 3?akt imza lama sx karsxsxnda şaşxrmxştx, Sov yet Rusya Almanya ile Saldxrmazlxk Paktx imzalayxnca, Türkiye* de İngiltere ve Fransa ile bir İttifak Andlasmasx imzaladx. Böylece dost iki devletin yollarx savasxn baslarxnda kesin olarak ayrxlx.-- yordu. ivAlmanya' nm Avusturya ve Çekoslavak“buhranı, ttalya' nan Arna vutluk işgali ve sonunda Almanya'nın Polonya'ya girmesi İkinci Dünya Savaşı'nı başlatmıştı. Savaşın başlaması ile Türkiye savaş dışı politikası uygulamıştı, Sovyet Rusya ise, bir pakt imzalamış olmasına rağmen, Almanya ile savaşacağı belli idi. Nitekim, iki devlet arasında imzalanan Saldırmazlık Paktı'nın geçici olduğu or taya çıktı ve Sovyet -A İman savaşı başladı. Hitler, Sovyetlerle savaşa girmeden önce Türkiye'nin savaş dışı kalmasını istiyor ve Türkiye il© iyi ilişkiler kurmaya çalı şıyordu. Balkanlara kadar İnen Alınan ordusu, Türkiye'nin güven* Ük sahasına girmiş ve Türkiye için tehlike arz etmeğe başlamıştı. Hitler' in planına göre, Sovyetler üç ayda Almanlara teslim olacak ve sonrasında Türkiye'ye girmek kolaylaşacaktı. Bu atmosferde ku rulan ikili ilişkiler bir Türk-Alman Saldırmazlık Paktı'nm imza lanmasına neden olmuştu, öte yandan başlayacak Alman-Rus Savaşı Türkiye üzerinde* ki tehlikeyi uzaklaştırarak rahatlamasına neden olurken, İngiliz - Rus yakınlaşması ile yeni bir tehlike başlamış oluyordu. Zira her iki devlette, tarihte yaşanan örneklerde ol duğu gibi, kendi menfaatleri açısından birbirlerine Türkiye üzerin den tavizler verebilirdi. Gerçekten de Türkiye'nin Almanlarla böyle bir Pakt imzalaması İngiltere'yi, Rusya'yı ve Birleşik Amerika'yı hoşnut bırakmadı, Almanya ile olan her türlü ekonomik ve siyasal ilişkilerini kesme si için Türkiye'ye baskı yapan bu Uç devlet, Rus - Alman savaşında Türkiye'nin savaş dışı kalmasını desteklemişlerdi. Zira, Türkiye' nin savaş dışı durumu ile Rusya'nın Güney Cephesi Almanya'ya karşı kapanmış olurken, İngiltere için büyük stretejik önem taşıyan Orta doğu tehdidi, Türkiye'nin yolları kapaması ile ortadan kalkıyordu. Bu nedeni©, şimdi Rusya ve İngiltere, Türkiye'yi kırmamak ve kendi saflarına çekmek için Türkiye'nin endişelerine karşılık bazı temi natlar veriyorlardı. Ancak, Sovyet Rusya, Alman ilerleyişini durdurduktan ve savaş stratejisi bakımından avantajla bir duruma geçtikten sonra, Türki ye'ye karşı tarihi emellerini gerçekleştirebilmek için baskı ve psikolojik savaş politikası uygulamaya bağladı.Almanların yenilmesi ile Sovyet Rusya askeri ve siyasi güç kazanırken, Avrupa'da savaşın Mr an önce ”bitmesini isteyen Bir leşik Amerika, İngiltere ve Sovyet Rusya savaş dışı kalan devlet leri savaşa davet ettiler. Bu ülkelerden biride Türkiye idi ve baskılar Türkiye üzerinde yoğunlaşıyordu. Özellikle, Adana ve Kahire Konferanslarında İngiltere ve Bir leşik Amerika, Türkiye'nin savaşa katılması konusunda baskı yapmağa ve yaptırım politikaları izlemeğe devam etmişlerdi. Artan baskılar karşısında Türkiye savaş dışı kalma politikasını sürdüremeyecekti. Bununla beraber, gelişen Sovyet tehlikesi Türkiye için artık hayati açıdan önemli bir noktaya gelmişti. Zira, Rus ordularının Romanya ve Bulgaristan'a girmeleri ile, askeri ve siyasi açıdan büyük bir prestij ve güç kazanan Sovyetler Birliği ile karşı kar şıya