Menkul kıymetler yatırım fonları
Başlık çevirisi mevcut değil.
- Tez No: 4900
- Danışmanlar: Belirtilmemiş.
- Tez Türü: Yüksek Lisans
- Konular: Ekonomi, Economics
- Anahtar Kelimeler: Belirtilmemiş.
- Yıl: 1988
- Dil: Türkçe
- Üniversite: İstanbul Üniversitesi
- Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü
- Ana Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Bilim Dalı: Belirtilmemiş.
- Sayfa Sayısı: 61
Özet
-5- ÖZET: Sermaye piyasasında finansal varlıklara yatırım, beceri bilgi, ve deneyim gerektirir. Bu alana yatırım yapmak isteyen bireyler için önemli sayılabilecek bir bilgi gereksinimi yanısıra gelişmeleri sürekli izleme gereği temel koşullardan biridir.Bunun yanısıra bireysel tasarruflarını bu alanda değerlendirecek bireylerin, tasarruf hacimlerinin, çeşitlendirilmiş bir portföy oluşturmaya yetecek büyüklüğe ulaşamamasıda küçük tasarruf sahipleri için bir dezavantaj oluşturmaktadır. Bu gibi etmenler.günümüzde kollektif yatırım kurumları için kuruluş nedeni olmuştur.Kol lektif yatırım kurumları içinde yatırım fonları, gerek birçok yabancı ülkede, gerekse yurdumuzda önemi gün den güne artan bir kuruluştur. Birlikte hareket etme büyük bir yatırım fonu oluşturduğundan, seçeneklerle ilgili yapılacak analiz ve araştırma giderleri birim başına en düşük düzeyde tutulabilmekte, çeşitli sektörlerde faali yet gösteren anonim ortaklıkların finansal varlıklarına yatırım yapma olanağı belirdiği için yatırımın toplam riski azaltılabil- mekte vede uzman kişiler fon yönetiminde rasyonelliği sağlayabil mektedirler. Tüzel kişiliği olmayan, malvarlığı yönetici kurumun malvarlı- ğından bağımsız olan yatırım fonları gelişmiş ülkelerde bankalar ve/veya sigorta ortaklıkları gibi finansman kurumları tarafından kurulmakta ve işletilebilmektedir. Ayrıca kurucu/yönetici kurumun yanısıra kimi zaman bir başka kurum fonun saklayıcılık işlevini yüklenebilmektedir.Yurtdışı uygulamalarında çeşitli uygulama farklılıkları görülen yatırım fonları, yurdumuzda bankalar tarafından kurulmaktadır.Kurucu banka, fonun aynı zamanda yöneticilik ve saklayıcılık fonksiyonlarını üstlenmektedir. Yatırım fonları nakit ve Türkiye'de olduğu gibi tahsis yöntemi olmak üzere iki şekilde kurulmaktadır.Nakit yönteminde sözleşmede belirlenmiş amaca uygun girişimlerden önce fon sözleşmesi hazırlan makta, fon yöneticisi ve/veya güvenilir kişi tesbit edilmekte, daha sonra katılma belgeleri yatırımcılara satılarak fon oluşturulmak- tadır. Menkul kıymetlere yatırım tüm bu aşamaların geçirilmesinden sonra gerçekleştirilmektedir.Bizim ülkemiz yasalarında da kabul edilen tahsis yönteminde ise fon sözleşmesinin hazırlanmasından-6- ve yasal işlemlerin tamamlanmasından sonra kurucu kurum bir fon oluşturmakta ve menkul değerlere yatırım yapılmaktadır.Yatırım sonrasında ise katılma belgeleri çıkarılarak yatırımcılara pazarlanmak tadır. Ortaklıklar yasasına göre kurulmadıkları gibi, anonim ortaklık statüsünede sahip olmadıklarından pay senedi çıkaramayan ya tırım fonları, fona katılan yatırımcılara, katılmalarını gösterir“katılma belgeleri”vermektedirler.Katılma belgeleri yatırımcının yönetici bankaya karşı sahip olduğu hakları ve fona kaç pay ile katıldığını belirlemektedir. Türkiye'de Sermaye Piyasası Kanunu 1981 tarihinde yürürlüğe girmiştir.Kanundan sonra ilk yatırım fonu kuruluş tarihi ise 13.7.1987 dir. Yatırım fonlarının kanunun çıkışından altı yıl sonra kurulmaya başlanması.başlangıçta yatırım fonlarının vergi kapsamına dahil kabul edilmelerinden kaynaklanmaktadır. 1987 de nesinin Haziran ayında yatırım fonlarını tümüyle vergiden muaf tutan son düzenlemelerin yapılmasından sonra.bankaların hızla fon kurma yoluna gittikleri görülmektedir. Giderek gelişme özellikleri göstermesine karşın, bugün için tam sağlıklı bir sermaye piyasasının varlığından söz etmek mümkün değildir.Özellikle hisse senetleri alanında türlü aksaklıklar gö ze çarpmaktadır.