kalmıştı. Türkiye, bu Sovyet tehlikesini yaşadığı dönemde tamamen yal nız kalmıştı. İttifak andlaşması imzaladığı Fransa savaşın hemen başında çökmüş, İngiltere ile ise ilişkiler bozulmuştu. Savaşa sonradan giren Amerika ile ilişkiler daha başlamamıştı. Özellikle Yalta ve Potsdam Konferanslarında Rusya'nın, Türki ye üzerindeki tarihi emellerine kavuşma politikası iyice hissedi liyordu. Nitekim, Yalta Konferansının hemen arkasından 1925 ta rihinde imzalanan TUrk-Sovyet Dostluk ve Saldırmazlak Andlaşması Mart 1945 'te Sovyetler tarafından feshediliyor, yaklaşık 20 yıl lık dostluk veya ılımlı bakış tarzı bir kenara itilerek, Türkiye' den, yıllardan beri arzulanan noktalar açıkça talep ediliyordu. Türkiye'nin Sovyet taleplerini reddetmesi ile Türk-Sovyet i- lişkilerinin gerginliği doruk noktasına ulaşmıştı. Türkiye bu tehlike karşısında özellikle savaş sonrasında yalnız kalmamak is tiyordu. Bu sırada İngiltere ile Birleşik Amerika'nın almış ol dukları karar ile, 1 Mart 1945 tarihinden önce Almanya'ya savaş ilan eden devletlerin, Birleşmiş Milletler'e kurucu üye olarak girebileceklerini ilan ediyorlardı. Yalnızlıktan kurtulmak isteyen viTürkiye 23 Şubat 1945' to Almanya ve «Japonya'ya savaş ilan ederek, Birleşmiş Milletler 'in kurcu üyesi oldu. Savasxn sonunda Türkiye' nin savaşa girmesini“bir fırsatçılık kabul eden Sovyet Rusya bas kılarını yoğun laşt ırmakta idi. İlişkilerdeki gerginlik kamuoyuna da yansıyor, Sovyet Rusya'ya ve komünist faaliyetlere karşı şiddet li protestolar başlıyordu. Türkiye'yi içinde bulunduğu tehlikeden kurtarabilecek tek dev let Amerika Birleşik Devletleri gözüküyordu. Nitekim ölen Roosevelt' in yerine geçen Truman' in dış politikada yaptığı değişiklikle bir ”Dünya Politikası' izlemesi ve bu politikanın ürünleri olan“Truman Doktrini”ve“Marshall Planı”diğer Avrupa devletlerini olduğu gibi Türkiye'yi de I946 yılına kadar süren Sovyet tehlikesinden uzaklaş tır ıy ordu. Böylece Lenin ve Mustafa Kemal'in, zor yıllarda temelini atmış oldukları dostluk, yaklaşık 20 yıl sonra yerini, günümüze kadar sü recek bir soğukluğa, tedirginliğe ve kamuoyunda Sovyet anti -patisine bırakmış oluyordu. vii
Özet (Çeviri)
Özet çevirisi mevcut değil.
Benzer Tezler
- 1917-1945 yılları arasında modern Kırgız şiirinde kadın teması
Women's theme in modern Kyrgyz poetry between 1917-1945
EZGİ KARSLI
Yüksek Lisans
Türkçe
2019
Türk Dili ve EdebiyatıMuğla Sıtkı Koçman ÜniversitesiÇağdaş Türk Lehçeleri ve Edebiyatları Ana Bilim Dalı
DR. ÖĞR. ÜYESİ İSMAİL TURAN KALLİMCİ
- Mısır edebiyatında kısa hikâye
Short story in Egyptian literature
GÜLYAŞAR DEMİRCİ
Yüksek Lisans
Türkçe
2014
Doğu Dilleri ve EdebiyatıAtatürk ÜniversitesiArap Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı
PROF. DR. NEVZAT HAFİS YANIK
- Emirhan Yeniki'nin hikâyeciliği
Narration of Emirhan Yeniki
ALP EREN DEMİRKAYA
Doktora
Türkçe
2020
Türk Dili ve EdebiyatıBartın ÜniversitesiTürk Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı
DOÇ. DR. ALSOU KAMALIEVA
- Kazakistan'daki Alaş Milli Kurtuluş Hareketi ve Türkiye'deki Milli Kurtuluş Hareketi ile mukayesesi (1917-1923)
Alash national salvation movement in Kazakhstan and its comparison with national salvation movement in Turkey (1917-1923)
GULZHANAT SAKENOVA