Ülkemizde pay senedi getirileri istikrarlı bir artış göstermemektedir.Temettülerin gider olarak gösterilememesi ne deniyle şirketler açısından kar dağıtımı cazip gelmemektedir. İşlet melerin finansman yapıları incelendiğinde karşımıza son derece sağlıksız yabancı kaynak /öz kaynak dengesi çıkmaktadır.Sağlıksız finansman yapısına sahip ve yeterince kar dağıtmayan şirketlerin, pay senetlerinin piyasa değerleri yeterli değer artışını da sağlamayınca, hisse senetleri tercih sebebi olmaktan çıkmaktadır.Dikkat edilmesi gereken bir diğer önemli nokta ise Türkiye gibi yüksek enflas yonla yaşayan bir ülkede yeniden değerleme konusuna yeterince ağırlık verme gereğidir.Ekonomide ağırlığını hissettiren şirketlerin büyük çoğunluğunun halka açılmamış.holdinglere dayalı, aile şirketleri niteliğinde olması ve sermaye arttırımlarında rüçhan hakları kullanılması yoluyla piyasaya çıkan pay senedi sayısının son derece sınırlı olması nedeniyle daha kolay spekülasyon yapılması ve bilinçsizliği nedeniyle yatırımcıların çok çabuk tepki göstermesi riskin dağıtılmasını güçleştirmektedir.Bunların yanısıra hisse senetleri değer artışları için çoğu zaman uzun yıllar bekleme gereği ülke-- 7- miz yatırımcı özellikleri ile çelişmektedir.Diğer bir ilgi çekici durum bankalarımızın asıl bankacılık faaliyetleri yanında önemli ölçüde iştiraklere yönelmiş olmasıdır.Bunun sonucunda şirketlerin finansman ihtiyaçları sermaye arttırımları yerine.kredilerle karşılanmakta ve önemli kar transferleri göze çarpmaktadır. Hisse senedi piyasasının sağlıklı bir yapıya kavuşamaması nedeniyle bugün yatırım fonları portföy dağılımı incelendiğinde ağırlıklı olarak hisse senetlerine yatırımı hedeflemiş Yapı Kredi Bankası Hisse Fon dışında, yatırım fonlarının portföylerinde hisse senetlerinin çok düşük düzeylerde tutulduğu yada hiç yer almadığı görül mektedir.Böylece yatırım fonlarından beklenen, sermaye piyasasının gelişmesine ve özellikle bu piyasanın candamarı olması gereken hisse senedi alanına katkı sağlamak işlevi yerine getirilememektedir. Buna karşılık göze çarpan en ağırlıklı finansal araç ise özel sektör tahvilleri olmaktadır.Hazine bonosu, gelir ortaklığı senedi ve dövize endeksli menkul değerler tercih edilen diğer yatırım araçlarıdır. Mevcut yatırım fonlarının yıllık getirişi, bu fonların hisse senetlerine yönelmemesi nedeniyle yaklaşık olarak tahmin edilebilmektedir.Böyle bir tahminle yatırım fonlarının yaklaşık olarak, %60-70 oranında yıllık verime ulaştığı hatta bazı fonlarda bu oranında üzerine çıkılabileceği söylenebilir.Belirtilen oranlardaki yıllık kazançların yatırımcılar için iyi sayılabilecek bir seçenek oluşturduğu açıktır. Aynı zamanda katılma belgelerinin istenildiği anda nakde dönüştürülebilmesi de ayrı bir avantaj sağlamaktadır. Ülkemiz genel ekonomik durumu ve uygulanan genel ekonomik politikalar yatırım fonlarının gelişmesi ile doğrudan ilgilidir.Gerçek tende gayri safi milli hasıla, harcanabilir özel gelir, enflasyon oranı, işsizlik düzeyi, faiz oranları, Merkez Bankası politikaları gibi makro ekonomik değişkenler pay senetleri fiyatlarından, tahvil faiz oranlarına, banka faizlerine kadar birçok konuda etki yapmaktadırlar. Bu nedenle yatırım fonlarına katılım ve yatırım fonlarının tercih edeceği alternatif yatırım politikaları bu değişkenlere gö re değişebilmektedir.Ülkedeki tasarruf hacmi ve eğiliminin düzeyi- de bu konuda etken olmaktadır.Bugün özellikle gelir dağılımındaki dengesizlik ve bunun gittikçe varsıl olmayan toplum kitleleri üze--3- rindeki olumsuz etkileri ile bu grup yatırım fonu için müşteri tipi olmaktan çıkmakta ve yatırım fonlarının özellikle sermaye piyasası konusunda bilgi sahibi olmayan küçük tasarruf sahiplerinin birikimlerini bu alana kanalize etme işlevi gerçekleştirilememektedir.
Özet (Çeviri)
Özet çevirisi mevcut değil.
Benzer Tezler
- Menkul kıymetler yatırım fonlarının Sermaye Piyasası'ndaki yeri, önemi, ekonomik, yararları, ve mevcut durumları
Başlık çevirisi yok
SEMRA AKSOYLU
- Menkul kıymetler yatırım ortakları ve yatırım fonlarının sermaye piyasasının gelişimine katkıları
Başlık çevirisi yok
O. BERNA İPEKTEN
- Türkiye'de menkul kıymetler yatırım fonlarının işleyişi ve karşılaştıkları sorunlar
Başlık çevirisi yok
HALİT GÖNENÇLER